Mesajı Okuyun
Old 10-12-2007, 13:38   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Şöyle bir bakış açısı mümkün olabilir:

Hukuk, yarışan hakları tesis ederken hak sahibine ek imkan tanımaktadır. Bu bir tür imtiyazdır. Ancak her imtiyazda olduğu gibi bu hukuki imtyazda da bir sınır olmalıdır.

Bir örnekle olayı çeşitlendirelim:

A, ile B arasında bir sözleşme var. B'nin çalışanı C, sözleşmeye dayalı borcu ifa ederken A'ya zarar veriyor.

Bu durumda A;

- Dilerse Sözleşmeye dayanabilir, zamanaşım süresi daha uzundur. (Bk.100, 125)

- Dilerse sözleşmeye dayanmaz haksız fiil hükümlerine dayanabilir. (Bk.55, 60)

Hak sahibinin bu seçimlik haklarının, seçilme zamanı bakımından süre sınırı nedir?

Elbette ki dava açma tarihi olmalıdır.

Dava ikame etmekle artık hak sahibi seçimlik hakkını kullanmış ve davalı tarafın bu anlamda kazanılmış hakkı doğmuştur denilebilir!

Öyle ya karşı yan (davalı) zamanaşımı def'inde bulunmuş olabilir. Böyle bir durumda davacı daha uzun süreli diye Sözleşmeye dönüp, hukuku dolanmamalıdır.(Bk.100'e) Aksi durum, hakkın suistimali engeline takılır.

Diğer yandan, Davacı bir seçeneği dava ikame ederek açıkça seçmiş ise; sonradan bu seçeneğini zamanaşımı def'i gibi ayrık durumlar hariç ıslah ile de (Bülent Bey'in belirttiği gibi) değiştirmesine engel yoktur. O halde, salt seçim hakkını kullanmış olmak, olayın çözümü için yeterli olamayacaktır. Seçimlik hakkın kullanılması ile birlikte karşı tarafın kazanılmış hakkı doğuyorsa (Zamanaşımı def'i gibi) bu durumda artık dönüş ıslahla dahi mümkün olamaz. Aksi durumda yani kazanılmış hak sayılacak bir olgu yok ise, seçeneği değiştirmesine engel olmak da mümkün olmamalıdır. Bu husus usul ekonomisi manasında da tercih edilebilir.

Asıl sorun kanımca, somut olayda da olduğu gibi şu noktada düğümlenir:

Davacı davasını ikame etmiştir, ancak seçeneği tam olarak anlaşılamamaktadır. Böyle bir durumda hakimin seçeneğini hatırlatması gerekir kanısındayım. Usul hukukumuzda hakim'e bu yetkiyi veren hükümler vardır. Müphem konuların açıklanması için hakim tarafları, açıklama yapmaya davet edebilir.

Buna rağmen hakimin, seçeneğini hatırlatmasına hayır denilirse eğer, hakimin artık davacı yararına olanı tercih etmesine de itiraz etmek olanağı kalmaz.