Mesajı Okuyun
Old 10-11-2007, 17:08   #2
Bozburun

 
Varsayılan Alt işveren-Üst işveren - Husumet

Sn.Meslekdaşım
Tam sizin olayınıza uymamakla beraber, alt işverenin husumet ehliyetine ilişkiin (2) yargıtay kararını aşağıda gönderiyorum.Burada özet olarak her alt işverene karşı husumetin yöneltilemeyeceği,özel durumların dikkate alınması ve isthdam edilecek işyeri gereği üzerinde durulmuş.


İŞ BULMAYA ARACILIK <4857/m.2,18,21>


ALT İŞVEREN İLİŞKİSİ

İSTİHDAM EDECEK BİR İŞYERİ OLMAKSIZIN, İŞ SÖZLEŞMESİ KURULAMAZ

[YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ]

E. 2005/774
K. 2005/11838
T. 04.04.2005
__________________________________________________ _________________________


DAVA: Davacı, feshin geçersizliği ve işe iadesine karar verilmesini
istemiştir. Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir. Hüküm süresi içinde davacı
avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup
düşünüldü:

Davacının davalılardan A. Hizmet ve Danışmanlık AŞ. ile yaptığı 01.04.2003
tarihli süreç belirli hizmet sözleşmesinin 7.maddesinde işyeri "İşverenin
yukarıda belirtilen adresinde veya taşınabileceği yeni adresindeki işyeri
ve/veya işverenin iş göreni çalıştırmayı uygun göreceği başka yerlerdir."
şeklinde tanımlanmıştır. Sözleşmenin H. maddesinde ise "işbu Süresi Belirli
Hizmet Akdi işveren tarafından süre bitmeden 10 gün evvel uzatılmış olduğu
personele bildirilmemiş ise müddeti sonunda başkaca İhbara gerek kalmaksızın
kendiliğinden sona erer" denilmiştir.

-----------------------------------------------
İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ <4857/m.2,7,17,18,22>
İŞE İADE
HUSUMET
ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİSİ
MUVAZAA
DAVALI ŞİRKET İLE DAVA DIŞI TAŞERON FİRMA ARASINDA ASIL İŞVEREN
ALT İŞVEREN İLİŞKİSİ BULUNMADIĞI, DAVACININ SİGORTA KAYITLARINDA
DAVA DIŞI FİRMANIN İŞÇİSİ GİBİ GÖSTERİLMESİNİN MUVAZAALI İŞLEME
DAYANDIĞI ANLAŞILMAKLA; MAHKEMECE, MUVAZAA OLGUSU RE'SEN

DİKKATEALINARAK, İŞİN ESASINA GİRMEK SURETİYLE SONUCUNA GÖRE KA RAR VERİLMESİ GEREKİR

[YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ]


E. 2006/32217
K. 2007/3258
T. 12.02.2007
__________________________________________________ _________________________

DAVA: Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini
istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği husumetten reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya
incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR: Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence
feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar
verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta
geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.

Davalı şirket, davacının dava dışı İ. Personel Yönetimi ve Taşeronluk Hizm.
Ltd. Şti.nin elemanı olduğunu, iş sözleşmesinin ahlak ve iyiniyet kurallarına
uymayan davranışları nedeni ile son verildiğini belirterek davanın reddine
karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece sigorta kayıtlarına göre davacının dava dışı İ. Personel Yönetimi
ve Taşeronluk Hizm. Ltd. Şti.nde çalıştığı, davanın anılan şirkete karşı
açılması gerekirken aralarında hizmet ilişkisi bulunmayan davalı şirket
hakkında açıldığı, bu durumun ıslah sureti ile düzeltilemeyeceği, temsilde
yanılma olarak da değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile davanın husumet
yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Davalı şirket ile dava dışı İ. Personel Yönetimi ve Taşeronluk Hizm. Ltd.
Şti. arasında yapılan 03.12.1999 - 31.12.2008 yürürlük süreli sözleşmede
davalı şirketin kauçuk ve plastik hortum üretimi ile ilgili işçilik
hizmetlerinin dava dışı İ. Personel Yönetimi ve Taşeronluk Hizm. Ltd. Şti.
tarafından temin edileceği belirtilmiştir. Davacı anılan sözleşme kapsamındaki
işlerde çalışmakta iken, iş sözleşmesi davalı işverence feshedilmiş
bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/6. maddesinde "Bir işverenden,
işyerinde yürütüldüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya
asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini
sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren
arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir." Kuralına
yer verilmiş, aynı Kanunun 7. maddesinin son cümlesinde ise "İşletmenin ve
işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl
iş bölünerek alt işverenlere verilemez" hükmü öngörülmüştür. Buna göre
işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler
dışında asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi mümkün olmadığı gibi, işçi
temini amacıyla yapılan sözleşmeler de söz konusu hükümler kapsamında
değerlendirilemez. Sözü edilen sözleşme ile dava dışı şirkete yaptırılan işin
davalı şirketin asli işi olduğu açıktır. İşletmenin ve işin gereği ile
teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iş olduğu da ispatlanmış değildir.
İş sözleşmesinin davalı şirket tarafından feshedilmiş olduğu da dikkate
alındığında
davalı şirket ile dava dışı İ. Personel Yönetimi ve Taşeronluk
Hizm. Ltd. Şti. arasında yapılan sözleşmenin geçersiz olduğu ve aralarında
asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığı kabul edilmelidir. Böyle olunca,
davacının tek ve gerçek işvereni davalı şirket olup, davacının sigorta
kayıtlarında dava dışı firmanın işçisi gibi gösterilmesinin muvazaalı işleme
dayandığı kabul edilmelidir. Muvazaa olgusu, re'sen dikkate alınmalıdır.
Mahkemece işin esasına girilerek; tarafların tanıkları dinlendikten ve varsa
diğer delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi yerine,
yazılı gerekçe ile davanın husumet yönünden reddi hatalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA,
12.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Davalı ... Türk Ltd. Şti. cevap dilekçesinde A. şirketinin bir hizmet
şirketi olup sadece kendi şirketlerine değil, değişik şirketlere kendi
elemanları ile kendi işyeri numarası altında hizmet ettiğini, bu nedenle
anılan şirketle aralarında taşeronluk ve alt işverenlik ilişkisi bulunmadığını
savunmuştur.

Mahkemece davacının feshin geçersizliğine ve işe iadeye ilişkin talebi
davacının bir projenin davacı tarafından yerine getirilmesi amacıyla sadece
bir yıl için yapılmış belirli süreli iş sözleşmesinin yenilenmemesi nedeniyle
sona erdiği gerekçesiyle reddedilmiştir.

Karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.

Davacının davalı A. ile imzaladığı iş sözleşmesine rağmen diğer davalı ...
işyerinde çalışmıştır. İş sözleşmesi ... Türk Limited Şirketinin davalı A.
Hizmet ve Danışmanlık AŞ.ne yazdığı 18.03.2004 tarihli yazıda mekanizasyon
projesinin tamamlanma tarihi olan 31.03.2004 tarihinden sonraki dönemde ayrı
bir eleman çalışmasına ihtiyaçları kalmadığı gerekçesiyle davacının 31.03.2004
tarihinde tahsisine son verilmesinin istenilmesi üzerine 01.03.2003 tarihinde
A. davacıya tahsis ettiği anılan işyerindeki iş sözleşmesine son verilmiştir.

A. AŞ. ile ... Türk Ltd.Şirketi arasında yapılan ... Teknik Olmayan
Hizmetler Sözleşmesinin "Diğer Uygulanabilir Koşullar" başlıklı bölümünün
beşinci paragrafında "yüklenici hizmetleri yerine getirmek" üzere
görevlendireceği elemanların gelir vergisi ve sosyal güvenlik kesintileri de
dahil olmak üzere ücretlerinin ödenmesinden, tazminat, maluliyet, sakatlık ve
benzeri ödemelerinden kısaca, istihdam ettiği elemanların İş Kanunu ve Hizmet
Sözleşmesi'nden doğan tüm haklarından münferiden sorumludur." yolundaki
düzenleme yapılmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 90. maddesi uyarınca Türkiye
İş Kurumu'ndan 16.08.2004-16.08.2007 tarihleri arasında çalışmak üzere özel
istihdam bürosu olarak faaliyette bulunmak üzere izin alan dava dışı A.
İstihdam Hizmetleri Ltd.Şti.nden ve yasanın yürürlük başlangıç tarihinden önce
davalı A. Hizmet ve Danışmanlık AŞ.nin davacıyı istihdam edecek bir işyeri
olmaksızın yapağı sözleşme iş bulmaya aracılık sözleşmesi olup, davacı ile
aralarında iş sözleşmesinin temel unsuru olan bağımlı olarak iş görme söz
konusu değildir.

Böyle olunca belirli süreli olarak düzenlenen iş sözleşmesine itibar
edilemez. Öte yandan diğer davalı ... Türk Ltd. Şirketi ile davacının arasında
fiili iş sözleşmesi geçerli bir neden bulunmaksızın feshedilmiş bulunmaktadır.

Bu durumda davanın kabulü yerine reddi yolundaki mahkeme kararının
bozularak ortadan kaldırılmasına ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/3 maddesi
uyarınca aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,

1) İstanbul 8. İş Mahkemesinin 06.07.2004 tarih 2004/327-605 Sayılı
kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,

2) Davalı İşverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının ... Türk
Ltd. Şirketindeki işe iadesine,

3) Davalı A. Hizmet ve Danışmanlık AŞ. hakkındaki davanın reddine,

4) Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen işverence süresi içinde
işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının
kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık ücret tutarı
olarak belirlenmesine,

5) Davacının işe iade için süresi içinde işverene başvurması halinde
kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının
davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,

6) Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

7)
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte
bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 350 YTL vekalet ücretinin
davalı ... Türk Ltd. Şti.den alınarak davacıya ödenmesine, 350 YTL. vekalet
ücretinin davacıdan alınarak davalı A. Hizmet ve Danışmanlık AŞ.ne
verilmesine,

8) Davacı tarafından yapılan 39 YTL yargılama giderinin davalı ... Türk
Ltd.Şti.den alınarak davacıya ödenmesine, davalının yaptığı yargılama
giderinin üzerinde bırakılmasına,

9) Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, kesin
olarak 04.04.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.