Mesajı Okuyun
Old 12-08-2007, 22:07   #7
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/9561
Karar: 2005/11042
Karar Tarihi: 13.10.2005
ÖZET : Baz istasyonu adı verilen bu tesislerin işletilmesi sonucu geniş halk kitlelerine yarar sağladığı kuşkusuzdur. Ancak, bu yararın sağlanması karşısında kişilerin zarar görmesi de kabul edilemez. Bu bakımdan hizmetten elde edilen yarar ile bunun karşısında verilen zararın dengelenmesinde zorunluluk vardır. Diğer taraftan hiçbir hizmetin insan yaşamı kadar önem ve öncelik taşıdığı da düşünülemez. Böyle bir tehlikenin varlığının saptanması halinde gerekli önlemlerin alınması zorunlu hale gelir. Somut olayda mahkemece bir zararın doğup doğmadığı, doğmuşsa bunun giderim biçiminin ne olması gerektiği yolunda yeterli bir araştırma yapılmış değildir. Konuyla ilgili olarak çıkarılan "Telekominikasyon Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddeti Limit Değerleri Belirlenmesi, Ölçüm Yöntemleri ve Denetlenmesi Hakkındaki Yönetmelik" te söz konusu saptamaların ne şekilde ve kimler tarafından hangi cihazlarla yapılacağı belirtilmiştir. Anılan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak araştırma yapılmasında zorunluluk vardır.
Hal böyle olunca, belirtilen şekilde gerekli araştırmanın yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekir.

(634 S. K. m. 18)
Dava: Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, birkaç bloktan oluşan ve kat mülkiyeti kanunu hükümlerine göre yönetilen yerlerden olan F. Birlik Konut Sitesinde, yönetim kurulundan izin almadan sadece A-4 Blok yöneticisi davalı M. Tur ile görüşerek A-4 Blok çatısına davalı şirket tarafından baz istasyonu kurulduğunu, yönetim planında böyle bir işin ancak tüm kat maliklerinin onayı ile yapılacağının belirtildiğini, baz istasyonunun site sakinlerinin sağlığını da olumsuz etkilediğini ileri sürüp baz istasyonunun kaldırılması suretiyle elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalı şirket, kat mülkiyetinden kaynaklanan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, baz istasyonunun her türlü hukuki sorumluluğunun A. Telekominikasyon Endüstri Ticaret Anonim Şirketi'ne ait olduğunu, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, baz istasyonu tesisinin 634 sayılı kat mülkiyeti kanununa aykırı olmadığını, baz istasyonunun bilimsel verilere göre insan sağlığına zararı bulunmadığını, davalı Mehmet Emin Tur, davanın A. Anonim Şirketine ihbarı gerektiğini, dava ihbar edilen şirket, dava konusu baz istasyonunun blok kat malikleri kurulunun onayı ile inşa edildiğini, davacının husumet ehliyeti bulunmadığını, baz istasyonu için yetkili kuruluşlardan tüm izinlerin alındığını, istasyonun güvenlik sertifikası bulunduğunu bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı ve dava ihbar edilen şirket vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; 238 ada 1 parsel sayılı taşınmazda inşa edilen ve kat irtifakı kurulmuş sitede A-4 Blokda baz istasyonu kurulu bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, anılan tesisin diğer site sakinleri bakımından zarar verici olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Mahkemece, dava kabul edilmiş ise de, yapılan incelemenin yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Gerçekten de baz istasyonu adı verilen bu tesislerin işletilmesi sonucu geniş halk kitlelerine yarar sağladığı kuşkusuzdur. Ancak, bu yararın sağlanması karşısında kişilerin zarar görmesi de kabul edilemez. Bu bakımdan hizmetten elde edilen yarar ile bunun karşısında verilen zararın dengelenmesinde zorunluluk vardır. Diğer taraftan hiçbir hizmetin insan yaşamı kadar önem ve öncelik taşıdığı da düşünülemez. Böyle bir tehlikenin varlığının saptanması halinde gerekli önlemlerin alınması zorunlu hale gelir.
Somut olaya yukarıda açıklanan olgular gözetilerek bakıldığında, mahkemece bir zararın doğup doğmadığı, doğmuşsa bunun giderim biçiminin ne olması gerektiği yolunda yeterli bir araştırma yapılmış değildir. Konuyla ilgili olarak çıkarılan "Telekominikasyon Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddeti Limit Değerleri Belirlenmesi, Ölçüm Yöntemleri ve Denetlenmesi Hakkındaki Yönetmelik" te söz konusu saptamaların ne şekilde ve kimler tarafından hangi cihazlarla yapılacağı belirtilmiştir. Anılan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak araştırma yapılmasında zorunluluk vardır.
Hal böyle olunca, belirtilen şekilde gerekli araştırmanın yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Sonuç: Davalı ve ihbar edilenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene iade edilmesine, 13.10.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/2403
Karar: 2005/4252
Karar Tarihi: 07.04.2005
ÖZET: Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; davacı vakfın kayden maliki olduğu 4 parselde yer alan Altıntepe camii minaresine, davalı şirketin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın baz istasyonu kurarak elattığı anlaşılmaktadır.

(4721 S. K. m. 683)
Dava: Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mülkiyeti vakfa ait olan Altıntepe camii minaresine davalı şirketin baz istasyonu kurmak suretiyle elattığını, baz istasyonunun insan sağlığı için tehlike oluşturduğunu ileri sürerek, hukuka aykırı olarak kurulan baz istasyonunun yıkımı yoluyla elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, camilerin özel mülkiyete tabi olmadığını, davacı vakfın taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin bulunmadığını, her türlü tasarruf hakkının Diyanet İşleri Başkanlığına ait olup Diyanet İşleri Başkanlığı ile yapılan sözleşmeye dayanılarak baz istasyonu kurulduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; davacı vakfın kayden malik olduğu çaplı taşınmazına davalıların haklı ve geçerli bir hukuki neden olmaksızın baz istasyonu kurarak elattığının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı TC. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından süresinde davalı A. Haberleşme ve Pazarlama Hizmetleri A.Ş. (. Haberleşme ve Pazarlama Hizmetleri A.Ş.) tarafından süresi geçtikten sonra temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi İ. Acar'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü temyiz eden davalılardan A. Haberleşme ve Pazarlama Hizmetleri A.Ş.'ye kararın (A. Haberleşme ve Pazarlama Hizmetleri A.Ş.) 07.01.2005 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz dilekçesinin ise 25.01.2005 tarihinde verildiği, böylece yasal temyiz süresinin geçtiği anlaşılmakla Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.06.1990 gün ve 1989/ 3 esas, 1990/4 karar sayılı İnançları Birleştirme Kararı ve HUMK. nun madde 432. uyarına temyiz isteminin reddine.
Diğer davalının temyizine gelince; dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; davacı vakfın kayden maliki olduğu 4 parselde yer alan Altıntepe camii minaresine, davalı şirketin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın baz istasyonu kurarak elattığı anlaşıldığından davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Sonuç: Ancak, davalı Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 492 Sayılı Harçlar Yasası uyarınca muaf olduğu gözetilmeden harçtan sorumlu tutulması doğru değildir. Davalı Diyanet İşleri Başkanlığının bu hususa ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.04.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************