06-04-2004, 20:04
|
#331
|
|
DOSTLARI OLMALI İNSANIN
Dostları olmalı insanın, aynen gemilerin limanları gibi.
Zaman zaman uğradığın yükünü boşalttığın.
Dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda...
Sonra açık denizlere uğurlamalı seni, geri döneceğin günü bekleme umuduyla.
Bazen rüzgara o açmalı yelkenini.
Yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla.
Halatlarını çözmeli.
Seni çok ama çok özlemeli...
Dostları olmalı insanın, ermiş, bilge, hayatı ezbere okuyabilen.
Düşünmediklerini düşündüren seni bir cambaz ipinde güvenle tutabilen.
Gerektiğinde senin için ateşi yutabilen.
Yolunu ısıtan ustan olmalı, şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini, sana vermeli soğuk bir kış gününde, üzerindeki tek gömleğini...
Dost dediğin; fanatik olmalı;
Bütün dünya seni üzdüğünde sana moral vermeli, güzel haberler aldığında seninle dans etmeli.
Ve ağladığında, seninle ağlamalı...
Ama hepsinden daha çok;
Dost matematiksel olmalı;
Sevinci çarpmalı...
Üzüntüyü bölmeli...
Geçmişi çıkarmalı...
Yarını toplamalı...
Kalbinin derinliklerinde ihtiyacı hesaplamalı...
Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı...
Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.
Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim".
Diyebilmelisin.
Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...
Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş... Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.
Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...
|