Mesajı Okuyun
Old 01-07-2007, 14:40   #11
halit pamuk

 
Varsayılan

Bir şeyi anlayamadığım zaman çok rahatsız oluyorum.

Özellikle felsefe de çok yaşıyorum bunu.Ve de genellemeler ile konuşulan alanlarda Allahım diyorum, bu adamlar ne diyor böyle!Anlamadığım kavramlarla bir şey anlatmaya çalışmak bana biraz saçma geliyor.Örneğin bir felsefeci,Kant hakkında bir şeyler yazmış, anlamak mümkün değil.

Tabi böyle diyorum ama biz de bunu yapıyoruz.Anlattıkların karşıdakinin anladığı kadardır.Yukarıda yazımı okudum, çoğu insanın bir şey anladığını sanmıyorum.Bu nedenle yazımı sildim.

Konu felsefe olunca herzaman kabul edilecek bir formül yok.
Zemin çok kaygan..

Ama fen bilimlerinde kaygan alanlarında dahi bir formül üretilip tek tek olaylara uygulanabiliyor.Ancak aynı şeyi sosyal alanlarda özellikle felsefeye uygulamak çok zor.

Çünkü hemen görecelilik bataklığına saplanıp kalınıyor.

Kardeşimin bir zamanlar tartıştığımızda işin içinden çıkamadığında "sana göre doğru bana göre yanlış" demesi gibi iş neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda bir tartışma başlar durur.

Doğru ve yanlış hakkında neyin adaletli neyin adaletsiz olacağı konusunda; ve ahlakla ilgili bir sonuca ulaşmamız için şöyle yapmalıyız.

Bolca roman okumalıyız. ama benim öneririm,Özellikle Albert Camus'un tüm kitapları okunmalı.Yunan trajedileri ve günümüzdeki versiyonları okunmalıdır. Örnek "antigone"
Ayrıca shakespeare'in bütün eserleri özümsenerek okunmalıdır.

Yani ancak okuyarak doğru'yu bulabiliriz.Güzellik için bilim adamları binlerce yüzü gören beynin gördüğü yüzlerin bir ortalamasını yaptığını ve bu ortalamaya en yakın yüzü güzel bulduğumuzu iddia etmektedir.

İşte aynı şekilde okuyacağımız ya da yaşadığımız her tecrübe binlerce davranış alternatifi arasına doğruyu bulmamızı sağlayacaktır.

Bu nedenle yine tekrarlıyorum, dünya edebiyatın dev eserlerini okumalıyız..

Hukukçu olupda tek roman okumamış kişilere çok kızıyorum