Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

5237 S.lı Türk Ceza Kanunu - Son Eklenen Şerhler

5237 S.lı Türk Ceza Kanunu - Son Eklenen Şerhler

Sanığın kaçak elektrik kullanımı hakkındaki iddia karşısında, oğlunun beynindeki rahatsızlık sebebiyle yatalak olup elektrikli bir cihaz yardımıyla yaşayabildiğini, bunu temin edecek maddi varlığının olmadığını ve sosyal güvencesinin bulunmadığını belirtmesine rağmen sanığın oğlunun ölümünden sonra da atılı suçu işlemeye devam etmesi zorunluluk halinin koşullarının oluşmadığını gözetmek gerekir.
(Şerh No: 8505 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 31-10-2010 19:18)

Sanığın kaçak elektrik kullanımı üzerine sayacın mühürlendiği daha sonra da bilirkişi marifetiyle kaçak elektrik kullanımıyla ilgili olarak aynı yeren tekrar gelindiği ve kaçak elektrik kullanımının hala devam ettiği anlaşıldığına göre burada mühür bozma suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmelidir.
(Şerh No: 8504 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 31-10-2010 19:11)

Tehdit içerikli beyanları doğrulayan tanık ifadelerine neden itibar edildiği kararda belirtilmeli, ayrıca tehdidin olayın vuku bulduğu hal ve şartlar altında katılanda ciddi bir korku yaratmaya elverişli olup olmadığı araştırılmalı, kavga sırasında tehdit içerikli sözlerin tehdit iradesi taşımadığının kabulunün yasal olmadığı gözetilmelidir.
(Şerh No: 8501 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 31-10-2010 18:45)

Sanıkların, katılanın konutuna,katılandan bir rıza almadıkları veya bilgi vermedikleri halde katılan evde yokken katılanın kızına katılanın rızası ve bilgisi dahilinde eve geldiklerini ifade ederek girmeleri, konutun mülkiyetinin kooperatife ait olsa bile hukuka aykırı olduğu gözetilmelidir.
(Şerh No: 8499 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 31-10-2010 18:27)

Sanığın davacı vekili olarak boşanma davasında mahkemeye sunduğu dilekçede, tarafların arasındaki şiddetli geçimsizliğin sebeplerini anlattığı, uyuşmazlıkla bağlantılı ifadelerinde ileri sürdüğü hususların da davacının iddialarından ibaret olduğu anlaşıldığı için sanığın eyleminin iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmelidir.
(Şerh No: 8498 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 31-10-2010 17:06)

Sanığın mağduru plastik tabure ile yaraladığı ve plastik taburenin yasanın tanımladığı silah kapsamında olmadığı gözetilmelidir.
(Şerh No: 8496 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 31-10-2010 16:44)

Aynı konutu paylaşan karı-koca, konut dokunulmazlığını ihlal sebebiyle şikayetçi olup daha sonra da koca şikayetinden vazgeçtiyse de, kadının daha önce de sanıktan şikayetçi olduğu gözetilerek, kocanın şikayetten vazgeçmesi sebebiyle şikayetin devam edip etmediği araştırılmadan davanın düşürülmesi doğru değildir.
(Şerh No: 8491 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 30-10-2010 22:35)

Hükmolunan doğrudan para cezasının, ceza kararnamesi ile verilmiş olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmelidir.
(Şerh No: 8489 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 30-10-2010 17:22)

Kesinleşmiş bir mahkumiyet olmadan isnadın ispatı olamaz.
(Şerh No: 8488 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 30-10-2010 17:17)

Apartmanın dış kapısının apartman sakinlerinin rızası dışında bir şekilde açıldığı olayda, sanığın eylemi atılı konut dokunulmazlığı suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.
(Şerh No: 8486 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 30-10-2010 16:08)

Hükümden sonra uygulamasında değişiklik olan kanun maddesi sebebiyle, sanığın hukuki durumunun yeniden belirlenmesinde; önce usulen duruşma açılarak yapılan değişikliğe göre karşılaştırılmalı uygulama önceki ve sonraki yasa yönünden uygulamalı olarak yapılıp, ortaya çıkan sonuçlar neticesinde sanığın lehine olan yasa uygulanmalıdır.
(Şerh No: 8483 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 30-10-2010 15:09)

Tapu iptal istemiyle Hukuk mahkemesine açılan davanın sonucunun beklenmesine ilişkin kararın TCK. M.67'de kapsamında sayılan ön meselelerden sayılamayacağı ve gereksiz olarak verilen bekleme kararının sanık aleyhine hukuki sonuç doğuramayacağı cihetle zamanaşımı süresinin gerçekleştiği gözetilmelidir.
(Şerh No: 8482 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 30-10-2010 15:02)

Sanığın mağduru yaraladığı gün silahıyla emniyete teslim olduğu, olayı vuku bulduğu şekilde anlattığı, yargılama esnasında da beyanların bu doğrultuda olduğuna göre kararda takdiri indirim uygulamama nedenleri dayanağı gösterilmeli, soyut şekilde hüküm kurulmamalıdır.
(Şerh No: 8480 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 30-10-2010 14:59)

Sanığın atılı suça sebep olan fiilinden önce katılanın kendisine hakaret ettiği, kendisini aldattığı ve ahlak dışı hayat yaşadığını ileri sürdüğüne göre; gösterdiği tanıklar dinlenmeli daha sonra da haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmelidir.
(Şerh No: 8481 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 30-10-2010 14:55)

Lehe kanun karşılaştırmasında sanığın fiilinin hangi kanun maddesine göre daha ağır sonuç doğurduğu değerlendirilmelidir.
(Şerh No: 8479 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 30-10-2010 14:36)

Sanığın girdiği kabul edilen apartman merdiven boşluğunun binanın eklentisi niteliğinde olup olmadığı denetimle belirlenmeli, konut dokunulmazlığı suçunun oluşup oluşmadığı da buna göre belirlenmelidir.
(Şerh No: 8478 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 30-10-2010 14:31)

Önleme aramasında üzerinden ruhsatsız tabanca çıkan sanığın ilk başta başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanarak kolluk kuvvetlerini yanıtlaması daha sonra da kendi rızası ile henüz hiçbir tutanak tutulmadan gerçek kimliğini açıklamasıyla etkin pişmanlıktan hüküm kurulması gerekmektedir.
(Şerh No: 8466 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 30-10-2010 08:57)

Yerel mahkeme kararında takdiri indirimi uygulayıp ceza tayin ederken aynı gerekçelerle işbu maddenin uygulanmasına sebep olmadığına hükmederek çelişki yaratmıştır.
(Şerh No: 8475 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 29-10-2010 19:11)

Yerel mahkeme kanun hükümlerini uygularken somut olayın vuku bulduğu hale ve ayrıntılara göre uygun kanun hükümlerini uygulamalıdır.
(Şerh No: 8474 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 29-10-2010 18:21)

Avukat sanığın, katılan hakimin verdiği kararı temyiz ettiği dilekçede yer verdiği " ...gerçekleri karartıp gizleyerek...veya bilerek saklamaya çalışılmış...demagoji yapılmıştır..." tarzı ifadelerle savunma sınırını aştığı, katılan hakimin onur, şeref ve saygınlığını incitici yargılar ifade ettiği gözetilmelidir.
(Şerh No: 8473 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 29-10-2010 18:17)

Nöbetçi öğretmenin, kavga eden öğrencileri ayırdıktan sonra kavgayı başlatan öğrencilerden birinin eline basit tıbbi muamele ile giderilebilecek biçimde vurarak yaralaması sahip olduğu disiplin yetkisi kapsamında değerlendirelemez.
(Şerh No: 8472 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 29-10-2010 18:09)

Sanığın mağdur veya kamuya vermiş olduğu bir maddi zarar söz konusu değilse ilgili suçun özel etkin pişmanlık hükümleri dikkate alınmalıdır.
(Şerh No: 8471 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 29-10-2010 17:55)

Kullanılması zaten kanunen yasaklanmış maddeler, kullanılmaktan yoksun bırakılan maddeler olamaz. Bu yaptırım ancak hukuken kullanılan haklara kısıtlama getirilebilir. Aksi halde kanun kendisiyle çelişir.
(Şerh No: 8470 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 29-10-2010 17:47)

Bir kitapta atılı bir hakaret varsa, suç kitabın her baskısında devam edeceği için, suç ilk baskıda değil son baskıda sona erer.
(Şerh No: 8469 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 29-10-2010 17:38)

Özgü suçlarda failler sadece bu niteliklere sahip kişiler olabilir. Bu suçlarda suçun işlenmesine katkısı olan kişiler fail değil, yardım eden sıfatındadır.
(Şerh No: 8468 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 29-10-2010 17:32)

Tehdit suçunu düzenleyen TCK. M. 106/3: "Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir." hükmü gereğince izlenecek içtima yolu, genel hükümle özel hükümlerin karşılaştırıp değerlendirilmesi ve fikri içtimanın ne şeklide olacağına öyle karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 8467 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 29-10-2010 17:21)

 Önerge  [TCK. 3] (1) Kişinin suç işlediğinin sabit olması halinde, işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı olarak ve bu kanunun cezaların belirlenmesine ilişkin hükümleri çerçevesinde, ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. (2) Bu kanunun, özel ceza kanunlarının ve ceza hükmü içeren kanunların uygulanmasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer düşünce ve akımlar, felsefi inanç, milli, sosyal veya etnik köken, ekonomik ve diğer toplumsal konumlar yönünden hiçbir biçimde ve yönde ayrım yapılamaz; hiç kimseye ayrıcalık tanınamaz.
(Şerh No: 8437 - Ekleyen: Av.Ömer GÜNTAY - Tarih : 25-10-2010 20:12)

Sanığın maktulle gün içerisinde evden çıkma konusunda tartıştıkları, günün akşamında ise sanığın maktulü göz önüne alındığında burada makul süre geçmediği için sanığın tasarlayarak adam öldürme suçundan yargılanması için yeterli delil olmadığı gözetilmelidir.
(Şerh No: 8326 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 21:57)

Adli tıp kurumunun raporunda mağdurdaki yaralanmanın yaşamını tehlikeye maruz kılmayıp, kırığın hayat ksiyonlarına etkisinin hafif derecede olduğunun belirtilmesi karşısında, hükümden sonra 5237 sayılı yasanın 87/3. maddesinde yapılan değişiklik nazara alınarak sanığın hukuki durumu belirlenmelidir.
(Şerh No: 8325 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 20:24)

Adli Tıp Kurumunun raporuna göre, sanığın keserin kunt kısmıyla mağdura vurmasıyla, hem kafa kemiğinde kırık meydana gelmiş hem de mağdur iyileşmesi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanmıştır. Bu durumda 5237 sayılı Tck gereğince en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı bir kez cezalandırılmalıdır.
(Şerh No: 8323 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 20:12)

Bir kişinin konut dokunulmazlığınızı ihlal etme suçu için, malikin rızası dışında konuta girmek ve kalmak yeterlidir. Özel bir saik aranmadığı için yerel mahkemenin kararı bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 8321 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 19:49)

Olası kastla işlenen suçta haksız tahrik uygulanamaz.
(Şerh No: 8318 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 19:08)

Sanığın kalp hastasını bilmediği maktuleye eliyle vurup, basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek şekilde yaraladığı,olayın stresi ile kronik kalp rahatsızlığı olan maktulenin hastalığının olay anındaki stres ve sinir sonucu aktif hale geldiği ve ölüme sebep olduğu, sanığın hareketi ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu göz önüne alınarak, sanığın eyleminin 765 sayılı TCK'nın 452/2. maddesinde düzenlenen suçu, 5237 sayılı TCK açısından ise eylemin 86/2, 22/3. maddeleri delaletiyle 85/1. maddes...
(Şerh No: 8317 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 18:59)

Uyku halindeki mağduru öldürmeye teşebbüs eyleminin beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiyi öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.
(Şerh No: 8316 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 18:50)

Sanığın 8 sene önce dedesini öldüren maktulü tahliye olduktan sonra yaklaşık 8 yılın ardından öldürdüğü olayda, sanığın intikam almak görev bilinciyle hareket etmediği, öldürenin öldürülmesinin kan gütme saikini oluşturmayıp tasarlayarak kasten öldürme suçunu oluşturacağı gözetilmelidir.
(Şerh No: 8315 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 18:46)

Suçu işledikten sonra, sanığın verdiği ifadelerde inkara yönelik kaçamaklı savunmalarında, işlenen suçu aydınlatacak ve azmettirenleri saptamaya yarayacak nitelikte eksiksiz herhangi bir beyanı olmadığı gözetilmelidir.
(Şerh No: 8314 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 18:32)

Suçun ikrar dışı delillerle aydınlatılmış olmasına rağmen, sanıkların ikrarı ve iyi hali gerekçe gösterilerek takdiri indirim uygulanması doğru değildir.
(Şerh No: 8313 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 18:22)

Çıkan tartışmada mağdurun sopayla vurması üzerine sanığın üzerindeki bıçakla maktule vurup, basit tıbbı müdahale ile giderilemeyecek ancak kişinin yaşamını da tehlikeye sokmayacak biçimde yaraladığı, bunun sonucunda kalp hastalığı olan maktulün öldüğü olayda; 5237 sayılı Yasa'nın 86/1. maddesi kapsamında olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı Yasa'nın 86/l-3e yollamasıyla, 87/4, 29, 62. maddeleriyle 765 sayılı Yasa'nın 452/2, 51/1 ve 59. maddelerinin yargı denetimine olana...
(Şerh No: 8312 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 17:25)

Sanığın mağduru dört bıçak darbesiyle yaraladığı olayda, her bıçak darbesinin ayrı ayrı yaşamsal tehlikeye neden olduğu olayda teşebbüs uygulaması yapılırken meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak üst sınıra yakın ceza tayin edilmesi gerekir.
(Şerh No: 8311 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 17:17)

Sanıkla mağdur arasında öldürmeyi gerektiren bir bir husumet bulunmadı,olayın gece gerçekleştiği, sanığın mağdurun hayati önem taşıyan organlarına yönelik bir darbe gerçekleştirdiğine yönelik delil olmayışı ayrıca sanığın eylemine kendiliğinden son vermiş olduğu dikkate alınarak sanığın öldürmeye kastının varlığını ortaya çıkartan sabit ve inandırıcı delil olmadığı göz önüne alınarak bıçakla yaralama suçundan hüküm kurulmalıdır.
(Şerh No: 8310 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 17:12)

Sanığın alkollü bir vaziyette darp ettiği eşinin, darp esnasında bayılarak yere düşmesi ve bunun üzerine sanığın vakit kaybetmeden eşini hastaneye götürdüğü ve tüm müdahalelere rağmen maktulenin kurtarılamadığı olayda kasten yaralama neticesinde ölüme sebep olma suçundan hüküm kurulmalıdır.
(Şerh No: 8309 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 16:51)

Teşebbüs hükümleri uygulanırken ceza aralığından verilen cezalar, somut olayların gereklerine göre üst ya da alt sınıra yaklaşılmalıdır.
(Şerh No: 8308 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 16:17)

Sanığın, maktulenin kaldığı odaya girerek ailenin namusunu kurtarmak (töre) saikiyle, hamile olduğunu ve doğumuna az bir süre kaldığını bildiği, uyumakta olan maktuleye bıçakla, dürdü ayrı ayrı öldürücü olmak üzere, dokuz ayrı yerinden tasarlayarak öldürdüğü anlaşıldığına göre; sanığın eyleminin kasten adam öldürmenin nitelikli halinden hüküm kurulması gerekir.
(Şerh No: 8306 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 16:10)

Sanığın eylemine devam etme olanağı varken saldırı bir bıçak darbesi ile sınırlı tutup ardından kaçması, bu sırada bıçak darbesinin dış kanamaya sebep olup mağdurun ölümüne sebep olması sanığın eyleminin kasten yaralama sonucunda ölüme neden olma suçunu oluşturduğu, ceza belirlenmesinde suçun alt sınırından uzaklaşmak gerekip gerekmediğinin tartışılması gerekmektedir.
(Şerh No: 8304 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 16:00)

Sanığın, tabanca ile yakınlarını öldürmeye teşebbüs ettiğini düşündüğü katılanı hedef alarak ateş ettiği, onun yakınında bulunan diğer şahısların da isabet alıp yaralanma veya ölebilme ihtimalini öngörmesine rağmen atışlarına devam ettiği, katılanın isabet almadığı, mağdurun da yaralandığı olayda: Sanığın katılana yönelik eylemi kan gütme saikiyle adam öldürmeye teşebbüs,mağdura yönelik eyleminin ise, olası kastla yaralama suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
(Şerh No: 8298 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 15:53)

Sanığın iş yerinden hurda demir parçalarını alıp at arabasıyla uzaklaşmaya çalışan maktul ve yanındakileri amacıyla havaya, asfalt zemine ve at arabasının tekerlerine ateş ederken seken mermilerden birinin maktule isabet ederek ölümüne yol açtığı olayda, sanığın eyleminin kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.
(Şerh No: 8303 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 15:51)

Sanığın akıl hastalığı ve ceza ehliyeti konusunda Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi İle Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporları arasında çelişki bulunduğu için, sanığın muayenesi de yapılarak Adli Tıp kurumu Genel Kurulu'ndan rapor alındıktan sonra hukuki durumu değerlendirilmelidir. Ayrıca sanık hakkında güvenlik tedbirine hükmolunduğuna göre kendisine yargılama giderleri de yükletilmelidir.
(Şerh No: 8302 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 15:43)

Sanığın maktulü öldürdükten sonra bankanın içinde bulunan ve kendisine engel olmak amacıyla bankadan dışarı çıkmak isteyen görevli mağdura doğru dört el ateş ettiği olayda, kurşunların kurşun geçirmez cam sebebiyle mağdur görevliye isabet etmediği, sanığın netice alamadığı anlaşıldığına göre, sanığın mağdura yönelik eylemi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerekmektedir.
(Şerh No: 8300 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 15:32)

Sanığın bıçakla yaraladığı bölgelerin hayati taşıdığı önem, mağdurun hayati tehlike geçirmesine neden olması ve araya giren tanık sebebiyle saldırıya devam edememesi göz önüne alınırsa sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerekir.
(Şerh No: 8299 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 15:25)

Daha önce aralarında bulunan husumetle alakalı olarak olay sırasında sanığın oğlu olan diğer sanığa hitaben "Me___'im rahat uyu kanını yerde bırakmadım." şeklideki beyanı, akabinde gelen kolluk görevlileri sebebiyle sanıkların eylemlerine devam edemedikleri anlaşıldığına göre, kan gütme saikiyle adam öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulmalıdır. Ek olarak teşebbüs nedeniyle uygulama yapılırken, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre alt ve üst sınırlar arasında bir cezanın tayi...
(Şerh No: 8297 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 22-10-2010 14:58)

Maktulün, olay yerine sanıkla bir ilgisi olmaksızın arkadaşları ile buluşmaya gelmesi ve bu durumun maktul ve sanık arasındaki önceki husumetle alakasının olmaması, akabinde mağdurun yanında yer alarak sanıkla kavga etmesi birlikte değerlendirilirse maktulden kaynaklanan haksızlığın basit olarak nitelendirilip, haksız tahrik maddesinin uygulamasında en üst sınırdan ceza tayini gerekir.
(Şerh No: 8110 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 16-10-2010 02:17)

Alkollü olan sanığın yaralanma veya ölümle sonuçlanabileceğini öngörmesine rağmen kırmızı ışıkta hız kesmeyerek kavşağa girdiği bu sırada yaya geçidinden geçmekte olan maktuleye çarptığı ve çarpmanın etkisiyle maktulenin öldüğü anlaşıldığına göre burada olası kast ile insan öldürme suçunun oluştuğu gözetilmelidir.
(Şerh No: 8107 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 18:24)

Çekişli raporlar suçun vasfını değiştirebileceği için, suçun hangi yaralama mı yoksa adam öldürmeye teşebbüs mü olduğu ancak raporlardaki çelişkiler giderildikten sonra belli olabilir.
(Şerh No: 8106 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 17:50)

Sanığın asıl hedef aldığı kişiye ateş ettiği sırada aynı otomobil içerisinde bulunan mağdurun da isabet alarak öldürebileceğini ya da yaralanabileceğini öngörmesine rağmen ateşe devam ederek mağdurun yaralanmasına sebep olduğuna göre, olası kast ile yaralama suçundan cezalandırılmalıdır.
(Şerh No: 8105 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 17:43)

Başkasının haksız tahrikleri, haksız tahrik sebebi olamaz. Maktuleden kaynaklanan herhangi bir haksız tahrik yoksa sanık hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanamaz.
(Şerh No: 8104 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 17:36)

Sanığın ruhsatsız tabancasıyla intihar eden ölenin yanına gittiğinde, kendi tabancasının kullanıldığını görmesi üzerine, öldürme fiilinin delili olan bu tabancayı yok ettiği anlaşıldığından, öldürme suçunun delillerini gizleme ve yok etme suçundan cezalandırılması gerekir.
(Şerh No: 8103 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 17:31)

Maktul ile daha önce hayvanların otlatıldığı yer hususunda sanığın tartıştığı, maktulün "Bu burada kalmaz, seninle görüşeceğiz." dediği, aynı gün içerisinde aynı yerde yine karşılaştıkları, sanığın tüm uyarısına rağmen maktulün bastonuyla sanığa vurduğu daha sonra da 4 metre mesafeden 2 el atış yaptığı, saldırı defetmek amaçlı sanığın da ateş ettiği olayda, meşru savunma koşulları gerçekleşmiştir.
(Şerh No: 8102 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 17:26)

Mağdurun, kardeşi olan maktul birlikte küfür edip sanığa saldırmaları üzerine, sanığın tabancasındaki mermiler bitene kadar ateş ettiği, bu mermilerden ikisinin göğüs bölgesi olmak üzere üç yerinden yaralandığı ve hayati bir tehlike geçirdiği anlaşıldığına göre, kasten yaralamadan değil, adam öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulmalıdır.
(Şerh No: 8101 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 15-10-2010 17:17)

TCY'nın 257. maddesindeki suçun oluşması, kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesinden, kişileri mağdur olması veya kamunun zarar görmesi ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanmasına bağlıdır. Bu sonuçları doğurmayan norma aykırı davranışlar, suç kapsamında değerlendirilemez.
(Şerh No: 8096 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 15-10-2010 16:31)

01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun'un 50/6. maddesinde yer alan "yaptırımın" ibaresi "tedbirin" olarak değiştirilmiştir. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106. maddesinin 4 ve 9. fıkraları yeniden düzenlenmiş ve 10. fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Kanun değişikliğinin amacı, doğrudan hükmedilen ve hapisten çevrilen adli para cezalarının infazına ilişkin farklı rejimleri ortadan kaldırmaktır. Adli para cezalarının tam...
(Şerh No: 8080 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-10-2010 22:21)

Kavga sırasında öfkeyle söylenen sözlerin tehdit suçu oluşturmayacağı şeklindeki düşüncenin doğru olmadığını, her somut olayda, olayın kendine has özelliklerine göre sarf edilen sözlerin incelenmesi gerekmektedir.
(Şerh No: 8025 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 22:15)

Bir kamu görevlisinin kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma suçunu işlemesi için bu araç ve gereçlerden fayda sağlanması gerekmektedir.
(Şerh No: 8027 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 22:00)

Denetimli serbestlikte kanunun ilgili maddesi olan 51/3-e göre cezası ertelenen bir kişi, kanunda belirtilmemiş olan bir denetim kararına tabii tutulamaz, bu yasallık ilkesine aykırıdır.
(Şerh No: 8022 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 21:46)

TCK. M. 50/1-D Bendindeki "belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya" ifadesi insanın çevresiyle arasındaki ilişkileri düzenleyen her türlü eylem- çalışma, iş yapma, işlerlik ve devinimi ifade ettiği için "mağdura kötü muamelede bulunmama"nın bir etkinlik olmadığı gözetilmelidir.
(Şerh No: 8030 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 21:01)

Yasal olarak evlatlıktan çıkarıldıktan sonra şikayetçinin iradesine aykırı olarak evde kalmayı sürdürmek, konut dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturur.
(Şerh No: 8026 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 19:55)

Bir kişinin alkollü araç kullanarak trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçunun faili olabilmesi için failin alkol oranının kişinin güvenli araç idare edebilme yeteneğini ortadan kaldırdığı Adli Tıp Kurumunun görüşü alınarak ve anılan suçun soyut tehlike suçu olduğu da göz önünde bulundurularak karar verilmelidir.
(Şerh No: 8024 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 19:33)

Aynı evin içinde ama farklı odalarda barınan kardeşlerin, birbirlerinin odalarına girmelerinin konut dokunulmazlığı suçu oluşturabilmesi için, bu durumun daha önceden kardeşler tarafından beyan edilmesi gerekmektedir.
(Şerh No: 8021 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 09-10-2010 19:03)

Sahtecilik suçlarına konu belgelerin aslı veya onaylı örnekleri denetime olanak sağlayacak şekilde mahkeme dosyasına ibraz edilmelidir. Sahteciliğe konu belge aslının mahkemeye ibrazla, bu belgenin mahkemece incelenmiş olması ve üzerinde tahrifat ve sahtecilik olmadığının mahkemece bildirilmiş olması karşısında; belge asıllarının Yargıtay incelemesi esnasında dosyada bulunmaması bozma sebebi sayılamaz. Sahteliği iddia olunan belge, mevzuat gereği, gerçekliği araştırılması gereken belgelerden...
(Şerh No: 8007 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 06-10-2010 12:36)

sanığın hissesine düşecek miktara tekabül edip etmediği belirlenip hissesinden fazla olduğu takdirde diğer pay sahibinin şikayetçi olup olmadığı da araştırılarak sonucuna göre eylemin 5237 sayılı TCK'nın 44.maddesi de dikkate alınıp suç tarihi itibariyle sanık lehine olan aynı yasanın 144/a maddesindeki suçu oluşturup oluşturmadığının karar yerinde tartışılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 7872 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 02-10-2010 21:03)

Suçun 19.45 ile 09.00 saatleri arasında işlendiğinin yakınanın beyanından anlaşılması karşısında, eylemin 5237 s. Kanunun 6/e. maddesi kapsamında geceden sayılan zaman diliminde işlendiğine ait kanıtların neler olduğu karar yerinde açıklanıp tartışılmadan aynı kanunun 143. maddesi uyarınca artırım yapılması,bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 7871 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 02-10-2010 20:53)

Sanıkların yakınana ait aracın plakasını çalması nedeni ile yapılan yargılamada suçun TCK m. 141 kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
(Şerh No: 7870 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 02-10-2010 20:36)

Sanığın, şikayetçinin dükkanına gelip şantiyede çalıştığından fazla miktarda sigara ve kontur alacağını söyleyip, onun hazırladığı bu malları, şikayetçi hesap yaptığı sırada habersizce alıp götürmekten ibaret eyleminin, hırsızlık suçuna uygun bulunduğu gözetilerek, şikayetçiye ait dükkanın bina vasfında olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eylemin bölünerek yazılı şekilde dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarından mahkumiyet hükmü kurulması,...
(Şerh No: 7869 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 02-10-2010 20:30)

Zorlanmak suretiyle açılan mutfak kapısının sağlam ve dayanıklı olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile yetinilerek, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmesi, yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 7868 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 02-10-2010 20:26)

Sanığın boş arazide rulo şeklinde sarılı halde bulunan Türk Telekom Müdürlüğü'ne ait kabloları keserek götürmek istediği sırada yakalanması şeklinde gerçekleşen eylemin yalnızca hırsızlık suçunu oluşturacağı, mala zarar verme suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden bu suçtan ayrıca mahkumiyetine karar verilmesi, bozmayı nedenidir.
(Şerh No: 7867 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 02-10-2010 20:19)

Yakınana ait suça konu telefonun, sanık ve suç arkadaşı tarafından ikinci el cep telefonu alım satımı yapan A____’ya satılmak istenmesi sırasında, sanık ve suç ortağından şüphelenen A____’nın, olayı kolluğa bildirdiği ve işyerine gelen kolluğun da satılmak istenen telefonun, adı geçen mağdura ait olduğunu saptaması nedeniyle işyeri sahibinin kolluğa teslim ettiği suça konu telefonun, yakınana iade edildiğinin anlaşılması karşısında; koşulları oluşmadığı halde iade nedeniyle sanık hakkında 5237 s...
(Şerh No: 7866 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 02-10-2010 20:17)

Yakınan şirkete ait bilgisayar programlarının sanığın yetkilisi olduğu şirketçe kopyalanarak kullanıldığının tespiti bakımından Sulh Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sırasında sanığa teslim edilen hard diskteki programların bilgisayar kayıtlarının değiştirilerek suç kanıtlarının yok edildiği iddiasıyla açılan kamu davasına konu suçtan yakınan şirketin doğrudan zarar görme olasılığı bulunduğu gözetilmeden, kamu davasına katılma isteminin kabulü yerine, reddine karar verilmesi,bo...
(Şerh No: 7865 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 02-10-2010 20:00)

Kamuya ilişkin haberleşmeyi sağlayan tellere zarar vererek haberleşmeyi kesintiye uğratma söz konusu olmayıp müştekiye ait telefon kablosunun kesilmesi şeklinde gelişen olayda özel kastın gerçekleşmediği TCK. nun 391. maddesinde yazılı suç unsurlarının bulunmadığı eylemin TCK. nun 516/ilk maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 7864 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 02-10-2010 19:42)

Sanığın yakınan N____'ye yönelik sövme eylemine ilişkin olarak yakınmadan vazgeçilmesi nedeniyle kamu davasının düşürülmesi ve tehdit suçlarından sanık savunması alınarak, kanıtların toplanıp, tartışılması, sonucuna ve kanıtların kabul ediliş biçimine göre sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerekirken; eylemlerin bütünüyle huzur ve sükun bozma suçunu oluşturduğu kabul edilerek hüküm kurulması, BOZMAYI gerektirmiştir.
(Şerh No: 7863 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 02-10-2010 19:27)

Sanığın tebligata karşın mahcuzu satış mahalline geçerli bir özrü olmaksızın getirmeme eyleminin 5237 sayılı TCY'nin 289. maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğu gözetilmeden, < mahcuzun halihazır sanıkta bulunduğu teslimden kaçınmanın yeni Ceza Yasasında suç oluşturmadığı, yediemin olan sanığa da masraflar için avans verilmediği> gerekçeleriyle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 7862 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 02-10-2010 19:17)

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçunun, iki yakınana karşı işlenmiş olmasına göre, her bir yakınana yönelik eylemleri nedeniyle ayrı ayrı uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, zincirleme suç kabul edilerek yazılı biçimde uygulama yapılması; sanıkların, yakınan Halife zorla imzalatmış oldukları senetler karşılığında, para vermesi için tehdit ederek serbest bırakmış olmalarına göre, 5237 sayılı Yasa'nın 110. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı dikkate alınmadan anılan maddenin uy...
(Şerh No: 7838 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 01-10-2010 21:59)

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu için düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, sanığın hakkında bu suç sebebiyle soruşturmaya başlanılmasından önce, mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın ve onu kendiliğinden güvenli bir yerde bırakması gerekmektedir.
(Şerh No: 7837 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 01-10-2010 21:54)

yakınana karşı şantaj amacıyla kullanmak üzere cinsel içerikli uygunsuz fotoğraf ve kamera çekimi yapmak için yaptıkları plan uyarınca; katılanı olay yeri olan eve davet edip, içeceğine uyutucu veya uyuşturucu ilaç katarak bayılmasını veya kendinden geçmesini sağlayıp, diğer bayan sanık ile cinsel ilişkide bulunuyormuş gibi fotoğraf ve kamera çekimleri yaptıkları sırada, sanık O____'nın diğer sanıklar ile aralarındaki suç işleme kasıtlarından farklı olarak, yakınanın paralarını ve bir kısım eşya...
(Şerh No: 7836 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 01-10-2010 21:33)

Okula gitmekte olan çocuk mağdurelere sokak üzerinde hiçbir bedensel temasta bulunmaksızın cinsel organını çıkarıp göstermekten ibaret eylemin TCK. nun 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde basit cinsel istismardan mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir.
(Şerh No: 7835 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 01-10-2010 21:16)

Sanığın oluşu kabul edilen 15.03.2006 günü mağdurenin kalçasını sıkmak şeklinde gerçekleşen ve vücut temasını da içeren eyleminin, çocuğun basit cinsel istismarı vasfında bulunduğu ve TCK'nın 103/1. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeyerek cinsel taciz olarak kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması, BOZMAYI gerektirmiştir.
(Şerh No: 7834 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 01-10-2010 21:10)

Sanığın, laf attığı mağdurenin kıyafetini tutarak beline sarılmaya çalışmak şeklinde tezahür eden eyleminin, mağdurenin onaylı nüfus kaydının getirtilmesi suretiyle 5237 sayılı TCK.nun 103/1. veya 102/1. maddeleri kapsamında yer alan suçlar niteliğinde olup olmadığının tayin ve takdiri, bu konudaki kanıtların değerlendirilmesi üst mahkemeye ait olup görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurması bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 7833 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 01-10-2010 21:03)

Sanığın, kızı olan mağdure ile 1999 yılında ilk kez cinsel ilişkide bulunup kızlığını bozmasından sonra bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda eylemlerini zincirleme surette Aralık 2006 yılına kadar sürdürdüğü ve teselsülün son bulduğu suç tarihi itibariyle sanık hakkında 5237 Sayılı Kanun hükümlerine göre uygulama yapılması gerektiği halde yazılı şekilde hüküm kurulması BOZMAYI gerektirmiştir.
(Şerh No: 7832 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 01-10-2010 20:57)

Sanıkların yasadışı örgüt üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan mağdur M____ Ö____'Ye sorgusu sırasında suçunu söyletmek için tekme ve yumrukla dövmek suretiyle işkence yaptıkları, doktor raporları, mağdurun aşamada değişmeyen iddiası, tanık anlatımları, teşhis tutanakları ve dosyadaki bilgi ve belgelerle kanıtlandığı ve sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği
(Şerh No: 7831 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 01-10-2010 20:10)

EŞİNİ KASTEN YARALAMA EYLEMİ, SUÇ TARİHİNDE YÜRÜRLÜKTE OLAN 5237 SAYILI YASA GEREĞİNCE, TAKİBİ ŞİKAYETE BAĞLI DEĞİLDİR. KISA SÜRELİ HAPİS CEZASINA SEÇENEK YAPTIRIMLARI DÜZENLEYEN 5237 SAYILI YASA'NIN 50/1-F MADDESİNDE, GÖNÜLLÜ OLMAK KOŞULUYLA KAMUYA YARARLI BİR İŞTE ÜCRET ÖDENMEKSİZİN ÇALIŞTIRILMAYA KARAR VERİLEBİLECEĞİ BELİRTİLMİŞTİR.
(Şerh No: 7073 - Ekleyen: Burcu TAYANÇ - Tarih : 21-09-2010 17:35)

Elektrik Hırsızlığı suçundan kişiye ceza verilebilmesi için,Uzman elektrikçi bilirkişisi aracılığı ile keşif yapılarak, sanığın evindeki lamba ve elektrikle aletler itibariyle tüketeceği elektrik miktarı tespit edilip,kurulu güç itibariyle suç tarihi öncesi ve sonrası tüketim miktarlarının karşılaştırılması suretiyle tüketimde düşme olup olmadığı saptanması ile suç tarihinde evde ikamet ettiğinin tespit edilmesi gerekmektedir.
(Şerh No: 6857 - Ekleyen: Av.Sibel BAHADIR - Tarih : 17-09-2010 13:40)

ÖZET : Elektrik hırsızlığına ilişkin davada kaçak tespit tutanağının düzenlendiği tarihte suça konu sayacın bulunduğu evde oturan kişilerin tesbiti ile beyanlarının alınması gerekir.
(Şerh No: 6858 - Ekleyen: Av.Sibel BAHADIR - Tarih : 17-09-2010 11:12)

İştirak; bir kişi tarafından işlenebilen bir suçun, birden fazla kimse tarafından işbirliği içinde işlenmesini ifade eder. Suça iştirak eden herkes sırf iştirak ettiği için aynı ceza ile cezalandırılmayıp, suçun işlenişindeki katkısı ve bu katkının önemine göre cezalandırılmaktadır. Müşterek faillik; suçun icra hareketlerinin birlikte gerçekleştirilmesidir. Her müşterek fail, suç planının başarıya ulaşması için suçun icrasına ilişkin etkin ve fonksiyonel bir katkıda bulunmaktadır. Bu itibarl...
(Şerh No: 6743 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 10-09-2010 19:08)

Sanığın kendine ait POS cihazında sahte kredi kartı ile işlem yaptığının iddia ve kabul olunması karşısında, gerçek kişiye yöneltilen hile ve desise bulunmadığından, yüklenen fiilin dolandırıcılık değil bilişim suçunu (5237 S. Yasa 245/3 veya 765 S. Yasa 525/b-2)oluşturduğunun kabulü gerekir.
(Şerh No: 6652 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 05-09-2010 10:45)

İdare Mahkemesi kararına dayanarak göreve başlatılan katılanı, yine aynı gün geçici görevle bir başka ilçede süresiz olarak görevlendirmek, idare mahkemesi kararını uygulamış gibi görünüp, sonuçlarını etkisiz hale getirmek olup, eylem 5237 sayılı Yasa'nın 257/1. maddesindeki suçu oluşturur ve Anayasanın 138/SON maddesine de aykırılık teşkil eder. Böyle bir durumda; 1-Katılana geçici görevli bulunduğu süre içerisinde harcırah ödenmiş olması veya görevin önceki göreve denk olması, "mağduriyet''i...
(Şerh No: 6424 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 28-08-2010 20:01)

Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan sanık hakkında,5237 S. TCK. 53/4. maddesinde yer alan "Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme karşısında, aynı kanunun 53/1-a-b-c-d-e maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceğinden KARAR BOZULMUŞTUR.
(Şerh No: 6351 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 15-08-2010 18:36)

 Önerge  [TCK. 89] (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun; a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, b) Vücudunda kemik kırılmasına, c) Konuşmasında sürekli zorluğa, d) Yüzünde sabit ize, e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına, Neden olmuşsa, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. (3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun; a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, d) Yüzünün sürekli değişikliğine, e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine, Neden olmuşsa, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. (4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (5) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/5 md.) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.
(Şerh No: 6348 - Ekleyen: Av.Ömer GÜNTAY - Tarih : 13-08-2010 15:57)

Zincirleme suça ilşkin yeni TCK. 43/1 maddesinde,eski TCK.dan farklı olarak "DEĞİŞİK ZAMANLARDA bir kişiye karşı" ibaresinin bulunması karşısında; AYNI ANDA işlenen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükmün uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
(Şerh No: 6337 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 11-08-2010 17:40)

Burada yerel mahkeme kasten yaralamaya hükmetmiş ancak failin 9 defa hayati tehlike teşkil eden bölgeleri hedef alması yargıtayın ilgili dairesi tarafından öldürme kastının varlığına delalet sayılmıştır.
(Şerh No: 6306 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 03-08-2010 20:41)

Yerel Mahkemenin çocuğun nitelikle cinsel istismarı konusunda verdiği karar ve ek olarak Sanığın cinsel istismar eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı zamanda işlediğinden, zincirleme suç hükümleri şartları bulunmadığı halde verilen cezanın aynı Kanunun 43. maddesi ile artırılması,BOZMA NEDENİDİR.
(Şerh No: 6292 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 03-08-2010 10:30)

Yerel mahkemenin Kasten adam öldürmeye teşebbüs suçu üzerinden yargılama yaptığı sanık, Yargıtay tarafından adam öldürme fırsatı varken yapmaması üstelik yaralamaların basit tıbbi müdahale ile tedavi edilebilir seviyede olması ve adam öldürme saikını kanıtlayan bir delil olmaması sebebiyle davanın TCK. M.86 hükümlerine göre yargılanması gerektiği belirtilmiştir.
(Şerh No: 6294 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 03-08-2010 10:19)

Yargıtay, burada yerel mahkemenin tasarlayarak kasten öldürme konusundaki tespitinin delil yetersizliği ve tasarlayarak kasten öldürme suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı konusundaki belirsizlikten dolayı hükmü bozmuştur.
(Şerh No: 6295 - Ekleyen: Raşit TAVUS - Tarih : 03-08-2010 10:11)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05032206 saniyede 11 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.