Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

6100 S.lı Hukuk Muhakemeleri Kanunu - Son Eklenen Şerhler

6100 S.lı Hukuk Muhakemeleri Kanunu - Son Eklenen Şerhler

Veraset ispatı ve miras hisselerinin tayinine ilişkin davalar, mirasçıların her birinin bulunduğu yer mahkemesinde görülebilir.
(Şerh No: 15341 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 05-02-2014 00:40)

Davacı taraf, taşınmazın satış bedeline ilişkin olarak banka havaleleri ile toplamda 18.790 TL gönderdiğini iddia etmektedir. Bu havalelerde, gönderilen havalenin ne için gönderildiği konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Banka havale makbuzları, bir ödeme vasıtası olup, bu havalelerin taşınmazın satış bedeline karşılık olarak gönderildiğini davacı tarafın ispat etmesi gerekecektir. Yargılama aşamasında, mahkemece davalı tarafa isticvap davetiyesi gönderilmiş, bu davetiyeye ise, "davacı tarafı...
(Şerh No: 15299 - Ekleyen: Av.Gülhis YÖRÜK - Tarih : 24-01-2014 19:44)

HUMK m.193 düzenlemesi ile ona paralel HMK m.20 düzenlemesine göre görevsizlik kararı kesinleşmeden, önceden görevli veya görevsiz mahkemeye başvurulmasında yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu sebeple görevsizlik kararı kesinleşmeden dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için başvurulması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 15296 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-01-2014 12:16)

HMK m.150/5 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair kararlar, verildikleri tarih itibariyle hukuki sonuçlarını doğurur. Somut olayda, ilk davanın açılmamış sayılması kararı henüz eldeki dava açılmadan önceki bir tarihte verildiğine göre derdestlikten söz edebilme olanağı yoktur.
(Şerh No: 15293 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 21-01-2014 22:22)

Boşanmaya bağlı ikincil nitelikteki tazminat ve nafaka haklarının elde edilmesini temin etmek için de olsa uyuşmazlık konusu olmayan davalı-karşı davacı kocaya ait araçlar üzerine tedbir konulamaz.
(Şerh No: 15291 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 21-01-2014 10:05)

DERDESTLİK Somut olayda kesinleşmemiş ilam; yardım nafakası istemine ilişkindir; eldeki dava ise artırım talebine ilişkindir. Her dava; açıldığı tarihte gerçekleşmiş koşullara göre incelenip, dava tarihi itibariyle sonuç doğuracak biçimde hükme bağlandığından ve nafakaya dava tarihinden itibaren karar verildiğinden somut olayda iki dava arasında derdestlikten söz edilemez.
(Şerh No: 15290 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 21-01-2014 10:02)

UYAP Avukat Portal'dan gönderilen ve yanlış mahkemeye yazılmış da olsa, mazeret iradesini ortaya koyan belge varken ve duruşma davetiye masrafının mahkemeye zamanında ulaşmasına rağmen dosya işlemden kaldırılamaz.
(Şerh No: 15266 - Ekleyen: Av.Hakan EREN - Tarih : 13-01-2014 16:16)

Maddi ve manevi tazminat ile mal rejiminden kaynaklanan alacak para alacağı olduğuna göre, para alacakları hakkında ihtiyati tedbir değil, İİK 257 vd maddeleri gereğince ihtiyati haciz istenebileceği gözetilerek tedbir kararının kaldırılması talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 15259 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-01-2014 19:02)

Mahkemece, davacı vekilinden, hangi taşınmazların tapu kayıtlarının iptali istendiği hususunda açıklama alınıp sadece uyuşmazlık konusu olanlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken uyuşmazlık konusu edilmeyen taşınmazları da kapsayacak şekilde HMK'nın 389/1., hangi parseller üzerine ihtiyati tedbir konulduğu belirtilmediği gibi konulan tedbirin niteliği de açıklanmaksızın infazı mümkün olmayacak şekilde HMK'nın 391/2.; maddelerine aykırı olarak ihtiyati tedbir kararı verilmes...
(Şerh No: 15249 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-12-2013 14:26)

Mahkemece takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildikten sonra davacı vekilinin, yenileme istemli ve elektronik olarak imzalanmış dilekçesini süresinde UYAP üzerinden gönderdiği anlaşıldığından davanın yenilenmemiş sayılmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
(Şerh No: 15250 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-12-2013 14:23)

Dava yüklenicinin, kendisine düşen daireleri, alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı satışı işlemlerinin iptali istemiyle açılmış olup bir para alacağı söz konusu olmamasına rağmen; itiraz konusu bağımsız bölüme İİK 257 vd. maddelerine dayalı ihtiyati haciz konulması ve bağımsız bölüm hakkındaki icra satışının düşürülmesi doğru değildir.
(Şerh No: 15248 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-12-2013 14:23)

HMK m.447 atfıyla iş mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünde; HMK m.319 uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içinde cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda HMK m.141/2 uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir. Zamanaşımı def'inin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi...
(Şerh No: 15238 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-12-2013 16:26)

Kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davalarında, dava açmadan önce bedelin tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olamayacağından, davacının dava açarken fazlaya dair hakkını saklı tutmaması dava dışı tutulan kısımdan feragat edeceği anlamına gelmez. Bu nedenle, davacının ıslah ettiği miktar da gözetilerek hüküm kurulması gerekir.
(Şerh No: 15226 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-12-2013 18:02)

Maddi tazminat miktarının ıslah yoluyla artırımı bu hakkın dava dilekçesinde saklı tutulması halinde mümkündür.
(Şerh No: 15223 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-12-2013 17:09)

Bozmadan sonra ıslah yapılamaz. Kararda geçen İBGK kararı için: [url]http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15216 [/url]
(Şerh No: 15217 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-12-2013 10:45)

"Yemin" altında "borç aldığını" ve "bunu ödediğini" beyan eden kimsenin sözünün olduğu gibi kabul edilmesi gerekir.
(Şerh No: 15214 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 14-12-2013 00:20)

Aynı zamanda verilen davadan feragat ve temyizden feragat dilekçesi birbirinin devamı niteliğindedir ve davadan feragat, bir yerde temyizden feragat isteğini de içerir. Bu sebeple direnme kararı, davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulmuştur.
(Şerh No: 15215 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 13-12-2013 12:16)

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 29. maddesinin “Taraflar, davanın dayanağı olan vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir biçimde yapmakla yükümlüdürler.” biçimindeki ikinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına.
(Şerh No: 15201 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 10-12-2013 12:01)

Dilekçeler aşamasında zamanaşımı def'ini ileri sürmeyen davalı; ön inceleme aşamasında ancak diğer tarafın duruşmaya gelmemesi veya duruşmaya gelip de açık muvafakatinin bulunması halinde zamanaşımı def'ini ileri sürebilir.
(Şerh No: 15081 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-11-2013 16:56)

Taraf teşkili kamu düzeniyle ilgili olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiğinden davalı şirketin adresinin tespiti davacıya yüklenemez.
(Şerh No: 15080 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-11-2013 15:51)

İhtiyati Tedbir talebinin reddine dair kararların temyizi kabildir. (HMK.391/3) İhtiyati Tedbir talebinin reddine dair karar gerekçeli olmak zorundadır. (HMK.391/2)
(Şerh No: 15071 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 18-11-2013 20:22)

Uyuşmazlık; kiralanan taşınmazların tahliyesini düzenleyen İİK 269 vd. maddelerine dayanılarak (somut olayda taahhüt nedeniyle tahliye istemli) açılan bir davada, HMK m.320/1 karşısında tarafların duruşmaya davet edilmeksizin dosya üzerinden karar verilip verilemeyeceği noktasındadır. Özel bir kanun olan İİK'daki hükümlerin daha genel bir kanun olan HMK ile değiştirildiği söylenemez. Uygulamada da HMK'daki hükümlerin, açıkça bir yollama yapmadıkça İİK'da uygulanmayacağı kabul edilmektedir. Bu...
(Şerh No: 15064 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:57)

Dilekçeler teatisi aşaması sonrası ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilip davalı kocaya ön inceleme duruşmasına çağrı davetiyesi tebliğ edilmiş ise de davalı koca ön inceleme duruşmasına gelmemiştir. Mahkemece, tahkikat aşamasına geçilip davalı kocanın tahkikat duruşmasına davet edilmesi zorunlu olmasına rağmen bu yasal zorunluluğa uyulmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması, davalı kocanın hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır ve bu husus bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 15032 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-10-2013 13:23)

Boşanma, maddi ve manevi tazminat ile nafaka istemiyle ikame edilen davada; davalı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine tensiple ihtiyati tedbir konulmuştur. Dava konusu olmayan taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağından, uyuşmazlık konusu olmayan davalı adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarına konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar vermek gerekir.
(Şerh No: 15031 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-10-2013 13:21)

Davacı, yerel mahkemece hüküm verilmesinden sonra henüz kesinleşmeden davadan feragat ettiğine göre, böyle bir durumda yerel mahkemenin dosyayı ele alıp ek karar oluşturması ve önceki kararını değiştirmesi artık mümkün değildir. Bu durumda dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi gerekir. Yasada öngörülmemiş ve düzenlenmemiş bir hususta yönetmelikle getirilen düzenlemeye üstünlük tanınamaz.
(Şerh No: 15016 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-10-2013 13:17)

Davaların hangi nedenle reddedildiği konusunda herhangi bir gerekçe belirtilmeden karar oturumundaki beyanlara yollama yapılmak suretiyle hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 15003 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 26-09-2013 11:25)

Belirsiz alacak davası kavramı 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. Maddesi ile getirilmiştir. Belirsiz alacak davası öncelikle bir tür eda davasıdır. Eda davasından farkı ise, talep sonucunda istenilen alacağın dava açıldığı anda tam olarak belirlenmemesidir. Belirsiz alacak davasında davanın belirsiz alacak davası olduğu belirtilmelidir. Belirsiz alacak davası açıldığında, alacak yargılama aşamasında belirli hale geldiğinde, ıslah dilekçesi ile mi...
(Şerh No: 14973 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 06-09-2013 12:05)

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı iş bedelinin tahsili konuludur. Davalı, müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını belirterek akdî ilişkiyi inkâr etmiştir. Talep olunan miktar ve akdî ilişkinin inkâr edilmiş olması hususu dikkate alındığında; sözleşmenin varlığını iddia eden davacı şirketin, arada eser sözleşmesi ilişkisi olduğunu yazılı belge ile kanıtlaması zorunludur.
(Şerh No: 14970 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-08-2013 16:10)

Davacı ön inceleme safhasındaki duruşmaya gelmemiş ise de; davalının davayı takip etmeyeceğine dair açık bir beyanı bulunmadığından ve tahkikat aşamasına geçilmesini istediği görüldüğünden; tahkikat aşamasına geçilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken HMK m.150'nin uygulanması hatalıdır.
(Şerh No: 14967 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-08-2013 14:39)

İşe iade davalarında asıl işveren ile alt işveren ilişkisinin söz konusu olduğu durumlarda, davalı taraflar yönünden bir çeşit şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığı vardır. İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, mahkemece dava hemen reddedilmemeli, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmeli, aksi halde dava sıfat yokluğundan reddedilmelidir.
(Şerh No: 14966 - Ekleyen: Av.Muhammet TÜMER - Tarih : 24-08-2013 14:15)

Dava dilekçesine ekli vekaletnamede davacı asilin adresi belirtilmiş, mahkemece düzenlenen tensip tutanağı başlığında da davacının vekaletnamede belirtilen bu adresine yer verilmiş olduğundan; dava dilekçesinde davacının adresinin bildirilmediğinden bahsetmek mümkün değildir.
(Şerh No: 14960 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-08-2013 10:17)

Davacının ıslah dilekçesiyle ileri sürdüğü istem, yeni bir dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesindeki istek sonucunun artırılması biçimindedir. Bu nedenle sadece dava dilekçesine karşı ileri sürülebilecek olan zamanaşımı def'i ıslaha karşı ileri sürülemez. Karşılaştırınız: [url] http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=14873 [/url]
(Şerh No: 14957 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-08-2013 15:23)

Davalı yargılama oturumlarında avukat marifetiyle temsil edildiğine ve dava, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedildiğine göre; davalı yararına, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7. maddesi hükmü uyarınca avukatlık ücreti tayini gerekir.
(Şerh No: 14956 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-08-2013 12:55)

Mahkeme davalının bildirilen adresine dava dilekçesini tebliğe çıkarmış ancak davalının adresten ayrıldığından bahisle tebligat iade olunmuştur. Bu durumda mahkemece 7201 sayılı tebligat yasasındaki düzenlemeler gözetilerek sırasıyla mernis adresi, adres araştırması ve ilanen tebligat yöntemleri uygulanmak suretiyle davalının adresi resen tespit edilerek taraf teşkili sağlanıp ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 14941 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 02-08-2013 11:38)

Manevi Tazminat - Belirsiz alacak davası: İş kazasında zarar gören davacı, davanın açıldığı tarihte manevi tazminat alacağının miktarını kendisi belirlediğinden, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu söylenemez. O halde manevi tazminat istemi manevi tazminatın bölünemezliği kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamaz ve manevi zararın HMK'nın 1...
(Şerh No: 14929 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-07-2013 12:04)

Cevap dilekçesinde tanık deliline dayanan davalıya tanık listesi vermek için bir süre tanınmalıdır.
(Şerh No: 14878 - Ekleyen: Av.Kamil Nadir SARILKAN - Tarih : 09-07-2013 19:44)

Islah, yeni bir dava olmayıp sadece dava dilekçesinde yapılan bir değişikliktir. Açıklanan yasal düzenleme karşısında; yerel mahkemece, ıslah ile artırılan bölümün zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. İlgili Link: [url]http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=14873 [/url]
(Şerh No: 14068 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 09-07-2013 15:11)

Öğretide, kısmi davada dava edilmeyen alacak kesimi için, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmuş olmasının zamanaşımını kesmeyeceği kabul edilmektedir. Kısmi dava açılması halinde zamanaşımı yalnız alacağın kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesilir. Dolayısıyla ıslah dilekçesine karşı davalı tarafından zamanaşımı def’i ileri sürüldüğünden ve ıslah tarihinde ıslahla artırılan maddi tazminat istemi yönünden zamanaşımı süresi dolduğundan istemin zamanaşımı nedeniyle reddi doğrudur.
(Şerh No: 14873 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-07-2013 23:12)

Dava dilekçesinde davalının adresi yazıldı ancak tebligat yapılamadı ise, Mahkeme davacının talebi ile adres araştırması yapmak zorundadır. Davacıya HMK 119 gereğince 1 hafta süre verilerek adresi bildirmesinin istenmesi, adres bildirilemediği gerekçesiyle de davanın reddi bozmayı gerektirir. HMK 119. maddede yer alan 1 haftalık süre sadece dava dilekçesinde hiç adres bulunmayan durumlarda uygulanır.
(Şerh No: 14790 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 25-06-2013 11:23)

Mahkeme tarafından verilmiş gerekçeli karar kesinleşmemiş olsa bile, davacının bu aralıkta davasından feragat etmesiyle yerel mahkeme yeniden ek karar vererek önce vermiş olduğu kararı kaldıramaz.
(Şerh No: 14723 - Ekleyen: Stj.Av.Elif BİLGE - Tarih : 17-06-2013 13:46)

Davacının TC. kimlik numarasının dava dilekçesine ekli vekaletnamede mevcut olduğu halde, eksikliklerin giderilmediği ve TC kimlik numarasının bulunmadığından bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
(Şerh No: 14722 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-06-2013 10:21)

Davada dayanılan protokol ve ek protokolde şahit ve yediemin sıfatıyla taraflar dışında başka kişilerinde imzası bulunmaktadır. Bu durumda, tarafların anılan protokollerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda imzası bulunan tanık ve yedieminin dinlenmesi gerektiği konusunda bir delil sözleşmesi yaptıklarının kabulü gerekir. 0 nedenle davalının bu kişilerin savunması doğrultusunda dinlenmeleri isteminin mahkemece reddi doğru değildir.
(Şerh No: 14698 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-06-2013 11:11)

Yetki şartı kararlaştırılmış olan bir sözleşmeye dayalı alacağın temlik alınması halinde,yetki şartı sözleşmenin tarafı olmayan temlik alanı dahi kapsar.Bu nedenle davanın, davacı temlik alan tarafından, davalı borçlunun yerleşim yeri olan genel yetkili mahkeme yerine, temlik eden ile davalı borçlu arasındaki sözleşmede kararlaştırılan mahkemede açılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. ["Yetki sözleşmesi cüzi ve külli halefleri, mesela dava konusu alacağı devralanlar ve mirasçıları dahi ka...
(Şerh No: 14660 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 04-06-2013 19:36)

Asliye Hukuk Mahkemesince karar verilinceye kadar Sulh Hukuk mahkemesinin görevli olduğu ileri sürülüp itiraz da bulunulabilir.Ancak karar verildikten sonra davanın sulh mahkemesinin görevi içinde olduğu ileri sürülerek bu konu temyiz nedeni yapılamaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 7/3. maddesi: "Bir dava, asliye mahkemesinde hükme bağlandıktan sonra, davanın sulh mahkemesinin görevi içinde olduğu ileri sürülerek üst mahkemede itirazda bulunulamaz." Somut olayda da asliye hukuk mahkemesi...
(Şerh No: 14665 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 03-06-2013 11:36)

1)6100 sayılı HMK.17.madde uyarınca, yetki sözleşmesi ancak tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde geçerlidir. 2)Taraflar, sözleşmeyle yetkili kıldıkları mahkeme yanında, kanunen yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa, bunu ayrıca ve açıkça sözleşmede belirtmelidirler. Aksi halde, davanın yalnız yetki sözleşmesiyle belirlenen mahkemede açılması gerekmektedir. 3)Ne var ki; bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden son...
(Şerh No: 14663 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 01-06-2013 16:37)

Bilindiği üzere 1086 Sayılı HUMK'nun 22. maddesinde, tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri belirtilmişti. Buna göre tarafların hükmi şahsiyetlerinin önemi olmadan, tüzel kişilerin yanında gerçek kişilerinin de yetki sözleşmesi yapabilecekleri tabii idi. 6100 sayılı HMK. ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, 17.madde uyarınca yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler vey...
(Şerh No: 14662 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 01-06-2013 13:59)

Davanın başında talep edilmeyen manevi tazminat isteminin, usulüne göre açılmış bir dava bulunmak koşuluyla, ıslah yoluyla sonradan talep edilebileceğine ilişkindir.
(Şerh No: 14621 - Ekleyen: Av.Ömer GÜNTAY - Tarih : 30-05-2013 10:32)

1086 sayılı HUMK’nın 176.maddesinin 10.fıkrası uyarınca Sulh Mahkemelerindeki davaların adli tatilde de görüleceğinin belirtilmesi nedeniyle önceki yasa döneminde adli tatil içerisinde dolan temyiz süreleri artık yeni yürürlüğe girmiş bulunan 6100 sayılı HMK’nın 103.maddesinde sulh mahkemelerindeki davaların adli tatilde görülecek davalar arasında sayılmamış olması nedeniyle aynı yasanın 104.maddesi uyarınca adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzayacaktır.
(Şerh No: 14562 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 15-05-2013 12:35)

[i]Has been cancelled by the decision of Constitutional Court dated February 26,2012 and Docket N:2011/35, Decree No:2012/23.[/i] (Cases concerning compensation of material or spiritual damages bound to loss of physical integrity partly or wholly or death of person which caused by all kinds of administrative actions and transactions and other reasons that the administration has been liable for are ruled by the courts of general jurisdiction. This provision is even applied in cases concerning compensation of the same kind damages arising from reasons staying out of obligations of the administration. Provisions of the Labour Courts Law dated January 30,1950 and numbered 5521 are reserved.)
(Şerh No: 12775 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 13-05-2013 14:45)

 Bilgi  [HMK. 76] 659 Sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri Ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin KHK İlgili 6.Madde ve Gerekçe
Takip ve temsil yetkileri ile bunların kapsamı, niteliği ve kullanılması MADDE 6 - (1) İdareler, kendi iş ve işlemleriyle ilgili olarak açılacak adli ve idari davalar ile tahkim yargılaması ve icra işlemlerinde taraf sıfatını haizdir. (2) İdareleri adli ve idari yargıda, icra mercileri ve hakemler nezdinde vekil sıfatıyla doğrudan temsil yetkisi; hukuk birimi amirleri, hukuk müşavirleri, muhakemat müdürleri ve avukatlara aittir. (3) 5 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirt...
(Şerh No: 14545 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-05-2013 13:03)

 Bilgi  [HMK. 76] 659 sayılı KHK ile getirilen düzenleme
2 kasım 2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı "Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname"nin 6. maddesinin 5. fıkrasında getirilen düzenleme şu şekildedir: "İdareleri vekil sıfatıyla temsile yetkili olan hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri ve avukatların bir listesi, idaresince yazılı olarak veya Adalet Bakanlığınca belirlenen esaslar dairesinde elektronik ortamda ilgili...
(Şerh No: 14543 - Ekleyen: Av.Nurbanu ERZURUMLU - Tarih : 12-05-2013 12:32)

Tek bir dava ile halledilebilecek bir uyuşmazlığın bir başka dava konusu olması da usul ekonomisine uymamaktadır. Yargıtay bozmasından sonra yapılan ıslah kanuna uygundur.
(Şerh No: 14503 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 24-04-2013 18:38)

Yargıtayın esasa ilişkin bozmasından sonra yapılan ıslah süresindedir. Çünkü yargılamada tahkikat devam etmektedir. Islah tahkikat sonuna kadar yapılabilir.
(Şerh No: 14502 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 24-04-2013 18:35)

Davanın konusu tahliye ve ecrimisil olmasına karşın, davada malikin kim olduğu tartışılmış ve malikin kim olduğu konusunda karar verilmiş olduğundan, karar, taşınmazın aynı ile ilgilidir ve kesinleşmedikçe ilamlı takip yapılamaz.
(Şerh No: 14496 - Ekleyen: Armağan KONYALI - Tarih : 18-04-2013 19:32)

Davacı mirasçı, diğer mirasçılar tarafından davalı aleyhine açılan muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescile ilişkin davada taraf olmadığı için bu davada verilen hüküm davacı yönünden kesin hüküm oluşturmasa da onun yönünden de güçlü bir delil niteliğindedir.
(Şerh No: 14498 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-04-2013 12:44)

Dava, davacıya ait iş makinelerinin, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu araçta taşındığı sırada meydana gelen trafik kazası nedeniyle hasarlanması sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. İş makinelerinde oluşan hasar, kaza tarihi 15.10.2008 itibariyle belirli veya belirlenebilir nitelikte olmakla dava, belirsiz alacak davası koşullarını taşımamaktadır. Bu sebeple işbu davada zamanaşımı süresi geçtikten sonra yapılan ıslah ile artırılan miktara yönelik ileri sürülen zamanaşımı...
(Şerh No: 14486 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 09-04-2013 15:48)

Yabancı mahkeme kararlarının tanınmasında yetki hususu 5718 S.K. m.51'de düzenlenmiştir ve vaz'edilen yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin değildir.
(Şerh No: 14480 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-04-2013 16:28)

Taşınmazın el atılan bölüm bedelinin tamamına hükmedildiği halde, yasal faize karar verilmesi nedeniyle kısmen kabul kararı verilerek, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasından (KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE) kelimelerinin çıkartılmasına, yerine (KABULÜNE) kelimesinin yazılmasına, Hüküm düzeltilerek onanmalıdır.
(Şerh No: 14454 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 01-04-2013 20:56)

Ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki çekişmeli hususların tespit edilmesi ve tahkikatın da çekişmeli hususlar esas alınarak yürütülmesi asıldır. Mahkemece taraflara, dilekçelerinde dayandıkları, ancak henüz sunmadıkları delilleri sunmaları için kesin süre verilmelidir (HMK m.140/5); tensiple verilmiş olan süre sonuç doğurmaz. Bu meyanda davacı vekiline, gösterdikleri tanıkların adı ve soyadı ile adreslerini, hangi tanığın hangi vakıaya ilişkin olduğunu içeren dilekçe vermesi için mehil v...
(Şerh No: 14422 - Ekleyen: Av.Gülsüm BİLGİN - Tarih : 29-03-2013 12:51)

İdarenin para cezası ile ilgili işleminin iptaline dair istemde; idarî işlemin esası incelenmeden, Anayasa Mahkemesi iptal kararı dikkate alınarak ve haklılık saptanmadan karar verildiğinden; idare aleyhine vekalet ücretine hükmedilemez.
(Şerh No: 14412 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-03-2013 00:42)

Davalıya ilanen tebligat yapımştır; Tebligat Kanunu’nun 29 ve tüzüğün 47/2 maddesi gereğince yeterli adres araştırması yapılmadığı gibi tebliğ olunacak evrak suretinin mahkeme divanhanesinde bir ay süreyle asıldığına dair belgeye de dosya kapsamında rastlanılmamıştır. Bu durumda tebligatın usulüne uygun olduğundan söz edilemez. Öte yandan gelen nüfus kayıtlarında davalıların yerleşim yerinin Almanya olduğu bildirilmiş olup mahkemece davalıların yurt dışı adresi araştırılmamıştır. Öncelikli usulü...
(Şerh No: 14401 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 24-03-2013 12:46)

Zamanaşımına uğramış, yazılı delil başlangıcı niteliğindeki çeklere mesnetle ve taraflar arasındaki temel ilişkiye dayalı ikame edilen davada alacak, her türlü delille ispatlanabilir. Davada dinlenen tanıkların görgüye değil duyuma dayalı bilgileri olmakla, tanık beyanları, alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli değilse de; davacı, delil listesinde "her türlü yasal kanıt" demek suretiyle yemin deliline de dayandığından davacıya, bedele ilişkin yemin teklif hakkı hatırlatılarak sonuca uygun ka...
(Şerh No: 14325 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-03-2013 11:40)

İnançlı işleme mesnetle ikame olunan davada; davacı iddiasını yazılı delille kanıtlayamamışsa da dava dilekçesinde "ve sair" demek suretiyle yemin deliline de dayandığından; davacıya yemin önerme hakkının hatırlatılması, bu hakkın kullanılması halinde hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 14324 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-03-2013 11:32)

İnançlı işleme mesnetle ikame olunan davada; davacı iddiasını yazılı delille kanıtlayamamışsa da dava dilekçesinde "ve sair" demek suretiyle yemin deliline de dayandığından; davacıya yemin önerme hakkının hatırlatılması, bu hakkın kullanılması halinde hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 14323 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-03-2013 11:26)

 Bilgi  [HMK. 32] HUMK.78 ile farkı
HUMK.78. maddeye karşılık gelen bu hükmün HUMK.78'e nazaran en bariz farkı, HUMK.78. maddede münasebetsiz evrak kapsamına giren dilekçe (ve ekleri) dosyadan çıkarılıp, sahibine iade edilirken, HMK.32/2'de sahibine iade edilmeden münasebetsiz evrakın dosyada kalması ve verilecek süre içinde yeni bir dilekçe sunulmaması halinde dikkate alınmaması şeklinde düzenlenmesinde yatmaktadır.
(Şerh No: 14314 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 27-02-2013 07:39)

"1086 sayılı HUMK zamanında açılmış bir davada, sadece HMK’nun 324 maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak, kapsamı da belirtilmeden yazılı şekilde gider avansı istenmesinin yerinde olmadığı; mahkemenin davanın reddine dayanak aldığı, davacı vekiline verilen kesin süreye ilişkin ara kararında “alınması gereken avansın ne miktarda ve hangi işlere ilişkin olduğu, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağının açıkça belirtilmemesi ve belirtilen sürede ara karar gereğinin yer...
(Şerh No: 14287 - Ekleyen: Av.Gül KÜLCÜ - Tarih : 19-02-2013 12:20)

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 240. maddesinin (3) numaralı fıkrasının, birinci cümlesinde yer alan “…kesin süre…” ibaresi ile “Bu süre içinde adres gösterilmez veya gösterilen yeni adres de doğru değilse, bu tanığın dinlenilmesinden vazgeçilmiş sayılır.” biçimindeki ikinci cümlesi Anayasa’ya aykırı değildir.
(Şerh No: 14284 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 18-02-2013 11:24)

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109. maddesinin “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz.” biçimindeki (2) numaralı fıkrası Anayasa’ya aykırı değildir.
(Şerh No: 14283 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 18-02-2013 11:21)

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 317. maddesinin “Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi veremezler.” biçimindeki (3) numaralı fıkrası Anayasa’ya aykırı değildir.
(Şerh No: 14281 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 18-02-2013 11:14)

Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz.
(Şerh No: 14257 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 29-01-2013 18:01)

Davalı 13 tanık göstermiştir. Gösterilen tanıkların hangi vakıalar için dinletilmek istenildiği hususunda mahkemece davalıdan bir açıklama istenilmediğine ve davalı tarafından da dinlenilmeyen tanıklar konusunda açık bir vazgeçmesi bulunmadığına göre davalı kocanın dinlenmeyen tanıklarının usulüne uygun çağrılıp dinlenilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 14240 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-01-2013 11:08)

Davacının keşidecisi olduğu davalı emrine düzenlenen bonoda tahrifat iddiası ile HMK m.209'a mesnetle teminatsız tedbir kararı verilmesi talep olunmuş; yerel mahkemece İİK m.72/3'e dayanılarak tedbir kararı verilmiştir. Yüksek Mahkeme; bonoda tahrifat iddiası bulunduğundan HMK m.209 uyarınca tedbir kararı verilmesi gerektiğinden bahisle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
(Şerh No: 14226 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-01-2013 13:32)

Haklı nedenle adın değiştirilmesi davası; HMK'nun 383/2-a-2 maddesine göre çekişmesiz yargı işlerinden sayılır. Buna göre çekişmesiz yargı niteliğinde olan haklı nedenle adın değiştirilmesi davasının sulh hukuk mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekir.
(Şerh No: 14219 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 06-01-2013 19:30)

Medeni Usul Hukukunda miktarı belli bir meblağı aşan hukuki işlemlerin kural olarak kesin delille (ikrar, kesin hüküm, senet, yemin)ispatlanması gerekmektedir. Kesin delille ispatı gereken bir hususun takdiri delille ispatı, karşı tarafın açık muvafakati olmadıkça mümkün değildir. Temyize konu davada, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan alacağın tahsili istenmiş ise de; davalı, akdi ilişkiyi inkar ettiğinden davacının, eser sözleşmesinin varlığını kesin delille kanıtlaması gerekmekted...
(Şerh No: 14163 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-12-2012 13:15)

Eser sözleşmesine mesnetle ikame olunan alacak davasında davalı akdî ilişkiyi inkar ettiğinden, eser sözleşmesinin varlığı, davacı tarafından kesin delille kanıtlanmalıdır. Aksi halde davanın reddi gerekir.
(Şerh No: 14162 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-12-2012 13:15)

Kişinin davadan önce ölmüş olması halinde kural olarak davanın reddi gerekir ise de; ölü kişiye açılan dava, 6100 sayılı HMK'nın 124/3 ve 4. bentleri çerçevesinde ele alınarak davacıya mirasçılık belgesi temin etmesi için süre verilmeli ve ölen davalının tüm mirasçılarına dava dilekçesinin usulüne uygun biçimde tebliği ile taraf teşkili sağlanmalıdır.
(Şerh No: 14158 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 18-12-2012 11:53)

İşçilik alacakları talepli dava HMK 109 gereği kısmi dava olarak açılabilir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin kararı genel kurul tarafından da kabul görmüştür.
(Şerh No: 14141 - Ekleyen: Av.İbrahim YİĞİT - Tarih : 09-12-2012 12:24)

Bozma ilamında, bozma nedeni olarak gösterilen taraflar arasındaki sözleşmenin 15. maddesinin (davacı şirketin defter ve kayıtlarının kesin delil olacağı yönündeki madde), açıklanan yasal düzenlemeler ( "…taraflardan birinin ispat hakkının kullanılmasını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmelerinin geçersiz olacağına" ilişkin hüküm) karşısında geçersiz olduğu gerekçesine dayanan temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olduğunu kabule olanak bulunm...
(Şerh No: 14132 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-12-2012 17:32)

Yüksek Mahkemece "yemin" delilinin eda ve iadesi usulü açıklanarak yerel mahkeme kararı; mahkemenin, yemin teklifi hakkında gerekli usul işlemlerini yapmadan hüküm kurması sebebiyle, bozulmuştur.
(Şerh No: 14121 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 23:44)

İşçilik alacakları konulu dava, ücret alacağı yönünden ücretin yargılama sırasında ödenmesi nedeni ile konusuz kalmış, diğer işçilik alacaklarının ise ödenmesi gerektiği gerekçesi ile kısmen kabul kararı verilmiştir. Bu karar, davalı vekilinin temyizi üzerine onanarak kesinleşmiştir. Kesinleşen karardan sonra davalı vekilinin, davanın kısmen kabulü nedeni ile lehlerine vekalet ücretine karar verilmediğini belirterek talep ettiği tavzih, mahkemece kabul edilerek, vekalet ücreti hüküm altına alınm...
(Şerh No: 14124 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 23:35)

6100 Sayılı HMK m.273 uyarınca mahkeme, bilirkişinin görevlendirilmesine ilişkin kararında, inceleme konusuna, bilirkişinin cevaplaması gereken sorulara yer vermelidir. Mahkemece; uyuşmazlığın kooperatif anasözleşmesi, iptali istenen genel kurul tutanağı, kooperatife ait defterler, kayıt ve belgeler ile ekleri ve 1163 Sayılı Kanun hükümleri ile birlikte incelenerek çözümlenebileceği hususu gözardı edilerek; incelemeye ilişkin ara kararında, bilirkişinin kooperatif kayıtları üzerinde hangi hususl...
(Şerh No: 14123 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 23:28)

Araç kiralama sözleşmesinden kaynaklı kira alacağı davasında; taraflar arasındaki varlığı ihtilaflı olan araç kiralama sözleşmesine dair akdi ilişkinin ispatı davacıya aittir. İsticvap, bir davada, o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulüyle başvurabileceği usuli bir işlem olup, başlıbaşına bir ispat vasıtası değildir. İspatı gere...
(Şerh No: 14130 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 23:18)

Araç kiralama sözleşmesinden kaynaklı kira alacağı davasında; taraflar arasındaki varlığı ihtilaflı olan araç kiralama sözleşmesine dair akdi ilişkinin ispatı davacıya aittir. İsticvap, bir davada, o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulüyle başvurabileceği usuli bir işlem olup, başlıbaşına bir ispat vasıtası değildir. İspatı gere...
(Şerh No: 14119 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 23:14)

Kat karşılığı inşaat sözleşmesine mesnetle ikame edilen davada; davalı yönünden feragat nedeniyle dava reddedildiği halde lehine ayrıca nisbi oranda vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değildir.
(Şerh No: 14126 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 22:44)

Somut olayda, davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinde, yerel mahkeme hakimine yönelik olarak savunma sınırlarını aşan icapsız sözlerin yer aldığı görülmüştür. Bu haliyle karar düzeltme dilekçesinin münasebetsiz evrak niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. HMK. 32/2 uyarınca işlem yapılmalıdır.
(Şerh No: 14118 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 21:59)

Temyize konu itirazın iptali ve tahliye konulu davada; davalı yararına hükmedilen vekalet ücreti de yargılama giderleri kapsamında olmasına ve kısa kararda "yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına" karar verilmiş olmasına göre, kısa kararda ayrıca vekalet ücretine ilişkin hüküm kurulmamış ve yargılama giderlerinin detaylarının burada açıklanmamış olması eksiklik olarak kabul edilemez.
(Şerh No: 14127 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 21:57)

Taraflar arasındaki sözleşmenin konu başlıklı maddesinde, sistemin imaliyle alıcının imalatçı fabrikasında çalışır vaziyette teslim edilmesi kararlaştırılmış ise de bu husus teslime ilişkin olup makinenin montajının davalıya ait işyerinin bulunduğu Gaziantep'te yapılacağı da kabul edildiğinden sözleşmenin ifa yerinin Gaziantep olduğu anlaşılmaktadır. HUMK'nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edildiği yer mahkemesi de yetkili bulunduğundan, davalının yetki itirazının reddine karar verilerek u...
(Şerh No: 14117 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 21:53)

Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalıdan borcuna karşılık alınan çekler zamanında ibraz edilmediğinden kambiyo vasfını yitirmiş ise de bunlara yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir. Taraflar arasında temel ilişki nedeniyle alacak her türlü delille ispatlanabilir. Mahkemece, dinlenen tanıkların görgüye dayalı bilgileri yoktur. Tamamı duyuma dayalı bilgilerdir ve davacının alacağının varlığını kanıtlamaya yeterli değildir. Bu durumda davanın reddi gerekir.
(Şerh No: 14122 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 21:48)

Öte yandan yemin işlemi tamamlanmadan ve karardan önce 6100 sayılı HUMK. yürürlüğe girmiş olup, 6100 sayılı Yasanın 236. maddesinin "Mahkemenin yargı çevresi dışında oturan kimse, yemin için davaya bakan mahkemeye gelmek zorundadır. Ancak, yemin edecek kişi, mahkemenin bulunduğu il dışında oturuyor ve bulunduğu yerde aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yolu ile yemin icrası mümkün değil ise istinabe yolu ile yemin ettirilir." şeklindeki amir hükmü dikkate alınarak davalının 6100 sayılı Yasanın...
(Şerh No: 14120 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 21:43)

Satım sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada; akdin ifa yeri mahkemesi de yetkilidir.
(Şerh No: 14116 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 21:07)

Kambiyo senetlerinin zayi nedeniyle iptaline ilişkin davalarda HMK'nın 383. maddesinde öngörülenin aksine bir düzenleme bulunduğundan, bu davalarda asliye hukuk ve/veya asliye ticaret mahkemeleri görevlidir.
(Şerh No: 14129 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 26-11-2012 21:00)

Taşıma sözleşmesi ile ortaya çıkan zarara ilişkin tazminat davası, a.HMK'nun 6. maddesine göre taşıyıcının ikametgâhı mahkemesinde, b.HMK'nun 10. maddesine göre taşıma sözleşmesinin ifa edileceği yer mahkemesinde, c.Taşıma sözleşmesi, taşıyıcının şubesi aracılığı ile yapılmış ise, bu şubenin bulunduğu yerde, açılabilir.
(Şerh No: 14114 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 20:54)

Temyize konu işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkin basit yargılama usulüne tâbi davada incelenmesi istenen husus; 1086 S.K. döneminde dosyanın takipsiz bırakılıp süresinde yenilenerek yargılamaya devam edilmesi akabinde davacının, 6100 S.K. döneminde duruşmaya mazeretsiz olarak katılmaması sebebiyle dosyayı tekrar takipsiz bırakması halinde açılmamış sayılmasına karar verilip verilemeyeceğidir. Davacının, 1086 sayılı Kanun'un 409. maddesine göre bir defadan fazla dosyayı takipsiz bır...
(Şerh No: 14125 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 20:46)

Davada icra takip dosyasındaki asıl alacak yönünden itirazın iptali talep edilmiş ve harç da bu miktar üzerinden yatırmış olduğuna göre dava konusu yapılmayan birikmiş faiz alacağının tahsiline yol açacak şekilde hüküm kurulması taleple bağlılık ilkesine aykırıdır.
(Şerh No: 14128 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 26-11-2012 20:37)

Sözleşmeden doğan davalar ayrıca sözleşmenin icra olunacağı yani işin yapılacağı yer mahkemesinde de açılabilir. Dava konusu somut olayda davalı yüklenici davacı iş sahibine ait fırın ısıtma sisteminin yapımını ve tesisin davacıya ait fabrikada montajlı ve çalışır vaziyette teslim işini üstlenmiştir. Bu durumda akdin ifa yeri Çorlu İlçesi olup, davacının Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açmasında herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır. Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi davaya bakmaya ye...
(Şerh No: 14115 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 26-11-2012 16:41)

Mahkemece, uyuşmazlığın, idarenin işleminden kaynaklandığından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Oysa taşınmazın aynına ilişkin bu davanın görülme yeri Adliye Mahkemeleridir.
(Şerh No: 14078 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-11-2012 14:20)

Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsiline yönelik dava adli yargının görevi içerisindedir. Hukuk mahkemeleri (yargı yolu) görevlidir.
(Şerh No: 14077 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-11-2012 12:32)

İş bölümü ilk itirazının kabulü ile gönderme kararı verilmesi üzerine; işe görevli mahkemede bakılabilmesi için, yapılacak usulü işlemleri süre bakımından sınırlamış olan HUMK 193/3. maddesindeki (HMK m.20) 10 günlük (iki haftalık) süre, yüze karşı verilen ve usulünce tefhim olunan kararlarda kararın verildiği, gıyapta verilen kararlarda ise kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlar.
(Şerh No: 14072 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-11-2012 11:59)

Davacılar, davada zilyetliğin arkasında bulunan ayni veya şahsi bir hakka dayanmamıştır ve davaya konu taşınmaz da tapuda, Hazine adına kayıtlıdır. Bu halde uyuşmazlık, zilyetliğin korunması hükümleri gereğince çözümlenmelidir. Davaya bakmaya, dava konusu taşınmazın değerine bakılmaksızın, 6100 sayılı HMK'nun 4/c (1086 sayılı HUMK.nun 8/II-3.) bendine göre Sulh Mahkemeleri görevlidir.
(Şerh No: 14071 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 10-11-2012 16:13)

Yetki itirazı ancak "görevli" mahkemede incelenir. Mahkemece önce görev itirazı incelenip görevsiz olduğu kanısına varılırsa görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yetkisizliği de kapsar biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 14067 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-11-2012 12:53)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04091597 saniyede 11 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.