Selamlar,

Vekil, vekaletnamesinde açık bir yetki yoksa, tevkile yetkili olsa bile müvekkili adına avukatlık ücret sözleşmesi akdedemez.Eğer ilk vekil avukat olmayan bir kişiyse, tevkil edilen avukat vekalet görevini ifa etmişse asgari vekalet ücretini müvekkilden talep edebilir. (13 HD, 1992/1902 E. 1992/5282 K)

Av. Kanunu 171/son'a göre, "Avukat tarafından işe başka avukatlar teşrik edilmiş ise, avukat bundan dolayı ayrı bir ücret istiyemiyeceği gibi, işi birlikte takip eden avukat da müvekkilden herhangi bir ücret isteyemez.İş tamamen başka bir avukata bırakılmış ise, tevkil eden ve tevkil olunan avukatlar ücret sözleşmesindeki miktarı aşmamak şartiyle, harcadıkları mesaiye karşılık olan ücreti müvekkilden istiyebilirler. Ancak, tevkil eden avukat müvekkilden peşin ücret almışsa, harcadığı mesaiye karşılık olan miktarın fazlasını tevkil ettiği avukata ödemekle yükümlüdür."

İşbu hüküm kanımca tam olarak açık değil."İşin tamamen başkasına bırakılması", "ücret sözleşmesi" gibi ifadeler açıklama gerektiriyor.İkinci cümlede "ücret sözleşmesi"nden bahsediliyor ama tevkil eden avukatın müvekkili adına ayrıca bir ücret sözleşmesi akdetme yetkisi yok.Kanımca tevkil edilen avukatın, ilk fıkraya göre müvekkilden doğrudan talep yetkisi yoktur.Zira vekalet akdinde bu hususta özel yetki yoksa, vekil vekalet ücreti hususunda müvekkili aleyhine bir başka vekille borçlandırıcı işlem yapamaz.Zaten, vekalet ücreti hususu kanunda kamu yararı ve avukatlık mesleğinin kamu hizmeti olması gibi mülahazalarla farklı sınırlamalara tabi tutulmuştur.Somut olarak da, müvekkilin avukatına hizmeti karşılığı ne kadar bedel ödeyeceğini bilmesi vekalet sözleşmesinin doğası gereğidir.

Bu nedenle, maddenin son fıkrası hükmü gereğince tevkil edilen avukatın ilk vekile karşı mesaisi oranında ve eğer bir ücret sözleşmesi varsa oradaki bedeli aşmamak kaydıyla alacak hakkına sahip olduğunu düşünüyorum.Pratik anlamda, aralarında bir protokol varsa bu davada delil olarak kullanılabilecektir.

Aksi halde, tevkil edilen kişinin takibe devam etmesi halinde gerek ilk vekilin gerekse de tevkil edilen vekilin şahsen ve müteselsilen sorunluluklarının devam etmesi, aynı maddenin ikinci fıkrası gereğidir.Bunun yanında disiplinel sorumluluğun da gözden kaçmaması gerekir.