05-05-2004, 23:37
|
#22
|
|
Celali Baba XIX yüzyıl
Yoksul bir çoban olan Celalinin ölen karısı için söylediği bu ağıt, bildiğim kadarı ile o zamana kadar edebiyatımıza konu olmamış olan köy hayatını konu alması bakımından, içten ve sade Türkçesi ile, edebiyatımızdaki ilklerden sayılır.
Yurt yuva kıldığın tenli mereği
Düzüp kotardığın tepir eleği
Şu kavdan yaptığın tecir tereği
Divan-ı Bari ye yadigar götür
Yetim gömleğini diken iğneyi
Her gün yal verdiğin topal ineği
Ayran topladığın ak küleği
Mahşer yığnağına sakla götür
Üç kot arpa beş kot çavdar ekerdik
Kesmik ekmeğine hasret çekerdik
Namertlere ağu merde şekerdik
Sözünü tekrar et iftihar götür
İle kısmet balsa bize pay taştı
Yokluktan derdimiz deriden aştı
Açlıkla uğraşmak hayli savaştı
Çektiğin mihnetten ah u zar götür
Yetim kalmış idin emzik tavında
Gamla kavrulmuştun gençlik çağında
Bir gül yeşertmedin vuslat bağında
Gönül yaraların beraber götür
De ki kadir Mevlam bize ilişme
Dünyada sızıyan çıbanı deşme
CELALİ BABADAN sorma söyleşme
Bir dertli çobandan bir selam götür
tenli merek: rutubetli dam
tepir: kıl elek, kalbur
Tecir terek: kap kacak
Divan-ı Bari: Tanrı divanı
Kot: tahıl ölçüsü
Kesmik: iyi dövülmemiş kılçıklı buğday
Saygılarımla
|