Mesajı Okuyun
Old 13-07-2007, 13:11   #2
erdal7

 
Varsayılan

Yararı olabilir düşüncesi ile ,

Sayın Av. Talih Uyar 'dan alıntı yapılmıştır.

Borçlunun “takas” konusu yaptığı mukabil alacağı için, alacaklıya karşı ayrıca “takip” yapmış olmasına gerek yoktur. Yani, borçlu kendi alacağının yer aldığı belgeye (senede, ilama) dayanarak, ayrıca takip yapmadan da takas itirazında bulunabilir…


-“‘Takas’ itirazının icra dairesine de bildirilebileceğini”
12. HD. 13.12.1999 T. 15732/16312; 21.4.1980 T. 2283/3671

-“Başka dosyadaki alacakla, takip konusu alacağın takas edilebileceğini”
: 12. HD. 30.6.1998 T. 7094/7993; 24.1.1978 T. 15/340


-“Takas ve mahsup iddiasının, takibin her safhasında -icra müdürlüğüne ya da icra mahkemesine- bildirilebileceğini”
12. HD. 10.5.1994 T. 6190/6336; 26.4.1994 T. 1990-12244/5099; 24.4.1991 T. 1990-12306/4917 vb

Doktrin “takas”ı bir “itfa türü” olarak kabul ettiği halde, Yargıtay “takas”ı İİK. mad. 33’ün -ve ilamsız takiplerde; mad. 71’in- kapsamına giren bir “itfa” nedeni olarak değerlendirmek yerine BK. mad. 118 hükmü açısından değerlendirerek bunun “diğer
itfa nedenleri gibi” mutlaka “icra emrini (ya da ödeme emrini) izleyen itiraz süresi içinde” bildirilmesi zorunluluğunun bulunmadığını belirtmiştir.

Takas, i t f a sayılmayınca, onun İİK. mad. 33 gereğince artık icra mahkemesinde d i l e k ç e ile ileri sürülmesi zorunluluğu da ortadan kalkmaktadır. Nitekim, u y g u l a m a d a kimi kez, “takas” istemiyle doğrudan doğruya icra dairesine başvurulmakta, icra müdürünün takas istemini kabul etmemesi halinde -şikayet yolu ile- icra mahkemesine gidilmekte, kimi kez de, önce icra dairesine başvurulmadan, takibin her aşamasında doğrudan doğruya icra mahkemesine başvurulmaktadır.

Saygılarımı sunarım. Av Erdal