Mesajı Okuyun
Old 17-10-2007, 13:57   #2
Viyola

 
Varsayılan

Merhaba,
Yardımcı olması amacıyla aşağıdaki kararı gönderiyorum.
Benzer olarak açılmış bir davada Yargıtay, davada hangi haklı gerekçelerle bağış koşulunun yerine getirilmediğini, fiili ve hukuki imkansızlıklar olup olmadığının araştırılması gerektiğinden bahisle kararı bozmuş.

T.C.
YARGITAY
Birinci Hukuk Dairesi
Esas No: 2005/9758
Karar No: 2005/10438
Tarih: 5.10.2005
  • TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Lise Yapılmak Şartıyla Hazineye Bağışlanan Taşınmaz - Bağışlananın Bağışlamayı Sınırlayan Ödevleri Haklı Bir Sebep Olmaksızın Yerine Getirmemesi/Bağıştan Dönülebileceği )
  • BAĞIŞTAN DÖNME ( Lise Yapılmak Şartıyla Hazineye Bağışlanan Taşınmaz - Bağışlananın Bağışlamayı Sınırlayan Ödevleri Haklı Bir Sebep Olmaksızın Yerine Getirmemesi )
  • HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Bağışlananın Bağışlamayı Sınırlayan Ödevleri Haklı Bir Sebep Olmaksızın Yerine Getirmemesi - Bağışlayanın Öğrendiği Tarihten İtibaren Bir Yıllık Sürede Beyanda Bulunmak Veya Dava Açarak Bağıştan Dönebileceği )
  • OKUL YAPILMASI AMACIYLA HAZİNEYE BAĞIŞLANAN TAŞINMAZ ( Haklı Bir Sebep Olmaksızın Okul Yapılmaması - Bağıştan Dönmekte Usul ve Süre )
  • BAĞIŞTAN YARARLANMA ( Borçlar Kanunu'nun 244/3 Maddesi ve Medeni Kanun'un 510. Maddesi Arasında Paralellik - Bağışlayan Bağıştan Dönmesi )
ÖZET :
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılara ait olan taşınmazın akitle meslek lisesi yapılmak şartıyla davalı Hazineye bağışlandığı görülmektedir. Dosyada mevcut bilirkişi raporundan da taşınmaz üzerine sözü edilen meslek lisesinin yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bağışlanan yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse, bağışlayan bağıştan dönme ( rücu ) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir.

DAVA :
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, maliki bulundukları 3 nolu parsellerini üzerine meslek lisesi yapılmak üzere davalıya bağışladıklarını, ancak bugüne kadar okulun inşa edilmediğini ileri sürerek tapunun iptali ve yeniden adlarına tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının iddiası sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar,davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi A.'nun raporu okundu,düşüncesi alındı. Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR :
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; davacılara ait olan 7270 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan 3 parsel sayılı taşınmazın 18.3.1996 tarihli akitle meslek lisesi yapılmak şartıyla davalı Hazineye bağışlandığı görülmektedir. Dosyada mevcut bilirkişi raporundan da taşınmaz üzerine sözü edilen meslek lisesinin yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Ne varki, iddia ve savunma bakımından mahkemece yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığından söz edebilme imkanı yoktur. Özellikle, temlik tarihinden uzun bir süre geçmesine rağmen,hangi haklı gerekçelerle bağış koşulunun yerine getirilmediği, fiili ve hukuki imkansızlıkların bulunup bulunulmadığı üzerinde durulmamıştır.
Bilindiği üzere; bağıştan dönme ( rücu ) bağışlayanın tek taraflı bağışlanana varması gerekli beyanıyla geriye yürürlü ( makable şamil ) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse, bağışlayan bağıştan dönme ( rücu ) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir. Borçlar Kanununun 244/3 maddesinde "... bağışlanan bağışlamayı takyit eden mükellefiyeti haklı bir sebep olmaksızın İcra etmezse..." şeklinde düzenlenmiştir. Yasa koyucu söz konusu maddenin birinci ve ikinci fıkraları hükmüyle mirastan ıskat sebeplerini düzenleyen Medeni Kanunun 510. maddesi arasında paralellik sağlamış, bağıştan yararlanan kişiyi bağışlayanın devamlı baskısından kurtarmak istemiştir. Gerçekten basit olayların dönme ( rücu ) nedeni sayılması, yukarıda değinilen mahzurun yanında açıklanan yasa maddelerinde izlenen amaca aykırı bir durum yaratacağı gibi hak ve adalet duygularını da zedeler. Bu itibarla her iki madde hükümleri birlikte değerlendirilerek olayların kapsamları,nitelikleri özellikle vehamet derecelerinin gözönünde bulundurulması zorunludur. Hemen belirtmek gerekir ki bağıştan dönme ( rücu ), kurulmuş olan bir sözleşmeyi sonradan ortaya çıkan sebeplere göre sona erdiren yenilik doğurucu bir hak olduğundan bağışlanan ancak dönme ( rücu ) anında elinde kalan miktarı vermekle yükümlüdür.
Hal böyle olunca, yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve incelemenin yapılması özellikle bağıştan dönme koşullarının bulunup bulunmadığı yönünde gerekli soruşturmanın tamamlanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere eksik soruşturma ile hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ : Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi