Mesajı Okuyun
Old 20-10-2007, 07:48   #44
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Zina Suç Değil Ancak Konut Dokunulmazlığının İhlali Var

Sn. Salim.

Sorun burada.

Daha önce de ifade etmiştim. Ceza hukukunun temel ilkelerinden birisi suç ve cezanın kanunda sayılmış olmasıdır. Hatta açıkça tanımlanmış olmasıdır.

Ceza hükmü getiren bir maddede meşruiyet tanımlamasının yeri yoktur.

İhtilal/Devrim koşullarını göz önüne alalım. İhtilal başladığında yasaya aykırıdır. Ama toplumsal katılımı sağladığı ölçüde meşrudur.

İhtilal başarıya ulaşışırsa meşruluk veya kanunilik gibi bir sorunu kalmaz. Bu nedenle tüm ceza yasalarında "düzeni değiştirmeye kalkışmak" suç olarak tanımlanır. Düzeni değiştirmek suç değildir.

Tüm hukukçuların bildiği veya bildiğini varsaydığım bir tanımlama vardır. "Meşru olan her şey kanuni değildir. Kanuni olan her şey de meşru değildir."

Şimdi birtceza yasasında meşruiyet kavramının yer almasını nasıl açıklayacağız. Anlatmaya çalıştığım ve bir türlü anlatamadığım olay bu. Meşruiyet göreceli bir kavramdır. Bunu sadece eve erkek alınması ile sınırlamayın. Yasada böyle bir hükmün olması yanlıştır.

Gelelim hükmün gerekçesine:
Rızası olduğu varsayılamayacağından.

Bir ceza hükmünde böyle bir gerekçe olabilir mi? Varsayımlarla bir insan cezalandırılabilir mi?

Bu durumda şüphenin sanık lehine yorumlanacağı ilkesi nerede kaldı.

Bu iki ifadenin, maddedeki amacın meşru olması ve gerekçedeki varsayım ifadelerini üst üste koyunca böyle bir ceza hükmünün kurulmaması gerektiğini, kurulamayacağını savunuyorum. Yoksa bir kadının birini eve alması beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren "meşru amaç" tanımlaması ve "varsayılamayacağı"gerekçesi.

Saygılar.