Mesajı Okuyun
Old 01-01-2004, 17:35   #2
sbudak

 
Mesaj Konuyu Analiz Etmeden Basının Yönlendirmesiyle Karar Vermemeli!

Dokunulmazlıklar ve yargının bağımsızlığı konuları benim de üzerinde düşündüşüm konular.

Konu çok boyutlu ve derin bir konu aslında. Özel incelemelere konu olabilecek nitelikte. Hele Türkiye uygulaması için olmalı da.

Dokunulmazlıklar dendiğinde hepimizin aklına ilk önce Milletvekili Dokunulmazlıkları geliyor. Bu da normal tabi. Ama Türkiye'de dokunulmazlıkların sadece Milletvekili Dokunulmazlıkları ile sınırlı olmadığını bilmemiz gerekiyor. Ülkemizde Cumhurbaşkanınından başlayıp hakimlere, silahlı kuvvetler mensuplarına, memurlara kadar çok geniş bir yelpazede dereceleri farklı olmakla birlikte dokunulmazlık var. Dolayısı ile dokunulmazlık konusunu sadece milletvekili dokunulmazlıklarına hapsetmek bence doğru değil. Türkiye'de Dokunulmazlar çok. Dokunulmazlıklardan rahatsızım, evet ama hepsinden rahatsızım. Dediğim gibi konu çok boyutlu ve geniş bir konu ve her birinin ayrı ayrı tartışılması gerekli.

Ama özelde milletvekili dokunulmazlıklarına ve yargının bağımsızlığına dönecek olursak o konuda şunları söylemek istiyorum: Bir kere milletvekili dokunulmazlıklarının diğer dokunulmazlıklar göz ardı edilerek tek konu haline getirilmesini doğru bulmuyorum. Bütün kesimlerin dokunulmazlıklarını masaya yatırmak ve dokunulmazlıkların tümünü sınırlandırmak ve hatta bazılarını kaldırmak daha tutarlı ve akılcı olur. Dokunulmazlığa sahip olan kesim sadece milletvekilleriymiş ve bu da Türkiye'deki yolsuzlukların tek sebebiymiş gibi görülmesinin ve gösterilmesinin büyük bir yanlış olduğunu düşünüyorum. Elbetteki milletvekili dokunulmazlığı bazılarının yolsuzluk yapmasına fırsat tanımış ve bunların ortaya çıkarılmasını güçleştirmiştir. Ama Türkiye'deki bütün yolsuzlukları milletvekillerine mal etmek de akıl karı değildir. Bugün Türkiye'de birçok kurumda ve özellikle de dokunulmazlığa sahip diğer kesimlerce yönetilen kurumlarda yolsuzluk olmaktadır.
Ahlaki yozlaşma toplumun her kesime yayılmıştır.

Milletvekili dokunulmazlığı Yargı(yargının nitelikleri ile) doğrudan ilgili. Zira milletvekillerimiz de dokunulmazlıkların sınırlandırılmasında tereddüt etmelerinin sebebi olarak bu noktaya dikkat çekmekte ve Türkiye'de yargının bağımsızlığından şüphe duyduklarını, bu nedenle dokunulmazlıkları kendileri için güvence olarak gördüklerini dile getirmekteler. Konunun burası çok önemli ve kritik. Önemli çünkü bir ülkede milleti temsil eden milletvekilleri kendi devletinin yargısının bağımsız olmadığını ve o yargıda muhakeme edilmekten çekindiğini söylüyorsa burada 'hadi canım sen de, saklayacak birşeyin mi var' demeden önce durup düşünmek lazım. Hele ki bunlar bir ''Hukuk Devleti'' olma iddiasında olan bir ülkede söyleniyorsa. Zira Hukuk Devletinin olmazsa olmazlarından biri Yargının Bağımsız olmasıdır. Bence burada durup niçin böyle söyleniyor, yargının bağımsızlığından şüpheyi gerektiren örnekler mi var diye değerlendirme yapmak lazım. Konunun kritkliği de işte burda başlıyor. Çünkü Türkiye'de birçok şeyin kutsandığı gibi 'Yargı' da kutsanmış durumda. Kutsamayı hem bireyler zihinlerinde ve söylemlerinde yapıyor hem de kanunları vaaz eden Devlet yapıyor. Yargı da ülkemizde eleştirilirken çok dikkatli olunması gerken alanlardan biri. Daha 4-5 yıl öncesine kadar 'Yargı Bağımsız Değil' diyenler kendileri o yargının önünde savunmak zorunda kalıyordu.

Burada 'Yargının Bağımsızlığı' konusunu açmak gerekiyor. Yargının Bağımsızlığı, yargılama yetkisinin kullanulmasında hiçbir makam ve merciin mahkemelere ve hakimlara emir ve talimat verememesi, talimat gönderemesinden ibaret değil. Yargının Bağımsızlığı aynı zamanda Hakimin 1-Taraflara, 2-Basına 3-Kendine karşı bağımsız olmasını da kapsamaktadır. Bu anlamdaki bağımsızlığı aslında 'Tarafsızlık' olarak adlandırmak daha doğru. Milletvekillerimizin de yargı bağımsız değil derken aslında söylemek istedikleri 'Yargının Tarafsız Olmadığı'' dır. Ben kendi adıma milletvekillerinine hak veriyorum. Ne yazık ki ülkemizde yakın geçmişte yargının hukuki olmaktan çok kendi siyasi fikir ve inaçlarının etkisiyle bazı kararlar verdiği düşüncesindeyim. Bugün için kimi davalarda hakimlerimizin basına ve kendine karşı bağımsızlığını koruduğunu söylemek güç.

Sonuç olarak;
1-Dokunulmazlık olarak sadece milletvekili dokunulmazlıklarını ele alıp diğerlerini görmezlikten gelmemeli,
2-Konunun çok boyutlu ve yolsuzluk gibi diğer konularla olan bağlantısını iyi değerlendirmeli,
3-Dokunulmazlıkların sınırlandırılmasından milletvekillerinin dile getirdiği endişelere kulak tıkamamalı ve 'Yargının Bağımsızlığı' konusu içinde 'Yargının Tarafsızlığı' nın olduğunu da unutmamalı,
4-Yargının bağımsızlığını ve tarfsızlığını özgürce tartışabilmeli, yargı da dahil hiç bir kurumu, müesseyi kutsamamalı, tartışılmaz görmemeli,
5-Bir konuyu analiz etmeden, üzerinde düşünmeden basının yönlendirmesiyle karar vermemeliyiz.