Mesajı Okuyun
Old 18-03-2008, 13:14   #2
ismailduygulu

 
Olumlu Vekalet ücreti, taraflar adına hükmedilir, ama tahsil durumunda avukatındır

Kazanılan bir davada, davanın feri kısmını oluşturan, mahkeme giderleri arasında kabul edilen vekalet ücreti, davayı kazanan taraf lehine hükmedilir. Lehine vekalet ücreti hükmedilen kişi ile vekili olan avukat arasında mevcut olan herhangi bir yazılı anlaşma var ise, -asgari ücretin altında kalmamak kaydı ile, çünkü bu kısım kamusal nitelikli bir sınırlamayı içerir ve yasaya aykırı akit yapılamaz. Ancak kamusal nitelikli olmayan diğer hallerde akit serbestliği kapsamında anlaşmalar yapılabilir.- akit serbestliği kapsamında buna uygun şekilde, yok ise Avukatlık Yasasında (m.164/son)yazılı olduğu üzere mahkeme tarafından hükmedilen bu avukatlık ücreti avukata ait olur. Ancak avukat bu vekalet ücretini kendi adına değil, müvekkili adına tahsil ederek, yedinde alıkoyabilir. Bu alacak ve borç, BK. hükümleri kapsamında, yasadan doğan borç ve alacaklardandır. M.164/son fıkra uyarınca, bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas, mahsup edilemeyeceği gibi, haczedilemez de. Ancak, iş sahibinin bu alacaktan feragat edemeyeceğine dair açık bir hüküm yoktur. Nihayetinde avukatına ait olması gereken avukatlık ücretinin tahsilini bir şekilde -somut olayda haricen anlaşmak ve feragat vermek suretiyle- engelleyen müvekkil aleyhine avukat icra takibi yaparak, yasadan doğan borç nedeniyle, kendi müvekkilinden tahsilat yapmalıdır. Çünkü somut olayımızda -kadının kocası 3. kişidir. Yasadan doğan borç ilişkisi onu bağlamaz. Ancak, -eğer varsa ve kanıtlanabilir ise- arada bir sulh anlaşmasının varlığından bahsedilebilir ise, Avukatlık Kanunu m. 165, "...veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar." hükmüne dayanılarak, somut olayın hem vekil olan tarafı, hem de -koca- 3. kişi olan karşı tarafı sorumlu kabul edilerek, her ikisinin aleyhine birden müteselsil sorumluluk nedeniyle icrai takip yürütülebilir ve itiraz halinde, bu hukuki dayanaklar kapsamında savunma geliştirilebilir, -ancak görünürde feragat var ise de, esasen arka planında sulh anlaşması olduğu da, (iki kişi arasındaki muvaza anlaşmasını, 3. kişi her türlü delil ile kanıtlayabilir.) ileri sürülebilir. Bu durum ise feragatin arkasındaki gerçek anlaşma yönünden ispat sorununu önümüze çıkarmaktadır-kanaatindeyim.
Kolay gelsin.