Mesajı Okuyun
Old 04-11-2003, 11:17   #5
Gemici

 
Varsayılan

Federal Almanya konuyu, Hukuki Danisma Kanunu (Rechtsberatungsgesetz) denen, 13. Aralik 1935 tarihli, Nazilarden kalma bir Yasa ile düzenlemis. Kanunun o zamanki gayesi, Yahudilerin Avukat olarak calismalarini önlemeye calismak. Ve 1935 tarihli Nazi Kanunu, toplumun cesitli kesimlerinden gelen tenkidlere ragmen, halen yürürlükte.

Kanuna göre yabanci kimselerin haklarini gerceklestirmek (almaya calismak) ve hukuki danisma, meslek olarak ancak yetkili makamlarin verdigi bir müsaade ile yapilabilir. Bu isi asil meslek olarak veya parasiz yapmak durumu degistirmez. Müsaadeyi alabilecek kimseler ve kurumlar kanunda belirtilmis.

Avukatlarin, Noterlerin ve kanunda ayrica belirtilen diger birkac kisi ve kurumun bu müsaadeyi almalarina gerek yok. Nazilerden kalma bu kanunu avukatlar hukuki tekellerini pekistirmek icin kullaniyor. Eger avukat degillerse hakim ve savcilar bile hukuki yardimda bulunamaz. Buna ragmen hukuki yardimda bulunanlar cezai takibe ugrar.

Görüldügü gibi burada mesele, avukatlarin kanunlarin kendilerine verdigi haklarini, yani mesleklerini korumalari. Ayni isi müsaade olmadan yapan diger kisilerin isi dogru veya yalnis yapmalari degil.

Böyle olunca da isi hakimlerin inisiyatifine birakmak dogru degil bence. Barolarin üyelerinin haklarini korumak icin, isi kanun veya yönetmelik düzeyinde cözmeye calismalari gerekir.

Saygilarimla