Mesajı Okuyun
Old 29-12-2007, 21:41   #15
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

HUMK. nu davacı ve davalının yer aldığı dava sistemini öngörmektedir. Fakat TMK 166/3 maddesi usul kanunun bu sisteminden ayrılmış ve anlaşmalı boşanmalarda davacısı ve davalısı olmayan bir dava sistemini benimsemiştir. Bu sisteme göre eşler davacı ve davalı olduklarını belirtmeden tek bir dilekçe ile tek dava harcı ödeyerek birlikte mahkemeye başvurma imkanına sahiptir. Anlaşmalı boşanma davaları usul hukuku yönünden kendine özgü davalar olup, bu davaları “ çekişmesiz yargı “ davalarına benzetmemiz de mümkündür.

Dava anlaşmalı boşanma kuralları çerçevesinde devam ettiği sürede , eşler arasında bir menfaat çekişmesi söz konusu değildir. Birlikte ve müşterek gaye ile hareket etmektedirler. Bu durumda her ikisinin de aynı avukat tarafından temsil edilmesinde sakınca olmadığını söylüyorum.

Söylediklerimiz kuşkusuz salt “ anlaşmalı boşanma “ davasının süreci için yani eşlerin anlaşmalı boşanma için başvurmasından itibaren davanın anlaşmalı boşanma olarak bitirilmesi süreci yönünden geçerlidir.

Yargılama sırasında eşler arasında anlaşmazlık çıktığı takdirde dava anlaşmalı boşanma davası özelliğini kaybedecektir. Böyle bir olasılıkta elbette aynı avukatın aralarında niza çıkan daha önce her ikisine de hukuki yardımda bulunduğu tarafları temsil etmesi düşünülemez. O takdirde avukat her iki tarafın vekaletinden çekilmek durumunda kalacaktır. Diye düşünüyorum.

Sonuç olarak; soru çerçevesinde ; dava anlaşmalı boşanma olarak devam ettiği ve anlaşmalı boşanma olarak sonuçlandırıldığı takdirde , eşler arasında bir menfaat çekişmesi bulunmadığından aynı avukat tarafından temsil edilebilecekleri şeklindeki görüşümü tekrarlıyorum.

Saygılarımla.