Mesajı Okuyun
Old 24-10-2007, 14:15   #9
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 1992/620
K. 1992/3977
T. 14.9.1992
• MENFİ TESBİT ( Dava Konusu Çekin Hasara Uğrayan Otomobilin Tamir Bedeli İçin Verildiği İddiası )
• TİCARİ SENEDE DAYALI MENFİ TESPİT DAVASI ( Davanın Senet Borçlusu Tarafından Sadece Senedin Lehdarı Aleyhine Açılabileceği Gibi Yalnız Hamile veya Hamillere Karşı da Açılabilmesi )
• ÇEK İSTİRDADI ( Kambiyo Senedine Hamil Olanın Kötü Niyetli Olduğu Sabit Olmadıkça Onun Elinde Bulundurduğu Senedin İptaline Karar Verilememesi )
• TARAF OLMAYAN HAMİL ( Ticari Senede Dayalı Menfi Tespit Davasında Taraf Olmayan Hamilin İyiniyetli Olup Olmadığına Bakılamaması )
• HAMİLİN İYİNİYETİ ( Ticari Senede Dayalı Menfi Tespit Davasında Taraf Olmayan Hamilin İyiniyetli Olup Olmadığına Bakılamaması )
• LEHDAR ALEYHİNE AÇILAN MENFİ TESPİT DAVASI ( Davacının Senedin Karşılıksız Olduğunu Kanıtlamakla Yükümlü Olması )
• HAMİL ALEYHİNE AÇILAN MENFİ TESPİT DAVASI ( Davacı Hem Senedin Bedelsiz Olduğunu Hem de Hamilin Bile Bile Kendisinin Zararına Hareketle Senedi İktisap Ettiğini Kanıtlamasının Gerekmesi )
2004/m.72
6772/m.599
1086/m.290
ÖZET : Davacı, dava konusu çekin hasara uğrayan otomobilinin tamir bedeli için verildiğini iddia etmesine karşın, davalı tamir sırasında alınan yedek parça bedeli için verildiğini savunmuştur. Buna göre taraflar arasındaki çekin düzenlenmesine neden olan temel borç ilişkisi aracın onarım ve yedek parça değişimidir. Ticari senede davalı menfi tesbit davasının yasal dayanağını İİK.nun 72. maddesi oluşturmaktadır. Bu dava senet borçlusu tarafından sadece senedin lehdarı aleyhine açılabileceği gibi, yalnız hamile veya hamillere, yahut da lehdar ile hamil aleyhine birlikte açılması mümkündür. Davanın sadece lehdar aleyhine açılması halinde davacı senedin karşılıksız olduğunu kanıtlamakla yükümlü olduğu halde, lehdarla hamil aleyhine açılması halinde usul hükümlerine göre önce lehdara karşı senedin bedelsiz olduğunu ispat edecek, bilahare hamile karşı da bedelsiz senedin bile bile kendisinin zararına hareketle iktisap edildiğini kanıtlayacaktır. Bu aşamada iddianın tanıkla bile kanıtlanması mümkündür. Buna karşılık dava sadece hamil aleyhine açılırsa davacı hem usul hükümlerine göre senedin bedelsiz olduğunu ve hem de davalı hamilin bile bile kendisinin zararına hareketle senedi iktisap ettiğini kanıtlamak zorundadır. Buradan çıkan sonuç menfi tesbit davalarının kişiyi izlediğidir. Başka bir deyişle dava kimin hakkında açılmış ise, inceleme ona göre yapılmakta ve sonuçta verilen kararda sadece onun bakımından bir hüküm ifade etmektedir. Dava sonunda davacı ticari senet borçlusu haklı çıkacak olursa o senetten dolayı davalıya borçlu bulunmadığına karar verilir ve senet de sadece davalı yönünden iptal edilmiş sayılır. Yoksa davada taraf olmayan Halillerin durumunu etkilemez. Bu husus ticari senetlerin güvenli tedavül etmesinin de tabii bir sonucudur. Kambiyo senedine hamil olanın kötü niyetli olduğu sabit olmadıkça onun elinde bulundurduğu sendin iptaline karar verilemez. Davada taraf olmayan hamilin iyi niyetli olup olmadığı inceleme konusu yapılamaz.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın, ( Fatih Üçüncü Asliye Hukuk Hakimliği )nce görülerek reddine dair verilen 13.12.1991 tarih ve 173-1106 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı dava dilekçesinde, maliki bulunduğu otomobilin ( 24.000.000 ) TL. bedelle tamirini davalının üstlendiğini ( 13.000.000 ) TL. nakit olarak ödenip, aracın tamirinin tamamlandığının bildirilmesi üzerine de 15.3.1990 keşide tarihli ( 11 .000.000 ) TL.'lık çek verdiğini ancak aracın hiç çalışmadığı gibi, birçok eksiklikler olduğunun yaptırılan tesbitle saptandığını ve ( 16.687.329 ) TL. daha masraf yapılması gerektiğini belirterek, ( 11.000.000 ) TL.'lık çekten dolayı borçlu bulunmadığının tesbiti ve istirdadını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, dava konusu aracın kaza yapması sonucu hasarının giderilmesi için maliki olan dava dışı Sefer adlı şahsın müvekkilinden tamirini istediğini ( 10.850.000 ) TL. işçilik ücreti karşılığı muhtelif tamircilerin tamir etmesi konusunda anlaşma yapıldığını, ayrıca bu şahsın talimatı üzerine Mehmet Mustafa adlı kişiden ( 11.000.000 ) Tl. tutarında yedek parça alındığını bu arada Sefer'in aracı davacıya sattığını bildirdiğini, yedek parça bedeline karşılık davacının müvekkiline verdiği ( 11.000.000 ) TL.'lık çekin de müvekkilince M. Mustafa'nın ciro edildiğini, aracın tamirinin tamamlanmasına rağmen sistemi elektronik olduğundan çalıştırılamadığını, davacınında başka bir usta bulduğunu söyleyip aracı alıp götürdüğünü, yaptırılan tesbitinde gerçeğe uygun olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tanık beyanları dayanak yapılarak, dava konusu çekin davalı tarafından alınan yedek parçalara karşılık tedbire itirazda bulunan M. Mustafa adlı şahsa ciro edildiği, bu şahsın kötü niyetli olduğu anlaşılamadığı ve bedelsizlik def'inin ona karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle çekin istirdadı isteminin reddine, davacının davalı hakkında araçtaki eksik tamiratlar için ayrıca dava açmakta muhtariyetine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK.nun 72. maddesine davalı menfi tesbit ve çekin istirdadı istemine ilişkindir. Davacıya ait otomobilin davalı tarafından tamir edilmesi ve yedek parça değiştirilmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi, dava konusu çekin davalıya verilip onun tarafından da dava dışı M. Mustafa'ya ciro edildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu 15.3.1990 keşide tarihli çek incelendiğinde davacı Cemal'in keşideci, davalı Ufuk'un lehdar olduğu görülmekte, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz eden M. Mustafa'nın da ciro yolu ile hamil olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda dava çekin keşidecisi tarafından sadece lehdarına karşı açılmış olup, hamilin davada taraf sıfatı bulunmamaktadır.
Davacı, dava konusu çekin hasara uğrayan otomobilinin tamir bedeli için verildiğini iddia etmesine karşın, davalı tamir sırasında alınan yedek parça bedeli için verildiğini savunmuştur. Buna göre taraflar arasındaki çekin düzenlenmesine neden olan temel borç ilişkisi aracın onarım ve yedek parça değişimidir.
Yukarda da belirtildiği gibi, ticari senede davalı menfi tesbit davasının yasal dayanağını İİK.nun 72. maddesi oluşturmaktadır. Bu dava senet borçlusu tarafından sadece senedin lehdarı aleyhine açılabileceği gibi, yalnız hamile veya hamillere, yahut da lehdar ile hamil aleyhine birlikte açılması mümkündür. Davanın sadece lehdar aleyhine açılması halinde davacı HUMK.nun 290 ve müteakip maddelerine göre senedin karşılıksız olduğunu kanıtlamakla yükümlü olduğu halde, lehdarla hamil aleyhine açılması halinde usul hükümlerine göre önce lehdara karşı senedin bedelsiz olduğunu ispat edecek, bilahare hamile karşı da bedelsiz senedin bile bile kendisinin zararına hareketle iktisap edildiğini kanıtlayacaktır ( TTK. 599 ). Bu aşamada iddianın yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre tanıkla bile kanıtlanması mümkündür ( Bkz., Y. 11. HD. 13.5.1992 gün ve E. 1781, K. 2264; 7.10.1986 gün, E. 4559, K. 5041 ). Buna karşılık dava sadece hamil aleyhine açılırsa davacı hem usul hükümlerine göre ( HUMK. 290 ) senedin bedelsiz olduğunu ve hem de davalı hamilin bile bile kendisinin zararına hareketle senedi iktisap ettiğini kanıtlamak zorundadır. Buradan çıkan sonuç menfi tesbit davalarının kişiyi izlediğidir. Başka bir deyişle dava kimin hakkında açılmış ise, inceleme ona göre yapılmakta ve sonuçta verilen kararda sadece onun bakımından bir hüküm ifade etmektedir. Dava sonunda davacı ticari senet borçlusu haklı çıkacak olursa o senetten dolayı davalıya borçlu bulunmadığına karar verilir ve senet de sadece davalı yönünden iptal edilmiş sayılır. Yoksa davada taraf olmayan Halillerin durumunu etkilemez. Bu husus ticari senetlerin güvenli tedavül etmesinin de tabii bir sonucudur.
Bu açıklamalardan sonra davadaki uyuşmazlığa gelince;
Dava konusu çeke ciro yolu ile hamil olan M. Mustafa'nın davada taraf sıfatı bulunmadığı halde, bu şahsın kötü niyetli olduğunun anlaşılmadığından ve bedelsizlik definin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğinden bahisle çekin istirdadı isteminin reddine ve eksik tamiratlar için ayrıca dava açmakta davacının muhtariyetine karar verilmiştir. Oysa hamil davada taraf olmadığından iyi niyetli olup olmadığı inceleme konusu yapılamaz. Tabii senet de ciro ile el değiştirmiş olduğundan sadece lehdar aleyhine açılan dava sonucunda istirdadına da karar verilemez. Mahkemenin sadece davalı lehdar yönünden inceleme yaparak bu senetten dolayı davacının davalı lehdara borçlu olup olmadığı incelenip sonucuna göre bir karar vermesi gerekirdi. Kambiyo senetlerinden sayılan çek de her ne kadar mücerret borç ikrarı ise de, taraflar arasında otomobil tamiri ve yedek parça değiştirilmesi konusunda temel borç ilişkisi kurulmuş ve çek de bu nedenle düzenlenmiş olduğuna göre, artık çekin keşide edilmesi konusundaki temel borç ilişkisinde bir uyuşmazlık bulunmadığından, mahkemece tesbit dosyası ile ibraz edilen deliller incelenmek suretiyle gerekirse araç üzerinde de bu konuda uzman olan bilirkişi veya bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak otomobilin değiştirilen yedek parçalarının gerçekten araca uygun ve olması gereken evsafta olup olmadığı ve tamirinin de gereği gibi kullanılmasına imkan sağlayacak mahiyette yapılıp yapılmadığı saptanmalı ve bunun sonucuna göre de dava konusu çekin lehdar davalı yönünden karşılıksız kalıp kalmadığı veya ne ölçüde karşılıksız kaldığı ve dolayısıyla davacının borçlu olup olmadığı konusunda bir karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarda açıklanan bütün bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ve kambiyo hukuku ilkelerine aykırı düşünce ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 14.9.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx