Mesajı Okuyun
Old 13-11-2004, 13:02   #14
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan arz-ı halciler

Sayın meslektaşlar,

Bu konuda İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi tarafından yıllar önce çalışmalar başlatılmıştır.

Bu çalışmalar sırasında "adamların üç kuruş ekmeğiyle oynuyorsunuz, adam iki dilekçe yazdı diye içeri mi tıkalım, bırakın herkes rızkını yer" gibi özlü sözlerle görev yapan soruşturmacıların aşılmasından sonra kılı kırk yaran, parmağım kör gözüne deyimindeki gibi "maruf ve meşhur" (adliye binasına her giriş çıkışta gözle görülen) konularda sık sık AKLAMA kararı verilmiş iken, sonuç aşamasına gelen davalar (Örneğin Eyüp'teki gibi) o arada çıkarılan 4616 sayılı yasa çerçevesinde gündemden kalktı.

Bu konuda özellikle hizmety alınıp para ödendiğinin ve yazılan dilekçeyle işlem yapıldığının belgelenmesi çok ciddi sıkıntılar yaratmakta idi, şu anda da öyle.

Eyüp'teki bir dava başka yönüyle ilginçtir. Biz Avukat Hakları Merkezi olarak rapor hazırlayıp, Yürütme Kurulu olarak oylayıp kabul ettikten sonra bir üst yazı ile Baro Yönetim Kurulu'na sunarız.
Raporumuz yönetim kurulunda kabul edildikten sonra Eyüp Başsavcılığına yollanıyor. Bir süre sonra üst yazıyı imzalayan arkadaşımıza Eyüp Başsavcılığından bir tebligat : "Avukat S..... Bayülken - Avukat Hakalrı Merkezi, İstanbul Barosu- Bir konuda ifade vermek üzere Başsavcılığımıza başvurmanız, yapmazsanız..." anlamında. Avukat arkadaşımız "Benim Eyüp'te dosyam yok, merkezimizin işleri nedeniyle yönetimden bilgi alınması gerek ama niye çağırmışlar, bilmiyorum" diyor.
Durum sonra anlaşılıyor. Yönetim suç duyurusuna raporumuzu da ekliyor. Başsavcılık baronun iç işleyişindeki üst yazıda imzası olan avukatı çağırıyor, ekteki raporun içeriğini hazırlayıp sunan avukatı çağırmıyor. Bu konuda Başsavcılıkla ilişki kurularak işlemin düzeltilmesi ve doğru kaynaklara yönelmesi sağlanıyor.

Şimdi, bu süreçte gözlemlenen bazı konular var. Örneğin bu arzuhalciler (arz-ı halciler) genellikle emekli "Başkatip" veya "Katip"lerden oluşuyor.
Ayrıca çoklukla danışıklı (Muvazaalı) çalışıyorlar; çünkü çoğu zaman kanıtlama zorlukları bir yana "içeriden" birilerinin gizli işyeri olarak çalışıyorlar.
Ayrıca makbuz kesmiyor ve böylece sorumluluktaki bağlantıyı kanıtlamak zorlaşıyor.

Tüm bunlara karşın bu konu soruşturulmazı ve tümüyle kapatılması sona erdirilmesi gereken bir konu olarak gündemde kalmayı sürdürüyor.

Yöneticisi olduğum örgütün bu konuda yardıma hazır olduğunu yeniden belirtmek isterim.

Avukat Ömer KAVİLİ

İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi
Yürütme Kurulu Üyesi