—Niçin karını dövdün?
—Valla, eskiden beri "karının karnından bebek sırtından değnek eksik olmamalı" derler. Hatta ülkemizde bu, mahkeme ilamında bile yer aldı. Benimkide bir çeşit ilama bağlı dayak hâkim bey!
• • •
—Niçin karını dövdün?
—Okulda eğitim görürken "hocanın vurduğu yerden gül bi­ter" derlerdi. Hocanın vurduğu yerden gül biterde kocanın vurduğu yerden diken mi bitecek?
• • •
—Niçin karını dövdün?
—Kol kırılır yen içinde kalır. Bu bir aile meselesi, açıklamak zorunda mıyım?
• • •
—Niçin karını dövdün?
—Allah kadınların çene kaslarını güçlü yaratmış, bizimde kol kaslarımızı. Başka türlü onun çenesini nasıl kapatabilir­dim.


—Karını niçin dövdün?
—Kocası değil miyim? Döverimde severimde, sevince ödül­lendiriyor musunuz da dövünce cezalandıracaksınız?


—Karını niçin dövdün?
—Polisler bile otoriteyi korumak için şiddet kullanıyor. Toplumun huzuru copla sağlanırken ailenin huzuru gülle mi sağ­lanacak? Kamusal şiddete tanınan toleranstan bende pay istiyorum.


—Niçin karını dövdün?
-Biz meyveyi bile taşlayarak yada değnekle çırparak elde ederiz. Kötü niyetim yok Hâkim Bey, el alışkanlığı işte.


—Niçin karını dövdün?
—Çocukken baba sopası yedik. Çırak olduk usta sopası, asker olduk çavuş sopası. Kişiler değişti sopa değişmedi. Evlendik şimdi sopa bizim elimize geçti diye mi fırtına kopuyor?