Konu: Neyimiz var?
Mesajı Okuyun
Old 03-11-2007, 12:48   #29
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

"Neyimiz var?" sorusu, sorulması en tehlikeli sorulardan biri bana kalırsa. Verilecek cevapların bizarur kısırlığı, sübjektifliği, yararsızlığı da cabası. (Tehlikeliliği de, yaşamın sonsuz olmadığını hatırlatan alt fikri barındırmasından olmalı. )

Bize ait olan ne olabilir ki, diye başlayan soruya bulunacak yanıtlar, maddi gerçeklik temelinde ve dolayısıyla arzın üzerinde gözümüze çarpanlardan başlayıp, bunların bir nedenle yokolabildiğini anımsayarak, metafiziğe dek uzanan, nihayetinde, "işte ben, buradayım, düşüncelerim ve/veya aldığım soluk bana ait"e dek uzanan , çeşitliliğe sahip gibi görünen, ama esasen uzaya da gitseniz, diğer gezegenlerdeki yaşamı da keşfetseniz, kısır döngü açmazını yoketmeyecek biçimde kapalı bir alan, bilinmeyen, anlamlandırılamayan, şiirle şarkıyla sözle düşünceyle, katlanılması kolaylaştırılan.

Nice başarılara imza atmış çok başarılı bir işadamı ile yiyecek ekmek bulamayarak dilenen park taburesi üzerinde uzanan dilencinin yaşamı arasındaki görece farklı mülkiyet olgusuysa, yalnızca doğum-ölüm aralığını daha konforlu koşullarla geçiriyor oldukları gerçeğinden ibaret.

Ölüm gerçeği karşısında neyimiz var sorusuna verebileceğim -yine kısır, yine yetersiz ve yine anlamsız olmakla birlikte- tek yanıt, "içinde bulunduğum ana bakacak olursam, galiba biraz daha zamanım var" dan başkası değil

Saygılarımla...


*Adını şu an hatırlamadığım bir filmdi. Filmin kahramanı sürekli işaret alıyor birilerinden ve peşinden gidiyor. Bu peşinden gitmeler zaman zaman kazançlı da oluyor, işaretçiye güven artıyor Filmin finalinde, arkasından koşan biri, önünde uçurum, kahramana işaretçisi uçurumu işaret ediyor, kahraman afallıyor ama, güveniyor da, atlıyor uçurumdan. Sonraki karede kendini ölümden sonra bir yerlerde buluyor. Çıkışıyor işaretçisine, ama sen bana atla demiştin?!! Ben sana işaret filan vermedim, hiç bir zaman vermedim, senin canın buna inanmak istedi Filmin adını anımsarsam eklerim.