Sayın meslektaşlarım;

Müvekkil ve bir arkadaşı şahıs (K) dan bir hatır çeki alırlar. (K) çeki müvekkil emrine keşide eder. Müvekkil (M) ve daha sonra arkadaşı (B) çekin arkasını ciro eder. Amaç çeki kırdırmak ve nakit ihtiyaçlarını karşılamaktır. Ancak işleri olmaz ve vazgeçerler. Çeki iptal edeceği düşüncesiyle keşideci (K) ya cirolarını silmeden geri verirler. Ancak sonradan ticari sarsıntı geçiren (K) 3 ay sonra bu çeki durumdan haberdar olan (C) ye verir. (C) çeki iyiniyetli (D) ye ciro eder ve kullanır. (D) müvekkili ve arkadaşını tanıdığı için bir yerde onların cirosuna da itimat ederek çeki alır. Çek ödenmez, arkası yazılır, (K) piyasadan kaybolur ve (D) çek bedelini (C) den alamadığından müvekkil ve arkadaşından çek bedelini ödemelerini ister. Henüz açılmış bir icra takibi yoksa da birkaç gün sonra açılacaktır. (K) ortalıklarda olmadığından müvekkil çeki ödese de (K) dan tahsil etme şansı yok.

Çek normal olarak bedelsizdir. Alt ilişkiye baktığımızda C ile D arasındaki ticari ilişki hariç ne müvekkilin keşideciyle bir ticareti vardır ne de diğerlerinin birbirleriyle. Savcılık yoluna başvurmaktan başka bir şey aklıma gelmedi ancak açacağımız bir menfi tespit davası ile alt ilişkiye dayanarak senedin bedelsiz olduğunu ve ciranta (C) nin çeki müvekkilden devralmadığını ve aslında ciro silsilesini bozduğunu ispatlama şansımız var mıdır? (Hiçbir yazılı belgeye sahip değiliz) Benzer bir Yargıtay kararı aradımsa da bulamadım. Yardımlarınızı bekliyorum.

Saygılarımla…