Mesajı Okuyun
Old 09-12-2007, 04:11   #4
kağanulaş

 
Varsayılan

Benim adli tıp dersinden hatırladığım kadarıyla, insan vücudundaki iz ve emarelerin kaynakları büyük çoğunlukla tespit edilebilmektedir. Örneğin vücutta oluşan yara izinin bir yere çarpma sonucu mu yoksa belli bir cisimle vurulması sonucu mu oluştuğu tespit edilebilmektedir. Sağlık mesleği mensubu bu konudaki bilgi ve tecrübesi ile bir değerlendirme yapacak, bu değerlendirmenin sonucunda ortada bir suç olduğu kanaatine varırsa (darp, işkence, öldürme veya yaralama ya da bunlara teşebbüs, uyuşturucu madde kullanımı vs.) bu kanaatini ilgili mercilere aktaracaktır. Sağlık personelinin bu değerlendirmesini adli mercilerin onunla tartışması söz konusu olmayacaktır (olmamalıdır). Zira buradaki bir yorum sorunudur ve bir hukukçunun tıbbi bir konuda bir tıpçının görüşünü tartışması, beğenmemesi, yorumlamaya kalkması abesle iştigaldir. Adli merci bu bildirimden yola çıkarak gerekli incelemeleri yapacak, delilleri toplayacak, gerekirse yine bir başka tıpçının görüşüne başvuracak ve bu doğrultu gerekli işlemleri yapacaktır.

Sağlık personelinin bu bildiriminin adli mercilerin gereksiz yere meşgul edilmesi ya da kişilerin adli işlemlerle tedirgin edilmesi olarak görülmemesi gerektiği kanaatindeyim. Zira bu yükümlülük, adaletin tecelli etmesi, suç ve suçlularla mücadele konusunda sağlık personeline verilen bir görev olarak değerlendirilmelidir. Mevzuatımızda suç ve suçlularla mücadelenin mutlaka yargı mensupları ya da kolluk görevlileri tarafından yerine getirileceğine dair bir yasal sınırlama bulunmamaktadır. Zira 278. maddede benzer bir yükümlülük tüm bireyler açısından da öngörülmüştür.

Sağlık personeline ilişkin yükümlülüğün ayrıca düzenlenmesinin nedeni, görevlerini ifa ettikleri sırada herhangi bir bireyin fark edemeyeceği bazı olguları tespit ve tahlil edebilecek durumda olmalarıdır.

Ayrıca CMK madde 46'nın 2. fıkrası dikkate alındığında TCK 280. maddenin, herhangi bir çelişki ya da anayasa ihlaline neden olduğunu düşünmenin mümkün olmadığı kanaatindeyim. Bu noktada sağlık personelinin bildirimiyle ilgilinin doğrudan suçlu ilan edilmeyeceğini, adli makamların salt bu bildirime dayanarak dava açmak zorunda olmadığını, bu bildirimin toplanacak diğer delillerle birlikte değerlendirileceğini hatırlatmaya gerek yok sanırım.

Tabii ki bir sağlık mensubundan tüm mevzuatı öğrenmesini beklemek haksızlıktır; ancak her meslek grubunun ifa ettikleri görevle ilgili hukuki düzenlemeleri, yükümlülüklerini bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hukuka ve yaptığınız iş ile ilgili hukuki bilgilere duyacağınız ilgi ve ihtiyaç, hukukçular için mutluluk vesilesi olacaktır. Emin olun en azından bu paltformda (Türk Hukuk Sitesi'nde) bu tür konularda karşılacağınız sorunlarda gönüllü olarak size destek olacak, bilgi verecek bir çok hukukçu bulabilirsiniz.