Mesajı Okuyun
Old 21-02-2005, 15:40   #34
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sayın Hakalmaz,

Adım adım ortak noktalarda buluşmamız gerçekten güzel.

Ancak, ilk olarak "savcının telefon numarasını baroya bildirmesini
beklemek biraz haksızlık olur" demişsiniz. Haksızlık olarak
nitelendirdiğiniz bu fikir aslında çok işlevsel ve uygun bir
çözümdür. Barolarda yaygınlaşan CMUK servisleri ve bu servislerin
kurumsallaşması, onları konuya elbette "müdahil" kılmalıdır.
Kendisine ulaşma imkanını kolluk ile paylaşan savcının bu imkanı
konunun tarafı olan Baroya da sunması beklenmektedir.

İkincisi "(emniyet bildirmiyorsa bu da onların ayıbı, savcıların
tersi yönde bir talimatı olmamıştır, olmamalıdır)" demişsiniz. İşte
buna kesinlikle katılamam Sayın Hakalmaz. O makamda, "adli görev"
yapan, yasaların savcılara verdiği görevleri onlarla paylaşan,
savcının emrinde görev yapan "emniyet" herhangi bir ayıp yapıyorsa bu
ayıp esasen savcılığa aittir. Unutmayalım, yetki beraberinde
sorumluluğu getirir.

Konunun düğümlendiği nokta, Sayın Kasrat'ın 8923 sayılı mesajda
verdiği örnekte düğümleniyor:
- Kolluk sanığın ifadesini almış, toplayacağı tüm delilleri toplamış
ve iş sanığın savcılığa çıkartılması aşamasına gelmiş... Şimdi
saatler gecenin bir yarısını gösteriyorsa, ne yapılmaldır?
a- nasıl olsa yasal gözaltı süresi henüz dolmamıştır, sabah
beklenebilir.
b- bir hukuk devletinin, vatandaşını değil saatlerce, birkaç dakika
bile sebepsiz yere kişi özgürlüğünden yoksun bırakması gerektiğinden
sanık derhal nöbetçi savcıya sevkedilir.

Çözüm bizde sevgili hukukçu dostlar. Hangisi?


Sevgilerimle...
Av.Hakan EREN
İstanbul Barosu