Sayın Meslektaşlarım,
Müvekkil, Limited Şirketin ticari Kredisine müteselsil kefil sıfatı ile kefil olmuştur.Banka bu krediyi verirken - kredi miktarı150.000YTL.dir-her hangi bir ipotek tesis etmemiş ödemeler gecikince yakın tarihte, değerinin üzerinde kıymet takdiri ile taşınmaz ipoteği almıştır. Taşınmazın değeri, asıl borcun üçte biri kadardır.Banka herhangi bir icra işlem henüz başlatmamıştır.Bankanın bu anlamda sorumluluğu vardır.Fakat bunun kefil olan müvekkile bir faydası bulunmamaktadır.
Asıl borçlu şirketin,kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yapmış olduğu inşaattan tamamlanmış daireler vardır. Şirket bu daireleri üzerine almamıştır.Daha önce bir şahıstan yüksek miktarda borçlandığını ve buna karşılık bu şahsın müdürü olduğu aynı zamanda resmiyette ortağı olmadığı bir firmaya 6 daire ve yine borçlu olduğunu söylediği şahsın, kardeşine 3 dairenin satışını arsa sahibi üzerinden yapmıştır.Büyük ihtimalle borç veren şahıs,kar elde etmek amaçlı ödünç para vermiştir.Aralarında borç ikrarı içeren veya inanç sözleşmesi yazılı olarak yapılmamıştır.
Firma banka borcunu ödememektedir.Üzerinde bu borcu karşılayabilecek mal varlığına da sahip değildir.Kendisine düşecek dairelerin satışını arsa sahibi üzerinden yapmıştır.Müvekkil kefaletinden dolayı banka tarafından sürekli aranmakta ve yakında hakkında hukuki işlemlere başlanılacaktır.Muvazaya dayalı tapu iptal davası açsa elinde yazılı bir belge de yoktur.Ancak arsa sahibi bu konuda davayı kabul edeceğini belirtmiştir.Borç veren şahsı TCK 241 mad. gereği şikayet etmeyi ve banka ile ilişkileri çok iyi olması nedeniyle güvencesiz bu kredinin verildiği ve BDDK'ya şikayet etmeyi düşünmekteyiz.Fakat bunların hiçbiri kefaletten doğan sorumluluğu kaldıcı ve önleyici mahiyette değildir.Tapu iptal davasında kefil olarak hak kaybına uğrayan müvekkil taraf olabilir mi ve muvaza iddiasını yazılı delil dışında bu olayda ispatlama imkanımız olur mu? saygılarımla.