Mesajı Okuyun
Old 30-06-2007, 22:09   #5
Av.Sabriye Dursun

 
Varsayılan en büyük güç haklılıktır

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Hukukun Varlık Sebebi Nedir ve Hukuk Kim/ler için Yaşar

En genel tanımıyla kurallar bütününü ifade eden yaşayan hukuk, yine en genel tanımıyla bireyin hak ve sorumluluklarını belirlemek ve nihai olarak da toplumsal huzur ve istikrarı sağlamak için vardır, deriz.

Yaşadığımız evin mimarisinden, hane kapımızdan çıktığımız anda kamuya açılan alanda nasıl giyinmemiz gerektiğine, sair bireylere nasıl davranmamıza dek uzanan ve en basit haliyle neleri yapıp, neleri yapamayacağımızı özetleyen, son derece geniş bir düzenleme yelpazesi, mer'i hukuk.

Öyleyse hukuk kimin için var? Bireyin kendisi için mi, adına toplum dediğimiz kamunun huzur ve istikrarı, düzeni, kamunun faydası için mi, birey tarafından yaratılan ve birey için var olan devlet erki için mi, yeni neslin geleceği için mi, soyut adalet idesi için mi, kim veya kimler için?

Soyut adalet fikri yaşayan hukukla özdeş mi?

Yahut bizatihi yaşayan hukukun uygulanması, adalet idesinin somutlaşmasıyla eş değer mi?

Yazılı ve yaşayan hukukun katı biçimde uygulanması bazen başlı başına adaletsizlik olabilir mi?

Hukuk=Adalet mi, denklik her zaman aynı sonucu verir mi, vermediği zamanlar oluyorsa, bu zamanlarda eşitsizlik nasıl giderilebilir? Bir tek eşitsizliğin varlığı, hukukun uygulanması ancak adalet idesinin zedelenmesinin bedeli nedir? Telafisi kabil midir, değil midir?

Hukukçu kime nedir ve neden hukukçu olunur? Hukukçu kimliği ifadesinin açılımı nasıl olmalıdır, mevcut nasıldır?

*

Hukuk felsefesi alanında kimisi evelce sorulmuş soruların , yetkin, açılımı genişletilmiş yanıtlarını arayalım ve hukuku felsefesiz bırakmayalım düşüncesiyle sorulan bir kısım sorular...

Soruları arttırabiliriz. Tek koşul, yanıtların tümünü bulamasak da, yanıt arayışlarımızı çoğaltmamız.

Saygılarımla..

Değerli arkadaşım,
Sorularınızın bir kısmına zaten cevap vermişsiniz diğer arkadaşlar da katkıda bulunmuş,ben de fikrinize katılmakla birlikte bir iki cümle eklemek istedim.
İki kişi birlikte yaşamaya başlayınca kurallar başlar.Toplu halde yaşayabilmek için de ilk başta özgürlüğümüzün sınırını bilmemiz lazım.En başta bu sınırı bilmeyenler hukukun doğuş sebebini oluşturmuştur.
Soyut adalet fikri elbette yaşayan hukukla özdeş değildir.Öyle olabilmesi için hukuku uygulayanların her yönden özellikle fikren ve ruhen gelişmiş,dürüst güvenilir olmaları, vicdanen ,adalet terazisini şaşmayacak şekilde düzgün tutmaları gerekir sizce öylemi?
Bu yüzden bizatihi yaşayan hukukun uygulanması, adalet idesinin somutlaşmasıyla eş değerde olamaz
Yazılı ve yaşayan hukukun katı biçimde uygulanması,özellikle geri kalmış toplumlarda bazan başlı başına adaletsizlik olabilir.Hukuk her zaman adalet dengesini sağlayamazsa,burada gerçek hukukçuya çok büyük sorumluluk düşmektedir.Esnek ve insiyatif sahibi olarak aslolan hakkın hak sahibine verilmesinin sağlanması olduğunun bilinciyle hareket ederek MK nun ilk 7 maddesinden oluşan başlangıç maddelerini uygulama ya da uygulatma yolu ile adaletsizliği gidermeye çalışmalıdır. Saygılarımla ...Av.Sabriye Dursun