Mesajı Okuyun
Old 21-08-2007, 12:37   #5
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Madlock,
Ben aynı fikirde değilim.
Eğer Bir sözleşme var ve bu sözleşmede bedeli teminat olan çeke atıf var ise bu takdirde çek "Kayıtsız şartsız havale " unsurunu ihtiva etmediğinden kanımca çek değildir.
Bir an için bunun icraya intikal edilebileceğini farzedersek,çek alacaklısı gerçekten teminat olan ve fakat icra takibine haksız olarak konu edilen çekle ilgili tazminat davaları açabilir.
Teminat olan bir çek eğer temin şartı henüz aranmıyor ise neden ödeme için bankaya ibraz edilsin?Teminat koşulu yada riski mi doğmuştur?
bu takdirde bence bu çek pek tabiki bankaya ibraz edilebilir ve hatta karşılıksız ise şerh dahi verilir.
Ancak bu çeki eğer şart oluşmamış ve teminat koşulu gerçekleşmemiş ise icraya intikal ettirmeden önce araştırma yapmanızı tavsiye ederim.
sonuç olarak çekin bankaya ibrazı mümkün olup ve hatta icra takibi dahi yapılabilir.Salt eminat olması 3167 anlamında suç teşkil etmesini de engellemez.(Ekteki Karar)
Fakat borçlu Teminat şartının gerçekleşmediği ve alacaklının kötü niyetli olduğu iddiasıyla yeni davalar açabileceğinden bu davalara cevap hazırlamadan takip yapmamanızı tavsye ederim.
Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/6192

K. 2004/1092

T. 10.2.2004

• TEMİNAT ÇEKİ ( Protokol Hükümlerine Aykırı Şekilde İbrazı/Manevi Tazminat - Teminat Çekinin Davalı Şirket Adına Takas Aracılığı İle İbraz Edilerek Arkası Belgelendiğine Göre Davacı Şirketin Ticari İtibarının Sarsıldığının Kabulü Gereği )

• TİCARİ İTİBARIN ZEDELENMESİ ( Teminat Çekinin Davalı Şirket Adına Takas Aracılığı İle İbraz Edilerek Arkası Belgelenmesi Nedeniyle - Manevi Tazminat Talebinin Kabulü Gereği )

• MANEVİ TAZMİNAT ( Teminat Çekinin Protokol Hükümlerine Aykırı Şekilde İbrazı Teminat Çekinin Davalı Şirket Adına Takas Aracılığı İle İbraz Edilerek Arkası Belgelendiğine Göre Davacı Şirketin Ticari İtibarının Sarsıldığının Kabulü Gereği )

• PROTOKOL HÜKÜMLERİNE AYKIRI ÇEK İBRAZI ( Teminat Çekinin Protokol Hükümlerine Aykırı Şekilde İbrazı Teminat Çekinin Davalı Şirket Adına Takas Aracılığı İle İbraz Edilerek Arkası Belgelendiğine Göre Davacı Şirketin Ticari İtibarının Sarsıldığı )

818/m.49


ÖZET : Uyuşmazlık, teminat çekinin protokol hükümlerine aykırı şekilde ibrazı ile davacının manevi yönden zarara uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Olayda teminat çekinin davalı şirket adına takas aracılığı ile ibraz edilerek arkası belgelendiğine göre, davacı şirketin ticari itibarının sarsıldığının kabulü gerekir. Mahkeme manevi tazminat talebini, BK.nun 49 ncu maddesi ve yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirmelidir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 13.12.2001 tarih ve 2000/503 - 2001/769 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Muktedir Lale tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalılar ile arasında yapılan protokol uygun olarak 4 adet teminat çeki verdiğini, teminat çeklerinin keşide tarihlerinden bir hafta önce iade edileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmeye rağmen 30.06.1999 keşide tarihli 5.000.000.000.-TL bedelli çekin bankaya ibraz edilip arkasına karşılıksızdır şerhinin yazdırıldığını, 31.07.1999 keşide tarihli 5.000.000.000.-TL bedelli teminat çekinin icraya konulmaması için ve iptal istemini içerir dava açtıklarını, müvekkil şirketin ticari itibarının zedelendiğini, 5.000.000.000.-TL manevi zararlarının oluştuğunu, ek dava ile de; davalıların neden oldukları iptal istemli davada 178.500.000.-TL maddi zararlarının oluştuğunu ileri sürerek, bu meblağların temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, teminat çeklerinin sözleşmeye aykırı şekilde ibrazından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 19.03.1999 tarihli protokol hükümlerine göre 30.06.1999 keşide tarihli 3136814 nolu 5.000.000.000.-TL bedelli çekin teminat çeki olduğu tartışmasızdır.
Uyuşmazlık, bu teminat çekinin protokol hükümlerine aykırı şekilde, ibrazı ile davacının manevi yönden zarara uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda da, anılan teminat çekinin 30.06.1999 tarihinde davalı şirket adına takas aracılığı ile ibraz edilerek arkası belgelendiğine göre, davacı şirketin ticari itibarının sarsıldığının kabulü gerekir.
O halde mahkemece, BK.nun 49 ncu maddesine yukarıdaki açıklamalar ışığında manevi tazminat açısından değerlendirme yapılmak, sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. T.C.

YARGITAY

10. CEZA DAİRESİ

E. 2002/2911

K. 2002/10701

T. 5.3.2002

• KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK ( Bankaya İbraz Edildiğinde Karşılığı Bulunmaması Halinde Kısmen De Olsa Ödenmeyen Çeki Keşide Eden Kişilerin Cezalandırılacağı )

• 3167 SAYILI ÇEK KANUNUNA MUHALEFET ( Bankaya İbraz Edildiğinde Karşılığı Bulunmaması Halinde Kısmen De Olsa Ödenmeyen Çeki Keşide Eden Kişilerin Cezalandırılacağı )

• BİÇİMSEL SUÇ ( Karşılıksız Çek Keşide Etme Suçunun Niteliği )

3167-1/m.16


ÖZET : Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2.3.1992 tarih ve 1992/7-28 esas 51 karar numaralı ilamında da açıklandığı üzere yasa koyucu, 3167 sayılı Kanunun 16. maddesi ile karşılıksız çek keşide etmeyi, biçimsel bir suç olarak düzenlemiştir. Bu maddeye göre bankaya ibraz edildiğinde karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler cezalandırılır.
DAVA : 3167 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık E.K. ın yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne dair Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 22.11.2000 gün ve 2000/296 esas, 2000/1139 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının bozma isteyen tebliğnamesi ile 7.1.2002 tarihinde daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Çek, görüldüğünde ödenir ve bono poliçe gibi bir kredi aracı olmayıp, ödeme aracıdır. Bir kambiyo senedi olması nedeniyle, mücerret bir alacağı ihtiva etmekte; yani asıl borç ilişkisinden bağımsız bir varlığa sahip bulunmaktadır. Bu nedenle, keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki, çekin hukuki varlık ve niteliğini etkilemez.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2.3.1992 tarih ve 1992/7-28 esas 51 karar numaralı ilamında da açıklandığı üzere yasa koyucu, 3167 sayılı Kanunun 16. maddesi ile karşılıksız çek keşide etmeyi, biçimsel bir suç olarak düzenlemiştir. Bu maddeye göre bankaya ibraz edildiğinde karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler cezalandırılır.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeksizin, dava konusu çekin müştekiye hatır niteliğinde teminat olarak verildiği ve henüz tebliğe çıkarılmadığından, şekli anlamda kesinleşmediği için, maddi hukuk anlamında da kesin hüküm niteliğinde, yani bağlayıcı olmayan ve kesin hüküm niteliğinde olsa bile, çekin hukuki niteliğini ve tedavülünü engelleyici olmayıp, sadece takip hukukuna ilişkin olan Mersin İcra Tetkik Merci Hakimliğinin 2000/821 esas, 1251 karar numaralı hükmü esas alınarak, sanıkla müşteki arasındaki ihtilafın hukuki nitelikte olduğundan bahisle sanığın beraatine karar verilmesinin yasaya aykırı olması ve bu durumda da;
17 Ekim 2001 tarih 24556 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4709 sayılı Kanunun 15. maddesi ile değiştirilen Anayasa'nın 38. maddesinin son fıkrası karşısında yasal düzenlemenin ne olacağının belirlenmesi açısından acilen uyum yasası çıkartılması zorunluluğu da nazara alınarak sonucun beklenmesi ve buna göre yeniden takdir ve değerlendirme yapılarak uygulama yapılmasında zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan başka yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 5.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.