Mesajı Okuyun
Old 08-03-2008, 21:29   #1747
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Zübeyde Hanım'ın derdi kadının kadı olabilmesi veya muallim olabilmesi değil zaten,meslek sahibi olabileceğini öngörüyor,imkan olsa kadı da olabileceğini;
ama sonuçta asıl olarak cadı olur diyor,okumuş kadından korkuyor,bu korku bugün de sürmüyor mu Ferda Hanım?
Okumuş ve akıllı kadından toplumun pek hazzetmediğini tahmin edebiliriz. Kadın dediğin biraz aptal,çok bilmiş olmayan,hak talebinde bulunmayan,uslu uslu oturan,tercihen bir miktar aptal (hakiki veya rol,farketmez)ve pasif olacak. Öyle olmazsan zor monte olursun toplumsal yaşama.Daima mağdur rollerine adapte olacak ve yine tercihen mağdur olacaksın. Güçlü,kendiyle barışık,mutlu ve ayakta olursan rahatsızlık yaratırsın,bunları az mı hesap ediyoruz,toplumsal uyum ve uzlaşma kaygısıyla.Hayatta evrak çantası taşımam,feminen görüntüyü bozmamak için,küçük bir örnekse.
Zübeyde Hanım'ın değil de Yekta Güngör Özden'in önermesi daha şık : Yekta Güngör Özden de şöyle formüle ediyor :

Bir at üzerine iki kişe binerse mutlaka biri (erkek) önde,diğeri arkada oturur,bu sıralama fiziki bir zorunluluk der.Biraz daha mantıklı ve estetik bir açıklama. Beyaz atlı prensini bekliyorsan,bu sıralamaya da uyacaksın,pek sakıncası da yok bence.