Mesajı Okuyun
Old 12-09-2007, 23:28   #3
Av.Afşin Yılmaz

 
Varsayılan

SSK'NIN 18.08.2007 TARİHLİ GENELGESİ ŞU DÜZENLEMELERİ GETİRMEKTEDİR :
506 sayılı "Sosyal Sigortalar Kanunu"nun Ek 5 inci maddesinin birinci fıkrasına 20/06/1987 tarihli, 3395 sayılı Kanunun 13’üncü maddesi ile eklenen IV numaralı bende göre, 01/09/1987 tarihinden sonra azotlu gübre ve şeker sanayiinde, fabrika, atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında çalışanların;

- Çelik, demir ve tunç döküm işlerinde,

- Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde,

- Patlayıcı maddeler yapılmasında,

- Kaynak işlerinde,

geçen çalışma sürelerine 1/4 oranında itibari hizmet süresi verilmektedir.

Ancak, itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektiren olgunun sanayi kolları farklı da olsa belli ağır, riskli ve sağlığa zararlı işlerin yapılması olduğu, bu nitelikteki işleri yapan kişilerin aynı durumda olmadıklarının ileri sürülemeyeceği ve aynı hukuksal durumda bulunanların farklı kurallara tabi tutulmasının Anayasa’nın eşitlik ilkesine yer veren 10’uncu maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle söz konusu düzenlemede yer alan "Azotlu gübre ve şeker sanayiinde," ibaresi, Anayasa Mahkemesinin 27/03/2007 tarihli, 26475 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 04/10/2006 tarihli, 2002/157 Esas, 2006/97 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.

Türkiye genelinde tüm fabrika, atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında çalışanların;

- Çelik, demir ve tunç döküm işlerinde
- Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde,
- Patlayıcı maddeler yapılmasında,
- Kaynak işlerinde
Tüm çalışanlar 27/03/2007 tarihinden sonra itibari hizmet kapsamında değerlendirilecektir.

Kanun, itibari hizmet kapsamındaki işyerleri ve işleri birlikte tanımladığından bu işlerin üretim süreci içerisinde yapılmış olması gerekmektedir. Bu nedenle, fabrika, atölye, havuz ve depolarda, trafo binaları işyerlerinde kontrol ve benzeri amaçlarla kısa süreli çalışanlarla, bu işleri fiilen yapmayıp işin yönetim görevini yapan veya bu işyerleri dışında söz konusu işleri yapan sigortalılar, itibari hizmet süresinden yararlandırılmayacaktır.

Peki bütün bunlar ne demek? itibari hizmet süresi kapsamına giren sigortalılar için işverenlerce yasal süresinde internet ortamında verilecek aylık prim ve hizmet belgeleri "3" numaralı belge türü ile düzenlenecek olup, itibari hizmet süresinden yararlanacak sigortalılar için % 9 sigortalı hissesi, % 13 işveren hissesi olmak üzere % 22 oranında malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödenecektir demektir.

Şimdiye kadar % 9 (malulluk sigortasının )işçi hissesini ve % 11 de işveren hissesi olmak üzere % 20 bildiriyorduk.

Peki ne yapacağız? itibari hizmet süresi kapsamında geçtiği halde "1" numaralı belge türü ile Kuruma bildirilen sigortalılar için kağıt ortamında iptal aylık prim ve hizmet belgesi ve "3" numaralı belge türü ile asıl aylık prim ve hizmet belgesi düzenlenerek verilecektir.Yani 3.aydan itibaren iptal ve düzeltmeler verilecek.internetten değil,iptal ve asıl olarak elden kağıt ortamında verilecek.

Ceza varmı?Eylül ayının sonuna kadar verirseniz ve prim farklarını öderseniz,idari para cezası ve gecikme zammı ödenmeyecek.ancak eylül ayından sonrakiler hem idari para cezası hemde prim farklarının gecikme zamlarını ödeyecekler.


Sonuçta, Sigortalılar, 506 sayılı Kanunun Ek 5 inci maddesi kapsamında belirtilen işlerde 2098 ve 3395 sayılı kanunlar kapsamında geçen süreler toplamının en az 3600 gün olması kaydı ile itibari hizmet kapsamında % 22 prim üzerinden Kuruma bildirilen hizmetlerin 1/4’ü sigortalılık sürelerine eklenmek, 5 yıla kadar bölümü de emeklilik yaş hadlerinden indirilmek suretiyle erken emeklilik hakkından yararlanabileceklerdir.

Kapsamdaki işçileri ise şöyle belirleyebiliriz. Bilindiği üzere uygulama Emekli Sandığına tabii çalışanlar açısından yıllardır yürürlükte iken SSK'ya tabii çalışanlar (şeker, gübre vs. fabrikalrda çalışanlar hariç) bundan faydalanamamakta idi. Bu nedenle kapsamı belirlerken emsal olarak emekli sandığı kanunu uygulamasını benimsemek uygun olacaktır. Zira; 01.01.2008'de yürürlüğe girmesi beklenen 5510 sayılı kanunda konu, emekli sandığı uygulamasıdaki şekli ile düzenlenmiştir.