Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

 Bilgi  [MÖHUK. 39] MADDE GEREKÇESİ
Madde 39 – 2675 sayılı Kanunun 26 ncı maddesini kısmen karşılamaktadır. 2675 sayılı Kanundaki sebepsiz zenginleşme kuralı, bir kişinin aleyhine fakat bir diğeri lehine bir değerin yer değiştirmesinin karşılığında kurulmak istenen dengenin hangi hukuka göre gerçekleşeceğini düzenlemektedir. Değişen 26 ncı madde hükmü ile Kanunda yer alan “iktisap” kavramı yerine hukukî durumu daha iyi ifade eden "zenginleşme" kavramı konulmuştur. Ayrıca, çeşitli sebepsiz zenginleşme hallerini, bu hallerin kapsa...
(Şerh No: 1979 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:39)

 Bilgi  [MÖHUK. 38] MADDE GEREKÇESİ
Madde 38 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Rekabetin engellenmesi” başlıklı yeni bir maddedir. Tasarıda oluşturulan 37 nci madde ile rekabetin korunması, bozulmadan ve düzenli işletilmesinin sağlanması ve çeşitli kartel uygulamalarının önlenmesi amacıyla "rekabetin engellenmesi"ne ilişkin bir kural öngörülmüştür. Söz konusu 37 nci maddeye göre, rekabetin engellenmesinden doğan taleplere uygulanacak hukuk belirlenirken 36 ncı maddede olduğu gibi bu alanda da en sıkı ilişkiyi temsil eden, "e...
(Şerh No: 1978 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:39)

 Bilgi  [MÖHUK. 37] MADDE GEREKÇESİ
Madde 37 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Haksız rekabet” başlıklı yeni bir maddedir. Haksız fiilin özel bir türü olan ve bu sebeple farklı bağlama kuralına ihtiyaç duyulan haksız rekabete uygulanacak hukuka ilişkin yeni bir hüküm, 36 ncı madde ile düzenlenmiştir. Madde oluşturulurken İsviçre Milletlerarası Özel Hukuk Kanunundan esinlenilmiştir. Tasarının 36 ncı maddesinde milletlerarası özel hukukta, rekabet piyasasındaki tüm kişilerle aynı oranda sıkı ilişkili olduğu ve rekabet piyasası...
(Şerh No: 1977 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:38)

 Bilgi  [MÖHUK. 36] MADDE GEREKÇESİ
Madde 36 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “İmalâtçının sözleşme dışı sorumluluğu” başlıklı yeni bir maddedir. 2675 sayılı Kanunda imal edilen şeyden zarar gören ile zarar veren arasında bu zarardan kaynaklanan ihtilâfa uygulanacak hukuk hakkında ayrı bir düzenleme bulunmadığından, sorun haksız fiillere uygulanacak hukuka göre çözümlenmeye çalışılmaktaydı. Ancak, imal edilen şeyden sorumluluk konusunda haksız fiillere uygulanacak hukuk, gözetilmesi gereken menfaatler açısından yeterli bir k...
(Şerh No: 1976 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:38)

 Bilgi  [MÖHUK. 35] MADDE GEREKÇESİ
Madde 35 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Kişilik haklarının ihlâlinde sorumluluk” başlıklı yeni bir maddedir. Kişilik haklarının ihlâlinde sorumluluğa uygulanacak hukukun ayrı bir maddede düzenlenmesinin başlıca gerekçesi, 2675 sayılı Kanundaki genel haksız fiil kuralının bu konuda yetersiz kalmasıdır. Çünkü burada düzenlenen haksız fiil, belirsiz sayıda alıcı karşısında teknik araçlarla çok yaygın bilgilendirme yoluyla kişilik hakkının ihlâlidir. Tasarının 34 üncü maddesinde "kişilik h...
(Şerh No: 1975 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:35)

 Bilgi  [MÖHUK. 34] MADDE GEREKÇESİ
Madde 34 – 2675 sayılı Kanunun 25 inci maddesini kısmen karşılamaktadır. 2675 sayılı Kanunun 25 inci maddesinde günün ihtiyaçlarına uygun bazı değişiklikler yapılmış, maddenin birinci ve ikinci fıkralarında ifade şekli bakımından "yer" deyimi yerine “ülke” deyimi kullanılmıştır. Maddenin üçüncü fıkrasında “yakın irtibat” yerine, ifade birliği sağlamak amacıyla "sıkı ilişki" kavramı kullanılmıştır. Ayrıca aynı fıkrada uygulanabilir deyimi yerine "uygulanır" deyimine yer verilerek "daha sıkı ili...
(Şerh No: 1974 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:34)

 Bilgi  [MÖHUK. 33] MADDE GEREKÇESİ
Madde 33 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “İfanın gerçekleştirilme biçimi ve tedbirler” başlıklı yeni bir maddedir. İfanın, gerçekleştirildiği ülke hukuku ile çok sıkı irtibat içinde bulunan yönleri olduğu göz önünde tutularak, Kanuna 32 nci madde eklenmiştir. İfa sırasında ortaya çıkan pratik zaruretler nedeniyle, ifanın yapılış biçimi, malların denetim ve gözetimi ve malların korunmasına ilişkin tedbirler hakkındaki ihtilafların sadece sözleşmeye uygulanacak hukuk uyarınca giderilmeye ça...
(Şerh No: 1973 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:34)

 Bilgi  [MÖHUK. 32] MADDE GEREKÇESİ
Madde 32 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Sözleşmeden doğan ilişkinin varlığı ve maddî geçerliliği” başlıklı yeni bir maddedir. Tasarıda 23 üncü madde ile genel olarak borç sözleşmeleri alanında ve devamı maddelerde özelliği olan bazı sözleşmeler için hüküm statüsü denilen ve sözleşmenin hükümlerine uygulanan kurallar düzenlenmiştir. 23 üncü madde ile sözleşmenin hükümlerine veya diğer bir ifade ile esasına uygulanan hukukun, ehliyet ve şekil dışında, sözleşmenin kuruluşuna da uygulanması ...
(Şerh No: 1972 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:33)

 Bilgi  [MÖHUK. 31] MADDE GEREKÇESİ
Madde 31 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Müdahaleci kurallar” başlıklı yeni bir maddedir. Millî hukuk düzenlemelerinde yer alan müdahaleci kurallar, seçilen hukukta veya hâkimin hukukunda varsa tereddütsüz uygulanırlar. Çünkü bu kuralların genel bir tanımı yapılmamakla beraber sahip oldukları nitelik kanunlar ihtilâfı kurallarının hatta hukuk seçiminin bertaraf edilmesi sonucunu doğurur. Bunlar, ilişkide mevcut yabancılık unsuru dikkate alınmaksızın uygulanan "genel kamu menfaatine ilişk...
(Şerh No: 1971 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:33)

 Bilgi  [MÖHUK. 30] MADDE GEREKÇESİ
Madde 30 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Temsil yetkisi” başlıklı yeni bir maddedir. Milletlerarası özel hukukta, iradî temsil ilişkisinde yer alan üçlü ilişkideki tüm menfaatleri dengeleyen objektif bir bağlama kuralına her zaman ihtiyaç duyulmuştur. Tasarının 29 uncu maddesi bu ihtiyacı karşılamak için düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında, temel ilişki veya temel sözleşme diye adlandırılan, temsil olunanla temsilci arasındaki temsil yetkisine, taraflar arasındaki ilişkinin tâbi ...
(Şerh No: 1970 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:32)

 Bilgi  [MÖHUK. 29] MADDE GEREKÇESİ
Madde 29 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeler” başlıklı yeni bir maddedir. Milletlerarası ticarette en fazla rastlanılan sözleşme tipi olan eşya taşıma sözleşmesi için onun özelliklerini dikkate alan bir düzenleme yapılması ihtiyacı, Tasarının yeni düzenlenen 28 inci maddesinin temel gerekçesidir. Maddenin birinci fıkrasında, Kanunun sözleşmeden doğan borç ilişkilerindeki genel yaklaşımına uygun olarak bu sözleşmeler için de hukuk seçimine imkân tanınmı...
(Şerh No: 1969 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:32)

 Bilgi  [MÖHUK. 28] MADDE GEREKÇESİ
Madde 28 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Fikrî mülkiyet haklarına ilişkin sözleşmeler” başlıklı yeni bir maddedir. Kendine has özelliklere sahip sözleşme tiplerinden olan fikrî mülkiyet haklarına ilişkin sözleşmelere uygulanacak hukuk, 27 nci maddede düzenlenmiştir. Madde metninde “fikrî mülkiyet” kavramının benimsenmesinin gerekçesi, Türkiye’nin de katılıp onayladığı “Dünya Fikrî Mülkiyet Örgütü” (WIPO) ile Dünya Ticaret Örgütü’nün eki olan “Ticaretle Bağlantılı Fikrî Mülkiyet Sözleşmesi...
(Şerh No: 1968 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:31)

 Bilgi  [MÖHUK. 27] MADDE GEREKÇESİ
Madde 27 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “İş sözleşmeleri” başlıklı yeni bir maddedir. Milletlerarası özel hukuk alanında çıkan ihtilâflarda, iş sözleşmelerinin sosyal içeriğini dikkate almayan 2675 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin uygulanması hep yetersiz kalmaktaydı. Bu nedenle Tasarının 26 ncı maddesiyle yeni bir düzenleme getirilmiştir. İş sözleşmelerinde, hem zayıf taraf olan işçinin korunması ihtiyacı hem de Devletin ekonomik ve sosyal politikalarıyla ilgili olarak yaptığı ve birey...
(Şerh No: 1967 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:31)

 Bilgi  [MÖHUK. 26] MADDE GEREKÇESİ
Madde 26 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Tüketici sözleşmeleri” başlıklı yeni bir maddedir. Devletin ekonomik ve sosyal politikasının önemli bir unsuru olan tüketici, bu sözleşmenin nitelendirilmesini geniş ölçüde etkilemektedir. Bu sebeple, maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen şartlar altında yapılan tüketici sözleşmelerinde, karşı tarafa nazaran daha zayıf ve tecrübesiz olan tüketicinin korunması ekonomik ve sosyal dengenin sağlanmasında önemli unsurlardan birini teşkil etmektedir. Tü...
(Şerh No: 1966 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:31)

 Bilgi  [MÖHUK. 25] MADDE GEREKÇESİ
Madde 25 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Taşınmazlara ilişkin sözleşmeler” başlıklı yeni bir maddedir. Taşınmazlara ilişkin tüm sözleşmelerin taşınmazın bulunduğu yer hukukuna (lex rei sitae) tâbi olması, genel kabul gören evrensel bir ilkedir. Bu ilkenin Tasarıya 24 üncü madde olarak aksettirilmesinde yarar görülmüştür.
(Şerh No: 1965 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:28)

 Bilgi  [MÖHUK. 24] MADDE GEREKÇESİ
Madde 24 – 2675 sayılı Kanunun 24 üncü maddesini kısmen karşılamaktadır. 2675 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin birinci fıkrasında, sözleşmeden doğan borç ilişkilerine tarafların “açık” olarak seçtikleri hukukun uygulanacağı hükmü saklı tutulmuştur. 2675 sayılı Kanunda, tarafların hukuk seçimini sadece açık olarak yapabilecekleri öngörülüyordu. Tasarıda maddenin birinci fıkrasına eklenen ikinci cümle ile “örtülü hukuk seçimi” de kabul edilmiştir. Örtülü hukuk seçiminde de tarafların hukuk seçi...
(Şerh No: 1964 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:27)

 Bilgi  [MÖHUK. 23] MADDE GEREKÇESİ
Madde 23 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Fikrî mülkiyete ilişkin haklara uygulanacak hukuk” başlıklı yeni bir maddedir. Fikrî mülkiyet haklarına uygulanacak hukuk, Kanun Tasarısına eklenen 22 nci madde ile düzenlenmiş ve fikrî mülkiyete ilişkin haklar, hangi ülkenin hukukuna göre koruma talep ediliyorsa, o ülke hukukuna tâbi kılınmıştır. Böylece kanunlar ihtilâfı hukuku bakımından konuya ilişkin milletlerarası sözleşmelerde ve Türk hukukunda da benimsenen “ülkesellik prensibi” ile uyum sa...
(Şerh No: 1963 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:27)

 Bilgi  [MÖHUK. 22] MADDE GEREKÇESİ
Madde 22 – 2675 sayılı Kanunda yer verilmeyen “Taşıma araçları” başlıklı yeni bir maddedir. Kanunda taşıma araçlarının tâbi olduğu hukuk konusunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Kanuna ilâve edilen 21 inci madde ile hava, deniz ve raylı taşıma araçları üzerindeki mülkiyet ve diğer aynî haklar, “menşe ülke hukuku”na tâbi kılınmıştır. Böylece söz konusu taşıma araçlarıyla bunların mâliklerinin en sıkı ilişkili oldukları kabul edilen hukuka bağlanma imkânı doğmuştur. Maddenin ikinci fıkrasında ...
(Şerh No: 1962 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:26)

 Bilgi  [MÖHUK. 21] MADDE GEREKÇESİ
Madde 21 – 2675 sayılı Kanunun 23 üncü maddesini kısmen karşılamaktadır. 2675 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle taşınırlar ve taşınmazlar üzerindeki mülkiyet hakkı ve diğer aynî hakların, malların bulunduğu yer hukukuna (Lex Rei Sitae) tâbi olacağı kabul edilmiştir. Ancak, malların hangi anda bulunduğu yer hukukunun uygulanacağı maddede belirtilmemiş olduğundan, uygulamada taşınırlar ve taşınmazlar üzerindeki mülkiyet ve sair haklara malların hangi anda bulunduğu yer hukukunun uygulanacağı ter...
(Şerh No: 1961 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:26)

 Bilgi  [MÖHUK. 20] MADDE GEREKÇESİ
Madde 20 – 2675 sayılı Kanunun 22 nci maddesini kısmen karşılamaktadır. Miras konusunu düzenleyen 2675 sayılı Kanunun 22 nci maddesi ikinci fıkrasına bir kelime eklenerek aynen muhafaza edilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiş olan esas kuralın istisnaları geniş anlamaya müsait olduğu için, mirasın açılması istisnasının sadece açılma "sebepleri" hakkında yapıldığı konusunda açıklık getirilmiştir. Türk Medenî Kanununda ceninin mirasçılığı, mirastan mahrumiyet gibi bazı konular açılma ...
(Şerh No: 1960 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:25)

 Bilgi  [MÖHUK. 19] MADDE GEREKÇESİ
Madde 19 – 2675 sayılı Kanunda genel anlamda ve açıkça yer verilmeyen “Nafaka” başlıklı yeni bir maddedir. 2675 sayılı Kanunda bakım nafakasına ilişkin genel bir madde yoktu. 21 inci madde yardım nafakasına ilişkin olup nafaka yükümlüsünün hukukunu esas almakta idi. Nafaka talepleri aile hukukunun evlilik veya hısımlıktan doğan hükümlerinden olduğu için ilgili hukukî kurumlara ait bağlama kuralları 2675 sayılı Kanun çerçevesindeki nafaka taleplerini de kapsamaktaydı. Ancak Kanundaki bu anlayış...
(Şerh No: 1958 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:25)

 Bilgi  [MÖHUK. 18] MADDE GEREKÇESİ
Madde 18 – 2675 sayılı Kanunun 18 inci maddesini kısmen karşılamaktadır. Maddedeki değişiklik daha çok düzenleniş biçimiyle ilgilidir. Maddenin birinci fıkrasında, maddeler arasındaki deyim birliğini ve ifade bütünlüğünü sağlamak için, "tâbi"dir kelimesi kullanılmış ve bununla uyumlu olmak üzere “hakkında” kelimesi kaldırılmıştır. Maddenin üçüncü fıkrası, evlât edinmenin kuruluşuna ait olduğu için yeri değiştirilerek ikinci fıkra hâline getirilmiş ve evlât edinme yanında evlât "edinilme" hâli ...
(Şerh No: 1957 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:24)

 Bilgi  [MÖHUK. 17] MADDE GEREKÇESİ
Madde 17 – 2675 sayılı Kanunda düzenlenmemiş “soybağının hükümleri” kenar başlıklı yeni bir maddedir. Tasarının 16 ncı maddesinde soybağının hükümleri, soybağını kuran hukuka tâbi tutularak, uygulanacak hukukta gereksiz bölünmelerden kaçınılmış ve bütünlüğün korunmasına dikkat edilmiştir. Bununla beraber soybağının kuruluşundan sonra, kuruluşa hangi hukuk uygulanmış olursa olsun ailenin, müşterek millî hukukunun bulunması hâlinde müşterek millî hukuk, bulunmadığı takdirde, eğer müşterek mutad ...
(Şerh No: 1956 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:24)

 Bilgi  [MÖHUK. 16] MADDE GEREKÇESİ
Madde 16 – 2675 sayılı Kanunun 15, 16 ve 17 nci maddelerini karşılamak üzere fakat farklı bir yaklaşımla düzenlenmiştir. Tasarının 15 inci maddesinde ilk olarak deyim değişikliği yapılarak “nesep” yerine Türk Medenî Kanunu ile uyumlu "soybağı" deyimi konulmuştur. Aynı şekilde Türk Medenî Kanunuyla uyumlu olarak evlilik içi nesep (madde 15), nesebin düzeltilmesi (madde 16) ve evlilik dışı nesep (madde 17) kavramları kaldırılarak sadece soybağının kurulması hakkında 15 inci madde ve hükümleri hak...
(Şerh No: 1955 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:24)

 Bilgi  [MÖHUK. 15] MADDE GEREKÇESİ
Madde 15 – 2675 sayılı Kanunun 14 üncü maddesini kısmen karşılamaktadır. 2675 sayılı Kanunun, evlilik mallarına ilişkin 14 üncü maddenin birinci fıkrasında açıklık sağlamaya yönelik bazı değişiklikler yapılmıştır. Evlilik mallarına uygulanacak hukuk konusunda 14 üncü maddenin birinci fıkrasında düzenlenmiş bulunan, uygulanacak hukukun taraflarca seçilebilmesi imkânının ancak açık seçimle kullanılabileceği, maddeye konulan "açık olarak" deyimi ile sağlanmıştır. Evlilik mallarında hukuk seçimin...
(Şerh No: 1954 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:23)

 Bilgi  [MÖHUK. 14] MADDE GEREKÇESİ
Madde 14 – 2675 sayılı Kanunun 13 üncü maddesini kısmen karşılamaktadır. Boşanma ve ayrılıkla ilgili 13 üncü maddenin birinci fıkrasında, boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümlerine uygulanacak hukuk, evliliğin genel hükümlerine uygulanacak hukukla aynı olduğundan, gereksiz tekrarı önlemek amacıyla basamaklı bağlama kriterleri tek tek sayılmamış, sadece "evliliğin genel hükümleri"ne uygulanan ve 12 nci maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen hükme yollama yapılmıştır. Boşanma ve ayrılık sebepler...
(Şerh No: 1953 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:23)

 Bilgi  [MÖHUK. 13] MADDE GEREKÇESİ
Madde 13 – 2675 sayılı Kanunun 12 nci maddesini kısmen karşılamaktadır. 2675 sayılı Kanunun evlenmeye ilişkin 12 nci maddesinin “evlenme” olan kenar başlığı, Türk Medenî Kanununa uyum sağlamak için, "evlilik" olarak ve içerikle uyum açısından da "ve genel hükümleri" ibaresi eklenerek değiştirilmiştir. Bu şekilde 13 üncü maddede evliliğin genel hükümlerine yapılan atfın anlaşılmasında da açıklık sağlanmıştır. Maddenin birinci fıkrasındaki ikinci değişiklikle, uygulanacak hukuk belirlenirken he...
(Şerh No: 1952 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:22)

 Bilgi  [MÖHUK. 12] MADDE GEREKÇESİ
Madde 12 – 2675 sayılı Kanunun 11 inci maddesini kısmen karşılamaktadır. 2675 sayılı Kanunun nişanlanmaya ilişkin 11 inci maddesine Türk Medenî Kanunuyla uyumlu kavram değişikliği getirilerek kenar başlıkta bulunan ve ikinci fıkranın ilk kelimesi olan “nişanlanma” yerine “nişanlılık” deyimi kullanılmıştır. Taraflardan her birinin hangi andaki millî hukukunun uygulanacağı konusunda da açıklık getirilerek birinci fıkraya bunun "nişanlanma anındaki" millî hukuk olduğu eklenmiştir. Böylelikle, evl...
(Şerh No: 1951 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:21)

 Bilgi  [MÖHUK. 11] MADDE GEREKÇESİ
Madde 11 – 2675 sayılı Kanunun 10 uncu maddesini aynen karşılamaktadır.
(Şerh No: 1950 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:19)

 Türkçe  [GelirVK. 10] (Yürürlükten kaldırılan madde: 22.07.1998 - 4369/82. m.)
(Şerh No: 2178 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 28-11-2009 21:19)

 Bilgi  [MÖHUK. 10] MADDE GEREKÇESİ
Madde 10 – 2675 sayılı Kanunun 9 uncu maddesini kısmen karşılamaktadır. 2675 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin kenar başlığında ve metnin tümünde yer alan "hacir" kelimesi Türk Medenî Kanununa uyum sağlamak için "kısıtlılık" kelimesi ile değiştirilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasındaki "alınması" kelimesi yerine diğer fıkralarla kavram birliği sağlayan "verilmesi" kelimesi konulmuştur.
(Şerh No: 1949 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:18)

 Türkçe  [GelirVK. 8] 7. maddenin ilk bendinde yazılı işyeri, Vergi Yöntem Yasasına göre belirlenir. Aynı maddede yazılı sürekli temsilci, bir iş ya da vekillik sözleşmesi ile temsil edilene bağlı olup onun adına ve yararına belirli ya da belirsiz süreyle ya da birden çok tecimsel işlemin yerine getirilmesine yetkili bulunan kimsedir. Aşağıda yazılı kimseler, başkaca bir koşul aranmaksızın temsil edilenin sürekli temsilcisi sayılır: 1.Tecimsel temsilciler, tecimen vekilleri ve görevlileri ile Türk Tecim Yasasına göre acente durumundakiler, 2.Temsil edilene ilişkin tanıtım giderleri dışında olmak üzere giderleri sürekli olarak kısmen ya da tamamen temsil edilence ödenenler, 3.Mağaza ya da depolarında temsil edilen yararına satım için bırakma yoluyla satmak üzere sürekli olarak mal bulunduranlar. Bir kimsenin birkaç kişiyi aynı zamanda temsil etmesi, onun sürekli temsilcilik niteliğini değiştirmez.
(Şerh No: 2176 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 28-11-2009 21:18)

 Bilgi  [MÖHUK. 9] MADDE GEREKÇESİ
Madde 9 – 2675 sayılı Kanunun 8 inci maddesini kısmen karşılamaktadır. 2675 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde düzenlenen ehliyet maddesinin ikinci fıkrası değiştirilerek çok yanlı hâle getirilmiş ve bununla uyumlu olmak üzere “yabancı ülkedeki” yerine “başka bir ülkedeki” deyimi konulmuştur. Tasarının üçüncü fıkrasında, “millî kanun” deyimi yerine daha geniş olup yargı kararlarını da ifade eden “millî hukuk” deyimine yer verilmiştir. Ayrıca bu fıkrada, Türk Medenî Kanunuyla uyumlu olmak üzere “...
(Şerh No: 1948 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:18)

 Bilgi  [MÖHUK. 8] MADDE GEREKÇESİ
Madde 8 – 2675 sayılı Kanunun 7 nci maddesini aynen karşılamaktadır.
(Şerh No: 1941 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:16)

 Türkçe  [GelirVK. 6] Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler, yalnızca Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve gelirler üzerinden vergilendirilir.
(Şerh No: 2174 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 28-11-2009 21:16)

 Bilgi  [MÖHUK. 7] MADDE GEREKÇESİ
Madde 7 – 2675 sayılı Kanunun 6 ncı maddesini kısmen karşılamaktadır. İşlem menfaatini sağlamak amacıyla, hukukî işlemlerin şekline uygulanacak hukukun tespitinde, atıf bertaraf edilerek 2675 sayılı Kanunun 6 ncı maddesine “maddî hukuk hükümlerinin” ibaresi eklenmiştir.
(Şerh No: 1942 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 21:14)

 Türkçe  [GelirVK. 5] Aşağıda yazılı yabancılar, ülkede altı aydan çok kalsalar bile Türkiye'de yerleşmiş sayılmaz: 1.Belli ve geçici bir görev ya da iş için Türkiye'ye gelen iş, bilim insanları, uzmanlar, devlet görevlileri, basın ve yayın habercileri, durumları bu kişilere benzeyen diğer kimseler ile öğrenim, sağaltım, dinlenme ya da gezi amacıyla gelenler, 2.Tutukluluk, hükümlülük, hastalık gibi elde olmayan nedenlerle Türkiye'de alıkonulmuş ya da kalmış olanlar.
(Şerh No: 2173 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 28-11-2009 21:14)

 Türkçe  [GelirVK. 4] Aşağıda yazılı kimseler Türkiye'de yerleşmiş sayılır: 1. Türk Medeni Kanunu'nun 19. ve onu izleyen maddelerine göre belirlenen yerleşim yeri Türkiye'de bulunanlar, 2. Bir takvim yılı içinde Türkiye'de sürekli olarak altı aydan çok oturanlar. (Geçici ayrılmalar, Türkiye'de oturma süresini kesmez.)
(Şerh No: 2172 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 28-11-2009 21:13)

 Türkçe  [GelirVK. 3] Aşağıda yazılı gerçek kişiler, Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve gelirin tümü üzerinden vergilendirilirler: 1.Türkiye'de yerleşmiş olanlar, 2.(202 sayılı yasanın birinci maddesiyle değişen bent) Kamu kuruluşlarınaa ya da merkezi Türkiye'de bulunan örgüt ve girişimlere bağlı olup adı geçen kuruluş, örgüt ve girişimlerin işleri dolayısıyla yabancı ülkelerde oturan Türk yurttaşları. (Bu kişiler gibi olanlardan bulundukları ülkelerde elde ettikleri kazanç ve gelirleri dolayısıyla gelir vergisine ya da benzeri vergiye bağlı tutulmuş olanlar, söz konusu kazanç ve gelirleri üzerinden ayrıca vergilendirilmez.)
(Şerh No: 2171 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 28-11-2009 21:12)

 Bilgi  [Av.K. 2] Avukatlık Kanunu Madde 2: Avukatlığın Amacı ve Avukatın Bilgiye Ulaşması
BİRİNCİ FIKRA: Avukatlığın amacı müvekkilinin çıkarını korumaktır. 2.maddede bu amaç göz ardı edilmiştir. ‘’Adalet Tanrıça’sının amacı’’ yanlışlıkla avukatlığın amacı olarak maddeye konmuştur. Avukatın vekil olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Müvekkil adalet peşinde değildir. Vekil müvekkilinden bağımsız bir savunma yapabilir ama müvekkilinin haklarından ayrı bir yola gitmemelidir. Avukatlık Kanunu'nda avukatın adaletten ayrılmasına izin verilmemiştir. Adalet ancak kuralları uygulamakla...
(Şerh No: 817 - Ekleyen: Armağan KONYALI - Tarih : 28-11-2009 20:22)

4320 Sayılı Kanuna muhalefet nedeniyle verilen tedbir nitelikli uzaklaştırma kararını ihlal eden eşin cezasının belirlenmesinde, her ihlalin ayrı suç olarak kabul edilmesi yanlış olup, tüm eylemler bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olduğundan TCK. m. 80 uyarınca cezanın arttırılması gerekir.
(Şerh No: 2169 - Ekleyen: Av.Emine ÇELİK - Tarih : 28-11-2009 17:25)

Sanık tarafından suçta kullanılan ve ele geçirilemeyen odun ve hortumun nitelikleri şikayetçiden sorulup, 5237 sy. TCK'nın 6/1-f maddesinde sayılan fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli silahlardan sayılıp sayılmayacağı hususunda bilirkişiden görüş alınması suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken..
(Şerh No: 2168 - Ekleyen: Cihangir ESEN - Tarih : 28-11-2009 15:45)

TCK 232. maddeden dolayı ceza verilebilmesi için sanığın eyleminin aile bireylerine kötü davranma suçuna özgü sürekliliğe sahip olması gerekir.
(Şerh No: 2167 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 28-11-2009 00:00)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 27] Mahkeme görevli ya da yetkili olmadığından dolayı dava dilekçesinin geri çevrilmesine karar verdiğinde dilekçeyi ve dava dosyasını ilişkin olduğu mahkemeye gönderir ve yeniden işlem vergisi alınmaz.
(Şerh No: 2166 - Türkçeleştiren: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 27-11-2009 23:22)

 Bilgi  [MK. 458] MK. 458 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 401 inci maddesini karşılamaktadır. Maddenin kenar başlığı İsviçre Medenî Kanununun 417 nci maddesine uygun olarak "Kayyımın Konumu" şeklinde düzenlenmiştir. Madde İsviçre Medenî Kanununun 417 nci maddesine uygun olarak yeniden kaleme alınmış ve daha anlaşılır hâle getirilmiştir, ikinci fıkradaki "Sulh mahkemesi" yerine "Vesayet makamı" deyimi kullanılmıştır.
(Şerh No: 2165 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 18:33)

 Bilgi  [MK. 457] MK. 457 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 400 üncü maddesini karşılamaktadır. Ancak yürürlükteki metinden farklı olarak maddeye, vasinin ücretinin vesayet altındaki kişinin malvarlığından karşılanmasının mümkün olmadığı hallerde bu ücretin Hazine tarafından karşılanması hükmü eklenmiştir. Vesayet altındaki kişinin malvarlığı yok ise, bu kişiye vasi bulmak ya da vasi bulunsa bile, kendisine ücret ödenmediği için vasinin işleri gereği gibi ifa etmek mümkün olmamaktadır. Bu sakıncaları gidermek üzere bu dur...
(Şerh No: 2164 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 18:31)

 Bilgi  [MK. 456] MK. 456 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 399 uncu maddesini karşılamaktadır. İsviçre Medenî Kanununun bu maddeyi karşılayan 415 inci maddesinde vasilik görevinin iki yıl devam ettiği, bu sürenin dolması hâlinde yeniden iki yıl için atanabileceği öngörülmüştür. Yürürlükteki 399 uncu madde ise vasinin dört yıl için atanmasını öngörmüş, vasinin yeniden atanmasına ve yeniden atanmaya ilişkin süreye yer vermemiştir. Vasilik görevinin önemi ve nezaketi göz önüne alınırsa bugünkü yaşam koşulları bakımından ...
(Şerh No: 2163 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 18:27)

 Bilgi  [MK. 455] MK. 455 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 398 inci maddesini karşılamaktadır. Hüküm değişikliği yoktur.
(Şerh No: 2162 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 18:22)

 Bilgi  [MK. 454] MK. 454 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 397 nci maddesini karşılamaktadır. Maddenin konu başlığı kaynak Kanunun 413 üncü maddesine uygun olarak "Malvarlığının Yönetilmesi" şeklinde değiştirilmiştir, İsviçre Medenî Kanununun 413 üncü maddesinde vasinin iki yılda bir hesap vermesi öngörüldüğü hâlde maddede bu süre bir yıl olarak korunmuştur. Yine İsviçre Medenî Kanununun 413 üncü maddesi ile yürürlükteki 397 nci maddesinin ikinci fıkrasında vesayet altındaki kişinin temyiz kudretine sahip olması ve onalt...
(Şerh No: 2160 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 18:13)

 Bilgi  [MK. 453] MK. 453 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 396 nci maddesini karşılamaktadır. Sadece "Sulh Mahkemesi" deyimi yerine "Vesayet Makamı" deyimi kullanılmıştır.
(Şerh No: 2159 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 18:08)

 Bilgi  [MK. 452] MK. 452 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 395 inci maddesini karşılamaktadır. Kısıtlının sorumluluğunun -geri isteme zamanında- ki zenginleşmesi ile sınırlı olduğu vurgulanmıştır. Hüküm değişikliği yoktur.
(Şerh No: 2158 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 18:06)

 Bilgi  [MK. 451] MK. 451 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 394 üncü maddesini karşılamaktadır. Maddenin kenar başlıkları içeriğiyle uygun hale getirilmiştir. Yürürlükteki maddenin ikinci fıkrasının son cümlesindeki -vasi icazet vermezse, o tasarruf hükümsüz kalır- şeklindeki ifade; maddede yapılan işlemin onamaya kadar sadece vesayet altındaki kişi hakkında etkisiz olduğunu belirtmek üzere, işlem onanmazsa "diğer taraf bununla bağlı olmaktan kurtulur" şeklinde düzeltilmiştir.
(Şerh No: 2157 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 17:48)

 Bilgi  [MK. 450] MK. 450 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 393 Üncü maddesini karşılamaktadır. Maddede vasinin önemli işlerde vesayet altındaki kişinin görüşünü alma yükümlülüğü getirilmiştir, İsviçre Medenî Kanununun 409 uncu maddesinde bu görüşün alınmasında küçük için bir yaş ölçüsü getirilmiştir. Buna göre küçük onaltı yaşında ise görüşüne başvurulabilecektir. Ancak böyle bir yaş sınırının getirilmesi isabetli görülmemiştir. Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12 nci maddesinin (1) numaralı bendinde "görüşlerini oluşturma ye...
(Şerh No: 2156 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 17:43)

 Bilgi  [MK. 449] MK. 449 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Madde, yürürlükteki 392 nci maddeyi karşılamaktadır. Yürürlükteki maddede vasinin bağış yapamayacağı öngörülmüşken yeni düzenlemede yasak olarak yapılan bağışın önemli olması koşulu getirilmiştir.
(Şerh No: 2155 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 17:38)

 Bilgi  [MK. 448] MK. 448 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 391 inci maddesini karşılamaktadır. Hüküm değişikliği yoktur.
(Şerh No: 2154 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 17:33)

 Bilgi  [Av.K. 3] İkametgahın baro bölgesinde olması zorunluluğu avukatın yerleşme özgürlüğünü kısıtlamaktadır.
Avukatlık Kanunu’nun 3.maddesinin ( e) bendi masum görünüşlü ama acımasızdır: Madde 3 - e) Levhasına yazılmak istenen baro bölgesinde ikametgahı bulunmak, Avukatın yazılmak istediği baro bölgesinde ikametgahı olması koşulu günümüzdeki ulaşım olanakları karşısında anlamsız kalmaktadır. Örneğin İzmir’de oturan bir avukatın Manisa’ya ulaşması çok kolaydır. Çocuklarının okulu nedeniyle İzmir’de oturmak zorunda kalan avukatı Manisa Barosu’nun Manisa’da ikametgahı olmadığı için reddetmesi gerek...
(Şerh No: 2153 - Ekleyen: Armağan KONYALI - Tarih : 27-11-2009 17:32)

 Bilgi  [MK. 447] MK. 447 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 390 ıncı maddesini karşılamaktadır. Maddenin amacına uygun olarak kenar başlık "Kısıtlılarda" şeklinde değiştirilmiştir. Madde, İsviçre Medenî Kanununun 406 ncı maddesinin 6 Ekim 1978'de değiştirilip, 1 Ocak 1981'de yürürlüğe giren yeni metnine uygun olarak iki fıkra hâlinde, düzenlenmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde vasi koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasına ilişkin hükümler uyarınca kısıtlıyı bir kuruma yerleştirme vey...
(Şerh No: 2152 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 17:31)

 Bilgi  [MK. 446] MK. 446 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunda mevcut olmayan bu madde, kenar başlığıyla birlikte İsviçre Medenî Kanununun 405a maddesinden aynen alınmıştır. Birinci fıkrada küçüklerin "koruma" amacıyla bir kuruma yerleştirilmesinde vasinin başvurusu koşuluyla vesayet makamının yetkili olduğu belirlenmiş, ancak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde bu yetkiyi vasinin de kullanabileceği kabul edilmiştir. İkinci fıkrada yetkiye ilişkin birinci fıkra hükmü dışındaki usul ve yetkiyle ilgili diğer konularda erg...
(Şerh No: 2151 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 17:27)

 Bilgi  [MK. 445] MK. 445 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 389 uncu maddesini karşılamaktadır. Birinci fıkrada yürürlükteki metindeki "infak ve terbiyesine itina eder" ifadesi yerine, "bakımı ve eğitimi için gereken önlemleri almakla yükümlüdür." ifadesi kullanılmıştır. Madde, İsviçre Medenî Kanununun 405 inci maddesine paralel olarak iki fıkra hâlinde düzenlenmiştir.
(Şerh No: 2150 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 17:22)

 Bilgi  [MK. 444] MK. 444 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 388 inci maddesini karşılamaktadır. Taşınmazların satışına ilişkin olan bu madde, İsviçre Medenî Kanununun 404 üncü maddesinde olduğu gibi üç fıkra hâlinde düzenlenmiştir. Maddede kullanılan "sulh mahkemesi" yerine "Vesayet Makamı" deyimi kullanılmıştır. Birinci fıkrada satışın ancak vesayet altındaki kişinin menfaati gerekli kıldığı hâllerde yapılabileceği öngörülmüştür. Yapılan açık arttırmanın hâkim tarafından "gecikmeksizin" onanmasına ilişkin ikinci fıkranın...
(Şerh No: 2149 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 17:20)

 Bilgi  [MK. 443] MK. 443 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 387 nci maddesini karşılamaktadır. Kaynak Kanunun 403 üncü madde göz önünde tutulmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır. Hüküm değişikliği yoktur. Sadece maddedeki "sulh mahkemesi" yerine "vesayet makam?" deyimi kullanılmıştır.
(Şerh No: 2148 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-11-2009 17:11)

 Bilgi  [Av.K. 3] 1938'de avukatlığa kabulde sınavda başarı ve yirmi üç yaşını bitirme koşulu aranmaktaydı.
1938 tarihli Avukatlık Kanunu’ndaki mesleğe kabul ölçüleri bugünden daha sıkıdır: Sınavda başarılı olmak, yirmi üç yaşını bitirmiş olmak gibi koşullar bugünkü Kanun’da bulunmamaktadır. 1938 tarihli Avukatlık Kanunu: Madde 1 — Avukatlık mesleğine kaimi olunmak için: A - Türk olmak, B - Yirmi üç yaşını bitirmiş bulunmak, C - Bir Türk hukuk fakültesinden veya mektebinden mezun olmak ya Siyasal Bilgiler Okulundan mezun olup ta noksan kalan derslerden hukuk fakültesinde imtihan vermiş olmak...
(Şerh No: 1959 - Ekleyen: Armağan KONYALI - Tarih : 27-11-2009 16:43)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 26] Yargı yeri belirlenmesi ile ilgili inceleme belgeler üzerinden yapılabilir.
(Şerh No: 2147 - Türkçeleştiren: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 27-11-2009 15:43)

 Türkçe  [AKDK. 2] (Değişik madde: 26.04.2007-5636 s.y./2. m.) Koruma kararının bir örneği mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığına verilir. Cumhuriyet Başsavcılığı, kararın uygulanmasını genel kolluk güçleri aracılığıyla izler. Koruma kararına uyulmaması durumunda genel kolluk güçleri, baskıyla karşı karşıya olanların yakınma dilekçesi vermesine gerek kalmadan kendiliğinden soruşturma yaparak ilgili belgeleri en kısa sürede Cumhuriyet Başsavcılığına ulaştırır. Cumhuriyet Başsavcılığı, koruma kararına uymayan eş ya da diğer aile bireyleri ile ilgili olarak sulh ceza mahkemesinde kamu davası açar. Eylem başka bir suç oluştursa bile koruma kararına aykırı davranan eş ya da diğer aile bireyleri, ayrıca üç aydan altı aya kadar hapisle cezalandırılır. Bu yasanın uygulanmasına ilişkin konular yönetmelikle düzenlenir.
(Şerh No: 2139 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 27-11-2009 15:00)

 Türkçe  [AKDK. 1] (Değişik madde: 26.04.2007-5636 s.y./1.m.) Türk Yurttaşlar Yasasında öngörülen önlemlerden ayrı olarak, birlikte yaşayan ya da ayrı yaşama hakkına dayanarak ya da eylemli olarak ayrı yaşayan ya da haklarında ayrılık kararı verilen eşlerden biri, çocuklar, aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireyleri aile içi baskıyla karşı karşıya olduğunda bu kişilerin ya da Cumhuriyet Başsavcılığının bildirimi üzerine aile mahkemesi yargıcı, olayın niteliğini göz önünde bulundurarak aşağıda sayılan önlemlere ya da uygun gördüğü benzeri başka önlemlere kendiliğinden karar verir. Yukarıdaki fıkraya göre baskı uygulayan eş ya da aile bireyinin a)Aile bireylerine karşı baskıya ya da korkutmaya yönelik söz ve davranışlarda bulunmamasına, b)Ortak konuttan uzaklaştırılarak bu konutun diğer aile bireylerine özgülenmesine, bu bireylerin birlikte ya da ayrı yaşadığı konuta ve işyerlerine yaklaşmamasına, c)Aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesine, ç)Aile bireylerine iletişim araçlarıyla zarar vermemesine, d)Varsa silah ya da benzeri araçlarını genel kolluk güçlerine teslim etmesine, e)Alkollü ya da uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak baskıyla karşı karşıya olanın yaşadığı konuta ya da işyerine gelmemesine, bu yerlerde bu maddeleri kullanmamasına, f)Bir sağlık kuruluşuna sağlık durumunun belirlenmesi ya da sağaltım için başvurmasına karar verilebilir. Yukarıdaki hükümlerin uygulanması amacıyla öngörülen süre altı ayı geçemez ve kararda belirtilen önlemlere aykırı d...
(Şerh No: 2138 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 27-11-2009 14:59)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 25] Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına eylemsel ya da tüzel bir engel çıktığı ya da iki mahkemenin yargısal sınırları kapsamının belirlenmesinde duraksama olduğunda, yetkili mahkemenin belirlenmesinde, ilk derece mahkemeleri için bölge adliye mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için Yargıtaya başvurulur. İki mahkemenin aynı dava ile ilgili göreve ya da yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğinde, görevli ya da yetkili mahkeme ilgisine göre bölge adliye mahkemesince ya da Yargıtayca belirlenir. Bölge adliye mahkemesince ya da Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi kararları ile yasa yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve ya da yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.
(Şerh No: 2146 - Türkçeleştiren: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 27-11-2009 13:00)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 24] Anayasa, Medeni Yasa, diğer tüzel yasalar ve anlaşmalar ile yetki konusunda konulan koşullar saklıdır.
(Şerh No: 2145 - Türkçeleştiren: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 27-11-2009 12:58)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 23] Yetkili olmayan bir mahkemede kendisine karşı dava açılan kişi asala girişmezden önce bu yönde karşı çıkışta bulunmazsa o mahkemenin yetkisini benimsemiş sayılır. Şu kadar ki yalnızca iki yanın isteğine bağlı olmayan sorunlar bunun dışındadır Mahkeme bu tür davalarda yargılamanın sonuna dek kendiliğinden ya da iki yandan birinin istemi üzerine yetkisizlik kararı verir. Mahkemenin yetkili olmadığını savlayan yan yetkili mahkemeyi bildirmek zorundadır.
(Şerh No: 2144 - Türkçeleştiren: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 27-11-2009 12:21)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 19] Sigorta sözleşmesinde doğan ödençe davası sigortalı taşınmaz malın ya da belirli bir yerde kalması koşulu bulunan taşınır mala ilişkin ise sözedilen bu malların bulunduğu ve durumun gereği yerleşik olmayan mallara ilişkin ise tehlikenin ortaya çıktığı ve yaşam sigortalarında sigorta olunan kişinin yerleşim yerinin bulunduğu yerlerde de açılabilir. Bu yasanın yürürlüğünden sonra sigorta sözleşmelerine bu maddeye aykırı konulacak koşulların geçerliliği yoktur. Bu madde deniz sigortalarını kapsamaz.
(Şerh No: 2143 - Türkçeleştiren: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 27-11-2009 11:56)

 Türkçe  [MülgaHUMK. 17] Gerçek ya da tüzel bir kişinin türlü yerlerde şubeleri bulunduğunda o şubenin işleminden dolayı batık davası dışında o şubenin bulunduğu yerde de dava açılabilir. Ortaklık ve toplulukların ve işletmelerin kendi işlerine ilişkin olmak üzere üyesine karşı ve üyenin bu adılla bir diğerine karşı açacakları davalara bu ortaklık, topluluk ya da işletmenin yerleşim yeri sayılan yer mahkemesinde bakılır.
(Şerh No: 2142 - Türkçeleştiren: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 27-11-2009 11:40)

 Türkçe  [AKDK. 4] Bu yasayı Bakanlar Kurulu yürütür.
(Şerh No: 2141 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 26-11-2009 23:11)

 Türkçe  [AKDK. 3] Bu yasa, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.
(Şerh No: 2140 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 26-11-2009 23:10)

 Türkçe  [FaizK. 7] Bu yasayı Bakanlar Kurulu yürütür.
(Şerh No: 2137 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 26-11-2009 22:19)

 Türkçe  [FaizK. 6] Bu yasa, yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.
(Şerh No: 2136 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 26-11-2009 22:18)

 Türkçe  [FaizK. 5 Geçici Madde 2] (Ek madde: 18.12.1999 - 4489 s.y./3. m.) Geçici birinci madde, bu yasanın yürürlüğünden önce kurulan ilişkilerden doğan işlenti alacakları ile ilgili olarak da uygulanır.
(Şerh No: 2135 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 26-11-2009 22:15)

 Türkçe  [FaizK. 5 Geçici Madde 1] Bu yasanın yürürlüğünden önce kurulan ilişkilerden doğan işlenti alacakları ile ilgili olarak da yasanın yürürlük tarihinden başlayarak bu yasa hükümleri uygulanır. Ancak alacaklı ve borçlu alacağın bir ödeme planına bağlanması konusunda anlaşırsa anlaşma tarihinde yürürlükte olan yasa hükümleri uygulanır. Şu kadar ki borçlu ödeme planına uymazsa alacaklı, ödeme planına bağlı kalmaksızın bu yasaya göre alacağını borçludan alır.
(Şerh No: 2134 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 26-11-2009 22:14)

 Türkçe  [FaizK. 5] 22 Mart 1303 tarihli Murabaha (Tefecilik) Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. Borçlar Yasası ve Türk Tecim Yasasında yasal işlenti, direnim işlentisi oranlarını belirleyen hükümler uygulanmaz.
(Şerh No: 2133 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 26-11-2009 22:08)

 Türkçe  [FaizK. 4] Bu yasada öngörülen orandan daha çok direnim işlentisi ödenmesine ilişkin diğer yasa hükümleri saklıdır.
(Şerh No: 2131 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 26-11-2009 22:00)

 Türkçe  [FaizK. 3] Yasal işlenti ve direnim işlentisi hesaplanırken bileşik işlenti yürütülemez. Ancak bu konuya ilişkin Türk Tecim Yasası hükümleri saklıdır.
(Şerh No: 2130 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 26-11-2009 21:59)

 Türkçe  [FaizK. 2] (Değişik: 15.12.1999 - 4489 s.y./m.2 - Yürürlük maddesi 4) Belli tutarda paranın ödenmesinde direnen borçlu, sözleşmeyle aksi kararlaştırılmadıkça geçmiş günler için birinci maddede belirlenen orana göre direnim işlentisi ödemek zorundadır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın önceki yılın 31 Aralık günü kısa ödeme süreli öndelikler için uyguladığı işlenti oranı, yukarıda açıklanan tutardan çoksa yanlar arasında sözleşme olmasa bile tecimsel işlerde direnim işlentisi, bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu öndelik işlenti oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan öndelik işlenti oranından beş sayı ya da daha çok farklı ise yılın ikinci yarısından başlayarak bu oran geçerli olur. Direnim işlentisinin tutarı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa sözleşmesel işlenti tutarı yukarıdaki fıkralarda öngörülen tutarın üstündeyse direnim işlentisi, sözleşmesel işlenti tutarından az olamaz.
(Şerh No: 2129 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 26-11-2009 21:57)

 Türkçe  [FaizK. 1] (Değişik madde: 18.12.1999 - 4489 s.y./1. m.; değişik madde: 21.04.2005 - 5335 s.y./14.m.) Borçlar Yasası ve Türk Tecim Yasasına göre işlenti ödenmesi gereken durumlarda işlentinin tutarı, sözleşmeyle belirlenmemişse yıllık yüzde on iki oranı üzerinden belirlenir. Bakanlar Kurulu, bu oranı aylık olarak belirlemeye, yüzde onuna kadar indirmeye ya da bir katına kadar artırmaya yetkilidir.
(Şerh No: 2128 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 26-11-2009 21:43)

 Bilgi  [MK. 442] MK. 442 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 386 ncı maddesini karşılamaktadır. Kaynak Kanunun 402 nci maddesiyle paralellik sağlamak üzere yeniden kaleme alınarak iki fıkra halinde düzenlenmiştir.
(Şerh No: 2127 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-11-2009 15:54)

 Bilgi  [MK. 441] MK. 441 Madde Gerekçesi
Gerekçe;Yürürlükteki Kanunun 385 inci maddesini karşılamaktadır. Konu başlığı İsviçre Medenî Kanununun 401 inci maddesine uygun olarak "Paraların Yatırılması" biçiminde düzeltilmiştir. Madde yürürlükteki metinden farklı olarak kaynak Kanuna uygunluğu sağlanarak iki fıkra halinde düzenlenmiştir. Birinci fıkradaki "sulh mahkemesi veya "hükümetçe tayin edilmiş mali bir müesseseye faiz mukabilinde ikraz edilir." ifadesi yerine "faiz getirmek üzere, vesayet makamı tarafından belirlenen milli bi...
(Şerh No: 2126 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-11-2009 15:52)

 Bilgi  [MK. 440] MK. 440 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 384 üncü maddesini karşılamaktadır. "sulh mahkemesi" yerine "vesayet makamı" deyimi kullanılmıştır.
(Şerh No: 2125 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-11-2009 15:46)

 Bilgi  [MK. 439] MK. 439 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 383 üncü maddesini karşılamak tadır. Madde İsviçre Medenî Kanununun bu maddeyi karşılayan 399 uncu madde göz önünde tutulmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır.
(Şerh No: 2124 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-11-2009 15:43)

 Bilgi  [MK. 438] MK. 438 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 382 nci maddesini karşılamaktadır. İsviçre Medenî Kanununun 398 inci maddesi hükmüne paralel olarak üç fıkra hâlinde düzenlenmiştir. Birinci fıkrada malvarlığının denerinin tutulabilmesi için, vasinin atanmasına ilişkin kararın kesinleşmiş olması öngörülmüştür. Aynı fıkrada "sulh mahkemesi" yerine "vesayet makamı" denilmiştir. İkinci fıkraya göre, ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi, defter tutulurken olanak bulunduğu takdirde hazır bulundur...
(Şerh No: 2123 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-11-2009 15:41)

 Bilgi  [MK. 437] MK. 437 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Madde İsviçre Medenî Kanununun 397f maddesinden kısmen değiştirilmek suretiyle alınmışta. Birinci fıkrada bu konudaki yargılamanın basit yargılama usulüne tabi olduğu ifade edilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında gerekli hâllerde ilgilinin adlî yardım yoluyla mahkemede temsil edilmesinin sağlanması kabul edilmiştir. Kişinin özgürlüğünün kısıtlanması gibi önemli bir kararda, kişinin kendi hak ve yetkilerini bilememesi durumu göz önünde tutulmak suretiyle gerekiyorsa bu kişinin yargılam...
(Şerh No: 2122 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-11-2009 15:37)

 Bilgi  [MK. 436] MK. 436 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Madde İsviçre Medenî Kanununun 397e maddesinden alınmıştır. Maddede koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasında yargılamaya ilişkin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunundaki "genel hükümler" dışında "özel hükümlere" yer verilmiştir. Bu özel hükümler boşanmada yargılama usulüne ilişkin 184 üncü madde hükmüne benzer bir hüküm niteliğindedir. Maddede, kişinin özgürlüğünün kısıtlanması gibi önemli bir karar verilirken, özgürlüğü kısıtlanan kişinin başvurabileceği yasal yollar ve hakları konusunda...
(Şerh No: 2121 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-11-2009 15:34)

 Bilgi  [MK. 435] MK. 435 Madde Gerekçesi
Gerekçe; Madde İsviçre Medeni Kanununun 397d maddesinden aynen alınmıştır. Birinci fıkrada kuruma yerleştirilen kişiye veya yakınlarına yerleştirme kararına karşı kararın kendilerine bildirilmesinden itibaren on gün içinde denetim makamına itiraz olanağı getirilmiştir. İkinci fıkrada aynı olanak kurumdan çıkarılma isteminin reddi halinde de öngörülmüştür.
(Şerh No: 2120 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-11-2009 15:31)

 Bilgi  [BankacılıkK. 157] MADDE GEREKÇESİ
Madde 157.- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (6) numaralı fıkrasında hüküm altına alınan suçlardan, gerçeğe aykırı beyanda bulunma dışında kalan suçlar bu maddede düzenlenmiştir. Maddenin ikinci fıkrası ile bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununda yer almayan bir ağırlaştırıcı neden ve bir suç ihdas edilmiştir. Bu fıkra ile bir yandan suçun bağımsız denetim kuruluşlarınca onaylanan belgelerle işlenmesi ağırlaştırıcı ...
(Şerh No: 2119 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 26-11-2009 07:35)

 Bilgi  [BankacılıkK. 156] MADDE GEREKÇESİ
Madde 156.- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (6) numaralı fıkrasında hüküm altına alınan suçlardan, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu, diğer resmi dairelere hitaben düzenlenen veya yayımlanan gerçeğe aykırı beyanlar suç kapsamından çıkartılmak suretiyle ayrı bir madde hâlinde düzenlenmiştir. Maddenin ikinci fıkrası ile bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununda yer almayan bir ağırlaştırıcı neden ve bir suç ihdas edilmi...
(Şerh No: 2118 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 26-11-2009 07:34)

 Bilgi  [BankacılıkK. 155] MADDE GEREKÇESİ
Madde 155.- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (5) numaralı fıkrasında son cümle olarak düzenlenmiş olan suç, bu Kanunda ayrı madde olarak düzenlenmiştir. Maddede öngörülen cezalar 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu paralelinde düzenlenmiştir.
(Şerh No: 2117 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 26-11-2009 07:33)

 Bilgi  [BankacılıkK. 154] MADDE GEREKÇESİ
Madde 154.- Madde kapsamında olan merciler ile denetim görevlilerinin hangileri olduğu konusunda yaşanabilecek tereddütleri gidermek amacıyla bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununda yer alan "Bu Kanunda gösterilen yetkili merciler ile denetim görevlileri" ifadesi, "Bu Kanunla yetkilendirilen merciler ile denetim görevlileri" olarak değiştirilmiştir. Ayrıca, faili belirten "görevli veya ilgili mensupları" ifadesindeki "ilgili" kelimesi, failin tespitinde karışıklığa ...
(Şerh No: 2116 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 26-11-2009 07:33)

 Bilgi  [BankacılıkK. 153] MADDE GEREKÇESİ
Madde 153.- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun malî bünyeye ilişkin önlemleri almamak hususunu müeyyideye bağlayan 22 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasında, önce ağır para cezası sonra hürriyeti bağlayıcı cezalar belirtilmiştir. Kanunda ise, Türk Ceza Kanunundaki uygulama paralelinde önce hürriyeti bağlayıcı ceza sonra para cezası gelecek şekilde ifade sırası değiştirilmiştir. Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununda, bu suçun yarar sağla...
(Şerh No: 2115 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 26-11-2009 07:32)

 Bilgi  [BankacılıkK. 152] MADDE GEREKÇESİ
Madde 152.- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen suç bu maddede muhafaza edilmiştir. 4389 sayılı Bankalar Kanununda, bu suç, özel finans kurumları açısından, anılan Kanunun 20 nci maddesinin (6) numaralı fıkrasının ikinci bendinde yer alan atıf nedeniyle uygulanırken, bu Kanunda katılım bankaları da banka kavramı içinde yer aldığından, atfa gerek kalmadan kapsam içinde bulunmaktadır. Diğer taraftan, Türk Ceza Kan...
(Şerh No: 2114 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 26-11-2009 07:31)

 Bilgi  [BankacılıkK. 151] MADDE GEREKÇESİ
Madde 151.- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan suçlar, Kanunda, aşağıdaki gerekçeye dayanılarak iki ayrı suça vücut verecek şekilde yeniden düzenlenmiştir. Maddenin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanunundaki hâli incelendiğinde esasen iki ayrı grup suçun tanımlandığı görülmektedir. Maddedeki iki suçun da ön şartı gerekli izinlerin alınmaması olarak tespit edilmiştir. Suçlardan birinci g...
(Şerh No: 2113 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 26-11-2009 07:30)

 Bilgi  [BankacılıkK. 150] MADDE GEREKÇESİ
Madde 150.- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 21 inci maddesinde düzenlenen müeyyideye ilişkin hükümler dışında kalan hükümler ayrı bir madde altında toplanmıştır.
(Şerh No: 2112 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 26-11-2009 07:29)

 Bilgi  [BankacılıkK. 149] MADDE GEREKÇESİ
Madde 149.- Bu maddede, bankalar ve finansal holding şirketleri ile ilgili gerçek ve tüzel kişiler tarafından, bu Kanun veya bu Kanuna istinaden çıkarılan düzenlemelerde yer alan sınırlamalara doğrudan ya da dolaylı olarak uyulmaması hâlinde uygulanacak müeyyideler belirlenmiştir. Bu Kanunun 148 ve 149 nci maddelerinde yer alan idari para cezalarının Fon tarafından tahsil edileceği öngörülmüştür.
(Şerh No: 2111 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 26-11-2009 07:27)

 Bilgi  [BankacılıkK. 148] MADDE GEREKÇESİ
Madde 148.- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 21 inci maddesinde öngörülen idarî cezaların muhatabı "bankalar" olarak gösterilmişken, bu Kanunda ikili bir ayrıma gidilerek bankalar ve finansal holding şirketlerinin yanısıra gerçek ve tüzel üçüncü kişilere yönelik sınırlamalara aykırı davranılması hâlinde, "ilgili gerçek ve tüzel kişiler"in müeyyidelendirilmesi bu madde ile öngörülmüştür. Bu Kanunun pay edinim ve devirlerine ilişkin 18 inci maddesinin birinci, i...
(Şerh No: 2110 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 26-11-2009 07:26)

 Bilgi  [BankacılıkK. 147] MADDE GEREKÇESİ
Madde 147.- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 21 inci maddesinde öngörülen idarî cezaların muhatabı "bankalar" olarak gösterilmişken, madde ile bankalar ve finansal holding şirketlerinin müeyyidelendirilmesi öngörülmüştür. Maddede, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanunundan farklı olarak, karar defterine, değerleme kuruluşlarına, belgelerin saklanmasına, koruyucu düzenlemelerde belirtilen oranların aşımının Kuruma bildirilmesine, krediler...
(Şerh No: 2109 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 26-11-2009 07:25)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,19406891 saniyede 10 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.