Mesajı Okuyun
Old 12-09-2007, 09:10   #3
Av. Lale Beşe

 
Varsayılan Sayın Yücel Kocabaş

Bahsettiğiniz Hukuk Genel Kurulu kararından sonra bu yorumunuzda haklısınız ancak sürekli atlanan bir nokta var gibi geliyor bana hem Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, hem de bu konuda yazılan yorumlarda.

2942 Sayılı Kanun, 8 Kasım 1983 Tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Dolayısı ile 20 yıllık hak düşürücü süreyi öngören 38. madde de... Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ise 14.04.2003 Tarihlidir. Aradan 19 yıl 5 ay gibi bir süre geçtikten sonra madde iptal edilmiştir. Yani 20 yıllık hak düşürücü süre öngören hükmün kendisi bile 20 yıl yürürlükte kalmamıştır. Bu durumda hak düşürücü sürenin, yasanın yürürlük tarihinden sonra doğan kamulaştırma sorunlarına uygulanması gerekirken, yürürlük tarihinden önceki kamulaştırma işlemlerinden doğan hukuki sorunlar için de uygulanması sözkonusudur ki bu da yasada öngörülen hak düşürücü sürenin geriye uygulanması sonucunu doğurur. Kim ne derse desin, Kamulaştırma Kanunundan önce yürürlükte olan ve herhangi bir hak düşürücü süre öngörmeyen 1956 Tarihli İstimlak Kanununa veya daha önceki kamulaştırma kanunlarına göre kamulaştırma gören yer sahiplerinin hak düşürücü süreye tabi olmama gibi bir kazanılmış hakları mevcuttur. Sonuçta ortada 38. maddenin uygulanmasını gerektiren herhangi bir kamulaştırma işlemi bulunmamaktadır. İşin gerçeği 38. maddenin kendisinden sonra gelen olaylara uygulanması gerekirken dikkat edilirse tamamen önceki yasalara göre kamulaştırılmış ya da kamulaştırmasız elatılmış yerlerle ilgili davalara uygulanmaktadır. Az önce bahsettiğim gibi bu 38. madde toplam 20 yıl yürürlükte kalmadığı için de, kendisini de yürürlüğe koyan Kamulaştırma Kanununa göre kamulaştırılmış bir yere uygulanması da mümkün değildir. Maalesef burada bir kaos var gibi geliyor bana. Saygılarımla...