29-09-2007, 21:44
|
#2
|
|
1. Gaiplik davası çekişmesiz yargı davalarından olup, hasım gösterilmesi zorunluluğu yoktur. Hasımsız olarak açılır.Gaiplikle hazinenin bir ilgisi mevcut değildir.
2. Gaiplik kararı alındıktan sonra TMK 713/2 ye göre dava mirasçılar aleyhine açılmalıdır. Mirasçılar nüfus , tapu, askerlik şubesi , vergi dairesi kayıtları üzerinden araştırılabilir. Civar parsel malikleri dinlenerek sonuca gidilebilir. Kadastro tutanaklarındaki bilirkişi ve tanıklar muhtar sağ iseler dinlenenir. Zabıta araştırılması , kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılır. Açılacak gaiplik davası bunların yapılabilmesi için bir fırsattır. Bu araştırmaların yapılması mahkemeden gaiplik davasında olmazsa tapu iptali davasında yada tapu iptali davasında alınacak yetki belgesi ile açılacak veraset davasında talep edilebilir.Mirasçılardan hiçolmazsa bir tanesinin bulunması için dava ilgilileri gayret göstermeli.
3. Ortada mirasçı yoksa son mirasçı hazinedir. Fakat hazineye geçen yerlerin TMK 713/2 md. göre kazanılması imkanı yoktur. Bu yönden mirasçılar yerine hazineyi hasım alma veya mal memurunun kayyım olarak atanmasını sağlamanın bir yararının olmayacağı kanısındayım.
4. Yargıtay eski kararlarında 20 yıllık süreyi gaiplik kararının kesinleşmesi tarihinden başlatıyordu. Fakat TMK 35 md. gaiplik kararının ölüm tehlikesi veya son haber gününden başlayacağını öngörmüştür. Yeni uygulamada 34 md. hükmünün 713/2 md. deki süreye uygulansın diye M.Reşit Karahasan'ın temennisine rastladım. Fakat yargıtay uygulaması ne şekilde gelişiyor takip edemedim.
Saygılarımla.
|