Mesajı Okuyun
Old 26-02-2008, 20:35   #7
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.sinem
Meslek hayatımda yemin deliline dayanarak kazandığım hiçbir davam olmadı....Yemin etmek herkes için kolay yol haline geldi malesef

Yemin etmenin "büyük çoğunluk" için kolay bir yol/yöntem olduğu yöndeki görüşe üzülerek katılıyorum.

Benim de meslek yaşantımda yemin deliline dayanarak kazandığım hiç davam olmadı. Hatta bir defasında davalı yemin tekilifinde bulundu, -bizim yeminden medet umduğumuz da, teklif etmişliğimiz ya da davalıya edilmişliği de yoktu üstelik - , dosyanın yemine gereksinimi yoktu ama davalı birdenbire yemin teklif ediverdi ve müvekkilim de yemin etti Ancak buna rağmen davayı KAYBETTİK ( ) Karar temyiz edilmediği için bozulmadı, ama bu da ayrı bir hukuk skandalı elbette

Ancak bu forum konusunu doğrudan ilgilendiren bir başka (bu konuyla ilgili ilk,tek ve şu ana dek son) dosyamda, yargıç re'sen yemin teklifinde bulundu. Konuyu da ilk kez o zaman araştırmıştım. Bu yemin teklifi neden ve ne için diye. Yeminin hangi tarafa eda ettirileceğini, o celse hakim açıklamamıştı. Biz davacı yandık ve elbette çoğu zaman olduğu gibi, kendi düşüncemizde haklı olan yandık. Bir baba-oğul davasıydı ve tekne mülkiyeti tartışılıyordu. Ailenin tüm fertleri (anne, sair kardeşler) müvekkilim baba lehine tanıklıkta bulunmuştu. Yazılı delil getirme olasılığı yoktu, teknen babanındı ancak yaşlı baba baba-oğul ilişkisi çerçevesinde -usule uygun ve aile ilişkileri çerçevesinde adet olduğu üzere- yeterli yazılı kanıt getiremiyordu. Ama dosya tümüyle lehimize ilerliyordu. Bu yeminin karşı yana teklif edileceği üzerine kanaat getirmştim ki, dosyanın ömrü vefa etmedi, müvekkilim iki celse arasında vefat etti. Mirasçılar da uzun bir zaman bocaladılarsa da, güvenli liman baba ölünce, abilerine olan korkularından, davayı takip etmemeyi seçti.

Tamamlayıcı yemin niteliğindeki re'sen yemin tam da bu gibi durumlar için diyeymiş diye düşünmüştüm o zaman. Herkesin yalan yere yemin edebileceğini kabul ederek, yemin deliline dayanılmaması gerektiğini savunan bir hukuk sisteminin, özneleri baba-oğul da olsa, her daim yazılı usulde hukuksal ilişkilerini de yönlendirdiğini gönül rahatlığıyla kabul edebilecek bir sistem olması gerekir.

Siz "babanız" bir yana, yakın bir dostunuzun davasında "söz uçar,yazı kalır" yahut "400 YTL nin üzeri tanıkla kanıtlanamıyor maalesef, ya yarın bozuşursak, ee hadi bakalım şuraya şık bir imza" sözünü sarfetmekte zorlanmıyor yahut ne pahasına olursa olsun, imzalatmayı seçmiyor musunuz?

Saygılarımla...