Erkek Demokrasiden Gerçek Demokrasiye Geçmek İçin KOTA!
KA.DER, kadınların siyasal hayatta daha fazla söz hakkına sahip olmalarını sağlayacak bir kota kampanyası başlattı. Başlatılan kampanya ile, siyasal karar organlarına seçilecek kişilerin belirlenmesinde uygulanan seçim usullerine özel hükümler eklenerek kadınlara belli oranda yer ayrılmasının sağlanması amaçlanıyor.
KOTA HAKKINDA
1. Kadın/cinsiyet kotası (olumlu ayrımcılık) nedir?
Siyasal karar organlarına seçilecek kişilerin belirlenmesinde uygulanan seçim usullerine özel hükümler eklenerek kadınlara belli oranda yer ayrılmasıdır. Kadınların yetersiz temsilini ortadan kaldırmayı ve kadın-erkek eşitliğini sağlamayı amaçlar.
2. Kaç çeşit kota vardır?
Sabit kota: Siyasal partilerin karar organlarında ve milletvekili aday listelerinde uygulanabilir. Üye ya da aday kadın sayısına bakılmaksızın %25, %30, %40 gibi bir oranda her cinsin asgari temsil düzeyini belirtir.
Oranlı kota: Siyasal partilerde kadın üye ya da aday sayısının ulusal ya da bölgesel düzeyde eşitsiz dağılımı söz konusu olduğunda uygulanır. Bir siyasal partinin bir bölge teşkilatında yeterli kadın üye yoksa ya da yönetim kuruluna aday olacak kadın sayısı yetersizse bu yöntem uygulanabilir. Örneğin o il/ilçede 150 erkek üye varsa, bunun %10`unu oluşturan 15 kadının adaylığının sağlanması gibi. Milletvekili aday listelerinde kota: Aday listelerinde oranlı ya da sabit kota olsa bile uygulanır. Bir kadın bir erkek, bir erkek iki kadın vb. şeklindeki sıralamayla kadınların listenin en altına, seçilemeyecek yerlere konulması önlenir.
Seçim çevresi kotası: Her seçim çevresinde seçilecek milletvekili sayısına bağlı olarak saptanacak sayıda (bir ya da iki) kadın adayın seçilmesi ilkesine dayanır. Bu sisteme göre, bir seçim çevresinde kadın adaylardan en çok oy alan(lar), bağlı bulunduğu partiye ve diğer erkek adayların aldığı oy oranına bakılmaksızın seçilmiş sayılır.
Delege kotası: Seçmenler yerine seçilmiş delegeler karar organlarına seçilecek kişileri belirliyorsa (örneğin, siyasal partiler kendi karar organlarını belirlerken) delegelerin seçilmesinde uygulanan usullere sabit ya da oranlı kota sisteminin uygulanmasıdır.
3. Neden en az %30 kota isteniyor?
Siyasetin vitrininde, mutfağında, koridorlarında olmak kadınların siyasal temsili anlamına gelmiyor. Gerçekten temsil edilmek için en az üçte bir oranında temsil gerekiyor. (Buna sosyolojide kritik temsil eşiği deniyor). Bu oran kadınların siyasetin “vitrininde” değil, “içinde” olması için gerekli “en az temsil oranı” olarak tanımlanıyor.
Kadınların kendi sorunlarını ve çözümlerini, engellenmeden siyasete taşıyabilmesi birkaç kadının başarabileceği bir iş değil. Kadınların korkmadan, susturulmadan, dışlanmadan ve erkekler gibi davranmadan siyasette var olabilmesi, en az iki erkeğe karşı bir kadın oranına ulaşılmasına bağlı.
4. Kota, nerelerde uygulanacak?
Türkiye’de gerek Siyasal Partiler Yasası, gerekse Seçim Yasası ile düzenlenmiş bir kota uygulaması bulunmuyor. Siyasal karar süreçlerinde kadın-erkek eşitliğini sağlamak için yapılacak en önemli değişiklik, siyasal yaşamı düzenleyen söz konusu yasalarla ilgili reform çalışmaları sırasında kadın/cinsiyet kotasının yasal hale getirilmesidir. Kadınların siyasal yaşama eşit katılma isteklerini gerçekleştirmek için ilk yöneldikleri kurumlar siyasal partilerdir. Bu nedenle ilk kota uygulamaları siyasal partilerde başlamalıdır. Siyasal partiler kotayı nasıl uygulayacaklarını kendi tüzüklerinde tanımlamalıdır.
Siyasal partiler uygulayacakları kota oranını belirlerken %30 (veya 1/3) “en az temsil oranı”na uymalıdırlar. Aynı zamanda aday listelerini hazırlarken, en üst sıradan başlayarak kadın adayları bu orana sadık kalarak yerleştirmelidirler.
5. Avrupa ülkelerinde kota uygulamaları var mı?
Avrupa Birliği’nin 1999’da yürürlüğe koyduğu Amsterdam Anlaşması, hem AB’nin kendisini hem de üye ülkeleri bağlamaktadır. Anlaşmanın 141. maddesine göre eşitliğin sağlanması için kadınlara özel avantajlar sağlanması gereklidir ve bu bir ayrımcılık değildir. Avrupa ülkelerinde kota uygulamaları yaygın olarak hayata geçirilmektedir.
Aşağıda, çeşitli ülkelerdeki kota uygulamalarına ilişkin örnekler yer almaktadır:
Belçika, 1994’te yaptığı yasal değişiklik ile her tür seçimde oluşturulacak listelerde bir cinsin oranının 2/3’ü geçemeyeceği ilkesini getirdi.
Fransa, 2000’de Anayasada yaptığı değişiklikle yerel ya da ulusal düzeydeki bütün seçimlerde kadınlarla erkeklerin eşit katılımını zorunlu hale getirdi.
Avusturya’da Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) 2000 yılında partinin tüm kademelerinde kadın oranının %40 olmasını kabul etti. Yeşiller Partisi %50 ve Halkın Partisi (ÖVP) %33 kota uyguluyor.
Finlandiya’da Sol Parti ve Yeşiller Partisi parti içi seçimlerde kota uyguluyor.
Almanya’da SPD %33,3, Yeşiller %50, PDS %50 kota uyguluyor.
İrlanda’da Sosyal Demokrat ve Halkın İttifakı Partileri seçilmiş ve atanmış tüm parti organlarında %40 kota uyguluyor.
Lüksemburg’da partilerin çoğu ya kota ya da olumlu ayrımcılık sistemini benimsemiş durumda. Partilerde başkan yardımcılarından birinin kadın olmasını zorunlu.
Malta’da İşçi Partisi Genel Kongresinde %40 kota uygulama kararı alındı.
Slovakya’da Sosyal Demokrat Sol Parti %25 kota uyguluyor.
6. Gelişmekte olan ve azgelişmiş ülkelerde kota uygulamaları var mı?
Arjantin ve Brezilya yasalarına sabit kotalar koydular. Seçime girecek adayların Arjantin’de %30’u, Brezilya’da ise %20’si kadın olmak zorunda. Uganda’da 39 seçim bölgesinin her birinden bir kadın temsilcinin meclise girme hakkı var. Hindistan’da yerel meclislerde %33 kota uygulaması var. Meclislerinde kadınlara sabit koltuk ayrılması yoluyla kota uygulayan ülkeler de var. Bangladeş’te 330 sandalyenin 30’u, Eritre’de 105 sandalyenin 10’u, Tanzanya’da 255 sandalyenin 15’i kadınlara ayrılmış durumda. Cezayir’de seçim adayları için siyasi parti kotası bulunuyor. Cibuti’de ulusal meclis için kota düzenlemesi seçim yasasına konulmuş. Kadın temsil oranı %10,4. Ekvator’da kota düzenlemesi seçim yasasında yer alıyor. Kadın temsil oranının %16 olduğu bu ülkede seçim adayları için siyasi parti kotası uygulanıyor. Toplam 81 ülkede anayasa, seçim yasası ve parti tüzüklerinde, ulusal veya yerel parlamento için cinsiyet kotası var.
7. Kota uygulamasıyla siyasetteki kadın sayısını artıran ülkeler var mı?
Uganda ulusal düzeyde kota uygulayarak 1987’de %1 olan kadın parlamenter oranını 2000 yılında %18’e çıkardı. Kota uygulamalarını sistem içine iyice yerleştiği İsveç’te parlamenter kadın oranı 1987’de %32 iken, 1995’te %40’a ve 2000’de %42,7’ye yükseldi. Bu sürekli yükseliş hükümetlerdeki kadın üye oranında da kendini gösteriyor. 1994’te %30 olan oran, 1998’ de %43’e çıktı. Güney Afrika Cumhuriyeti’nde, siyasal partilerinin uyguladığı zorunlu kotayla, 1987’de %2 olan kadın parlamenter oranı 2000 yılında %30’a çıktı.
8. Kota uygulamasını kaldırarak siyasetteki kadın sayısının azalmasına neden olan ülke(ler) var mıdır?
Kota uygulamasından vazgeçen Doğu Avrupa ülkelerinde kadın parlamenter oranı 1987’de %30’lardayken, 2000’de %5’lere düştü. Örneğin, Romanya’da %34’ten %5,6’ya; Macaristan’da %21’den %8,2’ye, Arnavutluk’ta %29’dan %5,2’ye indi.
9. Kota, eşitlik adına istenen bir eşitsizlik ve ayrımcılık değil midir?
Kota, kurallarına uygun kullanılırsa, eşitsizlik ve ayrımcılık yaratmaz. Tersine, var olan ayrımcılığı ortadan kaldırmaya yarar. Kota, var olan erkek egemen toplumsal yapı nedeniyle kadınlara kapalı olan siyaseti kadınlara açarak eşitlik sağlar.
10. Kota, niteliksiz kadınların siyasete girmesine yol açıp mevcut yapıyı daha da çarpıklaştırmaz mı?
Kota, seçilecek kişinin niteliğini değil, seçilme usulünü belirler. Kota sayesinde kadın adaylar, erkek adayların saptandığı ve seçildiği usullerden farklı usullerle seçilirler. Nitelikli kadın aday saptayacak olan kota değil, kotayı kullanan siyasal parti veya örgüttür. Erkek adayların saptanmasında uygulanan nitelik değerlendirme ölçüleri benzeri uygulamalar kadın adayların saptanmasında da uygulanabilir. “Nitelikli” sıfatının sadece kadınlar açısından kullanılması bile kadınlara yönelik ayırımcılığı ifade ediyor. Bu da ister istemez akla, “Seçilen tüm erkekler nitelikli mi?” sorusunu getiriyor.
11. Siyasal temsil cinsiyete, yaşa, gelire, etnik kökene, mesleğe v.b. göre belirlenecekse, her farklılığa kota ayırmak gerekmez mi?Cinsiyet, toplumsal farklılık yaratan yaş, gelir, meslek gibi özelliklerden ayrılan bir özelliğe sahip. Cinsiyete dayalı ayrımcılık, yüzyıllardır çeşitli biçimlerde devam eden, erkek üstünlüğüne dayalı bir toplumsal sistem. Çeşitli kurumlarla, değer yargılarıyla, yasalarla varlığını sürdürür. Bu kadar köklü ve kapsamlı bir eşitsizlik ile diğer toplumsal farklar aynı kefeye konamaz. Cinsiyete dayalı eşitsizlik nüfusun yarısı olan bütün kadınları ilgilendirir.
12. Kota, kadınları kolaycılığa, mücadelesiz başarıya yönlendirmez mi? Kota ile siyasete girecek kadınların gereken bilgi, sorumluluk ve deneyime sahip olması elbette gerekir. Bu özelliklere sahip kadınların var olmadığını kimse söyleyemez. Sorun, bu özelliklere sahip kadınların olmaması değil, siyasetin sadece cinsiyetleri nedeniyle kadınları dışlayan yapısıdır. Siyasette seçilecek kişilerin niteliğini seçim tekniği değil, aday belirleme sürecinin niteliği belirler. Siyasete katılan kadınların seçilen erkeklerden daha niteliksiz olduğunu söylemek ayrımcılıktır. Kadın ya da erkek, nitelikli politikacı seçmek kotanın değil, siyasal parti karar organlarının işidir.
13. Atama ile oluşan karar organlarında kota uygulanmalı mıdır?Atama ile oluşan kurumlar şunlardır: Hükümet ve bakanlıklar, her türlü kamu hizmeti yürüten kuruluşta danışma, yönetim, organizasyon yapan komisyon, komite, danışmanlık birimi, özel büro gibi çalışan birimler. Kadınların karar süreçlerine katılımı ve cinsler arası eşitliğin sağlanması için yalnızca seçimle oluşan organların değil, atama ile oluşan organların da cinsiyet kotasını dikkate alması gerekiyor. Hem uluslararası sözleşme ve kararlar, hem de Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi kararları bunu önemle vurguluyor.
14. Avrupa ve dünya ülkelerinde atama ile oluşan karar organlarında kota uygulanıyor mu?
Belçika’da 1990’dan sonra uygulanan bir yasa ile ilgili tüm organlarda bir cinsin oranının 2/3’ü aşamayacağı kuralı getirildi. Almanya’da 1994’te yürürlüğe giren yasa ile atamayla oluşan her konum için bir erkek ve bir kadın atanması ilkesi kabul edildi. Hollanda’da 1997 tarihli yasa ile hükümet düzeyinde atama ile oluşan organlara eşit katılım ilkesi uygulanmaya başlandı. İngiltere’de atama ile oluşan organlarda 50:50 oranı kota olarak değil ilke olarak kabul edildi. İsviçre’de 1996’da çıkartılan yasa ile atama ile oluşan kurullarda %30 kota uygulanmaya başlandı.
SAYFA ADRESİ (URL) :
www.kurumsalhaberler.com 29.03.2005