Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

İhale edilen taşınmaz,bir üçüncü kişi tarafından işgal edilmekte ise, ihalenin kesinleşmesi üzerine alıcı, icra dairesinden işgalci üçüncü kişinin taşınmazdan çıkarılmasını isteyebilir. 3.kişi ancak ipotek tarihinden önce yapıldığı resmi belge ile sabit olan bir akde dayanarak aksini ispatlayabilir.Adi yazılı kira sözleşmesi, vergi kaydı, SSK belgesi, elektrik faturası, su faturası, telefon tesis belgesi, vergi dairesi yoklama fişi, sanayi sicil belgesi, marka tescil belgesi, kira ödeme makbuzla...
(Şerh No: 6191 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 17-07-2010 09:54)

Kumar için bilerek yapılan avanslar ve ödünç verilen paralar alacak tevlit etmez ise de, bir ödeme aracı olma vasfı, mücerret borç ikrarını havi bir vesika olmaması sebebiyle, kumar borcu karşılığı düzenlenen çeke müsteniden hiçbir hak talep edilemez.
(Şerh No: 6190 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 22:10)

Avukat ücret sözleşmesinin "sözleşmede belirtilen günde ücretin ödenmemesi halinde gecikme gününden itibaren aylık %20 faiz uygulanacaktır" maddesinde kararlaştırılan faiz oranının, BK.nun 19 ve 20. maddeleri kapsamında değerlendirilmesinde, bu kararlaştırmanın anılan yasa hükümlerine aykırı bulunduğu sabittir.
(Şerh No: 6189 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 22:07)

Bir mamelekin veya işletmenin devrinde, alacağın temliki ve borcun naklinden farklı olarak, mamelekin veya işletmenin bütün aktif ve pasifiyle devri söz konusu olduğundan, aralarında devirden sonraki işletme giderlerini devralanın yüklendiğine ilşkin sözleşme bulunsa dahi, uyuşmazlığın çözümünde BK.nun 173/1. maddesi değil, BK.nun 179. maddesi uygulanacağından, devirden itibaren iki yıl boyunca devreden müteselsil olarak borçtan sorumlu olacaktır.
(Şerh No: 6188 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 21:50)

Dava konusu senedin teminat amacı ile verildiğini iddiası karşısında, aynı husus davalı yanca da kabul edildiği taktirde, nakden ibaresi yazılı senede dayalı husumette çift taraflı talil söz konusudur. Çift taraflı tadilde ispat yükü yer değiştirmeyeceğinden, menfi tespit isteminde bulunan davacının ispat yükümlülüğü devam eder.
(Şerh No: 6186 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 17:50)

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 241. maddesine göre, iddia veya savunmasını tanıkla ispat etmek isteyen tarafın, ilk önce hangi hususlarda tanık dinleteceklerini mahkemeye bildirmeleri yeterli olup, taleple birlikte tanık adlarının bildirmek zorunluluğu bulunmamaktadır. Mahkemece, ispatı gereken hususun tanıkla ispat edilmesi mümkün olduğu sonucuna varılırsa, talepte bulunan tarafa uygun süre veya süreler verilerek tanıklarını bildirmeleri istenir. Tanık listesinin bilahare sunulması, yeni delil...
(Şerh No: 6187 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 17:42)

Muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasının sebepleri ile miras bırakanın sağlığı sırasında ehliyetsiz olduğundan bahisle açılan ve kesinleşen dava sebepleri ayrı olduğundan, HUMK´nun 237. maddesi uyarınca maddi anlamda bir kesin hükümden söz etme olanağı yoktur.
(Şerh No: 6181 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 17:41)

Davalının davacıdan alacaklı bulunduğu iddiasına karşı, davacı tarafça bu konuda davalıya yapılan yemin teklifinin davalı tarafça kabul edilmediği ve karşı tarafa reddinin de yapılmadığının anlaşılmış olmasına göre,bu durum HUMK.nun 347. maddesi uyarınca davalının takas istemine konu alacak miktarının davacı tarafından davalıya ödendiğinin ikrar edildiği sonucunu doğurur.
(Şerh No: 6185 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 17:14)

HMUK. 344 ve devamı maddelerince kati yemin, ispat yükü kendisine düşen tarafın davanın halline etkili bir vakıanın ispatı için diğer tarafa teklif ettiği yemin olup, yemin teklif edecek taraf, ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır. Bu tarafın Yemin deliline dayandığını kabule olanak verecek bir olgu bulunmaması halinde yemin teklif etme hakkı bulunmadığından, hakimin olmayan bir hakkın varlığını hatırlatması da düşünülemez.
(Şerh No: 6184 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 17:04)

Eda davası açma olanağı-davacının belirli bir miktar borcunun bulunmadığının İİK.nun 72. maddesi gereğince menfi tespit davasına konu etme hakkı- varken,HMUK. 368 hükmünce tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, yasal koşulları bulunmayan davanın reddi gerekir.
(Şerh No: 6183 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 15:14)

HMUK 368. ve devamı kapsamında delil tespiti niteliğinde açılan,edaya yönelik bir talep içermeyen dava, HMUK.83 ve devamı hükmünce ıslah yolu ile eda davasına dönüşebilir.
(Şerh No: 6182 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 16-07-2010 14:54)

 Bilgi  [ÇekK. 5] Çeklerde "karşılıksızdır" işleminin yapılmasına sebebiyet verme suçu-Tüzel Kişilerde Fail Konusu
Yeni Çek Kanununda suçun failinin belirlenmesinde "karşılıksızdır işleminin yapılmasına sebebiyet verme" ilkesi ile çek bedeli karşılığını bankada bulundurmaktan, sağlamaktan sorumlu kişinin fail olacağı vurgulanmaktadır. Buna göre tüzel kişilere ait çeklerde: 1- 5941 S.K. m. 2/8: "Tüzel kişi adına çek düzenleyen kişinin adı ve soyadı, düzenlenen çek üzerine açıkça yazılır." 2- 5941 S.K. m.5/2: "...tüzel kişinin malî işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi..." şeklinde ol...
(Şerh No: 6180 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-07-2010 14:41)

Temyiz davasına konu olan olayda sanık, bilişim sistemine zarar verme veya verileri yok etme, bozma, erişilmez kılma amacıyla hareket etmemektedir. Hedefi bilişim sistemi olmayıp, amacı bilişim sistemini kullanarak şikayetçinin bankadaki parasını çalmak, ele geçirmektir. Tamamıyla malvarlığına yöneliktir. Bu amaçla yani şikayetçinin parasına ulaşmak için bankanın sistemine girmiş, banka sistemi ve verilere yönelik bir eylemde bulunmamış, hesaptaki parayı kendi hesabına havale etmiştir. Hırsızlık...
(Şerh No: 6165 - Ekleyen: Sevinç SAVAN - Tarih : 16-07-2010 10:09)

Asıl alacak dışında fer'ilerinin yatırılmaması temerrüde esas teşkil etmez.
(Şerh No: 6179 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-07-2010 16:23)

Davalı borçlu ile 3.kişi, borcun doğumundan önce kesinleşen anlaşmalı boşanma ilamı ile boşanmış olsalar dahi taraflar boşanmaya karşın birlikte oturmaya devam ettiklerinden boşanma danışıklıdır. Diğer yandan haczi uygulayan memurun İİK.'nun 96 ve 97. maddelerine göre işlem yapması gerekirken İİK.'nun 99. maddesi uyarınca işlem yaparak alacaklıyı dava açmak zorunda bırakması ispat yükünün tersine çevrilmesine neden olamaz. Davalı durumunda da olsa 3.kişinin ispat yükü devam eder.
(Şerh No: 6176 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 15-07-2010 14:09)

Yalan beyanda bulunmak suçundan sanığın kimliğinin tespitini sağlayacak olan ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekir. Zira eğer istihkak iddiacısı borçlu olduğu halde kimliğini farklı bildirmiş ise hacze ilişkin İİK 97/A'nın uygulanma ihtimali doğacaktır.
(Şerh No: 6175 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 15-07-2010 14:08)

Salt borçlunun adres değişikliğini Ticaret Sicil Gazetesinde ilan etmiş olması İİK'nun 44.maddesinde öngörülen ilan niteliğini taşımaz. Bu durumda devir alacaklının haklarını etkilemeyeceği gibi devralan davacıda B.Knun 179.maddesi gereği işletmenin borçlarından sorumlu bulunduğundan davanın kabulü yerine reddi usul ve yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 6172 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 15-07-2010 13:00)

İtirazın iptali davasına verilecek cevap layihasında,her ne kadar borçlu ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleriyle bağlı değil ise de, itiraz dilekçesinde borçla ilgili kabule yönelik beyanları kendisi için bağlayıcıdır. Bir başka ifadeyle ödeme emrine itirazda, borcun esasına yönelik ikrarlar, itirazın iptali davasında dahi bağlayıcıdır.
(Şerh No: 6171 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 15-07-2010 12:58)

Havale tarihleri bononun tanzim tarihinden sonra olduğuna göre ödemelerin başka bir borca yönelik olduğunu davalının usulen kanıtlaması gerekmektedir. Başka bir ifade ile somut olayda ispat yükü davalı taraftadır. Bu durumda mahkemece davalıya savunmasını ispat olanağı tanınarak tüm deliller birlikte toplandıktan sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 6177 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 15-07-2010 12:56)

İlama dayalı ilamlı icra takiplerinde borçlu, ilamın verildiği tarihten önceki dönemde borcun itfa edilmiş veya zamanaşımına uğramış olduğunu ileri sürerek istirdat veya menfi tespit davası açamaz. Buna karşılık, ilam niteliğindeki belge (Bu belgeler ya İcra ve İflas Kanununun 38. maddesinde veya özel kanunlarda belirtilmiştir.), maddi anlamda kesin hüküm gücüne sahip olmadığından belge tarihinden önceki itfa ve zamanaşımı iddialarına dayalı istirdat veya menfi tespit davaları açılabilir. Diğer ...
(Şerh No: 6178 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 14-07-2010 22:09)

İİK'nun 99. maddesi gereğince haczi uygulayan icra memurunca istihkak iddiasında bulunan 3.kişi hakkında 7 gün içinde istihkak davası açması için alacaklıya önel verilmediği durumda, hak düşürücü dava açma süresi başlamaz.
(Şerh No: 6174 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 14-07-2010 00:27)

Ticareti terk suçunun oluşabilmesi için, şirketin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu kayıtlı bulunduğu ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi gerekir.Tüzel kişi ile birlikte şikayet edilen şirket temsilcisi bulunması karşısında, tüzel kişilik hakkında açılan davanın reddine karar verilmelidir.
(Şerh No: 6173 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 13-07-2010 23:52)

İcra ve İflas Kanunu'nun 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına itirazın koşulları açıkça hükme bağlanmış olup, borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebileceği düzenlenmiştir. Bu itiraz sebepleri sınırlı ve şekli nitelikte olup, alacağın kesin olarak ispat edilmesi aranmamaktadır.Bu yönler gözetilmeden işin esasına girilerek hüküm verilemez.
(Şerh No: 6170 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 13-07-2010 21:13)

Borçluya tebligat yapılmadan haricen öğrenme halinde borca itirazın geçerliliği hakkında Yargıtay'ın yeni görüşüne uyan ve geçerli olduğunu belirtir kararı.
(Şerh No: 6169 - Ekleyen: Stj.Av.Göktürk ÖZDOĞAN - Tarih : 13-07-2010 18:04)

Kararda fazla çalışma ücretiyle ilgili ilkelere yer verilmiştir.
(Şerh No: 6168 - Ekleyen: Av.Engin ÖZOĞUL - Tarih : 13-07-2010 11:04)

Borcun doğumundan sonraki tarihi taşıyan fatura ve vergi levhası, istenilen her kişi adına her zaman temini mümkün belgelerden olup HUMK.nun 299. maddesi uyarınca adi nitelikteki kira sözleşmesi de mülkiyeti ispata yeterli belgelerden değildir.
(Şerh No: 6167 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 13-07-2010 08:48)

Alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklı işyeri devrinde, bir an için işlemin danışıklı olmadığı varsayılsa dahi B.K.´nun 179 maddesi uyarınca 3. kişi devir aldığı işyeri borçlarından sorumlu olacaktır.
(Şerh No: 6166 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 13-07-2010 08:45)

Boşanmış Kadının Korunma İsteği Karşısında Devlet Ve Yargı Eylemsiz Kalamaz
(Şerh No: 6164 - Ekleyen: Av.Habibe YILMAZ KAYAR - Tarih : 10-07-2010 18:17)

 Bilgi  [İİK. 10] İİK 10 ve İİK 11.madde üzerine kişisel bir düşünce
İİK’nun 10.maddesi,madde başlığından da anlaşılacağı üzere icra ve iflas işlerine bakan memur ve müstahdemlerin yapamayacağı yasak işleri düzenlemektedir.Madde metninde sayılan kişilerle ilgili olan bütün işlemler bu madde kapsamına girer.Ancak kanun bu kişileri bentler halinde tahdidi olarak saymıştır.Bu bentte yer alan ilgili kişiler yorum yoluyla genişletilemez ve değiştirilemez.Madde metninde sayılan bu kişilerle ilgili icra ve iflas işlemleri ile karşılaşan memur ve müstahdemler bağlı bulun...
(Şerh No: 6163 - Ekleyen: Şükrü GÖKMEN - Tarih : 09-07-2010 23:02)

Davalı (kadın) adına tapuda tescili yapılan ve ortak hayatın devam ettiği dönemde (02.03.2000 tarihinde), satın alınan taşınmaza katkı sağlandığı ileri sürüldüğüne göre, iddia olunan hak, katkı payı alacağıdır. Bu alacak, eşler arasında B.K.'nun genel hükümlerine tabi akdi ilişkiye dayanır. Bu akdi ilişki nedeniyle,B.K.'nun 125.maddesine göre, aksine düzenleme bulunmayan hallerde, her dava (bütün alacaklar) on (10) senelik dava zamanaşımı süresine tabidir.
(Şerh No: 6161 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 09-07-2010 15:30)

Taraflar 6.3.1987 tarihinde evlenmiş, 24.9.2002 tarihinde açılan dava sonucu boşanmalarına karar verilmiş, hüküm ise 30.6.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı (kadın) adına tapuda tescili yapılan ve ortak hayatın devam ettiği dönemde (02.03.2000 tarihinde), satın alınan taşınmaza katkı sağlandığı ileri sürüldüğüne göre, iddia olunan hak, katkı payı alacağıdır. Yukarıda belirtildiği üzere, bu alacak, eşler arasında B.K.'nun genel hükümlerine tabi akdi ilişkiye dayanır. Bu akdi ilişki nedeniyle...
(Şerh No: 6162 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 09-07-2010 15:28)

1) If the act of intentional killing is committed; a) With premeditation, b) Brutally or through torment, c) By causing fire, flood, destruction, sinking, bombing or by using nuclear, biological or chemical weapons, d) Against a direct ascendant, direct descendant, spouse or sibling, e) Against a child or against somebody who cannot protect himself physically or mentally, f) Against a pregnant woman, in knowledge of such pregnancy, g) Against a person because of the public service he performs, h) In order to conceal an offence, destroy evidence, facilitate the commission of another offence or prevent apprehension, i) Out of frustration for not being able to commit another offence, j) With the motive of blood feud, k) With the motive of tradition, the offender shall be sentenced to aggravated life imprisonment.
(Şerh No: 5584 - Çeviren: Av.Duygu ŞİMŞEK - Tarih : 07-07-2010 16:58)

TMK'nın 118. maddesi hükmüne göre; "nişanlanma, evlenme vaadiyle olur". Gerçekte evli olan birisi bir başkası ile yeniden nişanlanma akdi yapamaz. Şayet yapılmış ise, yapılan bu akit geçersiz olup, yasal anlamda nişan akdi olarak kabulü olanaksızdır. Bu durumda da Aile Mahkemesi tarafından yargılama yapılması mümkün değildir.
(Şerh No: 6160 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-07-2010 16:23)

Dava tapuda kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Bu tür davalarda görevli mahkeme 23.06.1943 gün ve 18/22 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca taşınmazın değeri esas alınmak suretiyle belirlenir.
(Şerh No: 6159 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-07-2010 16:19)

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile açılan davada, satış vaadi sözleşmesindeki değer esas alınarak Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Mahkemenin görevi belirlenirken sözleşmede yazılı değere bakmamak eldeki davanın gayrimenkulün aynına ilişkin tapu iptali ve tescil davası olduğu düşünülerek dava konusunun davanın açıldığı gündeki değeri keşfen belirlenerek görevli mahkemeyi tayin etmek gerekir.
(Şerh No: 6158 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-07-2010 16:15)

Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi halinde , reddedilen miktar üzerinden yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmesi gerekir.
(Şerh No: 6155 - Ekleyen: Av.Ufuk KARA - Tarih : 06-07-2010 14:01)

Davacılar, çocuğun babaannesi ve dedesidir. Kişisel ilişki tesis edildiğinde çocuğun huzurunun tehlikeye gireceğine ve davacıların bu haklarını amacına aykırı olarak kullanacaklarına dair dosyada delil yoktur. Davanın kabulü gerekir.
(Şerh No: 6157 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 06-07-2010 11:52)

Davacı, torunuyla kişisel ilişki kurulmasına izin verilmesi istemiyle davalı gelini aleyhine dava açmıştır. Ana baba evlidirler, velayeti birlikte kullanmaktadırlar. Babanın da davalı olarak gösterilmesi gereği gözetilmeden karar verilmesi yanlıştır.
(Şerh No: 6156 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 06-07-2010 11:48)

TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZDAN İMTİNA EDİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇLARI Bir davada her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. İspat yükü kendisine düşen tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, dolayısıyla uyuşmazlığa TTK.nun 83/2. maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda;karşı tarafın kendi defterlerini ibrazdan kaçınması HUMK.nun 330. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ait genel düzenlemelere ta...
(Şerh No: 6154 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 05-07-2010 16:17)

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 86. maddesi uyarınca, ıslah eden taraf, bu tarihe kadar olan dava masrafıyla diğer taraf için takdir olunacak zarar ve ziyanı, davada mahkum olmuş gibi derhal mahkeme veznesine vermeye mecburdur. Aksi halde ıslah yapılmamış sayılır, somut olayda, mahkemece, davalı vekilinin talepte bulunmasına rağmen bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 6153 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 02-07-2010 13:44)

Şirketin kanunen gerekli organlarından birinin mevcut olmaması veya genel kurulunun uzun süre toplanamaması halinde; münasip bir müddet içinde durum düzeltilmezse Anonim Şirketin feshine karar verilebilir.
(Şerh No: 6150 - Ekleyen: Av.Mehmet Fahri AYDEN - Tarih : 01-07-2010 16:31)

Sanık aşamalardaki savunmalarında; "yakınana ait dükkanı Z___ ile ortak iş yapmak üzere kiraladıklarını, kira kontratının Z____ adına yapıldığını, adı geçen ortaklıktan ayrılınca Vergi Dairesine ibraz edip vergi levhası almak amacı ile suça konu kira sözleşmesini düzenlediğini" belirtmesi ve bu savunmanın Z____ ile K____ tarafından doğrulanması, müştekinin de kira paralarını eksiksiz ve düzenli olarak aldığını bildirmesi karşısında, TCK'nun 347. maddesinin uygulanması gerekip gerekmeyeceğinin t...
(Şerh No: 6152 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 29-06-2010 09:19)

Sahte olduğu iddia edilen senedin sanık tarafından ilk olarak hangi tarihte kullanıldığı belirlenmemiştir. Özel evrakta sahtecilik suçunun oluşması için, sahteciliğin yapılması yeterli olmayıp bu belgenin hukuki sonuç doğuracak biçimde kullanılması gerekir. Yargılamaya konu senedin ilk olarak hangi tarihte kullanıldığı, suç tarihinin hangi gün olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalı ve buna bağlı olarak dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği ya da hukuki sonuç doğuracak şekilde ...
(Şerh No: 6151 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 29-06-2010 09:10)

İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte haciz aşaması bulunmadığından, işbu takip şeklinde borçlunun meskeniyet iddiasında bulunması mümkün değildir.
(Şerh No: 6149 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-06-2010 15:35)

Konut kredisi veren banka, bu kredinin borcuna mesnetle borçlu hakkında genel haciz yoluyla takip başlatması ve meskenin haczini talep etmesi halinde; verilen kredi işbu meskenin bedelinden kaynaklanmakla İİK. m.82/son nedeniyle borçlunun, meskeniyet iddiası dinlenmez.
(Şerh No: 6148 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-06-2010 15:48)

Mağdurların sorgularına katılan ve polis memuru olan sanıkların hangisinin hangi mağdura yönelik eylemde bulunduklarının ayrı ayrı ve açıkça belirlenecek atılı suçtan mahkumiyetleri yerine dosya içeriğine uymayan bir gerekçeyle yazılı biçimde beraat kararI verilmesi, BOZMAYI gerektirmiştir.
(Şerh No: 6147 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 25-06-2010 21:39)

Sanığın üzerine atılı suçu kırık şişe ile işlemiş olmasına göre kırık şişenin TCK' nun 179. maddesi kapsamında silah sayıldığı ve suçun silahla işlenmiş olması nedeni ile ceza oranında arttırım yapılması gerektiği
(Şerh No: 6146 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 25-06-2010 21:28)

Yakalanan göçmenlerin sanık ile aracı teşhis ettikleri anlaşılmakla, yasa dışı yollardan Türkiye'ye gelmiş göçmenlerin yurt dışına çıkmalarına imkan sağlamaya teşebbüs etmekten cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, hukuki dayanaktan yoksun ve eksik incelemeyle beraat hükmü kurulmasının yanlış olduğu.
(Şerh No: 6145 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 25-06-2010 21:09)

Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre; sanığın suçsuz olduğuna ilişkin savunmasının aksine, aynı suçtan mahkum olan diğer sanık H____'nin hazırlık aşamasındaki atfı cürüm niteliğinde olup sonradan değişen çelişkili anlatımları ile içerikleri tespit edilemediğinden suça katılımını gösterir kanıt niteliğinde sayılamayan cep telefonu görüşme kayıtları dışında, kuşkudan uzak kesin kanıt elde edilmediği gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi, BOZMAYI gerektirmişt...
(Şerh No: 6144 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 25-06-2010 21:02)

Sanık hakkında hüküm kurulurken alt sınırdan uzaklaşılmasına gerek olmadığı belirtilmesine ve hapis cezası da alt sınırdan tayin edilmesine karşın temel adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak hükmolunması, BOZMAYI gerektirmiştir.
(Şerh No: 6143 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 25-06-2010 20:54)

Mal rejiminin tasfiyesi istenmeden değer artış payının hesaplanmasına olanak yoktur. Mal rejiminin tasfiyesi ise, bunun talep edilmesi halinde söz konusu olur. Davacının yasal mal rejiminin tasfiyesi yönünde bir talebi bulunmamaktadır. O halde davacının araçla ilgili talebi konusunda, mal rejiminin tasfiyesi istenmeden karar verilmesinin mümkün bulunmadığı gözetilerek bu taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
(Şerh No: 6142 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 25-06-2010 20:52)

Dosya içeriği, mağdure L____'nın sanık K_____'yi teşhisle kendisine zorla fuhuş yaptıranın sanık K____ olduğunu ifade etmesi, F____ tarafından kendisine fuhuş yaptırıldığına dair iddiasının da olmaması karşısında, sanık F____'nin bu mağdureye zorla fuhuş yaptırdığı yolunda delil bulunmadığı ve bu suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçeyle mahkumiyet hükmü kurulması, BOZMA nedenidir.
(Şerh No: 6141 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 25-06-2010 20:49)

Mağdur-müşteki A____'nın yokluğunda verilen kararın kendisine tebliğ edilmesi üzerine, kanuni süresinde temyiz ettiği görülmekle; sanıktan şikayetçi olduğunu bildiren mağdur-müşteki Ayşe Kanbur'dan 5271 sayılı CMK. nun 234 ve devamı maddeleri uyarınca katılmak istediği takdirde karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden yargılamaya devam olunarak yazılı biçimde hüküm kurulması,BOZMAYI...
(Şerh No: 6140 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 25-06-2010 20:43)

Sanığın, yan yana yürüdükleri sırada bıçak ile mağdurun göğüs bölgesini hedef alarak kuvvetli bir şekilde vurduğu, göğüs sağ boşluğundan girip göğüs içi kanama yaptıktan sonra diyafragmayı katederek batın boşluğunda karaciğer yaralanmasına neden olan yaralanmanın mağdurun yaşamsal tehlike geçirmesine, kırk beş gün iş ve gücünden kalmasına neden olduğu olayda; hedef alınan vücut bölgesi, darbenin şiddeti, kullanılan aletin özelliği, yaraların niteliği, tanık Ö____'nün bağırarak çevreden yardım is...
(Şerh No: 6139 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 25-06-2010 20:36)

Sanıkların ve tanıkların beyanları ile dosya içeriği deliller birlikte değerlendirildiğinde, maktulden kaynaklanan ve sanık lehine tahrik oluşturan davranışlarda nazara alındığında, sanığa verilen cezada tahrik nedeniyle makul bir düzeyde indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde indirim yapılarak eksik ceza tayini, BOZMAYI gerektirmiştir.
(Şerh No: 6138 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 25-06-2010 20:29)

Miras bırakan, yolsuz tescili bildiği halde askı ilanı aşamasında itiraz etmeyerek, sicil oluştuktan sonra 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde de dava açmamak suretiyle taşınmazlarının korumak istediği kişiler üzerinde kalmasını sağlamak amacıyla muvazaalı temlik yapabilir
(Şerh No: 6006 - Ekleyen: Av.Selim HARTAVİ - Tarih : 25-06-2010 18:44)

Olay tarihinde evli ve reşit olan G____ ile maktul M_____'nin yaşam tarzlarının sanıklara yönelik haksız fiil oluşturmayacağı gibi, maktulden gelen ve haksız tahrik oluşturan herhangi bir söz ve davranış bulunmadığı, töre saikiyle öldürme olayında haksız tahrik hükümlerinin sanıklar hakkında uygulanamayacağı düşünülmeden, tahrik hükümleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini, bozma nedenidir.
(Şerh No: 6137 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 24-06-2010 21:44)

Bebeğin anne karnında öldüğü, sağ olarak doğmadığı, dolayısıyla kişi sıfatını kazanamadığı anlaşıldığından, sanığın eylemi taksirle ölüme neden olma suçunu değil, şartları bulunduğu takdirde başka bir suçu oluşturabileceği, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek hüküm tesisi, BOZMAYI gerektirmiştir.
(Şerh No: 6136 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 24-06-2010 21:31)

sanığın eve girme hakkı bulunması nedeniyle üzerine atılı konut dokunulmazlığını bozmak suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşılmakla atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesinin hatalı oluşu,
(Şerh No: 6135 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 24-06-2010 21:27)

Konut dokunulmazlığını bozmak suçunun genel kastla işlenen suçlardan olması nedeniyle suçun oluşması için özel kast aranmadığı gibi, failin kastının veya amacının niteliğinin de öneminin bulunmadığı kastın varlığı için ise failde bir konutun veya eklentilerinin başkasına ait olduğu, buraya girmesinin ve kalmasının sahibinin rızasına tabi bulunduğu ve rızanın olmadığı bilinciyle bu yere girmek ve orada kalmak iradesinin varlığının yeterli olduğu gözetilerek karar verilmelidir.
(Şerh No: 6134 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 24-06-2010 21:21)

Temel ceza belirlenip, silah ve hayati tehlike nedeniyle aynı Yasanın 86/3-e ve 87/1-d, son maddeleri uyarınca artırım yapıldıktan sonra, olası kast nedeniyle TCK 21/2 maddesi uyarınca cezadan indirim yapılması yerine, maddenin düzenleme amacına aykırı olarak yazılı şekilde 5237 sayılı TCK. nun 86/1. maddesi ile temel ceza belirlendikten sonra olası kast nedeniyle TCK 21/2. maddesi ile cezadan indirim yapılarak fazla cezaya hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 6133 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 23-06-2010 21:02)

 Bilgi  [TTK. 1290] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1435-1436 ve Gerekçeleri
b) Beyan yükümlülüğü aa) Sözleşmenin kurulmasında aaa) Genel olarak Madde 1435 - (1) Sigorta ettiren sözleşmenin kurulması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar öne...
(Şerh No: 6131 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-06-2010 13:08)

Şikayetten feragat edildikten sonra yeniden şikayetçi olunamayacağı,
(Şerh No: 6106 - Ekleyen: Av.Gökçen YILDIZ SÖNMEZ - Tarih : 21-06-2010 14:42)

 Bilgi  [TTK. 1297] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1434 ve Gerekçesi
ee) Temerrüt Madde 1434 - (1) 1431 inci maddeye uygun olarak istenilen sigorta primini ödemeyen sigorta ettiren mütemerrit olur. (2) İlk taksidi veya tamamı bir defada ödenmesi gereken prim, zamanında ödenmemişse, sigortacı, ödeme yapılmadığı sürece, sözleşmeden üç ay içinde cayabilir. Bu süre, vadeden başlar. Prim alacağının, muacceliyet gününden itibaren üç ay içinde dava veya takip yoluyla istenmemiş olması hâlinde, sözleşmeden cayılmış olunur. (3) İzleyen primlerden herhangi biri zamanı...
(Şerh No: 6130 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:11)

 Bilgi  [TTK. 1296] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1432 ve Gerekçesi
cc) Ödeme yeri Madde 1432 - (1) Sigorta primi, sigorta ettirenin, sözleşmede gösterilen adresinde ödenir. Sözleşmede başka bir ödeme yeri gösterilmiş olmasına rağmen, sigorta primi fiilen sigorta ettirenin gösterdiği adreste ödenegelmekte ise, bu ödeme yerine ilişkin söz konusu şart yok sayılır. Madde Gerekçesi: Gereği gibi bir ifadan bahsedebilmek için edimin ifa yerinde yerine getirilmesi gerekir. Bu nedenle de prim ödeme yerinin tayini büyük önem arz eder. Tasarının 1294 üncü maddesi i...
(Şerh No: 6129 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:11)

 Bilgi  [TTK. 1295] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1431-1433 ve Gerekçeleri
bb) Ödeme zamanı Madde 1431 - (1) Sigorta priminin tamamının taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa, ilk taksidin sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerekir. Karada ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda sigorta primi, poliçe henüz düzenlenmemiş olsa bile, sözleşmenin kurulduğu anda ödenir. (2) İzleyen taksitlerin ödeme zamanı, miktarı ve priminin vadesinde ödenmemesinin sonuçları, poliçe ile birlikte yazılı olarak sigorta ettirene bildirilir ve...
(Şerh No: 6128 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:11)

 Bilgi  [TTK. 1294] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1430 ve Gerekçesi
2. Sigorta ettirenin borç ve yükümlülükleri a) Prim ödeme borcu aa) Genel olarak Madde 1430 - (1) Sigorta ettiren, sözleşmeyle kararlaştırılan primi ödemekle yükümlüdür. Aksine sözleşme yoksa sigorta primi peşin ödenir. Özel kanunlardaki hükümler saklıdır. (2) Sigorta primi nakden ödenir. İlk taksidin nakden ödenmesi şartıyla, sonraki primler için kambiyo senedi verilebilir; bu hâlde, ödeme kambiyo senedinin tahsili ile gerçekleşir. (3) Sigorta ettiren, sigortacının sorumluluğu başlam...
(Şerh No: 6127 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:11)

 Bilgi  [TTK. 1278] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1429 ve Gerekçesi
cc) Rizikonun gerçekleşmesinde kusur Madde 1429 - (1) Sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta ettirenin, sigortalının, lehdarın ve bunların, hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin kusurlarından kaynaklanan zararları tazmin ile yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortalı ve tazminat ödenmesini sağlamak amacıyla bunların hukuken fiillerinden sorumlu oldukları kişiler, rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep oldukları takdirde, sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri g...
(Şerh No: 6126 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:11)

 Bilgi  [TTK. 1299] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1426-1427-1428 ve Gerekçeleri
d) Giderleri ödeme borcu Madde 1426 - (1) Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehdar tarafından, rizikonun, tazminatın yahut bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan akla yatkın giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır. (2) Eksik sigortanın yapıldığı hâllerde 1462 nci madde hükmü kıyas yolu ile uygulanır. Madde Gerekçesi: Sigortacı, sigortalının gerçek zararını ödeyeceğinden, sigorta ettirenin, sigortalı veya lehdarın bu amaçla riziko...
(Şerh No: 6125 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:10)

 Bilgi  [TTK. 1266] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1425 ve Gerekçesi
bb) İçerik Madde 1425 - (1) Sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenlenir. (2) Poliçenin ve zeyilnâmenin eklerinin içeriği teklifnâmeden veya kararlaştırılan hükümlerden farklıysa, anılan belgelerde yer alıp teklifnameden değişik olan ve sigorta ettirenin, sigortalının ve lehdarın aleyhine öngörülmüş bulunan hükümler geçersizdir. (3) Kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça, genel şartlard...
(Şerh No: 6124 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:10)

 Bilgi  [TTK. 1265] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1423-1424 ve Gerekçeleri
b) Aydınlatma yükümlülüğü Madde 1423 - (1) Sigortacı ve acentesi sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, yapılacak sözleşmeye ilişkin tüm önemli bilgileri, sigortalının haklarını, Borçlar Kanununun 107 nci maddesinin uygulanması öngörülmüşse bunu, sigorta ettirene yazılı olarak bildirir; ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince, sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar. (2) Aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâ...
(Şerh No: 6123 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:10)

 Bilgi  [TTK. 1280] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1422 ve Gerekçesi
bb) İmkânsızlık Madde 1422 - (1) Sigortacının sorumluluğu başlamadan, sigorta ettirenin, sigortalının ve can sigortalarında ayrıca lehdarın, filleri ve etkileri olmaksızın rizikonun gerçekleşmesi imkânsızlaşmışsa, sigortacı prime hak kazanamaz. Madde Gerekçesi: Madde ile 6762 sayılı Kanunun 1280 inci maddesi genel hüküm mahiyetine getirilerek aynen korunmuştur. Ancak maddede yer alan “sigortadan faydalanan kimse” ifadesi, sigorta hukuku terminolojisine uygun olarak “sigortalı” ve “lehdar...
(Şerh No: 6122 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:10)

 Bilgi  [TTK. 1282] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1421 ve Gerekçesi
III - Tarafların borç ve yükümlülükleri 1. Sigortacının borç ve yükümlülükleri a) Rizikoyu taşıma yükümlülüğü aa) Genel olarak Madde 1421 - (1) Aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar; kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda, sigortacı sözleşmenin kurulmasıyla sorumlu olur. (2) 1430 uncu madde hükmü saklıdır. Madde Gerekçesi: Madde, 6762 sayılı Kanunun 1282 ile 1312 nci maddesinin tekrarı mahiyetindedir. Ge...
(Şerh No: 6121 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:10)

 Bilgi  [TTK. 1268] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1420 ve Gerekçesi
12. Zamanaşımı Madde 1420 - (1) Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482 nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (2) Diğer kanunlardaki hükümler saklıdır. Madde Gerekçesi: 6762 sayılı Kanunun 1268 inci maddesinde sigorta sözleşmesinden doğan bütün taleplerin iki yılda zamanaşımına uğr...
(Şerh No: 6120 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:10)

 Bilgi  [TTK. 1288] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1419 ve Gerekçesi
11. Prim iadesi Madde 1419 - (1) Sigorta sözleşmesi sona erdiği takdirde, Kanunda aksi öngörülmemişse, işlemeyen günlere ait ödenmiş primler sigorta ettirene geri verilir. Madde Gerekçesi: Madde bir anlamda 6762 sayılı Kanunun 1288 inci maddesinin ikinci fıkrasının tekrarı mahiyetindedir. Ancak, mevcut düzenlemeden farklı olarak “sözleşmenin kanuni sebeplerle sona ermesi” ifadesine Tasarının bu maddesinde yer verilmemiştir. Şöyle ki, söz konusu ifade gerek uygulamada gerekse doktrinde bir...
(Şerh No: 6119 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:10)

 Bilgi  [TTK. 1264] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1418 ve Gerekçesi
b) Sigortacının iflâsı Madde 1418 - (1) Sigortacının iflâsı hâlinde sigorta sözleşmesi sona erer. Sigortacının iflâsından önce ödenmeyen tazminatlar, özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, önce Sigorta Murakabe Kanunu gereğince sigortacı tarafından ayrılması gereken teminatlardan, sonra iflâs masasından karşılanır. (2) Hak sahipleri iflâs masasına İcra ve İflâs Kanununun 206 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen üçüncü sırada katılır. Madde Gerekçesi: Tasarının bu maddesi ile sigor...
(Şerh No: 6118 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:10)

 Bilgi  [TTK. 1302] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1417 ve Gerekçesi
10. Olağanüstü durumlar a) Tarafların aczi, takibin semeresiz kalması Madde 1417 - (1) Sigorta ettiren, aciz hâline düşen veya hakkında yapılan takip semeresiz kalan sigortacıdan, taahhüdünün yerine getirileceğine ilişkin güvence isteyebilir. Bu istemden itibaren bir hafta içinde güvence verilmemiş ise sigorta ettiren sözleşmeyi feshedebilir. (2) Primin ödenmesinden önce acze düşen, iflâs eden veya hakkında yapılan takip semeresiz kalan sigorta ettirene, sigortacının istemiyle, aynı şartl...
(Şerh No: 6117 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:10)

 Bilgi  [TTK. 1263] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1416 ve Gerekçesi
9. Tebliğler ve bildirimler Madde 1416 - (1) Sigorta ettiren tarafından yapılacak tebliğler ve bildirimler sigortacıya veya sözleşmeyi kuran acenteye; sigortacı tarafından yapılan tebliğler ve bildirimler ise, sigorta ettirenin veya gerektiğinde sigortalının ya da lehdarın sigortacıya bildirilmiş son adreslerine yapılır. Madde Gerekçesi: Madde sigorta sözleşmesinde yer alan kişiler arasındaki tebliğ ve ihbarların nereye ve kime ve ne şekilde yapılacağına ilişkindir. Her ne kadar uygulamad...
(Şerh No: 6116 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:10)

 Bilgi  [TTK. 1264] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1413-1414-1415 ve Gerekçeleri
8. Fesih ve cayma a) Olağanüstü durumlarda fesih Madde 1413 - (1) Sigortacının, konkordato ilân etmesi, ilgili sigorta dalına ilişkin ruhsatının iptâl edilmesi veya sözleşme yapma yetkisinin kaldırılması gibi hâllerde; sigorta ettiren, bu olguları öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sigorta sözleşmesini feshedebilir. (2) Primlerin tamamını ödememişken sigorta ettiren konkordato ilân etmişse, sigortacı, bunu öğrendiği tarihten itibaren, bir aylık bildirim süresine uyarak, sigorta sö...
(Şerh No: 6115 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:09)

 Bilgi  [TTK. 1282] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1410-1411 ve Gerekçeleri
5. Sigorta süresi Madde 1410 - (1) Süre, sözleşmeyle kararlaştırılmamış ise, taraf iradeleri, yerel teamül ile hâl ve şartlar gözönünde bulundurularak, mahkemece belirlenir. Madde Gerekçesi: Madde sigorta süresinin nasıl belirleneceğine ilişkindir. Uygulama da her ne kadar taraflar sözleşme yaparken süreyi de belirlemekteyseler de, bu belirlemenin yapılmadığı hallerde sürenin ne şekilde tespit edileceği konusuna bu madde ile açıklık getirilmektedir. Nitekim, maddede 6762 sayılı Kanunun si...
(Şerh No: 6114 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:09)

 Bilgi  [TTK. 1281] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1409 ve Gerekçesi
4. Sigortanın kapsamı Madde 1409 - (1) Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. (2) Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta kapsamı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir. Madde Gerekçesi: 6762 sayılı Kanunun 1281 inci maddesinde, sigortacının harp ve isyandan başka bir nedenle mallara arız olan telef ve tagayyür gibi bütün hasarlardan sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak, ...
(Şerh No: 6113 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:09)

 Bilgi  [TTK. 1264] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1408 ve Gerekçesi
3. Sigorta menfaatinin yokluğu Madde 1408 - (1) Sigorta sözleşmesinin kurulması anında, sigortalanan menfaat mevcut değilse, sigorta sözleşmesi geçersizdir. Kurulma sırasında varolan menfaat, sözleşmenin süresi içinde ortadan kalkarsa, sözleşme o anda geçersiz olur. (2) 1470 inci madde hükmü saklıdır. Madde Gerekçesi: Söz konusu madde ile 6762 sayılı Kanunun 1264 üncü maddesinin ikinci fıkrası yeniden ele alınmıştır. Kanunun 1264 üncü maddesinin ikinci fıkrasında menfaat ilişkisi olmadan...
(Şerh No: 6112 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:09)

 Bilgi  [TTK. 1271] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1407 ve Gerekçesi
b) Talimat bulunmaması Madde 1407 - (1) Temsilci, sigorta ettiren tarafından, sigorta şartlarıyla ilgili herhangi bir talimat verilmemişse, sigorta sözleşmesini, sözleşmenin yapıldığı yerdeki mûtad şartlara göre kurar. Madde Gerekçesi: 6762 sayılı Kanunun 1271 inci maddesinde yer alan düzenleme, Tasarının bu maddesinde de yer verilmiştir.
(Şerh No: 6111 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:09)

 Bilgi  [TTK. 1270] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1406-1412 ve Gerekçeleri
2. Temsil a) Genel olarak Madde 1406 - (1) Bir kişi, diğer bir kişinin adına onu temsilen sigorta sözleşmesini yapabilir; temsilci yetkisiz ise, ilk sigorta döneminin primlerinden sorumlu olur. (2) Adına sigorta sözleşmesi yapılan kişi, rizikonun gerçekleşmesinden önce veya 1458 inci madde hükmü saklı kalmak üzere, riziko gerçekleşince de, sözleşmeyi sonradan onayabilir. (3) Başkasının adına kurulduğu anlaşılmayan veya yetkisiz kurulan sözleşme, menfaati bulunması şartıyla, temsilci adı...
(Şerh No: 6110 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:09)

 Bilgi  [TTK. 1277] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1404 ve Gerekçesi
4. Geçerli olmayan sigorta Madde 1404 - (1) Sigorta ettirenin veya sigortalının, kanunun emredici hükümlerine, ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı bir fiilinden doğabilecek bir zararını güvence altına almak amacıyla sigorta yapılamaz. Madde Gerekçesi: Borçlar Kanununun 11 inci maddesinin bir uygulaması niteliğindeki 6762 sayılı Kanunun 1277 nci maddesindeki ilke Tasarının 1404 üncü maddesinde aynen korunmuştur.
(Şerh No: 6109 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:09)

 Bilgi  [TTK. 1276] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1403 ve Gerekçesi
3. Reasürans (tekrar sigorta) Madde 1403 - (1) Sigortacı, sigorta ettiği menfaati, dilediği şartlarla, tekrar sigorta ettirebilir. (2) Reasürans, sigortacının, sigorta ettirene karşı borç ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz; sigorta ettirene, tekrar sigorta yapana karşı, doğrudan dava açmak ve istemde bulunma haklarını vermez. Madde Gerekçesi: 6762 sayılı Kanunun mal sigortaları ile ilgili ikinci faslında düzenlenen reasürans ile ilgili 1276 ncı maddesinin ikinci fıkrasına, Tasarıda ge...
(Şerh No: 6108 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:09)

 Bilgi  [TTK. 1263] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1401-1402-1405 ve Gerekçeleri
ALTINCI KİTAP Sigorta Hukuku BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler A) Sigorta sözleşmesi I - Temel kavramlar 1. Tanım Madde 1401 - (1) Sigorta öyle bir sözleşmedir ki, bununla sigortacı bir prim karşılığında, bir kimsenin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin (rizikonun) meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya bir kaç kimsenin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerd...
(Şerh No: 6107 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-06-2010 15:09)

 Bilgi  [ÇekK. 3] çek sorumluluk bedeli
Çek Kanunu'nun 3. maddesi, çek hamillerini korumaya ve zararlarını bir nebze olsun azaltmaya; bankaların da çek hesabı açarken daha özenli davranmasını sağlamaya yönelik bir düzenlemedir. Ancak bu bedelin talebinde bankalar genellikle ödemeden kaçınmaktadırlar. Bankalar bu talebin ibrazdan itibaren 15 gün, 6 ay, bir yıl gibi süreler zarfında talep edilmesi gerektiği ya da çekin ibrazı sırasında çek arkasına vurulan karşılıksız kaşesinde hamilin bu bedeli istemediğine dair bir ibarenin olması ya ...
(Şerh No: 6104 - Ekleyen: Av.Musa BAYNAL - Tarih : 18-06-2010 18:50)

Somut uyuşmazlıkta davacının hem işyeri hem de Satış Trafik Elemanı iken Yolcu Hizmetleri Elemanı olarak çalışması istenerek işin niteliği değiştirilmektedir.Yapılan bu nakli davacı kabul etmemiştir.Gerek yer değiştirme ve gerekse işin niteliğinde yapılan değişiklik iş şartlarında esaslı değişikliktir.Davalı İşveren bu değişikliğin geçerli bir sebebe dayandığını gerek nakil yazısında ve gerekse fesih bildiriminde belirtmemiştir.Görev yeri ve işi değiştirilen davacının atamayı kabul etmemesi hali...
(Şerh No: 6105 - Ekleyen: Av.Ali EKMEKÇİ - Tarih : 18-06-2010 17:56)

Somut olayda aidiyetin tespiti davası, aidiyetinin tespiti istenen muhdesatların üzerinde bulunduğu. 530 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan ortaklığın giderilmesi davasının sonuçlandığı,hükmün kesinleştiği günden sonra açılmıştır. Hal böyle olunca aidiyetin tespiti davasının açıldığı günde ortaklığın giderilmesi davasının derdest olmadığı davacı tarafın sözü edilen taşınmazlarda dava gününden sonra paydaş olduğu dikkate alındığında davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunmadı...
(Şerh No: 6103 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-06-2010 22:16)

 Türkçe  [AnaY. 20] Herkes, özel yaşamına ve aile yaşamına saygı gösterilmesini isteme hakkına iyedir. Özel yaşamın ve aile yaşamının gizliliğine dokunulamaz. (Yürürlükten kaldırılan tümce: 3.10.2001-4709 s.y./5.m.) (Değişik: 3.10.2001-4709 s.y./5.m.) Ulusal güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel aktörenin korunması ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması nedenlerinden biri ya da birkaçına bağlı olarak, yöntemine uygun verilmiş yargıç kararı olmadıkça; yine bu nedenlere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda da yasayla yetkili kılınmış başvuru yerinin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve nesneleri aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili başvuru yerinin kararı, yirmi dört saat içinde görevli yargıcın onayına sunulur. Yargıç, kararını el koymadan başlayarak kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi durumda el koyma kendiliğinden kalkar.
(Şerh No: 6102 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 15-06-2010 10:38)

 Türkçe  [AnaY. 6] Egemenlik, bağsız koşulsuz ulusundur. Türk ulusu, egemenliğini anayasanın koyduğu temellere göre ve yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanımı, hiçbir biçimde hiçbir kişiye, zümreye ya da sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse ya da organ, kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.
(Şerh No: 4949 - Türkçeleştiren: Özge YÜCEL - Tarih : 15-06-2010 10:23)

 Bilgi  [TTK. 1235] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1398-1399-1400 ve Gerekçeleri
D) Eşya hakkında I - Hapis hakkı için defter tutulması Madde 1398 - (1) İcra ve İflâs Kanununun 270 ve 271 inci maddeleri, bu Kanun hükümleri uyarınca eşya üzerinde doğan hapis hakkının paraya çevrilmesinde de uygulanır. (2) İcra ve İflâs Kanununun 270 inci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen süre, eşya üzerinde doğan hapis haklarının paraya çevrilmesinde onbeş gündür. (3) Eşya üzerinde doğan hapis hakları, güvence altına alınan alacaktan ayrı ve bağımsız olarak yargılama veya icra ko...
(Şerh No: 6101 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-06-2010 14:10)

 Bilgi  [TTK. 1250] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı 1389 ila 1397 nci Maddeler ve Gerekçeleri
8. Sıra cetveli a) İlkeler Madde 1389 - (1) Türk veya yabancı bayraklı bir gemi, cebrî icra yoluyla satıldığında, satış tutarı bütün alacaklıların alacağını ödemeye yetmezse, icra dairesi, alacaklıların bir sıra cetvelini yapar. Alacaklar bu cetvele 1390 ilâ 1397 nci maddelerde belirtilen sıra ile kaydedilir. (2) Bir donatanın iflâsı hâlinde birden çok gemisi paraya çevrilirse, 1390 ilâ 1397 nci maddelerde belirtilen sıralama her gemi için ayrı ayrı yapılır ve o sıraya göre ödemede bulunu...
(Şerh No: 6100 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-06-2010 14:10)

 Bilgi  [TTK. 1245] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı 1382 ila 1388 inci Maddeler ve Gerekçeleri
III. Cebrî satış 1. Haciz Madde 1382 - (1) Türk ve yabancı bayraklı bütün gemilerin icra yoluyla haczinde, ihtiyatî hacze ilişkin 1364 ilâ 1368 inci maddeler uygulanır. (2) Gemilerin icra yoluyla haczinde, alacağın 1352 nci maddede sayılan deniz alacaklarından olması şartı aranmaz. Madde Gerekçesi: Maddenin birinci fıkrası, 2004 sayılı Kanunun 261 inci maddesinin ikinci fıkrasından uyarlanmıştır. Tasarıda önce ihtiyati haciz düzenlendiğinden, 2004 sayılı Kanunda yer alan kural tersine...
(Şerh No: 6099 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-06-2010 14:09)

 Bilgi  [TTK. 1242] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1380-1381 ve Gerekçeleri
4. Rehinli alacaklıların takip hakkı a) Kanunî rehin hakkı sahiplerinin Madde 1380 - (1) Gemi alacaklıları ile alacakları gemi üzerinde hapis hakkı ile temin edilmiş olan alacaklılar, ihtiyatî haczi tamamlamak veya alacağı doğrudan takip etmek için taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilirler. Bu hüküm, Türk ve yabancı bayraklı bütün gemilere uygulanır. Madde Gerekçesi: Kanundan doğan rehin haklarıyla temin edilmiş alacaklar için hangi takip yolunun seçileceği, teredd...
(Şerh No: 6098 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-06-2010 14:09)

 Bilgi  [TTK. 1242] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1377-1378-1379 ve Gerekçeleri
II - Rehinli alacakların takibi 1. Fer’ilik ilkesi Madde 1377 - (1) Gemi üzerinde, kanun veya sözleşme uyarınca doğan veya mahkemece tesciline karar verilen bütün rehin ve hapis hakları, güvence altına alınan alacaktan ayrı ve bağımsız olarak yargılama veya icra konusu yapılamaz. (2) Alacak, ilâm veya ilâm niteliğindeki belgelerde veya gemi sicil memuru önünde düzenlenmiş gemi ipoteği sözleşmesinde belirlenmiş olmadıkça, rehin veya hapis haklarının paraya çevrilmesi istenemez. Madde Ge...
(Şerh No: 6097 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-06-2010 14:09)

 Bilgi  [TTK. 1245] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı 1370 ila 1376 ncı maddeler ve Gerekçeleri
8. Geminin serbest bırakılması a) Geminin değerinin depo edilmesi Madde 1370 - (1) İhtiyaten haczolunan gemi, istenildiği zaman icra dairesine teslim edilmek ve bunu sağlamak amacıyla geminin değeri depo edilmek veya icra memuru tarafından kabul edilecek taşınmaz rehni, gemi ipoteği veya itibarlı bir banka kefaleti gösterilmek şartıyla borçluya ve gemi üçüncü kişi elinde iken ihtiyaten haczolunmuşsa, bir taahhüt senedi alınarak, bu kişiye bırakılabilir. (2) Geminin, üzerindeki ihtiyatî ha...
(Şerh No: 6096 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-06-2010 14:09)

 Bilgi  [TTK. 1245] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1364-1365-1366-1367-1368-1369 ve Gerekçeleri
6. İhtiyatî haczin yapılması a) İhtiyatî haciz kararının icrası Madde 1364 - (1) Alacaklı, ihtiyatî haciz kararının verildiği tarihten itibaren üç iş günü içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki veya geminin bulunduğu yerdeki icra dairesinden kararın infazını istemek zorundadır. Aksi hâlde, ihtiyatî haciz kararı kendiliğinden kalkar. Madde Gerekçesi: 2004 sayılı Kanunun 261 inci maddesinden uyarlanmıştır; ancak gemilerin limanlardaki kısa süreli beklemeleri dikkate alınarak, ...
(Şerh No: 6095 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-06-2010 13:50)

 Bilgi  [TTK. 1245] 09.11.2005 Tarihli Türk Ticaret Kanunu Tasarısı madde 1362-1363 ve Gerekçeleri
4. Alacaklı tarafından delil gösterilmesi Madde 1362 - (1) Alacaklının, alacağının 1352 nci maddede sayılan deniz alacaklarından olduğu ve parasal değeri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delil göstermesi yeterlidir. Madde Gerekçesi: 1999 tarihli Sözleşmede, alacaklının bir deniz alacağına dayanması, esas itibarıyla, gemi hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli görülmüştür. Tasarıda da genel olarak bu sistem korunmuştur. Alacaklıya, 2004 sayılı Kanunun 258 inci maddesinin ...
(Şerh No: 6094 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-06-2010 13:49)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,16338491 saniyede 10 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.