|
Alıntı: |
|
|
|
|
|
|
|
|
Kararı zevkle okumama rağmen bir yönünü tenkit etmeden geçemiyeceğim. Karada bir tutanak havası var. Kimin ne söylediği tek tek belirtilmiş. Benim bildiğim gerekçeli kararlarda herkesin ne söylediğinden ziyade lehte ve aleyhte olan görüşler birleştirilip özet olarak bildirilir. Bu şekilde tekrarlardan kaçınılır ve kararın sayfalar doldurması önlenmiş olur. |
|
|
|
|
|
Sayın Gemici,
Aslında tartışılması gereken en önemli hususlardan birisi de bu olmalı.
"
Yani gerekçeli karar nasıl olmalıdır? "
Mutlaka 1940 tarihli karar ideal bir karar örneğidir demek mümkün olamaz. Ancak en azından katılan tüm üyelerin konuya duyarlılığı, kafa yoruşu tartışılmaz düzeydedir. Türkiye'de günümüzde "
gerekçeli" karar diye taraflara sunulan kararların içi boş klişe kelimelerden ibaret olduğu hususunda tüm hukukçular sanıyorum hem fikirdir.
İş yoğunluğu nedeniyle kararlar dolu olamıyor yahut yargılama sağlıklı yapılamıyor savunmasına ben katılmıyorum. Mutlaka iş yükü ağırdır ama bu durum kararların gerekçesiz ve keyfi olmasına neden gösterilemez. Gerekçesiz karar vermektense hiç karar vermemek evladır.
Sayın Vartolu,
Konuya duyarlı oluşunuza sevindim.
Saygılarımla.