Mesajı Okuyun
Old 23-02-2008, 12:22   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2001/6453
Karar: 2001/9284
Karar Tarihi: 26.11.2001

ÖZET: Konusu dönemsel (devri) edimler olan bir sözleşmede, uyarlamadan kaynaklanan uyuşmazlık, devri edimin bir parçasına ilişkin olmayıp, sözleşmenin geri kalan bölümünün tamamını içermektedir. Böyle bir durumda mahkemenin görevini belirleyecek alacak miktarı, bu tür alacaklar BK.nun 126/1. maddesi hükmü uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğuna göre, talep edilen aylık alacak miktarının 5 yıllık tutarı üzerinden belirlenmelidir.

(818 S. K. m. 126) (1086 S. K. m. 8)

Dava: Taraflar arasında görülen davada (İstanbul İkinci Sulh Hukuk Mahkemesi)nce verilen 7.2.2001 tarih ve 1999/154 - 2001/114 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkili ile davalıya devredilen A... Bankası arasında akdedilen emeklilik geliri sözleşmesi gereği müvekkilince 7 yıl süre ile aylık 150 DM. ödediğini, müvekkili ile A... Bankası arasındaki Ömür Boyu Aylık Gelir Sözleşmesi uyarınca, bağlanan gelirin ülkenin ekonomik durumuna göre düşük kaldığını ileri sürerek, gelirin aylık 65.000.000.-TL. olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülmesi gerektiğini, şartlar elverdiğince artırımlar yapıldığını ve isteğin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulüne, emeklilik gelirinin aylık 11.656.433.-TL. olarak tespitine karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1- Dava konusu uyuşmazlık, yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılabileceği üzere A... Bankası'nca belirlenen koşullar çerçevesinde, bu bankanın davacı ile yapmış bulunduğu Emeklilik Geliri Sözleşmesi'nde bankaca sisteme katılan davacıya aylık olarak ödenmesi taahhüt edilen gelir bedelinin sözleşmenin uyarlanması yolu ile artırılması isteminden kaynaklanmaktadır.

Davadaki istem, 1 aylık dönemsel ödemenin uyarlanması şeklinde ise de, taraflar arasındaki akdi ilişki sadece 1 aylık ödemeye ilişkin olmayıp, sözleşmede belirlendiği gibi en az 5 yıl ödeme devamlılığını içeren bir akdi ilişki şeklinde olup, davalı bankaca bu isteme karşı çıkıldığına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmenin bütününe yönelik bir şekilde ortaya çıkmış bulunmaktadır. Nitekim, bu tür uyuşmazlıklarda mahkemelerce verilen uyarlama kararları sözleşmenin tamamına ilişkin olarak kurulmaktadır. Diğer bir deyişle, konusu dönemsel (devri) edimler olan bir sözleşmede, uyarlamadan kaynaklanan uyuşmazlık, devri edimin bir parçasına ilişkin olmayıp, sözleşmenin geri kalan bölümünün tamamını içermektedir. Böyle bir durumda mahkemenin görevini belirleyecek alacak miktarı, bu tür alacaklar BK.nun 126/1. maddesi hükmü uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğuna göre, talep edilen aylık alacak miktarının 5 yıllık tutarı üzerinden belirlenmesi gerekir. Nitekim, doktrinde de bu görüş ileri sürüldüğü gibi, yeni tasarıda da çözüm tarzı bu yolda oluşturulmuş bulunmaktadır (Bkz. Prof. Dr. B. Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, 6. Baskı, C. 1, Sh. 201 ve dipnot 130).

Bu durum karşısında, davacının bu dava ile aylık ödemenin 65.000.000.-TL. olarak uyarlanmasını istemiş bulunmasına göre, alacağın 5 yıllık tutarı Sulh Mahkemesi'nin görevini belirleyen HUMK.nun 8/1. maddesinde belirlenen miktarı aşmış olmakla, bu davaya bakmak Asliye Mahkemesi'nin görevine dahil olduğundan kabulü gerekir.

Her ne kadar mahkemece davalı bankanın göreve ilişkin itirazı, dava dosyası içerisinde bir örneği bulunan Yargıtay Yirminci Hukuk Dairesi'nin 14.7.1998 gün ve 1998/5620-7213 sayılı kararına dayanılarak reddolunmuş ise de, anılan daire kararı sadece o dava bakımından mahkemeyi bağlayıcı olup, görevli mahkemeyi belirleyen genel nitelikli bir karar değildir. Bu nedenle mahkemenin bu gerekçesi isabetli bulunmamış ve görev yönünden mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin diğer, davacı vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle, kararın mümeyyiz davalı yararına (BOZULMASINA), (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle, davalı vekilinin diğer, davacı vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek bulunmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 26.11.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
*************************************