Mesajı Okuyun
Old 03-12-2007, 11:56   #2
av.murat kalkan

 
Varsayılan

Sn. ekmekçi, kanaatimce

1- Davayı bekletmek yerine hemen açmanızda fayda vardır. DAva red olsa bile davacı bankaca mutlaka temyiz ve gerekirse tashihi karar yollarına başvurulacaktır. Bu durumda, sizin davanız için de oldukça zaman kaybetmiş olacaksınız diye düşünüyorum. Bildiğiniz üzere, şu andan itibaren bile sırf karara çıkma, tebliğ, temyiz ve tashihi karar zamanı olarak 1-2 yıl veya belki de daha fazla bir süreç var önünüzde

2- Açacağınız davada, sebepsiz zenginleşmeye değil de sözleşmesel kusura dayanabilirsiniz kanaatindeyim. Ancak böyle bir durumda, derhal bankaya bir ihtarname çekerek bankayı temerrüde düşürmenizi tavsiye ederim. aksi halde faiz isteyemeyebilirsiniz.

sözleşmesel kusura ise şu şekilde dayanabilirsiniz : Bankalar, Medeni Kanun m.2’de ifadesini bulan anlamda bir güven kurumudurlar. Ülkemizde bankacılık hizmetleri imtiyaz verilerek yürütülen bir hizmettir. Bunun anlamı bankaların bir güven kurumu olarak, imtiyaz verilerek faaliyetlerini yürütürken basiretli bir tacirin göstermesi gereken özen yükümünden çok daha ağır bir özen yükümüne tabi tutulacak olmalarıdır. Bu husus Borçlar Kanunu m.99 ve yardımcı şahısların fiillerinden sorumluluğu düzenleyen m.100’de açıkça ifade edilmektedir. Maddelere göre, hükümet tarafından imtiyaz suretiyle verilen bir sanatın icrasından doğan hafif kusurdan sorumluluğu ortadan kaldırmaya yönelik sözleşme hükümleri hakim tarafından geçersiz kılınabilir. Yargıtay da birçok kararında bankaların özen yükümlülüğünün ağırlaştırılmış bir özen yükümlülüğü olduğunu vurgulamıştır. Örneğin Yargıtay 19. H.D.nin 26.03.1996 tarih ve 6 – 2976 sayılı kararında “...bankanın kendisine duyulan güvene aykırı davranışının bulunup bulunmadığının saptanması gerekir. Bu durumda MK.nun 2. maddesini doğrudan gözetmekle yükümlü olan mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda bankanın haksız bir davranışta bulunup bulunmadığını saptamaktan ibarettir.” Diyerek bu hususu vurgulamıştır.
Yine, T.T.K.’nun 20. maddesi “her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi
hareket etmesi lazımdır.” Diyerek tacirlerin ticari işlerinde göstermeleri gereken dikkatin ölçüsünü göstermiştir.

3- Manevi tazminatın da istenebileceği kanaatindeyim. Kaldı ki, manevi tazminat talebiniz red olsa bile nasıl olsa karşı vekalet ücreti maktudur. Eğer maddi tazminat konunuz yüksek ise manevi tazminat yolunu da denemenizi tavsiye edebilirim.

Saygılarımla,

Av.Murat KALKAN