Mesajı Okuyun
Old 07-03-2008, 15:15   #3
Av.Nazlı Yolaç

 
Varsayılan

Tam da bugünlerde düşündüğüm konuyu gündeme getirmişsiniz. "Kamuda mobbing" konusu. Devlet Memurları Kanunu, Anayasa, İnsan Hakları Sözleşmeleri, Devlet Memurlarının Yargılanma usulleri vs ilgili tüm mevzuatı gözönüne alarak değerlendirdiğimizde, memurlara amirleri tarafından "mobbing" olarak nitelenecek davranışlar sergilenirse ne yapılabilir?
Doğrusu yerleşik yabancının değindiği davanın nasıl seyredip sonuçlandığını da merak ettim. Ama benim düşünceme göre bu tür olaylar için, öncelikle fiilin TCK anlamında suç teşkil eden bir davranış mı (ör, hakaret, sövme, yaralama, etkili eylem gibi) yoksa suç oluşturmamakla birlikte manevi baskı yaratan mobbing türü davranış mı olduğunu ayrımlamak gerekiyor.

Konusu suç teşkil edenlerde de takibi şikayete bağlı suç mu yoksa kamu davası açmayı gerektirir suç mu olduğunu belirlemek gerekiyor. Takibi şikayete bağlı olmayan suçlar için, devlet memurunun yargılanma usulleri izlenerek, yani gerekli izinler açılarak adli takibat yapılacağını düşünüyorum.

Takibi şikayete bağlı olan suçlar için de şikayet üzerine yapılacak işlemlerin benzer şekilde yürütülebiliceğini düşünüyorum.

Ancak konusu TCK anlamında suç teşkil etmeyen ancak amirlik yetkisinin kanunların verdiği sınırların dışında kullanılması, ezici ve manen yıpratıcı tutum izlenmesi karşısında herhangi bir dava yolunun bulunduğunu düşünmüyorum. Bu durumda ancak bağlı bulunduğu kurumda bir üst amire, eğer üst amirin de çözüm olmayacağı düşünülüyorsa bir üst kurum, yani çalışılan devlet dairesinin bağlılık zinciri içinde bakanlık, valilik, kaymakamlık, teftiş kurulu vs gibi bir makama şikayet edilerek sonuca ulaşmak mümkün olabilir diye düşünüyorum.

Ayrıca kamuda mobbing çok sık yaşanan bir durum olduğunu ama bu yüzden pek az kişinin hak arama yoluna başvurduğunu düşünüyorum.