Mesajı Okuyun
Old 10-08-2007, 00:53   #6
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Soybağının Reddi kanaatimce kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak değildir.

Bilindiği üzere kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar ancak bizzat kullanılabilir ve mirasçılara intikal etmez. (Örnek: Manevi Tazminat)

Oysa Medeni Kanunun 291. maddesinde diğer ilgililerin de süresi içerisinde dava açabileceğini düzenlemiştir.

Alıntı:

D. Diğer ilgililerin dava hakkı
Madde 291 - Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir.
Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, her halde doğumdan başlayarak beş yıl içinde soybağının reddi davasını açar.
Kocanın açacağı soybağının reddi davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
Buna göre diğer ilgililerce dava açılması, söz konusu hakkın, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olmadığını düşündürmektedir.
Genel olarak soybağının düzgünlüğü kamu düzenine ilişkindir ve bundan kamunun menfaati vardır. Bu nedenledir ki C. Savcısı dahi bu tür davalara müdahil olabilmektedir. Bu anlamda soybağını reddetmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak değildir. Durum kişinin altsoyunu, eşini ve gerçek babayı ve dahası kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu anlamda soybağının reddi şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğinde olmadığından özel vekaletname gerekmez.