Sayın Mimduran,

Hukukumuzda evlatlıktan red diye bir kurum yok. Ancak Medeni Yasa, 510 vd. maddelerinde mirasçilıktan çıkarma kurumunu düzenliyor. Bu, özellikle, mirasçının; mirasbırakana karşı ağır suç işlemesi veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi hallerinde mümkün olabilir. Çıkarma işlemi de ölüme bağlı bir tasarrufla yapılmak durumundadır.

ANCAK Sizin durumunuz buna uyar görünmüyor. Evlatlığının, kızkardeşinizin istemediği biri ile evlenmesi ve bu kimsenin Size göre iyi biri olmaması ve eşini etkilemesi, Sizlere karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerin ihlali değildir. Yasa, özellikle bakım gozetim vb. yükümlülüklerin ihlali halinde mirasçılıktan çıkarma hakkını veriyor. Mirasçılıktan çıkarma amaçlı yapılan ölüme bağlı tasarrufta gosterilmesi gereken bir husus olan aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerin "önemli" ölçüde ihlali olgusunun varlığını ispat yükü de çıkarmadan yararlanan mirasçıya, yani bir anlamda Size düşecektir.

Bunun dışında daha önce de belirttiğim gibi, kızkardeşiniz, saklı payın dışında kalan her türlü malvarlığı üzerinde ölüme bağlı tasarruflarla başkalarını mirasçı kılabilir. Saklı payın dahi miras kalmamasını isteyen miras bırakanın yapabileceği, ya mallarını sağlığında dilediği gibi tasarruf etmek (ki bu hususta da sırf saklı payı vermemek için muvazalı işlemler yapmamak esastır) ya da koşulları gerçekleşmiş ise mirasçıyı, usulüne uygun olarak mirasçılıktan çıkarmaktır.

Durumunuzun ayrıntılarını bilmiyorum. Ancak çok genel bir bakışla ve verdiğiniz bilgilere göre yanıt verdim. Bu görüşün, hiçbir biçimde kızkardeşinizin özgür iradesinin ve doğrudan bilgilendirilmesi gereğinin yerine Sizin iradenizin geçebileceği ve yukarıda sözü edilen işlemlerin geçerlik şartının doğduğu şeklinde bir yoruma ve yanlış anlaşılmaya meydan vermemesi gereğini önemle vurgulamak benim bir avukat olarak görevimdir,

Saygılarımla,

Dr. Öykü Didem Aydın

Alıntı: Alıntı yapılan mesajın sahibi: mimduran Sayın Dr. Öykü Didem Aydın, Düşüncelerinize aynen katılıyorum. Söz konusu mesajı kızkardeşim yazsa idi elbette daha doğru olurdu. Ancak, kendisi size sorduğum soruları ve sorunları kardeşi olarak zaten benimle paylaştı; hukukî bir çıkış ve çözüm arıyor. Ben bu soruları kendi ağzıyla aktarmayı ve yazmayı doğru bulmadım. Kendisi bilgisayar kullanmayı, internet üzerinden bilgi alışverişini bilmiyor. O nedenle kendisine bir öz kardeşi sıfatımla yardımcı olmak amacıyla Türk Hukuk Sitesi ve dolayısiyle sizin gibi değerli hukukçularla sanal yoldan iletişim kurarak aldığım yardımı zaten ben kendisine ileteceğim. Varlığının tasarrufu konusunda elbette tercih kendisinin. Buna bir başkasının müdahaleye hakkı olamaz. İlginize teşekkür ederken, bu konudaki samimi duygularımı size iletmekte zorlanıyorum. Asıl kişiye hitabetmekte elbette haklısınız. Bu düşünceniz, mesajı yazıp göndermeden önce benim de aklıma gelmedi değil, ama ben, kardeşim adına yazmamın nedenini yukarda izah etmeye çalıştım. Cevap verip vermeme konusunda tercih elbette size ait. Saygılarımla...