|
Sayın meslektaşım,
Sorduğunuz süre "öğrenme" ile başlar. Bu konuda bir duraksamanız olmasın. Kimse kimseye "Neden daha önce kontrol etmedin? Bunu daha önce öğrenmiş olman gerekirdi vb" diyemez. Sayın Yıldırımer'in yukarıya eklediği Talih Uyar'ın makalesinde de sözkonusu şikayet süresinin "öğrenme" ile başlayacağı yazılıdır. Yine örnek niteliğinde iki Yargıtay kararını ekliyorum. Saygılarımla.
T.C.
YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ
2001/1245 Esas
2001/10118 Karar
Taahhüdü ihlalden sanık B'nin yapılan yargılanması sonunda; İİK. nun 347. maddesi uyarınca şikayetin düşürülmesine dair (K.....) İcra Ceza Mahkemesinden verilen 24.5.2000 gün ve 142 esas, 145 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi müdahil vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 18.1.2001 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Taahhüdü ihlal suçunda, suçun işlenildiğinin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde şikayet edilmemesi halinde İİK.nun 347. maddesi uyarınca düşme kararı verilebileceği, ancak şikayetçinin suçu öğrenme tarihini gösteren bir kayıt bulunmadığından, şikayetin süresinde yapıldığının kabulü gerekirken yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı görüldüğünden hükmün CMUK.nun 321. maddesi g ereğince istem gibi (BOZULMASINA), ancak icra kefili sıfatıyla taahhütte bulunan sanığın icra emri tebliğ edilmeden yapmış olduğu taahhüdün hukuki geçerliliği bulunmaması nedeniyle aynı yasanın 322. maddesi uyarınca sanığın (BERAATİNE), 03.05.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
2002/17-119 Esas
2002/241 Karar
Taahhüdü ihlal suçundan sanık İ. E. hakkında açılan davada; şikayet süresinin geçtiğinden bahisle İİY.nın 347. maddesi uyarınca şikayet hakkının düşürülmesine ilişkin K... İcra Ceza Mahkemesince verilen 9.5.2001 gün ve 303/1759 sayılı hüküm, şikayetçi vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 22.11.2001 gün ve 7384/9919 sayı ile; "İİK.nun 347. maddesine göre şikayetin suçun işlendiği öğrenme tarihinden itibaren 3 ay içinde ve her halde suçun işlenmesinden itibaren 1 yıl geçmeden yapılması gerektiğinden; bu durumda, müşteki tarafça suçun daha önce öğrenildiğine dair icra takip dosyasında işlem yapılmamış olması nedeniyle, şikayetin süresi içinde yapıldığı, Ancak; sanığın ödeme taahhüdünü içeren 26.9.2000 tarihli haciz tutanağında, ödenecek toplam borç miktarının bütün fer'ileriyle birlikte hesaplanıp açıkça gösterilmemiş olması karşısında da, YCGK.nun 20.2.2001 gün ve 2001/8-19-26 sayılı kararına göre taahhüdün hukuken geçerli olmadığı ve atılı suçun oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine düşme kararı verilmesi;
Yasaya aykırı görüldüğünden, hükmün CMUK.nun 321. maddesi gereğince bozulmasına, ancak bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK.nun 322. maddesi uyarınca sanığın beraatine" karar verilmiştir.
Yerel Mahkemece 4.1.2002 gün ve 1/1 sayı ile CYUY.nın 322. maddesinde belirtilen hallerin bulunmadığı gerekçesiyle ilk hükümde direnilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığının, dosyanın incelenmeksizin iadesi istekli 6.3.2002 gün ve 11382 sayılı tebliğnamesi ile 16. Hukuk Dairesine, Özel Dairece de 29.3.2002 gün ve 2396/2307 sayılı karar ile Birinci Başkanlığa gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Olağan yasa yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için bir temyiz davasının açılması gerekir. CYUY.nın 310. maddesinde temyiz davasının açılabilmesi için iki koşulun varlığı aranmaktadır. Bunlardan ilki istek, ikincisi ise süre koşuludur. İstek ve süre koşullarına uygun bir temyiz davası bulunmaması, ya da hükmün re'sen temyiz incelemesine tabi olmaması halinde, Yargıtayca temyiz incelemesi yapılması olanaklı değildir. Bu kural Yerel Mahkemelerin ısrar kararlarının Ceza Genel Kurulunca incelenmesi yönünden de geçerlidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Taahhüdü ihlal suçundan İİY.nın 347 maddesi uyarınca şikayet hakkının düşürülmesine ilişkin hüküm şikayetçi vekilinin temyiz istemi üzerine Özel Dairece, şikayetin süresinde yapıldığı gerekçesiyle bozulmuş, ancak atılı suçun yasal öğeleri itibariyle oluşmadığı dikkate alınarak, CYUY.nın 322. maddesi uyarınca sanığın beraetine karar verilmek suretiyle uyuşmazlık kesin nitelikteki bu kararla sonuçlandırılmış, Yerel Mahkemece önceki hükümde direnilmiştir.
Bu tür kararlara karşı mahkemenin yeniden yargılama yapması ve direnmeye karar vermesine yasal olanak bulunmayıp, usul ve yasaya aykırı bu hüküm esasen yok hükmündedir.
Hukuken yok hükmünde bulunan direnme hükmünün temyiz edilmemiş olduğu ve re'sen de temyiz incelemesine tabi bulunmadığı saptandığından, dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; hukuken yok hükmünde olan Yerel Mahkeme direnme kararı temyiz edilmediğinden, re'sen de temyiz incelemesine tabi olmadığından, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 07.05.2002 günü tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.
|