|
T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2005/11010 K. 2006/12519 T. 30.11.2006
DAVA : Taraflar arasında görülen davada A. Asliye 13. hukuk Mahkemesi'nce verilen 08.03.2005 tarih ve 2004/464 - 2005/70 sayılı kararı onayan Daire'nin 06.07.2006 gün ve 2005/7557-2006/8086 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi Ş. davalı bankadaki hesabından, veraset ilamındaki paylarına göre ödeme yapılması isteminin reddedildiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte toplam 6.613.564.000.-TL,nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davalıların tüm mirasçılar ile birlikte ya da vekil aracılığı ile talepte bulunmaları gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, istem konusunun nakit para olması ve mirasçıların payları kadar taleple bulunabileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, Dairemizce karar onanmıştır.
Davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yukarıda özet olarak açıklandığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı banka nezdinde bulunan murise ait paranın bir kısım mirasçılar tarafından miras payları oranında davalı bankadan istenip istenemeyeceği ilişkindir. Her ne kadar Dairemizin daha önceki uygulamaları hesaptaki paranın misli eşya olması nedeniyle her bir mirasçı tarafından ayrı ayrı bankadan talep edilebileceği yönündeyse de 27.09.2006 tarih 2006/19-552-589 sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararında belirtildiği gibi TMK.nun 599 ncn maddesi uyarınca miras, murisin ölümü ile mirasçılara geçer. MK. 640 maddesinde "birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye el birliğiyle sahip olurlar ve sözleşme ve kanundan doğan temsil yada yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler." hükmü yer almıştır.
TMK.nun 701/2 nci maddesinde ise "el birliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır." denilmektedir.
Bu hükümlere göre miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde sözkonusu olduğundan, tereke paylan ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece mirasçıların somut ve bağımsız payları mevcut değildir.
Bu durumda tüm mirasçıların birlikte bankaya müracaat ederek ödeme isteminde bulunmaları veya hazır olmayanların usulüne uygun şekilde vekaletname ibraz etmeleri; ya da miras ortaklığına temsilci atanması: TMK'nun 644 ncü maddesi uyarınca iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi gerekir. Aksi halde; çıkacak bir anlaşmazlıkta bankanın sorumluluğu söz konusu olabilir.
O halde, mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, davalı vekilinin bu yöne ilişen karar düzeltme itirazının kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 06.07.2006 tarih 2005/7557-2006/8086 karar sayılı onama ilamının kaldırılarak kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme harçlarının isteyene iadesine, 30.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|