Mesajı Okuyun
Old 02-10-2007, 10:17   #4
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan

YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2006/19-295
K. 2006/341
T. 7.6.2006

"Yargıtay daireleri ve Hukuk Genel Kurulu'nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davalarında İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkar tazminatı, hakkındaki İcra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.

Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlu su birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlu su tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir."

Sayın meslektaşım,

Yukarıya alıntı yapılan Yargıtay kararı doğrultusunda olaya baktığımızda sigorta şirketinin ekspertiz raporuna dayanan alacak likit olarak değerlendirilemez ve bu durumda icra takibine itiraz halinde icra inkar tazminatı söz konusu olmaz.