Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

6098 S.lı Türk Borçlar Kanunu (Yeni) - Son Eklenen Şerhler

6098 S.lı Türk Borçlar Kanunu (Yeni) - Son Eklenen Şerhler

Davacıların murisi, davalıya ait evde, sıvacı ustası olarak evin sıvasını yaptığı sırada evin yanındaki yüksek gerilim hattında bulunan elektriğe kapılarak hayatını kaybetmiştir. Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemidir. Enerji nakil hattının sahibi ve bina maliki tehlike arzeden yapı eserinin fena yapılmasından, bakımı ve işletilmesindeki eksikliklerden dolayı TBK m.69'a istinaden müteselsilen sorumludurlar. Somut olayda davalıların kusursuz ve müteselsil sorumlu oldukları gözetilme...
(Şerh No: 16082 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 21-02-2015 12:39)

818 S.K. m.101/2 (6098 S.K. m.117/2) gereği borcun ifa olunacağı zaman sözleşme ile belirlenmiş ise ihtar şartı aranmadan bu günün bitmesi ile borçlu mütemerrit olur. Davalı, davacıya ait taşınmazda kiracı olup taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin özel şartlar 3. maddesinde aylık kira bedellerinin her ayın 17'sinde peşin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Mahkemece, davalının işlemiş faiz yönünden sorumlu olduğu miktarın gerektiğinde konusunda uzman hesap bilirkişisi aracılığıyla hesaplana...
(Şerh No: 16061 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-02-2015 13:20)

Salt fatura düzenlenmesi temerrüde esas olarak kabul edilemez.
(Şerh No: 16060 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-02-2015 13:20)

Zamanaşımına uğradığından kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını yitiren bonolara vade tarihinden itibaren faiz talep edilemez. Davacı yanca takip tarihinden önce temerrüt ihtarı çekildiği de iddia ve ispat edilmediğinden mahkemece asıl alacağa takipten itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
(Şerh No: 16059 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-02-2015 13:20)

Davacı taraf zimmet durumunun ortaya çıkmasından sonra davalı bankaya müracaat ederek hesabındaki paranın kendisine ödenmesini talep etmiş, davalı banka müfettişlerince yapılan inceleme sonunda davacının bankadan alacağı olmadığı, hatta bankaya borçlu bulunduğu tespit edilerek, davacının talebi 31/12/2002 tarihinde reddedilmiş olmakla böylece davalıyı temerrüde düşürmüştür.
(Şerh No: 16039 - Ekleyen: Av.Ali EKMEKÇİ - Tarih : 29-01-2015 12:51)

TİCARİ KREDİ- KREDİ TAHSİS VE DEĞERLENDİRME KOMİSYONU-İADE TALEBİ: Borçlar Kanunu 21 - 25 - 26. maddeleri gereğince sözleşme taraflarının kararlaştırılacak miktarları ve oranlarının asgari ve azami hadlerinin açıkça belirlenmesi gerektiği; ancak iş bu davaya konu sözleşmede de bu hususların açıkça belirlenmediği, matbu olarak tanzim edildiği, bu durumun kredi kullanan aleyhine ve MK. 2 maddesine uygun olmadığı, uygulamadan Türkiye İş Bankası ve T.C Ziraat Bankası'nın dava konusu komisyon ile...
(Şerh No: 16010 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-01-2015 12:29)

Davacı, kardeşi (davalı) ile 2001 yılından beri %50 hisseli mali müşavirlik ofisi işletmek üzere adi ortaklık kurduğunu, ortaklığın 2010 yılı Ocak ayında sona erdiğini, ortaklığa ait kâr payı ile ilgili olarak kendisine ödeme yapılmadığını iddia ederek kâr payı alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir. Ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kâr payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Kararda; mahkemece, adi ortaklık tasfiyesinin ne şek...
(Şerh No: 15752 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-09-2014 16:09)

Taraflar arasında düzenlenip hakim tarafından onaylanan boşanma anlaşmasında; koca, üzerine kayıtlı meskeni hükmün kesinleşmesinden sonra eşine devretmeyi, eş de kendisine devredilecek bu taşınmazı 2009 yılı Eylül ayı sonuna kadar satıp parası ile en geç altı ay içinde ortak çocukları adlarına iki, kendi adına da bir daire almayı kabul ve taahhüt etmiştir. Boşanma anlaşmasında yer alan "ortak çocuklar adına iki taşınmaz alınacağına" ilişkin hüküm, çocuklar bakımından üçüncü kişi yararına bir ...
(Şerh No: 15749 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-09-2014 16:03)

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Somut olayda, miras bırakanın kadastro tespitinden sonra öldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin eldeki dava bakımından uygulanamayacağı tartışmasızdır.
(Şerh No: 15727 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-09-2014 20:04)

Davacı, davalı üniversitede öğrenci olduğunu, yıllık eğitim ücretini ödediği halde başarısız olduğu dersler için yeniden ücret ödemek zorunda kaldığını, davalı üniversitenin eğitim öğretim yılı için alınan ücret dışında öğrencilerden başarısız ders ve alt sınıf ders ücretlerinin yeniden alınmasının uygun olmadığını belirterek davalı tarafça yapılan fazla tahsilatın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Yerel mahkemenin haksız tahsil edilen tutarın davalı üniversite yönünden sebep...
(Şerh No: 15704 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 04-09-2014 12:46)

 Bilgi  [BK. 347] Gerekçe
818 sayılı Borçlar Kanunu’nda yer verilmeyen, ancak. 6570 sayılı Kanunun 11 inci maddesini kısmen karşılayan, "F. Konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşmenin sona ermesi / I. Bildirim yoluyla / 1. Genel olarak" kenar başlıklı yeni bir maddedir. Tasarının üç fıkradan oluşan 346 ncı maddesinde, genel olarak bildirim yoluyla kira sözleşmesinin sona ermesi düzenlenmektedir. Maddenin birinci fıkrasına göre, belirli süreli konut ve çatılı işyeri kiralarında, 6570 sayılı Kanunun 11 inci maddes...
(Şerh No: 10849 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 28-08-2014 14:30)

Dava, muris muvazaasına dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tenkis istemlidir. Murisin, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaayla illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan malvarlığının miktarı, temlik edilen malın tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünd...
(Şerh No: 15696 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-07-2014 14:42)

Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil; mümkün olmadığı taktirde tenkis isteklerine ilişkindir. Dinlenen mahalli bilirkişiler ile tanıklar, çekişmeli taşınmazın davalının annesine (murisin ikinci eşine) mehir olarak verildiğini belirtmişlerdir. Mehir sözleşmeleri bugün için de geçerli ve temlikin gerçekleştirilme sebebinin mehir olduğu kanıtlanmış olmakla; muvazaa ve tenkis koşullarının oluşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 15695 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-07-2014 13:01)

Arsa sahipleriyle yüklenici arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra; sözleşme tarafları arasında akdedilen, ortaklığın giderilmesi davası açılmasının ve inşaat süresinin ortaklığın giderilmesi davasının açılmasından ve arsanın yükleniciye tesliminden başlayacağının düzenlendiği ek sözleşme resmi şekilde yapılmamış ise de, anılan husus BK m.12'de (TBK m.13) yer alan istisnalar kapsamında bulunduğundan, işbu ek sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü gerekir.
(Şerh No: 15680 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-07-2014 11:17)

Somut olay itibariyle, dava dışı eşin eylemi ile davalının eylemleri ayrı olup boşanma davasında davalının taraf olarak yer alamayacağı da gözetildiğinde müteselsil sorumlu durumundaki davalıdan da manevi tazminat istenmesi mümkündür. Dava dışı eşin tazmin yükümlülüğünün sadakat hükümlerine aykırılık olmasına karşın davalının davacıya karşı bir sadakat yükümlülüğü bulunmaması, eyleminin davacının sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olması da davalının bu eylemi nedeniyle tazminat soru...
(Şerh No: 15670 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-07-2014 19:16)

Davacının, eşine karşı açtığı boşanma davasında boşanmalarına ve eşin zina ve evlilik birliğini temelinden sarsıcı hareketleri nedeni ile 12.000,00 TL manevi tazminat ödemesine karar verilmiştir. Davacı, temyize konu davada; davalının, evli olduğunu bilerek, eşi ile evlilik dışı birlikteliğinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan bahisle manevi tazminat talep etmektedir. Yargıtay, isteme konu manevi tazminattan, davacının eşi ile davalının müteselsil sorumlu olduğunu kabul etmiş...
(Şerh No: 15668 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-07-2014 10:48)

Somut olayda sözleşmedeki artış oranının yasal TBK. 344/1.Maddesi (ÜFE) artış oranını geçtiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece yukarıda açıklanan esas ve ilkeler doğrultusunda 01.09.2012 tarihinde başlayan kira dönemi için kira artışı üretici fiyat endeksindeki "12 aylık ortalama" artış oranına göre belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
(Şerh No: 15652 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 03-07-2014 11:23)

 Bilgi  [BK. 347] Yürürlük ve Uygulama
6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un Geçici 2. maddesi gereğince; 01/07/2012 tarihi itibarı ile, bu maddede belirtilen 10 yıllını doldurmuş kira sözleşmeleri için fesih hakkı 01.07.2014 tarihinden sonra,10 yılını doldurmamış ve fakat 5 yılını geçmiş sözleşmeler için ise 01.07.2017 tarihinden sonra kullanılabilecektir.
(Şerh No: 15589 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 19-06-2014 10:28)

Taraflar arasında Ticari Kredi Sözleşmesi vardır. Bu sözleşme kapsamında Banka tarafından haksız tahsil edilen erken kapama dahil ücretlerin iadesinde uygulanması gereken Kanun 6098 sayılı TBK. ve 20.Maddesidir. Buna göre de; taraflar arasındaki sözleşme tip sözleşmeler olarak kabul görüp bu sözleşmede, davacı yan aleyhine konulan ve bilirkişi raporu ile tespit edilen Muhtelif masraflar, erken kapama komisyonu ücreti, ipotek fek ücreti yazılmamış sayılmalıdır. Dolayısıyla bu yazılmamış sayıla...
(Şerh No: 15555 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 28-05-2014 20:34)

Taşınmaz satış sözleşmesindeki gerçek satış bedelinin resmi senette daha düşük veya daha yüksek gösterilmiş olması; böylece satış bedelinin doğru gösterilmemesi halinde hangi bedelin dikkate alınacağı önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada gerçek bedel senede yansıtılmamış olmakla, bu özelliği itibariyle, çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde de muvazaa hükümlerinden faydalanılması gereklidir.
(Şerh No: 15513 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-05-2014 15:37)

Davacı bankanın, davalının kredi kartı borcunu ödememesi sebebiyle ikame ettiği itirazın iptali davasında; 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 2. ve 7. maddeleri uyarınca görülmekte olan davalara da uygulanması gereken TBK'nın emredici nitelikteki 88 ve 120. maddeleri re'sen nazara alınarak hüküm ittihazına gidilmelidir.
(Şerh No: 14997 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 04-04-2014 11:00)

Dava, ihtiyaç nedeniyle tahliye istemlidir ve taraflar arasında sözlü kira sözleşmesi bulunmaktadır. Davacının kira başlangıç tarihi olarak belirttiği tarihe davalı karşı çıktığından öncelikle davanın süresinde olup olmadığının belirlenebilmesi için bu uyuşmazlığın çözümü gerekir. Davacılar iddia ettikleri kira başlangıç tarihini ve süresini kanıtlamak zorundadırlar.
(Şerh No: 15399 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-03-2014 13:25)

Esaslı tamir, tadil nedenine dayalı davada paydaşlardan birinin keşide ettiği ihtarnamenin kira sözleşmesini feshedici niteliği bulunmamaktadır. İhtarname bir bildirimden ibaret olup süre koruyucu özelliktedir. Bu sebeple davacı tarafından sözleşme sona ermeden önce sözleşmenin yenilenmeyeceğine dair tahliye iradesi kiracıya bildirildiğinden, bu bildirimi takip eden dönem sonuna kadar dava açılabilir. İhtarnamenin paydaşlar tarafından birlikte keşide edilmemesi sebebiyle davanın reddine karar ve...
(Şerh No: 15398 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-03-2014 13:24)

Davalı şirketin asıl borçlu olduğu 28.08.2009 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil olan diğer davalı, sözleşme tarihinde evli ise de; kefalette eşin yazılı rızası olması gerektiğine dair TBK m.584'ün, 818 sayılı Borçlar Kanunu'na uygun olarak kurulan kefalette uygulama yeri bulunmamaktadır.
(Şerh No: 15369 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 21-02-2014 17:29)

Dava, yüklenici tarafından arsa sahibi aleyhine açılmış olup kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yapılan inşaatta iskan için gerekli yükümlülüklerin yerine getirilmesi için davalıların cebri icbarına (izin ve yetki verilmesine) ilişkindir. Sözleşme hukuken geçerliliğini devam ettirdiğinden davacı yüklenicinin sözleşme gereğince yükümlülüğünde olan akdin ifasına yönelik yapı kullanma izin belgesi alma edimini yerine getirebilmek için resmi kurumlar önünde muvafakat vermeyen ve vekaletnam...
(Şerh No: 15292 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 21-01-2014 10:19)

Genel Kredi Sözleşmesi bankacılık işi olup TTK'nın 4. maddesi gereği ticari iş niteliğindedir. Aynı yasanın 8. Maddesine göre ; ticari işlerde temerrüt faizi oranı serbestçe belirlenecektir. Bu durumda TBK'ndaki 88. ve 120. maddelerindeki hükümlerin ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamaktadır.
(Şerh No: 15287 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 19-01-2014 19:54)

 Bilgi  [BK. 321] Gerekçe
818 sayılı Borçlar Kanunu’nda yer verilmeyen, "2. Kiracı tarafından" kenar başlıklı yeni bir maddedir. Tasarının üç fıkradan oluşan 320 nci maddesinde, kiracı tarafından kiralananda yenilik ve değişiklikler yapılması düzenlenmektedir. Maddenin birinci fıkrasında, kiracının kiraya verenin yazılı rızasıyla kiralananda yenilik ve değişiklikler yapabileceği belirtilmektedir. Maddenin ikinci fıkrasında, kiraya verenin bu yenilik ve değişikliklere rıza göstermesi durumunda, yazılı olarak kara...
(Şerh No: 10823 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-01-2014 12:04)

Karar; işveren ile işçi arasındaki ibra sözleşmelerinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğü tarihinden (01.07.2012) öncesi ve sonrası açısından değerlendirilmesine ilişkindir.
(Şerh No: 15213 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-12-2013 17:49)

Taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinde, kat irtifakı kurulduğu zaman müteahhide, teminat tutulacak iki daire dışındaki bağımsız bölümlerin satış yetkisinin verileceği kabul edilmiştir. Müteahhidin tapu iptal ve tescil talepli açtığı davada, inşaatın seviyesi ve sözleşmede kararlaştırılan bu husus göz önünde bulundurularak; teminat tutulan iki bağımsız bölüm dışındakiler yönünden davanın kabulü gerekir.
(Şerh No: 15069 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-11-2013 10:07)

BK.nun 44/I maddesi uyarınca, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine dayanmaktadır. Zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına katlanmalıdır. Borçlar Kanunu 51/2 maddesi hükmüne göre de, öncelikle haksız fiil sorumlusuna zararın tümü yüklenmiş bulunmaktadır. Sair bir deyişle, nasıl ki desteğin ölümü nedeniyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri de etkilediği kabul ediliyorsa desteğin kusurlu davranışları da aynı biçimde destek görenlere yansır. H...
(Şerh No: 15019 - Ekleyen: Av.İrem DÖNMEZ - Tarih : 25-10-2013 21:43)

Ölünceye kadar bakma sözleşmeleriyle bakım borçlusuna yapılan temlikte, bakım alacaklısı miras bırakanın irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması; başka bir deyişle temlikin muvazaalı olup olmadığının belirlenebilmesi için, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul nedeninin bulunup bulunmadığı, bakım borçlusu ve diğer mirasçılarla ilişkileri, miras bırakanın yaşı, sağlık durumu, temlik edilen malın tüm mamelekine oranı gibi olgulardan yararlanılmasında ...
(Şerh No: 15026 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-10-2013 10:15)

Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir. Temyize konu davada miras bırakanın elinde bulunan mal varlığının miktarı, tem...
(Şerh No: 15025 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-10-2013 10:14)

Ölünceye kadar bakım sözleşmesinde; bakım alacaklısının, bakım borçlusunun mirasçıları ile sözleşmeyi devam ettirmek istememesi halinde; bakım borçlusunun ölümünden itibaren 1 yıl içerisinde bildirim zorunluluğu var ise de; davacının, eldeki davayı akde aykırılık nedeniyle açtığı gözetildiğinde, bu iddia yönünden taraf delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle hak düşürücü süreden dolayı davanın reddedilmesi doğru değildi...
(Şerh No: 15024 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-10-2013 10:13)

Türk Ticaret Kanunu'nda taahhüt altına girmek için eşin rızası koşulu düzenlenmemiştir. Kıymetli evraklar 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 3. maddesine göre ticari iş sayıldıklarından, Türk Ticaret Kanunu hükümleri karşısında genel hüküm sayılan Borçlar Kanunu 584. maddesinin somut olayda uygulama yeri yoktur.
(Şerh No: 15023 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-10-2013 13:48)

Türk Ticaret Kanunu'nda özel hükümler olması sebebiyle; TBK 584 ve 603. maddeleri kambiyo senetlerinde uygulanamaz.
(Şerh No: 15022 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-10-2013 13:38)

Eğer kiracı, kira parasına yukarıda belirtilen biçimde konutta teslim kaydı ile ve takipte itiraza uğramamış miktar üzerinden göndermiş ise alacaklının bu parayı almaması halinde ayrıca tevdii mahalli tayin ettirmemiş ve bu külfete katlanmamış olması nedeniyle tahliyesine karar verilemez. Bu durumda borçlunun değil, alacaklının temerrüdü söz konusudur.
(Şerh No: 15021 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 24-10-2013 12:03)

TBK'nın 88 ve 120. maddelerinin emredici nitelik taşıdığı ve taraflar ileri sürmese de re' sen gözetileceğinin kabulü gerekir. O halde faize ilişkin TBK'nın 88 ve 120. maddelerinin uygulama şeklinin irdelenmesi gerekmektedir. Buna göre, TBK 88. maddesinden de açıkça anlaşıldığı gibi; faiz (anapara faizi) ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'a göre belir...
(Şerh No: 15020 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 23-10-2013 13:13)

Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmışsa, bu oran (sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı), birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. (TBK m. 120/f.2 atfıyla 3095 sayılı Yasa m. 2- adi işlerde %9 + yüzde yüz fazlası yani %9 =18'i; ticari işlerde avans faizinin yüzde yüz fazlasını yani avans faizinin iki katını, (01.01.2011 tarihinden 31.12.2012 tarihine kadar avans faizi %15 olduğundan iki katı olan %30'u ...
(Şerh No: 15005 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 29-09-2013 16:22)

TBK. 88 VE 120. Maddeler kamu düzenindendir; gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere ve görülmekte olan davalara da derhal uygulanır. Mahkemece, hükmedilecek komisyon ücretinin yukarıda açıklanan şekilde temerrüt tarihinden itibaren yıllık % 18 temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde aylık % 10 (Yıllık 120) faizi ile tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ancak, mahkeme kararının bu şekilde bozulmas...
(Şerh No: 15004 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 29-09-2013 16:15)

Davacı bankanın, davalının kredi kartı borcunu ödememesi sebebiyle ikame ettiği itirazın iptali davasında; 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 2. ve 7. maddeleri uyarınca görülmekte olan davalara da uygulanması gereken TBK'nın emredici nitelikteki 88 ve 120. maddeleri re'sen nazara alınarak hüküm ittihazına gidilmelidir.
(Şerh No: 14998 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-09-2013 17:40)

Taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile davalı, davacıya ait taşınmazın restitüsyon ve restorasyon projelerinin ve tanıtım dosyalarının hazırlanması işini üstlenmiş, bunların zamanında bitirilmemesi sebebiyle uğranılan zararların karşılanması talebiyle dava açılmıştır. Bu haliyle taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesi kapsamında davaya bakmak görevi genel mahkemelere aittir.
(Şerh No: 14991 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-09-2013 18:34)

Davalının, davacının iletişim, tanıtım, reklam, vb. hizmetleri yürütebilmesi amacıyla ihtiyaç duyduğu internet yazılımlarını hazırlamayı yükümlendiği sözleşme eser sözleşmesidir. Dolayısıyla bu işten kaynaklı ikame edilen menfi tespit davasına bakma görevi fikri sınai haklar mahkemesinde değil ticaret mahkemesindedir.
(Şerh No: 14990 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-09-2013 18:34)

Dava, düğün organizasyonu kapsamında çekilen kamera kayıtlarının bozuk olmasından dolayı manevi tazminat istemine dairdir. Bu çerçevede taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesine dayanmakla davaya bakma görevi tüketici mahkemesinde değil asliye hukuk mahkemesindedir.
(Şerh No: 14989 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-09-2013 18:34)

Davacının, davalıya ait taşınmaz üzerindeki yapının mimari projesini çizdiğini, fenni mesuliyet hizmeti verdiğini ve yapı ruhsatını aldığını iddia ederek iş bedeli tutarını taleple ikame ettiği davada; davalı, yanlar arasındaki akdi ilişkiyi inkarla davacının sunduğu belgelerdeki imzaların kendisine ait olmadığını savunmuştur. Taraflar arasında bedeli uyuşmazlık konusu olan işin yapımına ilişkin akdi ilişkinin kurulduğunun davacı yüklenici tarafından yasal delillerle kanıtlanması zorunlu olmak...
(Şerh No: 14988 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-09-2013 18:34)

Davacının, davalıya statik proje müellifliği hizmeti verdiği iddiasıyla iş bedelinin tahsiline yönelik açtığı davada davalı, aradaki akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Davacı, davalıyla aralarında bulunan akdi ilişkinin ispatına yönelik herhangi bir delil sunmadığından, davanın husumet yokluğu sebebiyle reddi gerekir.
(Şerh No: 14987 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-09-2013 18:33)

Eser sözleşmesinde kaynaklanan alacağa ilişkin davada davalı, davacıyla aralarındaki akdi ilişki inkar etmiştir. Davacı, dava dilekçesinde "vs. ilgili yasal delil" demek suretiyle yemin deliline dayandığından; mahkemece, davacının davalıya yemin teklifine hakkı olduğu hatırlatılmalı; akdi ilişki bu şekilde ispatlandığı takdirde alacağın miktarı tespit edilerek dava sonuçlandırılmalıdır.
(Şerh No: 14986 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-09-2013 17:29)

Eser bedelinin tahsili istemiyle ikame olunan davada davalı, davaya yanıt vermemek suretiyle akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, dava konusunun miktarına göre akdi ilişkinin varlığının senetle kanıtlanması gereği açıktır. Yalnız davacı, dava dilekçesinde "her türlü yasal delil" demek suretiyle yemin deliline de dayandığından; mahkemece, davacıya yemin teklif hakkı hatırlatılmalı ve akdi ilişki yemin deliliyle kanıtlanırsa dava kabul edilmelidir.
(Şerh No: 14985 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-09-2013 17:29)

Eser sözleşmesine mesnetle alacak talepli davada davalı, akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Bu durumda davacının, genel kurallar içinde davalıya ait aracı tamir ettiğini kanıtlaması gerekir. Alacağın miktarı itibarıyla davacı iddiasını yazılı belge ile ispat etmek zorundadır.
(Şerh No: 14984 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-09-2013 17:29)

Davacıya karşı yürütülen psikolojik tacizin ( mobbing )manevi yapısını olumsuz olarak etkileyecek ağırlıkta bulunduğu anlaşılmıştır; idarenin, hukuka aykırı eylem ve işlemleri nedeniyle üzüntü ve sıkıntı yaşayan davacının zararını tazmini gerekir.
(Şerh No: 14975 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 01-09-2013 08:54)

Taraflar arasındaki, kiralanan gayrimenkuldeki bir kısım tadilat işlerinin yapılmasına dair eser sözleşmesinin bedeli dava edilmiş olup, bedel konusunda yazılı bir sözleşme mevcut olmadığından; işin bedelinin, yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece iş bedeli belirlenmeden fatura bedeli ile bağlı kalınarak hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
(Şerh No: 14968 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-08-2013 15:05)

Davalı şirkete ait hastanede, diğer davalı doktor tarafından muayene edilip tedavisine başlanan, ancak zamanında doğru teşhis konulmaması ve yanlış tedavi uygulanması nedeniyle başka bir hastanede kök hücresi tedavisi ve kemoterapi uygulaması gören kişinin maddi ve manevi tazminat istemiyle ikame ettiği davada, taraflar arasındaki uyuşmazlık vekalet sözleşmesine ilişkin hukuksal düzenlemelere göre çözülmesi gerektiğinden, uyuşmazlığın genel mahkemede görülmesi gerekir.
(Şerh No: 14937 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-07-2013 11:48)

İş akdinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. İş akdinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi halinde ise, buna dayalı olarak açılacak dava, niteliği itibariyle 818 sayılı BK’nun 348. maddesi (TBK m.444) kapsamına girmekle ve bu kapsamdaki davalar TTK.nun 4/1-3 maddesinin (6102 S.K. m.4/1-c) açık hükmü karşısında tarafların sıfatına bakılmaksızın mutl...
(Şerh No: 14899 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-07-2013 21:23)

 Bilgi  [BK. 117] Borçlnun temerrüde düşürülmesinde ihtar niteliği taşımayan durumlar
Faturanın gönderilmesi kural olarak ihtar yerine geçmez. (15. HD, 18.05.2011, 2010/3235 E, 2011/3024) Kapalı faturanın gönderilmesi, ihtar niteliğindedir. Hak edişlerin iş sahibine gönderilmesi, temerrüde düşürmez. (15. HD, 18.9.2007, 2006/4307 E Ve 2007/5443 K) Tespit davası, ihtar niteliği taşımaz ancak belirsiz alacak davası açılması alacağın tamamı için ihtar niteliğindedir. Oğuzman'a göre, Muacceliyetten önce çekilen ihtar, borçluyu temerrüde düşürmez.(Borçlar Hukuku Genel Hüküm...
(Şerh No: 14827 - Ekleyen: Adnan Koray DEMİRCİ - Tarih : 30-06-2013 12:35)

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davalı bankanın da kabul ettiği gibi davacının tanımadığı "H____ E____" isimli bir şahısla banka personelinin yaptığı bir hata sonucu "Ailem Kulübü" oluşturulduğu, Aralık 2003 ayına ait "Ailem Kulübü" puan dökümünün davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Dinlenen tanık beyanlarına göre davacının kocasının bu tebligat nedeniyle davacıyı dövdüğü, hakaret ettiği ve evdeki bazı eşyaları kırdığı, yanlış hesap açıldığının belirlenmesine rağmen davacıya olan güveni...
(Şerh No: 14777 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-06-2013 20:08)

Kiracıya, kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemez. MUACCELİYET KOŞULU GEÇERSİZDİR. Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin 22. maddesinde muacceliyet (ceza) koşuluna yer verildiği görülmekte ise de; dosya içeriğinden kiracının TTK kapsamında tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak, tacir olması durumunda hakkında TBK.nın 346. maddesinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uyg...
(Şerh No: 14721 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-06-2013 09:27)

Davacı şirketi temsile yetkili kimse ile davalı vekili tarafından imzalanmış davaya mesnet sözleşmenin konusu, davalının, 16.07.2006 tarihi ile 01.07.2009 tarihi arasında, taraflarca ortaklaşa belirlenecek televizyon kanalında yayınlanmak üzere talk show, taraflarca belirlenecek dizi ya da diziler ile yarışma programlarında sunuculuk ve oyunculuk işlerini yapmasıdır. Dava, anılan sözleşmenin davalı tarafından tek yanlı ve haksız olarak fesih olunması sebebiyle cezai şart ve maddi tazminat is...
(Şerh No: 14505 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-04-2013 13:26)

TBK 138 gereği şartlar gerçekleştiğinde hakimden uyarlanma talep edilebilir. Delillerin toplanıp, bilirkişiden rapor alınmadan karar verilmesi eksik inceleme nedeni ile yerinde değildir.
(Şerh No: 14494 - Ekleyen: Av.İbrahim YİĞİT - Tarih : 17-04-2013 16:46)

6098 S.K. m.55 mucibince iş kazasına dayalı olarak sigortalının sürekli iş göremezliği nedeniyle hesaplanan maddi zararlarından hakkaniyet indirimi yapılabilmesi mümkün değildir.
(Şerh No: 14478 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-04-2013 17:17)

Kaza yapan araçta yolcu olan ve kazada kusuru olmadığı tespit edilen murisin vefatı sebebiyle murisin annesi, eşi ve çocuklarının, maddi ve manevi tazminat istemiyle, aracın maliki, sürücüsü, işleteni ve zorunlu trafik sigortacısı aleyhine ikame ettikleri maddi ve manevi tazminat istemli davada; hükmedilen 30.000 TL manevi tazminat olayın özelliklerine, davacıların murislerinin ölümünden etkileniş derecesine ve olay tarihindeki paranın alım gücüne göre azdır. Davacılar yönünden manevi tatmini s...
(Şerh No: 14473 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-04-2013 14:20)

6098 S.K. m.346 uyarınca kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmalar geçersizdir. Yasanın kamu düzenine ilişkin bu hükmü 6101 S.K. m.7 gereğince görülmekte olan davalara da uygulanır. 6217 S.K. geçici 2. maddesi gereğince kiracısı tacir olan işyeri kiralarında, TBK m.346'nın uygulanması 1.7.2012 tarihinden itibaren sekiz yıl süreyle ertelenmiştir.
(Şerh No: 14468 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-04-2013 16:19)

Hakim manevi tazminat miktarı için takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik durumu, zararın boyutu ve tarafların maddi güçleriyle birlikte; gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir etmelidir. Bu sebeple ölen işçinin yakınları için takdir edilen toplam 40.000,00 TL. manevi tazminat azdır.
(Şerh No: 14461 - Ekleyen: Av.Gül KÜLCÜ - Tarih : 05-04-2013 14:10)

Taraflar arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesinde; inşaatın anahtar teslimi suretiyle ve iskan ruhsatı alınarak teslim edileceği kabul edilmiştir. Tapuların inşaatın aşamasına göre devredileceği öngörülmediğinden arsa sahiplerinin tapu devri borçları, inşaatın iskan ruhsatı alınmak suretiyle tesliminden sonra muaccel olur.
(Şerh No: 14307 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-02-2013 16:53)

"Mağaza güvenlik cihazının sinyal vermesi sebebiyle çanta aramasının yapılması ve çantada mağazaya ait ürünün bulunmamasının maddi ve manevi tazminatı gerektireceği"
(Şerh No: 14288 - Ekleyen: Av.Gül KÜLCÜ - Tarih : 19-02-2013 15:06)

Taraflar arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi(KKİS) öncesinde arsa sahibi, taşınmazını müteahhide satış göstermek suretiyle tapuda devretmiştir. Bu devir akabinde tarafların akdettikleri KKİS'de arsa sahibinin tapudaki bu devir için müteahhitten herhangi bir bedel almadığı, bu bedel yerine iki adet daire ile bir adet dükkan alacağı açıkça yazılıdır. Bu durumda arsa sahibinin tapuda satış olarak gösterilen devri taraflar arasındaki KKİS'den mütevellit gerçekleştirdiğinin ve KKİS'de ...
(Şerh No: 14280 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-02-2013 21:53)

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldıktan sonra arsa sahibinin müteahhide yaptığı temlik, arsa sahibinin karşı ediminin ifası gereği olarak yapılmaktadır. Somut olayda yanlar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi feshedilmiş değildir. Sözleşmeden sonra 10.06.1998 tarihinde arsa sahibi tarafından tapunun tamamen müteahhide devredilmesi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini ve taşınmazın bedeli karşılığında yükleniciye satıldığını göstermez. Aral...
(Şerh No: 14279 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-02-2013 18:35)

Uygulamada sıkça karşılaşıldığı üzere taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildikten sonra arsa sahipleri, karşı ediminin ifası veya benzer amaçlarla inşaat yapılacak taşınmazı tamamen yahut kısmen, çoğu kez satış suretiyle ferağ şeklinde yükleniciye temlik etmektedirler. Bu şekilde yapılan işlemden yararlanmak isteyen yüklenici ise akdedilen sözleşmeden vazgeçerek arsanın kendisine, akit tablosunda gösterildiği gibi yazılı bedel karşılığı devredildiği iddiasında bulunmakt...
(Şerh No: 14278 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-02-2013 18:20)

İşçinin birden fazla alacağının söz konusu olması halinde, yapılan kısmi ödemenin hangi alacağa ilişkin olduğu işveren tarafından ödeme sırasında belirtilmemiş ve işçi tarafından da bu husus makbuzda gösterilmemiş ise, mahsup işlemi Borçlar Kanununun 86 ncı maddesine göre yapılacaktır. İş Kanununda işçinin sözleşme ve kanundan doğan alacaklarının muacceliyet ve vade zamanları konusunda değişik hükümler öngörülmüştür. 4857 sayılı İş Kanununa göre ücret en geç ayda bir ödenir (m.32/5). İş hukuk...
(Şerh No: 14274 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-02-2013 14:37)

İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ...
(Şerh No: 14273 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-02-2013 14:30)

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde aksine hüküm yoksa veya bu iş için yükleniciye arsa sahipleri tarafından vekalet verilmemişse; üzerinde inşaat yapılacak taşınmaz üzerinde bina ve bu binada kiracı varsa binanın yıkımı ve bundan evvel de kiracının tahliyesi arsa sahibinin yükümüdür. Bu işler yapılmadan da arsa sahibinin yükleniciye, inşaata elverişli bir arsa teslim ettiğinden söz edilemeyeceği gibi bu işlerden kaynaklanan gecikmeden yüklenici sorumlu tutulamaz.
(Şerh No: 14268 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-02-2013 17:29)

İnşaata başlanabilmesi için öncelikle inşaat yapılması kararlaştırılan arsanın, arsa sahibince inşaata elverişli ve ayıpsız olarak yükleniciye teslimi gerekir. Davacı arsa sahibi arsayı inşaata elverişli ve boş olarak teslim şeklindeki öncelikli edimini yerine getirmediğinden, BK m.90 (TBK m.106) uyarınca temerrüde düşmüştür ve bu suretle, ruhsat alınıp inşaata başlanamamasında arsa sahibi kusurludur.
(Şerh No: 14267 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-02-2013 16:45)

Karşılıklı edimleri içeren kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde, yer teslimi arsa sahibinin öncelikli edim borcu olduğundan; arsa sahibi, arsayı ayıpsız ve inşaata elverişli şekilde teslim etmedikçe müteahhitten inşaata başlamasını isteyemez.
(Şerh No: 14266 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-02-2013 16:38)

 Bilgi  [BK. 1] SÖZLEŞMENİN KURULMASI
Borçlar Kanunu md.1 de akdin tamam olması yani kurulması düzenlenmiştir. Akit; tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradelerini açıklaması(beyan etmeleri) ile kurulur."Karşılıklılık";sözleşmenin kurulması için en az iki tarafın(alacaklı ve borçlu olmak üzere) olmasını ifade eder."Birbirine uygunluk" ise sözleşmenin konusunda yani ifa konusunda tarafların iradelerinin uyuşmasını(iradelerin paralel ve birbirine uygun olması, iradelerin birbirinden farklı olmamasını)ifade eder. İradeler açıkça ...
(Şerh No: 14262 - Ekleyen: Şükrü GÖKMEN - Tarih : 09-02-2013 12:09)

Taraflar arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesinde; sözleşmeye konu 4 parsel no'lu yere inşaat yapımı için gerekli ruhsat alınamamış; yapım için komşu 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarla birleştirme sağlanıp yeni imar parseli oluşmasından sonra inşaat yapılabileceği ortaya çıkmıştır. Yapılan imar çalışmaları sonucunda ise 4-5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar tevhit edilmiş ve sonuçta 170 ada 13 nolu parsel meydana gelmiş; oluşan bu parsel itibariyle yapılaşma olanaklı hale gelebilmiştir...
(Şerh No: 14261 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-02-2013 19:36)

İşçiden alınacak ibranamenin fesih tarihinden 1 ay sonraki tarihi taşıması koşulu, işçi alacaklarının 1 ay ertelenmesi anlamına gelmemektedir. Ödemelerin banka aracılığıyla yapılması ve ibranamenin feshi izleyen 1 aylık süre içinde düzenlenememesi 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenecek ibranamelerde aranacaktır.
(Şerh No: 14245 - Ekleyen: Av.Nihal YILMAZ - Tarih : 24-01-2013 10:05)

Davalı dava dışı A____ Ltd. Şti. ile aralarındaki akdi ilişkiye itiraz etmeyip borcu ödediğini ileri sürdüğünden, alacağı temlik alan davacı A.Ş ile davalı arasındaki uyuşmazlığın bir miktar paradan ibaret olduğunun kabulü ile BK.nun 73/1 md. gereğince İfa yerinin alacaklının ikametgahı olduğu gözetilerek HUMK. nun 10. md. uyarınca davacının ikametgahı itibariyle mahkemenin yetkili olduğu kabul edilerek işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekild...
(Şerh No: 14229 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-01-2013 17:19)

Davanın konusu para alacağının ödetilmesi isteğine ilişkin olup BK.nun 73 ve HUMK. nun 10. maddeleri hükmü uyarınca bu nevi davaların alacaklının ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği kabul edilmiştir. Davacı Mersin'de oturduğuna göre Mersin mahkemeleri davaya bakmaya yetkilidir.
(Şerh No: 14228 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-01-2013 17:15)

Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafından temlik alınan alacağın ödenip ödenmediğine ilişkin olup, İİK.'nun 50. maddesinin yollaması ile uygulanması gereken HUMK.'nun 10. maddesi ve B.K.'nun 73. maddesine göre davacı alacaklının ikametgah mahkemesi yetkilidir.
(Şerh No: 14227 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-01-2013 17:10)

 Önerge  [BK. 435] Taraflardan her biri haklı sebeplerle sözleşmeyi derhâl feshedebilir. Sözleşmeyi fesheden taraf, diğer tarafın istemi üzerine fesih sebebini yazılı olarak bildirmek zorundadır. Sözleşmeyi fesheden taraftan, dürüstlük kurallarına göre hizmet ilişkisini sürdürmesi beklenemeyen bütün durum ve koşullar, haklı sebep sayılır.
(Şerh No: 14213 - Ekleyen: Av.İbrahim YİĞİT - Tarih : 05-01-2013 19:51)

Davacı, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda, davalı (diğer mirasçı) tarafından satın alınan taşınmaz üzerindeki samanlık ve deponun kendisi tarafından yapıldığı; davalının bu muhdesattan dolayı sebepsiz zenginleştiği iddiası ile temyize konu davayı ikame etmiştir. Taşınmazın satışı sırasında muhdesatlarla ilgili bir değer biçilmediğine göre, muhdesatların davalıya geçmesi nedeni ile davalının, alıcı sıfatıyla muhdesatların değeri oranında bir zenginleşmesinin bulunduğu muhakkaktır. Muhd...
(Şerh No: 14161 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-12-2012 15:42)

Davacı, "kat karşılığı inşaat sözleşmesinin" yüklenicisinden, sözleşmeye göre yükleniciye düşecek bağımsız bölümlerden birini, şahsî hakkın temliki suretiyle edinmiştir. Arsa sahipleri ile yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi hükmen "ileriye etkili olarak" feshedilmiş ve bu fesih kararı kesinleşmiştir. Kesinleşen fesih kararına göre; davacı istemindeki bağımsız bölüm, fesih tasfiyesinde yükleniciye bırakılmadığından davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddi gerekir. Davac...
(Şerh No: 14152 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-12-2012 15:00)

Davacı, "kat karşılığı inşaat sözleşmesinin" yüklenicisinden, sözleşmeye göre yükleniciye düşecek bağımsız bölümlerden birini, şahsî hakkın temliki suretiyle edinmiştir. Arsa sahipleri ile yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi hükmen "ileriye etkili olarak" feshedilmiş ve bu fesih kararı kesinleşmiştir. Kesinleşen fesih kararına göre; davacı istemindeki bağımsız bölüm, fesih tasfiyesinde yükleniciye bırakılmadığından davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddi gerekir. Davac...
(Şerh No: 14151 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-12-2012 14:57)

Temlik akdi yapılır yapılmaz alacak temlik alana geçer ve artık borçlu temlikin kendisine bildirilmesinden önce iyi niyetle yaptığı ödemeler dışında temellük alana ödeme yapmaksızın borcundan kurtulamaz.Temlikin ilgili bu hükümleri gereği,borçlunun temellük alana değil de temlik edene yapmış olduğu ödeme nedeniyle borcundan kurtulamayacağı sonucuna varılmakla birlikte, aynı sonuca MK.2.maddesi uyarınca ulaşılması da mümkündür. Somut olayda, dava dışı A____İnşaat Ltd. Şti.'nin(Temlik Eden)dava...
(Şerh No: 14139 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-12-2012 11:42)

Yükleniciden temellük edilen hakkın, dava yoluyla arsa sahibine karşı ileri sürülmesi halinde de mahkemece yapılacak iş, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenicinin edim borcunu tam olarak yerine getirip getirmediğini araştırmaktır. Bina sözleşmeye uygun olarak tamamlanmışsa tescil kararı verilmelidir. Ancak; eksik bırakılan iş var ise, bu eksiklikte pek az ve arsa sahibi tarafından katlanılacak boyutta olduğu takdirde, yüklenicinin edim borcunu tamamen yerine getirmediği sonucunu doğu...
(Şerh No: 14140 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-12-2012 11:19)

Davalı temlikin yapıldığını kabul ettiğinden ve karşı çıkmadığından dolayı temlike icazet vermiş sayılır. Davalı L____A.Ş. taşeron B____M____ A.Ş. ile aralarındaki sözleşmeyi feshettiğini, bu şirketten olan alacağı ile borcunu takas ettiğini savunmuştur. L____A.Ş. sözleşmenin feshine ilişkin ihbarı B____madencilik A.Ş.ne 6.12.2000 tarihli ihtarname ile bildirmiştir. BK.nun 167/2. maddesine göre borçlu (davalı L____A.Ş.) temlik eden zımmetinde, temliki öğrendiği zaman muaccel bir alacağı varsa...
(Şerh No: 14113 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 06-12-2012 21:05)

Dava, iş kazası sonucu ölüm sebepli maddi ve manevi tazminat istemidir. 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi düzenlemesi kamu düzenine ilişkin ve emredici bir hükümdür. Davaya konu iş kazası, 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce meydana gelmekle Kurumun rücuunda 506 S.K. m.26 esas alınacağından ve 26. maddedeki "sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere..." bölümü, Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmekle Kurumun rücu hakkının y...
(Şerh No: 14080 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-11-2012 00:45)

İlk yazılı talep üzerine (lehtar müteahhit firma ile muhatap idare arasında ortaya çıkacak herhangi bir uyuşmazlık ve bu uyuşmazlığın akıbet ve kanuni neticeleri nazara alınmaksızın) mektup muhteviyatının ödeneceği taahhüt edilen banka teminat mektuplarında bankanın, muhatap ile lehtar arasındaki temel ilişkiye ait "riskin gerçekleşmesi/taahhüdün kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi kaydıyla" ödeme yapacağını bildirmesi teminat mektuplarına konulması gereken bir husus olduğundan işbu kaydı m...
(Şerh No: 14066 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 04-11-2012 13:16)

Garanti verenin muvafakati olmadan, esas akdi ilişkideki koşulların borçlu aleyhinde ağırlaştırılması veya borçlunun yeni yükümler üslenmesi, garanti edilen riskin kapsamı dışında kalır.
(Şerh No: 14064 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-11-2012 17:15)

Özellikle süresiz garanti sözleşmelerinde, asıl borçlunun kredi limitinin sonradan yükseltilmesi halinde garanti verenin başlangıçtaki iradesinin yükseltilen limiti de kayıtsız şartsız kapsamına aldığı söylenemez. Garanti edenin, limit artışlarından sorumlu tutulabilmesi için sözleşme koşullarındaki değişikliklerin garanti verene bildirilmesi, onun da bu değişikliklere karşı çıkmamak suretiyle muvafakat etmesi gerekir. Garanti sözleşmesi belli bir riski garanti etmelidir, belirsizliğin g...
(Şerh No: 14062 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-11-2012 17:03)

Özellikle süresiz garanti sözleşmelerinde, asıl borçlunun kredi limitinin sonradan yükseltilmesi halinde garanti verenin başlangıçtaki iradesinin yükseltilen limiti de kayıtsız şartsız kapsamına aldığı söylenemez. Garanti edenin, limit artışlarından sorumlu tutulabilmesi için sözleşme koşullarındaki değişikliklerin garanti verene bildirilmesi, onun da bu değişikliklere karşı çıkmamak suretiyle muvafakat etmesi gerekir. Garanti sözleşmesi belli bir riski garanti etmelidir, belirsizliğin g...
(Şerh No: 14063 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-11-2012 16:55)

Bankalar tarafından gümrük vergisi borçlusu lehine ve fakat borçlu ile değil de diğer şahıslarla yapılan bir akte dayanarak gümrük idaresine verilen teminat mektupları, mahiyet itibariyle, BK m.110 (TBK m.128)'de sözü edilen 3. şahsın fiilini taahhüt niteliğinde bir garanti aktidir. ** İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararında, bankaların kefil olabilecekleri gibi garanti de verebileceklerini; bu sebeple işlemlerin mahiyeti tespit edilirken şahsi teminat muamelelerinin tümünü kapsayacak ş...
(Şerh No: 14061 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-11-2012 16:55)

Banka teminat mektubunun lehtarı taşıyıcı, teminat mektubunun konusunu (riskini) oluşturan taşıma sözleşmesinin gereklerini yerine getirmiştir ve teminat altına alınan fiiller gerçekleşmiştir. Banka teminat mektubunun iadesi gerektiği halde verilmediğinden, bu mektubun geri verilmesi hakkında dava açılmıştır. Davada taşıtan, zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Çözümlenmesi gereken konu; teminat mektubunu taşıyıcıya iade etmeyen davalı taşıtan için TTK m.767 ve kaldırılan 865 sayılı Ticaret Kanununu...
(Şerh No: 14060 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-11-2012 16:55)

KARAR MÜLGA BORÇLAR KANUNU DÖNEMİNE AİT OLMAKLA BİRLİKTE 102.MADDENİN MÜLGA BORÇLAR KANUNUN 86.MADDESİNE PARALEL DÜZENLEME DOLAYISI İLE EKLENMİŞ OLUP, KISMEN YAPILAN ÖDEMENİN NE ŞEKİLDE MAHSUPLAŞTIRILACAĞINA İLİŞKİN AYRINTILI AÇIKLAMA MEVCUTTUR.
(Şerh No: 14058 - Ekleyen: Av.Duran KÜÇÜKÖNER - Tarih : 31-10-2012 07:59)

 Önerge  [BK. 504] Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. Vekâlet, özellikle vekilin üstlendiği işin görülmesi için gerekli hukuki işlemlerin yapılması yetkisini de kapsar. Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz. Çoğu hakkında verilen yetki, azını da kapsar.
(Şerh No: 14016 - Ekleyen: Av.Mehmet SÖYLEMEZ - Tarih : 28-09-2012 10:29)

 Bilgi  [BK. 648] TBK'nun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Madde 12 Gerekçesi: Yürütme
(TASARININ 18. MADDESİ KANUNUN YASALAŞAN METNİNİN 12. MADDESİNE KARŞILIK GELMEKTEDİR.) MADDE 18 - Yürütme maddesidir.
(Şerh No: 13985 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 23-09-2012 17:30)

 Bilgi  [BK. 648] TBK'nun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Madde 11 Gerekçesi: Yürürlük
(TASARININ 17. MADDESİ KANUNUN YASALAŞAN METNİNİN 11. MADDESİNE KARŞILIK GELMEKTEDİR.) MADDE 17 - Yürürlük maddesidir.
(Şerh No: 13984 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 23-09-2012 17:29)

 Bilgi  [BK. 648] TBK'nun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Geçici 1.Madde Gerekçesi
GEÇİCİ MADDE 1 - Tasarının tek fıkradan oluşan geçici 1 inci maddesinde, yürürlükten kaldırılan Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun’un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca açılmış ve henüz karara bağlanmamış olan davalara ilişkin uygulama düzenlenmektedir. Maddeye göre, bu nitelikteki davaların, ayrıca bir işlem yapılmasına ve karar verilmesine gerek olmaksızın, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun’un yürürlükte olduğu dönemdeki gibi Sulh Hukuk Mahkemelerinde; bu mahkemelerce ...
(Şerh No: 13983 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 23-09-2012 17:26)

 Bilgi  [BK. 648] TBK'nun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Madde 10 Gerekçesi: Yürürlükten kaldırılan kanun
(TASARININ 16. MADDESİ KANUNUN YASALAŞAN METNİNİN 10. MADDESİNE KARŞILIK GELMEKTEDİR.) MADDE 16 - Tasarının tek fıkradan oluşan "Yürürlükten kaldırılan Kanun" kenar başlıklı 16 nci maddesi ile 18/5/1955 tarihli ve 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun, düzenleme konularından uygun görülenleri aynen veya bazı değişikliklerle Türk Borçlar Kanunu Tasarısının kapsamına dahil edildiği için, yürürlükten kaldırılmaktadır.
(Şerh No: 13982 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 23-09-2012 17:23)

 Bilgi  [BK. 648] TBK'nun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Madde 9 Gerekçesi: C. GENEL NİTELİKLİ HÜKÜMLER
(TASARININ 15. MADDESİ KANUNUN YASALAŞAN METNİNİN 9. MADDESİNE KARŞILIK GELMEKTEDİR.) MADDE 15 - Tasarının tek fıkradan oluşan "C. Genel nitelikli hükümler" kenar başlıklı 15 inci maddesinde, Tasarıda hüküm bulunmayan hâllerde yapılacak uygulama düzenlenmektedir. Maddeye göre; Tasarıda hüküm bulunmayan hâllerde,, Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun hükümleri, uygun düştüğü ölçüde uygulanacaktır.
(Şerh No: 13981 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 23-09-2012 17:21)

 Bilgi  [BK. 648] TBK'nun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Madde 8 Gerekçesi: B. YOLLAMALAR
(TASARININ 14. MADDESİ KANUNUN YASALAŞAN METNİNİN 8. MADDESİNE KARŞILIK GELMEKTEDİR.) MADDE 14 - Tasarı’nın tek fıkradan oluşan "B. Yollamalar" kenar başlıklı 14 üncü maddesinde, diğer mevzuatta, bu Tasarı’yla veya Türk Borçlar Kanunu Tasarısı’yla yürürlükten kaldırılması ya da değiştirilmesi öngörülen kanunların maddelerine yapılan yollamaların nasıl uygulanacağı düzenlenmektedir. Maddeye göre, bu nitelikteki yollamalar, o maddeleri karşılayan yeni hükümlere yapılmış sayılacaktır. Ayrıca, d...
(Şerh No: 13980 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 23-09-2012 17:19)

 Bilgi  [BK. 648] TBK'nun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Madde 7 Gerekçesi: A. GÖRÜLMEKTE OLAN DAVALARA İLİŞKİN UYGULAMA
(TASARININ 13. MADDESİ KANUNUN YASALAŞAN METNİNİN 7. MADDESİNE KARŞILIK GELMEKTEDİR.) MADDE 13 - Tasarı'nın tek fıkradan oluşan "A. Görülmekte olan davalara ilişkin uygulama" kenar başlıklı 13 üncü maddesinde, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'nın hangi hükümlerinin, yasalaşıp yürürlüğe girme tarihinden sonra, görülmekte olan davalarda da uygulanacakları düzenlenmektedir. Maddeye göre, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı’nın geçici ödemelere ilişkin 75 inci maddesi, faize ilişkin 87 nci maddesi, gecikme...
(Şerh No: 13979 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 23-09-2012 17:16)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05184507 saniyede 11 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.