Mesajı Okuyun
Old 26-10-2007, 23:14   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.neslihan özcan
yani miktar murisin gelirine göre hesaplanıp ödenecekmiş ama bu durum bana hiç mantıklı gelmedi.sonuçta ölüm olayı gerçekleşmiş ve bu husus için belirlenen miktarın ödenmesi gerekir diye düşünüyorum

Bazen de mantıklı gelmeyenler geçerlilik kazanabiliyor.

T.C.
YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1988/6949

K. 1989/4278

T. 12.9.1989

• MECBURİ MALİ MESULİYET SİGORTASI ( Haksız Fiil Halinde Ancak Uğranılan Gerçek Zararın Talep Edilebileceği )

• SİGORTACININ SORUMLULUĞU ( Haksız Fiil Halinde Ancak Uğranılan Gerçek Zararın Talep Edilebileceği )

• GERÇEK ZARAR ( Poliçedeki Üst Limitin Tamamının Değil Uğranılan Gerçek Zararın Tazmini )

818/m.44

6762/m.1283

ÖZET : Poliçedeki azami meblağla sınırlı kalmak üzere, haksız eylem halinde murisin ölümü nedeniyle uğranılan gerçek zarar tazmin edilir.
DAVA : Hükmün temyizen tetkik davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi R.D.`ın, davalı şirkete sigortalı aracın çarpmasına maruz kalarak öldüğünü, bedeni zararlar için şahıs başına 2.500.000.-TL. teminle mükellef sigorta şirketinin talebe rağmen bu parayı ödemediğini ileri sürerek 2.500.000 lira tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, ölenin de olayda 6/8 nisbetinde kusurlu olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatının hesap edilmeksizin poliçedeki en yüksek miktarın istenemeyeceğini, buna rağmen davadan sonra 1.750.000 lira istendiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, toplanan delillere göre davalının poliçedeki limiti temin ettiğini, kazadaki kusur oranının bu davada etkili olmadığını, davadan sonra 1.750.000 lira davalı tarafından ödenip bu kısım davacı tarafca ibra edildiğinden, poliçeye göre davalının 750.000 lira daha ödemesi gerektiği gerekçesi ile bu miktar paranın olay tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 2.500.000 lira üzerinden istenilen faiz talebinin reddine karar vermiştir.
Hüküm; davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Davacılar, davalı sigorta şirketine mecburi mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın murisleri R.D.`a çarparak ölümüne sebebiyet verdiği iddiası ile poliçede bedeni zararlara karşı azami şahıs başına ödeneceği kabul edilen 2.500.000 lira tazminatın davalıdan tahsilini talep etmişler, mahkemece de maddi vakıa sabit görülüp dava benimsenmiş, ancak davalı bu miktarın 1.750.000 lirasını kabullenip davadan sonra davacı tarafa ödediği için poliçedeki limite göre bakiye 750.000 liranın davalıdan tahsiline karar vermiştir. Poliçede belirtilen meblağ ödenecek azami meblağ olup, haksız eylem halinde ancak uğranılan gerçek zarar talep edilebileceğinden davacıların murisinin ölümü nedeniyle uğradıkları gerçek zararlarının neden ibaret olduğunun araştırılıp bu hususta bilirkişi incelemesi de yaptırılıp, bulunan miktar 2.500.000.-TL.`yi geçtiği takdirde 2.500.000.-TL.den ödenen 1.750.000.- TL. tenzil edilerek bakiye miktara hükmedilmesi gerekirken, davalı sigorta şirketinin her halukarda poliçedeki miktarla sorumlu imiş gibi karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, müteveffanın olayın meydana gelmesinde müterafık kusuru olup olmadığı üzerinde durulup, varsa BK.nun 44. maddesi hükmüne göre tazminatın tenkisi cihetine gidilmemiş olması da doğru görülmemiştir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar üzerinde durulmadan yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş hükmün bu bakımdan bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda davalı vekilinin ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ( 2 ) numaralı bentte yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 12.9.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.