Mesajı Okuyun
Old 16-11-2007, 11:09   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Kanaatimce, hakaret suçundan yargılanması ve beraat etmesi, tek başına tazminat davası açılması için yeterli olmadığı kanaatindeyim.

Ancak suçsuz olduğunu bildiği birini şikayet ederek yargılanmasına neden olunmuşsa o zaman tazminata hükmedilebilir diye düşünüyorum.





T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/4850

K. 2002/11856

T. 22.10.2002

• MANEVİ TAZMİNAT ( Hakaret Nedeniyle Şikayette Bulunan Davalılar Aleyhine - Ceza Yargılamasında Verilen Beraat Kararının Şikayetin Haklı Olması Hususunu Değiştirmemesi )

• ŞiKAYET ( Şikayet Sonucu Yapılan Ceza Yargılamasında Verilen Beraat Kararının Şikayetin Haklı Olması Hususunu Değiştirmemesi - Hakaret Nedeniyle Manevi Tazminat )

• CEZA MAHKEMESİ KARARI ( Ceza Mahkemesi Kararlarının Hukuk Mahkemesini Bağlayıcı Nitelikte Olmaması - Hakaret Nedeniyle Manevi Tazminat )




ÖZET : Şikayetçi olan davalıların yasal şikayet haklarını kullandıkları, zira şikayetlerini haklı gösteren emareler bulunduğu, kaldı ki bu hakaret nedeniyle davacı hakkında idari soruşturma yapılarak disiplin cezası da verildiği; ceza yargılaması sonucunda ceza mahkemesinin hakaret bulunduğuna ve bulunmadığına ilişkin tanık beyanlarını ve diğer delilleri tartışarak davacının beraatine karar vermiş olmasının şikayet aşamasındaki emareler karşısında şikayetin haklı olduğu hususunu değiştirmeyeceği, ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlayıcı nitelikte bulunmadığı, tutanak düzenleyen ve tanıklık yapan davalıların haklarında sahte evrak düzenlemek, iftira ve yalancı tanıklıkta bulunmak suçlarından mahkeme hükmü bulunmadığı gibi cumhuriyet savcılığınca takipsizlik kararı verildiği anlaşılıp, deliller irdelenip tartışıldığında davanın reddedilmesi gerekir.
DAVA : Davacı Ahmet A.Gürcan vekili Avukat Hulusi Coşkun tarafından, davalı Ercan Öz ve diğerleri aleyhine 7.10.1999 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 6.2.2002 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili Avukat Şenol A.Işık tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 22.10.2002 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılardan asil Ercan Öz ve vekili Avukat Şenol Alaaddin Işık ile karşı taraftan davacı vekili Avukat Hulusi Coşkun geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü :
KARAR : Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, oturduğu lojmandan tahliye edilirken davalılardan İ.Hakkı Karakaya ve Ercan Öz'e hakarette bulunduğu yönünde adı geçenlerin haksız şikayetle, diğer davalıların da aynı yönde tutanak ( sahte evrak ) düzenleyip davacı aleyhine iftira ve yalan beyanda bulunduklarını ileri sürerek manevi tazminat istemiştir. Dosyadaki bilgi, belge ve açıklamalar ile ceza dosyası içeriği ve diğer ekli dosyalar incelenip değerlendirildiğinde; 19.6.1997 tarihinde davacının şikayetçi olan davalılar İ.Hakkı Karakaya ve Ercan Öz'e hakaret ettiği yönünde Ercan Öz ve bir kısım davalılar tarafından iki ayrı tutanak düzenlenmiş olduğu, şikayetçilerin başvurusu üzerine yapılan emniyet soruşturması sırasında tutanağı düzenleyenlerden Salih Demirtaş, Uğur Urçek ve Nazım Geriş'in hakareti duyduklarını da ifadelerinde belirttikleri, gerek tutanaklar ve gerekse belirtilen beyanlar itibariyle hakarete uğrandığından bahisle şikayetçi olan davalıların yasal şikayet haklarını kullandıkları, zira şikayetlerini haklı gösteren emareler bulunduğu, kaldı ki bu hakaret nedeniyle davacı hakkında idari soruşturma yapılarak disiplin cezası da verildiği; ceza yargılaması sonucunda ceza mahkemesinin hakaret bulunduğuna ve bulunmadığına ilişkin tanık beyanlarını ve diğer delilleri tartışarak davacının beraatine karar vermiş olmasının şikayet aşamasındaki emareler karşısında şikayetin haklı olduğu hususunu değiştirmeyeceği, ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlayıcı nitelikte bulunmadığı; davalılardan Metin Aksu'nun dava dilekçesinde iddia edilen diğer davalıları tutanak düzenlemeleri için yönlendirdiği hususunun kanıtlanamadığı, tutanak düzenleyen ve tanıklık yapan davalıların haklarında sahte evrak düzenlemek, iftira ve yalancı tanıklıkta bulunmak suçlarından mahkeme hükmü bulunmadığı gibi cumhuriyet savcılığınca takipsizlik kararı verildiği anlaşılıp, deliller irdelenip tartışıldığında davanın reddedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Şu durum karşısında davanın reddi gerekirken, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek davalıların sorumluluğuna karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz eden davalılar vekili için takdir olunan 250.000.000 lira duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22.10.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.