Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

2004 S.lı İcra ve İflas Kanunu - Son Eklenen Şerhler

2004 S.lı İcra ve İflas Kanunu - Son Eklenen Şerhler

Kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen Kurumun borçluya ödeme yapması akabinde 3. kişinin banka hesaplarına haciz konulması talep edilmiş; icra müdürlüğünce talep reddedilmiştir. Temyize konu dava icra müdürlüğünün ret kararının iptali istemlidir. İİK m.79 ve m.85 düzenlemeleri birlikte değerlendirildiğinde; (5510 S.K. m.93/1'deki istisnai durum hariç) haciz isteminin icra memurunca yerine getirilmesinin zorunlu olduğu ve icra memuruna, haczedilecek menkul, gayrimenkul ya da hakların niteliğ...
(Şerh No: 15063 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:57)

Alacaklının, dava dışı borçlu aleyhine başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte; kira bedellerinin icra dosyasına gönderilmesi için ipotekli taşınmazın kiracısına İİK m.150/b gereğince muhtıra gönderilmiş; kiraların icra dosyasına ödenmemesi üzerine kiracı şirket hakkında İİK m.356 gereğince haciz uygulanması kararı alınmış ve kiracı şirketin çalıştığı şirkete İİK m.89/1 gereği haciz ihbarnamesi gönderilmiş ve kiracı şirketin iş merkezinde de fiili haciz uygulanmıştır. Bunun üze...
(Şerh No: 15061 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:55)

Borçlunun, borcu olmadığını veya alacaklının takip yetkisi bulunmadığını icra dairesine bildirmesine, ödeme emrine itiraz denir. İtiraz sebepleri ileri sürme şekli bakımından imzaya itiraz ve borca itiraz şeklinde ikiye ayrılır. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir ( Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku, s. 241 ). Buna göre alacaklının aynı alacak için daha önce bir takip yaptığı ve bu takibin devam etmekte olduğu yönündeki derdestik itirazı, borca itirazdır.
(Şerh No: 15060 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:52)

İtirazın iptali davası açılmadan önce borcun kısmen ödendiği hallerde, alacaklının ödenen kısım yönünden dava açmakta hukuki yararı olmayacağından, ödenen miktar göz önüne alınmaksızın bu kısım için de icra inkar tazminatına hükmedilemeyecektir. Alacağın varlığının dava tarihi itibariyle belirlenip icra inkar tazminatına hükmedilmesi dava ekonomisi ve yararlar dengesine de uygundur.
(Şerh No: 15051 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-11-2013 22:08)

Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde durak...
(Şerh No: 15050 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-11-2013 22:03)

İflasın ertelenmesi davalarında borca batıklık analizi yapılırken,davacı şirketin kefaletten doğan borçları da dikkate alınmalı borca batıklık tutarı hesaplanırken kefalet borçları da hesaplamaya dahil edilmelidir.Bu doğrultuda ortaya çıkan tutarı iyileştirme projesinin karşılayıp karşılamadığı da incelenmelidir.Genelde grup şirketler arasında gerçekleşen ve bünyede ki bir şirketin mali durumun bozulmasıyla diğer şirketlerin yapısını da etkileyen kefalet olgusunun göz ardı edilmemesi gerekmekte...
(Şerh No: 15007 - Ekleyen: Ali Rıza ÖZALP - Tarih : 31-10-2013 14:12)

Koltuk takımı, buzdolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinası, fırın, halı vb. gibi ev eşyaları lüzumlu eşya olup, haczedilmeleri mümkün değil ise de; fiyatı yüksek, muhafaza ve paraya çevrilmesi kolay, alıcısı bulunabilecek olan LCD, Plazma TV, kurutma makinası gibi eşyalar, maddede öngörülen amacın dışında borçlu ve ailesi için gerekli, zorunlu mallardan değildir.
(Şerh No: 15041 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2013 13:13)

İİK geçici 10. maddesinde, 6352 sayılı Yasa değişikliğinin takip tarihinden itibaren değil, haciz, satış gibi her bir takip işlemi tarihi esas alınarak uygulanacağı anlaşılmaktadır. Buna göre takip tarihi yasanın yürürlük tarihinden öncesine ait olsa bile, bir takip işlemi olan haciz işleminin Yasanın yürürlük tarihinden sonra yapılmış olması nedeniyle hacizde 6352 Sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
(Şerh No: 15040 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2013 12:46)

Borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için "lüzumlu" olan buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon, koltuk takımı, ütü, fırın, halı, bulaşık makinesi gibi insan onuruna yakışan hayatın sürdürülmesi için varlığı zorunlu olan ev eşyaları haciz konusu yapılamaz. Bu konuda, haciz konusu malın borçlunun haline uygun olup olmadığı ölçütü değerlendirmeye alınamaz.
(Şerh No: 15039 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-10-2013 12:24)

İİK m.134 hükmü çerçevesinde ihalenin usulsüzlüğünden bahisle feshi istenebileceği gibi, ihale sonucu edinilen mülkiyete dayalı tescilin yolsuz olduğu ileri sürülerek tapu iptal ve tescil davası açılmasına da yasal engel yoktur.
(Şerh No: 15034 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 26-10-2013 13:25)

Mahkemece, davacının mal beyanında beyan ettiği ve haczedilen taşınır ve taşınmaz malları üzerinde değer tesbitine yönelik araştırma yapıldıktan sonra borç aslı ve hesaplanacak gecikme zammına yetecek miktar mal üzerindeki haczin devamı ile diğer mallar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 14980 - Ekleyen: Av.İbrahim AKKUŞ - Tarih : 19-09-2013 06:56)

Takip borçlusu ödeme emrine itiraz ederken icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmamışsa, icra dairesinin ve İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetkisini kabul etmiş sayılır. Bu kural, takip hukuku açısından geçerli olup, mahkemede açılan itirazın iptali davasında etkili değildir.
(Şerh No: 14983 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-09-2013 11:59)

Alacaklı, yetkisizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 gün içinde takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini istemişse ikinci takip birinci takibin devamı olduğundan harç alınmaz. 10 günlük süre geçmişse ikinci takibin birinci takibin devamı olduğu kabul edilemez, yeniden harç alınması gerekir.
(Şerh No: 14982 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-09-2013 11:55)

Murisin mirasçısı sıfatıyla icra takibi yapılan borçlu, mirası reddettiğini bildirerek hakkındaki takibin iptalini icra mahkemesinden şikayet yoluyla isteyebilir. Bu konudaki şikayet taraf ehliyetine ilişkin olup, kamu düzeni ile ilgili olduğundan süreye tâbi değildir.
(Şerh No: 14981 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-09-2013 10:54)

Muhatabın haberdar olmadığını beyan ettiği tebligat gereğini yerine getirmek üzere işlemlere başlamış, vekili aracılığıyla açtığı davalarda satışın tedbiren durdurulmasını talep etmiş olmakla artık, vekilin de haberdar olduğu açık olan satış tarihinin tebliğ edilmediğinden bahisle tebligat yokluğuna dayanarak ihalenin feshini talep etmesi açıkça TMK.' nun 2.maddesindeki iyiniyet kurallarına da aykırılık teşkil etmektedir.
(Şerh No: 14979 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 12-09-2013 09:46)

İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından yapılan 20.000 USD'lik kısmi ödemenin düşülmek suretiyle dava tarihine göre belirlenecek bakiye alacak tutarı üzerinden karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
(Şerh No: 14940 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 02-08-2013 11:44)

Davacı tarafından menfi tespit davası açıldıktan sonra, dava konusu edilen üç adet çek, ciro edildiği dava dışı üçüncü kişi tarafından icra takibine konu edilmiş ve davacı da, çek bedellerini işbu icra dosyasına ödemiştir. Davacının, dava konusu üç adet çekin icra dosyasına ödendiğini, davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiğini belirtmesine rağmen; davanın menfi tesbit davası olarak görülüp sonuçlandırılması isabetli görülmemiştir.
(Şerh No: 14901 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-07-2013 10:11)

Kararda menfi tespit davası-eda davası ilişkisi irdelenmektedir.
(Şerh No: 14900 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-07-2013 10:11)

Kat irtifakına geçilen kooperatiflerde de genel kurul kararları İİK. 68. maddesinde yazılı belgeler kapsamındadır.
(Şerh No: 14897 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-07-2013 14:39)

Takip konusu alacak 13.7.1997 tarihli işletme projesine dayanmıştır. 634 Sayılı Kanunun 37/son maddesi hükmüne göre bu proje kat maliklerine veya bağımsız bölümlerden yararlananlara imzaları karşılığında bildirilmesi şarttır.
(Şerh No: 14896 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-07-2013 14:33)

İİK.68.maddenin işletme projesi için öngördüğü kesinleşme koşulu kat malikleri kurulu kararlarında aranmaz. Anılan kararın genel mahkemede iptal edildiği yönünde bir iddia ileri sürülmediğine ve borçlu ödeme belgesi de sunamadığına göre itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 14895 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-07-2013 14:28)

Takibin dayanağı olan 8.8.2001 tarihli kat malikleri kurulu kararında borçlunun imzasının bulunmaması sonucu etkilemez. Anılan karar Sulh Hukuk Mahkemesince iptal edilmediği sürece bağlayıcı niteliktedir.
(Şerh No: 14894 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-07-2013 14:17)

Taşınmazın fiilen tamamlanıp tamamlanmadığı ve bağımsız bölümlerinin 2/3'ünün kullanılmaya başlanıp başlanmadığı kat irtifakı kurulup kurulmadığı araştırılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken henüz kat mülkiyetine geçilmediği nedeni ile itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
(Şerh No: 14893 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-07-2013 14:11)

Somut olayda, taşınmazın cins tashihinin yapıldığı, henüz kat mülkiyetine geçilmediği, tapu idaresinin dosyaya konulu yazısından anlaşılmış ise de; bu yazıda kat irtifakının kurulup kurulmadığı açıklanmamıştır. 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 17/son maddesi gereğince kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanılmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi gayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygul...
(Şerh No: 14892 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-07-2013 14:06)

634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 37/son maddesi gereğince "kesinleşen işletme projeleri" veya "Kat Malikleri Kurulunun işletme giderleri ile ilgili kararları" İİK.nun 68/1. maddesinde de belirtilen belgelerden sayılır. Somut olayda alacaklı talep edilen ortak giderin Kat Malikleri Kurulu kararı nedeniyle istenildiğini açıkladığına ve bu kararın borçluya tebliğine de gerek bulunmadığına göre merciice itirazın kaldırılması talebinin yukarıda açıklanan kural çerçevesinde incelenip oluşacak sonuca...
(Şerh No: 14891 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-07-2013 13:55)

Somut olayda otopark ücreti alacağı için takip yapılmış olup otopark ücreti işletme gideri kapsamında olmadığından, anılan alacak yönünden dayanak kat malikleri kurulu İİK.nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden sayılamayacağından, alacaklı merciden itirazın kaldırılmasını isteyemez.
(Şerh No: 14890 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-07-2013 13:49)

Alacaklı takip talepnamesinde dayandığı belgeleri göstermemiş olup, yargılama sırasında ibraz ettiği belgeler de 634 sayılı yasanın 37/son maddesinde öngörülen ve belirli bir alacağı içeren Kat Malikleri Kurulu kararı veya kesinleşmiş işletme projesi niteliğinde değildir. Davanın reddi gerekir.
(Şerh No: 14889 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-07-2013 13:44)

Borçluya İİK.nun 78/4.maddesine göre gönderilen yenileme dilekçesi aynı yasanın 60.maddesinde öngörülen ödeme emri mahiyetinde olmadığından ödeme emrine itirazla ilgili yasal sonuçlar doğurmayacağından borçluya yeniden itiraz hakkı vermez. Sadece alacaklıya yeniden haciz isteme hakkı bahşeder.
(Şerh No: 5385 - Ekleyen: Av.Fatma Yağmur ŞEKER - Tarih : 08-07-2013 15:36)

Alacaklı, borçlunun üçüncü kişi banka şubelerinde bulunan hesaplarına bloke konulmasını talep etmiş; üçüncü kişi banka, borçlunun para bulunan iki ayrı hesabı üzerinde daha önce imzalanmış bulunan genel kredi sözleşmesi uyarınca rehin hakkı bulunduğunu belirterek itiraz etmiştir. Bankanın üçüncü kişi sıfatı ile istihkak iddiasında bulunabilmesi için haciz kararının alındığı tarih itibarı ile kredi borcunun tamamının ödenmemiş olması, belirlenen geri ödemesi yapılmamış kredi alacağı varsa bu m...
(Şerh No: 14845 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 04-07-2013 10:36)

Alacaklı, borçlunun üçüncü kişi banka şubelerinde bulunan hesaplarına bloke konulmasını talep etmiş; üçüncü kişi banka, borçlunun para bulunan iki ayrı hesabı üzerinde daha önce imzalanmış bulunan genel kredi sözleşmesi uyarınca rehin hakkı bulunduğunu belirterek itiraz etmiştir. Bankanın üçüncü kişi sıfatı ile istihkak iddiasında bulunabilmesi için haciz kararının alındığı tarih itibarı ile kredi borcunun tamamının ödenmemiş olması, belirlenen geri ödemesi yapılmamış kredi alacağı varsa bu m...
(Şerh No: 14844 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 04-07-2013 10:33)

6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takiplerine eski Kanunda yer alan %40 inkar tazminatı uygulanmalıdır. Yeni kanundaki %20 inkar tazminatı ancak bu tarihten sonraki takiplere uygulanabilir.
(Şerh No: 14791 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 03-07-2013 15:41)

Boşanmanın eki niteliğindeki sözleşmeler, boşanma davası süreci içinde yapılmak koşuluyla hakimin onayı ve davanın boşanmayla sona ermesiyle geçerlilik kazanır. Dayanak ilamın hüküm fıkrasında taraflar arasındaki anlaşmadan bahsedilmiş, hükmün gerekçesinde de tarafların anlaşmasının mahkemece de uygun bulunduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla protokol, dayanak boşanma ilamının eki olup, koşullarına aynen uyulması gerektiğinden ilamlı takibe konu edilebilir.
(Şerh No: 14843 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-07-2013 09:53)

İcra takibinin dayanağı olan bonoda "ihtilaf halinde İskenderun Mahkemelerinin yetkili olacağı" belirtilmiştir. Mahkemelerin yetkisi ile ilgili kayıt, icra dairelerinin yetkisini de kapsar.
(Şerh No: 14639 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-06-2013 10:52)

Temyize konu olayda banka, KDV'den muaf olduğundan bahisle ihale sonrası ödediği KDV tutarının iadesini talep etmektedir. İcra dairesi, ihale gerçekleştirildikten sonra KDV'nin tarh ve tahakkuk işlemlerini bu verginin mükellefi sıfatıyla yürütmektedir. İcra dairesinin verginin mükellefi sıfatıyla yaptığı işlemlerden doğan ihtilaflarının çözüm yeri vergi mahkemesidir.
(Şerh No: 14684 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 04-06-2013 10:51)

Müzayede mahallinde satışın yapılması ile vergiyi doğuran olay meydana gelir ve KDV icra memurunca satışın kesinleşmesi üzerine yasada belirtilen oran üzerinden tahsil edilir. İcrada hesaplanan KDV oranına itiraz talebi icra memurluğunca reddedilen alıcı, icra müdürünün bu ret kararını İcra Hakimliği'nde şikayet konusu yapabilir.
(Şerh No: 14645 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 31-05-2013 10:34)

Kooperatifle üyeleri arasındaki davaların kooperatifin ikametgahı addolunan mahal mahkemesinde görülmesi gerekir ve bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin, kesin yetki kuralıdır. Mahkemece HUMK m.17 uyarınca Sincan mahkemeleri yetkili olduğundan dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olduğu da gözardı edilerek yetkili icra dairesinde başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar ve...
(Şerh No: 14642 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 30-05-2013 15:23)

İİK.nun 133. maddeye göre belirlenen ikinci satış gününde talipli çıkmadığından satışın düşmesi ve gayrimenkulün İİK. nun 123. maddeye göre yeniden satışa çıkarılması hâlinde ilk alıcıların İİK. nun 133. maddesi uyarınca iki ihale arasındaki farktan sorumluluklarına karar verilemez. Onlar hakkında ancak genel hükümlere göre tazminat davası açılabilir.
(Şerh No: 14571 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-05-2013 17:22)

Aracın, makam aracı olarak kullanılması, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceği gibi, kamu hizmetinin yürütülebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunması da gerekmez. Kaldı ki belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi olan belediyenin borcu var iken belediye başkanının makam aracı kullanması yukarıda belirtildiği üzere başta Anayasa'ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözl...
(Şerh No: 14510 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 01-05-2013 20:06)

Tasarrufun iptali davasında harç ve vekalet ücreti yapılan tasarruf ile alacak miktarından hangisi küçük ise ona göre belirlenecektir.
(Şerh No: 14501 - Ekleyen: Av.Adem YAPRAK - Tarih : 28-04-2013 20:05)

Borçlu tarafından ikame edilip kesinleşen ihalenin feshi davası sonucu ihale alıcısı davacıya parası geri ödenmiş ise de; tetkik merciinin ihalenin feshi talebini karara bağlamasını beklemeden, ihale kesinleştiği sanısıyla alıcısına ödediği ihale bedelini, alacaklı bankadan geri ödemesini istemesi gereken (İİK. m.361) icra dairesi bunu yapmamakla kusurlu olup, davacı ihale alıcısının zararına neden olmuştur. Davalı banka da ihale kesinleşmeden kendisine ödenen paranın iadesine kadarki dönemde ...
(Şerh No: 14500 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-04-2013 15:51)

Maaş ve ücret alacakları dışındaki diğer alacakların İİK m.89 uyarınca haczi mümkün ise de maaş ve ücret haczi için İİK m.83 ve 355'te özel düzenleme bulunduğu için maaş ve ücret haczinde İİK m.89'daki prosedür uygulanamaz.
(Şerh No: 14479 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 07-04-2013 17:29)

Takip talebinde borçlu olarak gösterilmeyen kişiye tebliğ edilen ödeme emri yok hükmündedir ve her hangi bir sonuç doğurmaz. Bu şekilde tebliğ edilen ödeme emrine yönelik şikayet İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresizdir.
(Şerh No: 14424 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 30-03-2013 10:49)

Haczedilen şey hamiline ait veya cirosu kabil kıymetli evraka taalluk ediyorsa borçlunun 89 uncu madde uyarınca tebliğ edilen haciz mucibi vaki ödemeleri kendisini mesuliyetten kurtaramayacağından aynı meblağı senet hamiline karşı tekrar ödemek zorunluluğundadır.
(Şerh No: 14331 - Ekleyen: Av.Ferda ÇALGIN - Tarih : 29-03-2013 12:29)

İTİRAZIN KONUSU : 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 134. maddesinin 9.11.1988 günlü, 3494 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değiştirilen ikinci fıkrasının “Talebin reddine karar verilmesi halinde tetkik mercii davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder.” biçimindeki dördüncü cümlesinin, Anayasa’nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir. VI- SONUÇ 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu...
(Şerh No: 14419 - Ekleyen: Av.Hulusi METİN - Tarih : 28-03-2013 08:53)

İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir. Haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait b...
(Şerh No: 14411 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 26-03-2013 16:27)

Yapılan kambiyo senetlerine mahsus takibin aynı borç için daha önce açılmış ve derdest olan "ipoteğin paraya çevrilmesi" yolu ile takibin bulunması nedeniyle mükerrer olduğundan bahisle iptaline karar vermesi isabetsizdir. Ayrı borç ilişkisi nedeniyle hem kambiyo senedi, hem de rehin hakkı olan alacaklının aynı zaman da borçlu aleyhine hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine mahsus yol ile takibe geçmesinde yasal bir engel yoktur.
(Şerh No: 14410 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 25-03-2013 21:48)

Meskeniyet şikayetine konu yerde borçlunun bizzat oturması zorunlu değildir.
(Şerh No: 14386 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-03-2013 15:07)

Meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlunun adına kayıtlı meskende bizzat oturması şart olmadığı gibi burayı kiraya vermesi de bu talepte bulunmasına engel değildir. Ayrıca borçlunun birden çok taşınmazı olması halinde de bunlardan biri hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.
(Şerh No: 14385 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-03-2013 15:07)

Ticaret şirketlerinin müdür ve yetkililerinin de ticareti terk suçunu işlemeleri mümkündür. Ticaret şirket yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için; tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi, bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesi gereklidir.
(Şerh No: 14377 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-03-2013 14:15)

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, ödeme emri ekinde senet suretinin gönderilmesi zorunludur.
(Şerh No: 14376 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-03-2013 13:01)

Somut olayda henüz davacıya haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden davacının üç adet çek keşide ederek borçlu üçüncü şahsa verdiği bilirkişi raporunda belirtilmiştir. O hâlde mahkemece kanun hükmünün somut olaya uygulanabilirliği araştırılıp, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 14332 - Ekleyen: Av.Ferda ÇALGIN - Tarih : 15-03-2013 11:46)

 Bilgi  [İİK. 288] 6103 S.K. m.41/2-k ile yürürlükten kaldırılan 1.fıkranın 4. cümlesi
Bu şerh Türk Ticaret Kanununun 879 uncu maddesindeki şerhin hukuki neticesini meydana getirir.
(Şerh No: 14362 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 15:21)

 Bilgi  [İİK. 206] 6103 S.K. m.41/2-j ile yürürlükten kaldırılan 3.fıkranın 2. cümlesi
(Ek cümle: 29/06/1956 - 6763/42 md.) Alacakları gemi ipoteği ile temin edilmiş olan alacaklılarla gemi alacaklıları hakkında Türk Ticaret Kanununun bu cihetlere ait hususi hükümleri tatbik olunur.
(Şerh No: 14361 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 15:11)

 Bilgi  [İİK. 179] 6103 S.K. m.41/2-i değişikliği öncesi m.179/a
(Ek madde: 17/07/2003 - 4949 S.K./50. md.) İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme, şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli her türlü tedbiri iyileştirme projesini de göz önünde tutarak alır. Mahkeme erteleme kararı ile birlikte kayyım atanmasına karar verir. Mahkeme, yönetim organının yetkilerini tümüyle elinden alıp kayyıma verebileceği gibi yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da yetinebilir. İflasın ertelenme...
(Şerh No: 14360 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 13:27)

 Bilgi  [İİK. 153] 6103 S.K. m.41/2-l ile yürürlükten kaldırılan 3.fıkra
(Ek fırka: 29/06/1956 - 6763/42 md.) Türk Ticaret Kanununun gemi ipoteği hakkındaki 930 ve 931 inci maddeleri mahfuzdur.
(Şerh No: 14359 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 13:22)

 Bilgi  [İİK. 144] 6103 S.K. m.41/2-l ile yürürlükten kaldırılan 5.fıkra
(Ek fıkra: 29/06/1956 - 6763/42 md.) Gemi siciline kayıtlı olan bir gemiyi paraya çeviren icra dairesi onun üzerindeki ipotek ve intifa haklarına ait kayıtların sicilden terkin ve nakillerini de yaptırır.
(Şerh No: 14358 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 13:17)

 Bilgi  [İİK. 136] 6103 S.K. m.41/2-ğ değişikliği öncesi madde başlığı ve madde
GEMİLER HAKKINDA: MADDE 136: (Değişik madde: 29/06/1956 - 6763/42 md.) Taşınmaz malların satışına ait olan hükümler, gemi siciline kayıtlı gemiler hakkında da tatbik olunur. Bu hükümlerde geçen (Tapu sicili) tabirleri, gemi sicilini ve (İrtifak hakkı) tabiri ise sicile kayıtlı gemiler üzerindeki intifa hakkını anlatır.
(Şerh No: 14357 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 13:14)

 Bilgi  [İİK. 31] 6103 S.K. m.41/2-d değişikliği öncesi
(Değişik: 29/6/1956 - 6763/42 md.) Bir irtifak hakkının veya gemi siciline kayıtlı olan bir gemi üzerindeki intifa hakkının kaldırılmasına yahut böyle bir hakkın tahmiline mütedair ilam icra dairesine verilince icra memuru 24 üncü maddede yazılı şekilde 7 günlük bir icra emri gönderir. Borçlu muhalefet ederse ilamın hükmü zorla icra olunur.
(Şerh No: 14356 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:44)

 Bilgi  [İİK. 29] 6103 S.K. m.41/2-ç değişikliği öncesi
(Değişik: 29/6/1956 - 6763/42 md.) Hükmün tapu veya gemi sicili dairesine bildirilmesinden sonraki tebeddüllerin icra muamelelerine tesiri olmaz. Hükümde gösterilen şey kimin elinde ise ondan alınıp alacaklıya teslim olunur. Şu kadar ki, o yer veya gemide bulunan üçüncü şahıs bu malı borçludan teslim almış olmayıp onu doğrudan doğruya işgal etmekte bulunduğunu bildiren bir tapu veya gemi sicili kaydı gösterirse mahkemeye müracaatla dava açması için kendisine yedi gün mühlet verilir. Bu müd...
(Şerh No: 14355 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:39)

 Bilgi  [İİK. 28] 6103 S.K. m.41/2-c değişikliği öncesi madde başlığı ve madde
TAŞINMAZ DAVALARINDA HÜKÜMLERİN TAPU VE GEMİ SİCİL DAİRELERİNE TEBLİĞİ: MADDE 28: (Değişik: 29/6/1956 - 6763/42 md.) Taşınmaz davalarında davacının lehine hüküm verildiği takdirde mahkeme davacının talebine hacet kalmaksızın hükmün tefhimi ile beraber hulasasını tapu ve gemi sicili dairelerine bildirir. İlgili daire bu ciheti hükmolunan taşınmaz veya geminin kaydına şerh verir. Bu şerh Medeni Kanunun 920 nci maddesinin ikinci fıkrası ve tescil edilmiş gemiler hakkında da Ticaret Kanununun ...
(Şerh No: 14354 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:35)

 Bilgi  [İİK. 27] 6103 S.K. m.41/2-l ile yürürlükten kaldırılan 2.fıkra
(Ek: 29/6/1956 - 6763/42 md.) Gemi siciline kayıtlı olan gemi, borçlunun elinde bulunmazsa alacaklı borçlunun gemiyi işgal etmekte olan şahsa karşı sahip olduğu hakları haiz olur. Şu kadar ki, gemi üçüncü bir şahıs tarafından davadan sonra ve hükümden önce gemi siciline geçirilmiş bir akit sebebiyle işgal edilmekte ise birinci fıkra hükmü tatbik olunur.
(Şerh No: 14353 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:31)

 Bilgi  [İİK. 26] 6103 S.K. m.41/2-b değişikliği öncesi
(Değişik: 3/7/1940 - 3890/1 md.) Bir taşınmaz veya bir geminin tahliye ve teslimine dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği suretiyle borçluya yedi gün içinde hükmolunan şeyin teslimini emreder. Borçlu taşınmazı veya gemiyi işgal etmekte iken bu emri tutmazsa, ilamın hükmü zorla icra olunur. Alacaklıya teslim olunan taşınmaza veya gemiye haklı bir sebep olmaksızın tekrar giren borçlu ayrıca hükme hacet kalmadan zorla çı...
(Şerh No: 14352 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:26)

 Bilgi  [İİK. 24] 6103 S.K. m.41/2-l ile yürürlükten kaldırılan 7.fıkra
İcra ve İflas Kanunu'nun 24. maddesinin, 6103 S.K. m. 41/2-l hükmü gereğince 1/7/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılan, 7. fıkrası aşağıdaki şekildedir: "26 ncı maddenin 3 ve 4 üncü fıkraları, gemi siciline kayıtlı olmıyan gemiler hakkında da uygulanır."
(Şerh No: 14351 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:21)

 Bilgi  [İİK. 23] 6103 S.K. m.41/2-a değişikliği öncesi
(Değişik: 29/6/1956 - 6763/42 md.) Bu kanunun tatbikında:(ipotek) tabiri ipotekleri,ipotekli borç senetlerini, irat senetlerini, gemi ipoteklerini, eski hukuk hükümlerine göre tesis edilmiş taşınmaz rehinlerini, taşınmaz mükellefiyetlerini, bazı taşınmazlar, üzerindeki hususi imtiyazları ve taşınmaz eklenti üzerine rehin muamelelerini, (Değişik ikinci fıkra: 17/7/2003-4949/5 md.) (Taşınır rehni) tabiri, teslime bağlı rehinleri, Türk Medenî Kanununun 940 ıncı maddesinde öngörülen rehinler...
(Şerh No: 14350 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:15)

 Bilgi  [İİK. 257] 6103 S.K. m.41/2-l ile yürürlükten kaldırılan fıkralar
İcra ve İflas Kanunu'nun 257. maddesinin, 6103 S.K. m. 41/2-l hükmü gereğince 1/7/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılan, 4. ve 5. fıkraları aşağıdaki şekildedir: "(Ek fıkra: 29/06/1956 - 6763/42 md.) Gemi alacaklıları, donatanın yalnız mahdut aynı surette mesul olduğu haller de, ancak mesuliyete mevzu teşkil eden mal ve haklara ihtiyati haciz koydurabilirler. Donatanın aynı zamanda şahsan mesul olduğu haller bundan müstesnadır. Şu kadar ki, donatanın şahsi mesuli...
(Şerh No: 14349 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 14-03-2013 12:06)

Borçlunun, üçüncü kişi nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczi ise ancak İİK.nun 78. maddesi kapsamında gönderilecek haciz yazısı ile mümkündür. Somut olayda, alacaklı tarafından şikayetçi bankaya İİK.nun 78. maddesi uyarınca gönderilen haciz müzekkeresi ile borçlunun doğacak her türlü hak ve alacakları üzerine haciz konulduğu görülmüştür. Yukarıda açıkladığı üzere doğacak alacakların bu şekilde haczi mümkün olduğundan yasaya aykırılık yoktur.
(Şerh No: 14345 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-03-2013 14:55)

Borçlunun maaş ve ücret haczi İİK m.355 vd. maddeleri hükümlerine göre yapılmalıdır; İİK m.89 uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmek suretiyle maaş haczi yapılamaz.
(Şerh No: 14306 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-02-2013 13:35)

Yasada 89/1 haciz ihbarnamesine itirazın kaldırılmasına dair bir başvuru yolu düzenlenmemiştir. Takip borçlusu 3.kişi sayılamayacağından, bu kişiye gönderilen haciz ihbarnamesi hukuki sonuç doğurmaz.
(Şerh No: 14305 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-02-2013 12:08)

Uyuşmazlık konusu takibe konu edilen alacak; mahkemenin ara kararıyla hükmedilen, birikmiş tedbir nafakasına ilişkindir. Mahkemenin ara kararıyla hükmettiği nafaka ilam niteliğindedir ve yetkiye dair İİK m.50 hükmü uygulanmaz.
(Şerh No: 14304 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 24-02-2013 11:07)

İstanbul İflas Dairesince, hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerinde müflis şirket lehine bulunan irtifak hakkı, yapılan ihale ile satılmış ve satışın kesinleşmesinden sonra, şikayetçi üçüncü şahsa İİK.nun 135.maddesi gereğince tahliye emri gönderilmiştir. Kendisine tahliye emri gönderilen üçüncü kişi, tahliye emrine karşı şikayette bulunmuştur. Şikayetçi üçüncü kişinin şikayetinin kabulü ile tahliye emrinin iptal edilebilmesi, icra mahkemesinde taşınmazı hacizden önceki bir tarihte yapıldığı r...
(Şerh No: 14293 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2013 18:48)

Davalı taraf, iddiaya konu ödemenin başka bir senede yönelik olduğunu savunmuş, ancak savunmasına dayanak yaptığı senedi dosyaya sunmamıştır. Kural olarak ödemelerin başka bir alacağa yönelik olduğu yolundaki savunmanın davalı alacaklı tarafından usulen kanıtlanması gerekir.
(Şerh No: 14269 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 14-02-2013 19:06)

Gerek davacı vekilinin, takip konusu borcun iptali istenen tasarruflardan önce doğduğunu ilişkin iddiası gerekse davalı borçlunun delil olarak sunduğu 21.4.2009 tarihli borç yenileme sözleşmesinin içeriğinden taraflar arasındaki borcun 23.12.2008 tarihli "ilk çek" tarihinde doğduğu(borcun bu tarihten de önce doğduğunun tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespitinin mümkün bulunması imkan dahilindedir) davalı borçlu A____'in dava dışı şirketin borçlarını biler...
(Şerh No: 14254 - Ekleyen: Av.Gül KÜLCÜ - Tarih : 28-01-2013 21:37)

 Bilgi  [İİK. 340] TAAHHÜDÜ İHLAL
BORÇLUNUN ÖDEME ŞARTINI İHLALİ (İİK 340) TAAHHÜDÜ İHLAL İİK 340 md.gereği taahhüdü ihlal suçu; Alacaklının muvafakatı ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartının, borçlu tarafından makbul bir sebep olmaksızın ihlali bilindiği üzre seçimlik hareketli suçlar olarak düzenlenmiş ve yaptırımı ise özgürlüğü bağlayıcı ceza olarak belirlenmiştir. (3 aya kadar hapsen tazyik) Anayasamızın 38.maddesinin 6.fıkrasına "Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğünü yerine getireme...
(Şerh No: 14211 - Ekleyen: Av.Murat DEMİRKAN - Tarih : 04-01-2013 03:11)

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Tapu Kanunu`nun 26. maddesi uyarınca sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi 5 (beş) yıl süre ile 3.kişilere karşı ileri sürülebilir. Haczin kaldırılması için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve 3.kişi adına taşınmazın tescil işleminin tamamlanması zorunludur. Somut olayda, tescil davasının 11.1.2008 tarihinde açıldığı, ta...
(Şerh No: 14160 - Ekleyen: Av.Avni OLCAY - Tarih : 21-12-2012 21:25)

Mahkemece, borçlulara satış ilanı usulüne uygun tebliğ edildiği halde "süresinde kıymet takdirine itiraz edilmediğinden" İİK'nun 128/a ve 134. maddeleri gereğince yasal süresi içinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, takip ve satış dosyaları incelendiğinde kıymet takdiri raporunun borçlulara usulüne uygun tebliğ edildiği, süresinde itiraz edilmediğinden kesinleştiği, satış ilanının usulüne uygun tebliğ edildiği, ihale işlemlerinde herhangi bir eksikliğin olmadığı, ihalenin ...
(Şerh No: 14164 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 21-12-2012 12:22)

Somut olayda, tebligat memuru tarafından muhatabın nerede olduğu en yakın komşusuna sorulmuşsa da bu kişinin kim olduğu tevsik edilmediği gibi, imzadan imtina edip etmediği hususu da tebliğ mazbatasına yazılmamıştır. Bu haliyle yapılan satış ilanı tebligatı usulsüz olup, dairemizin süregelen içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
(Şerh No: 14159 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-12-2012 12:51)

Şahsın mernis adresine tebligat yapılması halinde nerede olduğunun komşu, kapıcı, yönetici gibi kimselerden araştırılması ve şahsın adreste bulunmama nedeninin tebliğe işlenmesi geçerlilik şartı değildir. Ki tebligat üzerine "Adres Kayıt Sistemindeki Adresidir TK 21'e göre iade olunmaması ihtar olunur" şerhi de düşülmüştür. Şu halde tebliğ usulüne uygun kabul edilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
(Şerh No: 14090 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-11-2012 16:16)

Taraflar arasındaki kiracılık ilişkisinin 1.9.2010 tarihinden itibaren bir yıl süreyle yazılı olarak yenilenmiş olması, tahliye taahhütnamesini geçersiz kılmaz. Sadece önceki sözleşmedeki kira parasının taraflarca yeniden belirlendiğini ifade eder. Ayrıca bu sözleşme, taahhüt edilen tarihten sonraki dönemin uzatıldığına ilişkin İİK. nun 275/2 maddesi anlamında belge değildir. Bu nedenle itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 14065 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 03-11-2012 21:18)

Bilindiği üzere, borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Cari Hesaba dayalı ilamsız icra takibine karşı, süresi içerisinde borca itiraz üzerine takip durmuş olmasına rağmen, itirazın iptali davası açılmasını beklemeden davacı tarafından borçlu olmadığının tespiti amacıyla dava açılan somut olayda, yerel mahkemenin, davacı borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu yolun...
(Şerh No: 13986 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 30-10-2012 17:26)

Davacı alacaklının icra takibi tarihi itibariyle muaccel bir alacağı bulunmadığından, bu evrede icra takibine girişmekte haklı olduğu söylenemez ise de, davacı harcını yatırmak suretiyle varlığını iddia ettiği alacağın tahsilini sağlamak amacıyla bu davayı açtığına göre, Anayasa’nın 141/son maddesinde belirtilen usul ekonomisi de gözönüne alınarak davaya alacak davası olarak devam etmek gerekirken bu hususun gözardı edilerek direnme kararı verilmesi Usul ve Yasa’ya aykırıdır. Bu nedenle direnme ...
(Şerh No: 14043 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-10-2012 12:25)

Ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu şirketin borcuna karşılık, şirket hakkında yapılan icra takibi sırasında şahsi çek ve senet veren ve 23.11.2005 tarihli protokol ile şirket borcuna kefil olan kişiye karşı ikame edilen tasarrufun iptali davasında; kefilin borcunun doğum tarihi, ortağı ve kefili olduğu şirketin borçlandığı tarih olarak kabul edilmelidir.
(Şerh No: 13931 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 15:34)

Borçlu şirket ile borçlu şirketin paydaşının dayısının oğlu arasındaki tasarruf işleminde, bu husus tek başına işlemin batıl sayılmasına yeterli değildir. Ayrıca dayı-hala çocukları arasındaki akrabalık bağı 4.dereceden olup İİK. 278.maddesinin 1.bendinde gösterilen yakınlık derecesi olayda bulunmamaktadır. Bu nedenle aynı maddenin 2. bendinde sayılan halin varlığının araştırılması için satılanın satış tarihindeki değerinin bulunması, bunun resmi satış değeri ile karşılaştırılması, aynı yasanın ...
(Şerh No: 13932 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 15:10)

Dava, 6183 sayılı Yasaya dayalı tasarrufun iptali istemidir. Borçlu şirket ile üçüncü kişinin bir kısım ortaklarının aynı kişiler olduğu ve böylece aralarında organik bağ bulunduğu görülmekle; tasarruf amme alacağının tahsiline imkan bırakmamak amacıyla yapılmış olduğundan, 6183 Sayılı Yasanın 30. maddesi uyarınca hükümsüzdür. Diğer davalı Kooperatif ile borçlu şirket arasında taşıma aktine dayalı ilişki olup aralarında alacak-borç münasebeti olduğu belirtiltiğinden, bunların tutmakla yükü...
(Şerh No: 13919 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 15:08)

3.kişiye haciz ihbarnamesi gönderilebilmesi için kural olarak borçlunun bu kişi nezdinde "mevcut" bir alacağı bulunması gerekir; 3.kişi ile borçlu arasında süregelen bir hukuki ilişkinin varlığı ve /veya bu ilişki nedeniyle borçluya ödenecek ve devamlılık arz eden bir alacağın bulunması hallerinde de İİK.89.maddeye göre haciz ihbarnamesi gönderilebilir. 3.kişinin haciz ihbarnamesine itirazı halinde alacaklı, İİK. m.89/4'e mesnetle itirazın gerçeğe aykırı olduğunu ispat etme cihetine gidebili...
(Şerh No: 13922 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 11:55)

89/1 haciz ihbarnamesine karşılık, 3.kişi(bankanın) süresi içinde "borçlunun kendisinden olan alacağı üzerinde rehin hakkının olduğunu" ileri sürmesi, ihbarnameye yönelik itiraz niteliğindedir. Bu itiraza rağmen 3.kişi bankaya itiraz konusu parayı icra dosyasına göndermesi için müzekkere yazılması doğru değildir ve şikayete konu müzekkerenin iptaline karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 13921 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 11:46)

3. şahsın, süresi içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmesi halinde alacaklının, İİK. m.89/4'e mesnetle itirazın aksini isbatla İİK. 338/1 maddesine göre 3.şahsın cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteme hakkı vardır. Alacaklı, belirtilen yola başvurmayıp 3. şahsın itirazının iptali için dava açamaz.
(Şerh No: 13920 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 11:39)

İİK.72.maddeye dayalı istirdat talebinde 1 yıllık hak düşürücü süre, icra takibinde yapılan son ödeme tarihinden itibaren işlemeye başlar.
(Şerh No: 13901 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 11:31)

Borçlu ile alacaklı arasında,İİK.150/a maddesi kapsamında bir cari hesap veya işleyecek kredi gibi bir sözleşmenin teminatı niteliğinde kurulmuş bir ipotek bulunmadıkça, alacağın varlığı, miktarı, tahsili gerekip gerekmediği yargılamayı gerektireceğinden, söz konusu teminat ipoteğine dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılamaz. Alacaklı öncelikle dava açıp alacağını ilama bağladıktan sonra takibe geçebilir. Somut olayda alacağın varlığı ve miktarının yargılama...
(Şerh No: 13897 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 11:27)

İİK.nun 45. maddesi hükmünce,rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki takip hükümleri saklıdır. Öte yandan aynı yasanın 257. maddesi uyarınca, ancak rehinle temin edilmemiş bir alacak hakkında ihtiyat-i hacze karar verilebilir. Şayet bir rehin söz konusu ise, alacaklı öncelikle rehin tutarı kadar alacağı için rehne başvurmalıdır.
(Şerh No: 13893 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 19-09-2012 11:18)

Temyize konu davada davacı, tüketici kredisi sözleşmesi gereği asıl borçlunun borcunu ödemediğini, asıl borçlu hakkında yapılan icra takibinde haczi kabil malı bulunmadığının tespit edildiğini ileri sürerek davalı kefil hakkında eldeki davayı açmıştır. 4077 sayılı Kanun m.10/3'ün son cümlesi "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez." hükmünü içermekle; kredi verenin, şahsi teminat veren kef...
(Şerh No: 13892 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 18-09-2012 15:27)

İİK.'nun 361. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğünce borçludan fazla para tahsil edilerek alacaklıya ödendiği yahut yanlışlıkla bu tarafa para verildiği anlaşılırsa, bu para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır. Somut olayda kambiyo senetlerine mahsus yol ile yapılan takibin İcra Hukuk Mahkemesince iptali nedeniyle önceden alacaklıya verilen paranın geri alınmasında da İİK.'nun 361.maddesi hükmü uygulanmalıdır. Bu durumda mahkemece, IIK.'nun 361. maddesi hükmü uyarınca davacının da...
(Şerh No: 13881 - Ekleyen: Gökhan NEMUTLU - Tarih : 18-09-2012 15:09)

Belediyelerin içme suyu gelirlerinin vergi, resim, harç niteliğinde olmayıp haczinin mümkün olduğunu açıklayan kararda; bir malın haczedilmemesi için yasal düzenlemenin bulunmasının zorunlu olduğu ve "haczedilmezliğin istisnai bir durum olması sebebiyle bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerektiği" tespiti yapılmıştır.
(Şerh No: 13928 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 13-09-2012 13:32)

Dava konusu çekin, şirketi temsile yetkili ortaklardan biri olan diğer borçlu tarafından lehtar kısmına kendi adı yazılmak suretiyle keşide ve daha sonra da davalı alacaklı/hamile ciro edildiği belirgin olup; davalı/alacaklı çekin lehdarı değil hamili durumundadır. Böylece davalı/alacaklı/hamil; çeki ciro yoluyla elde edip, lehdarı olmadığından, şirket ortağı keşidecinin tek başına, borçlu şirket adına olmak üzere çek keşide etme konusunda yetkisinin olup olmadığını, bilmesi olanaklı değildir...
(Şerh No: 13800 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 13-09-2012 10:07)

Borçluya gönderilen örnek 13 ödeme emrinde yasal otuz günlük ödeme süresinin açıkça yazılması zorunlu olup dipnota gönderme yapılması ödeme emrinin yasaya uygun şekilde düzenlendiği anlamına gelmez.
(Şerh No: 13926 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-09-2012 13:15)

Borçlu şirket, çift imzayla temsil edilmektedir. Takibe konu çeklerin çift imza değil tek imzayı havi olması karşısında; borçlunun itirazının kabulüyle takibin durdurulmasına karar verilmelidir.
(Şerh No: 13923 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-09-2012 11:16)

Somut olayda yüklenici(borçlu davalı) SSK. da ki alacağını, aynı kuruma yapılacak bir takım işleri yaptırmak maksadıyla 3.kişiye temlik etmiş, temlik alan 3.kişi de yapacağı iş bedelinin teminatı(güvencesi) olarak temliki kabul etmiştir. Bu bağlamda; a)İstihkakların teminatı bakımından temlik istenmesi bu olaya has, olağan dışı bir işlem olarak kabul edilemez. b)Öte yandan borçlu, iflas etmediği veya başka bir nedenle kısıtlanmadığı sürece tasarruflarında muhtardır. c)Yüklenilen hastane ona...
(Şerh No: 13918 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 10-09-2012 22:23)

Belediyeler adına açılan yapı denetim hesaplarındaki paralar, belediyelere ait olmayıp, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedelleri olarak yatırılan paralar olduğu ve kamu hizmeti niteliğinde olan yapı denetimi işinde fiilen kullanıldığından, haczi mümkün değildir.
(Şerh No: 13915 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 06-09-2012 10:29)

İcra veznesine "teminat" olarak icranın geri bırakılması amacıyla yatırılan paranın Yargıtayca onanmaya kadar alacaklıya ödenmesi mümkün değildir. Bu itibarla, borcun itiraz müddeti içinde ödendiğinden söz edilemez.
(Şerh No: 13861 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-07-2012 15:24)

İİK`nun 36. maddesi gereğince icra müdürü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu ödeme yerine geçmez. Borç, teminat mektubunun paraya çevrildiği anda ödenmiş olur. Mercice bu yön gözetilmeden, teminat mektubunun paraya çevrildiği tarih yerine icra dosyasına ibraz edildiği tarihe kadar faiz istenebileceğinin kabulü isabetsizdir.
(Şerh No: 13860 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-07-2012 14:57)

Davacı Muhasebeci tarafından düzenlenen serbest meslek makbuzundan sonra ki tarihli, davalının itirazına uğramayan bir para alma makbuzu bulunduğuna göre, *Davacının anılan serbest meslek makbuzunu yıllık ücret alacağına karşılık olarak ve mevzuat öyle gerektirdiği için düzenlediği, *Bu makbuzun düzenlenmiş olmasının, makbuza konu alacağın bütünüyle ödendiğinin kabulüne yeterli bulunmadığı, hususlarının kabulüyle, davalının ödeme iddiasını, tıpkı serbest meslek makbuzundan sonra düzenlenmi...
(Şerh No: 13801 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 07-07-2012 10:24)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,08279204 saniyede 11 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.