Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

4857 S.lı İş Kanunu - Son Eklenen Şerhler

4857 S.lı İş Kanunu - Son Eklenen Şerhler

Kanuni tanımdaki işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü işine devam etmemesi eyleminde olaydaki cumartesi ve pazartesi günleri arasına denk gelen hafta tatili gününün bulunması hukuki kesinti yaratmaz. Bu sebeple İş Kanununun 25/II-g maddesindeki işverenin haklı feshi nedeni tahakkuk etmiştir.
(Şerh No: 15613 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-06-2014 15:54)

Davacı işçinin 18 ve 19 Mayıs 2010 tarihlerinde devamsızlık yaptığı sabit olup, izin aldığını veya haklı bir mazeretinin bulunduğunu da ispatlamış değildir. Bu durumda, işveren tarafından yapılan fesih haklı sebebe dayanmaktadır. Ayrıca işveren, fesih hakkını, altı iş günlük hak düşürücü süre içerisinde kullanmıştır. Davacı işçi, 19 Mayıs'ın resmi tatil olduğundan işe gitmek zorunluluğu olmadığını ileri sürmüş ise de; davacıya ait iş sözleşmesinin 10. maddesinde davacının bayram ve genel tatille...
(Şerh No: 15612 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-06-2014 15:54)

Davacı işçinin, davalı şirkette şube müdürü olarak görev yaptığı; iş sözleşmesinin, alacaklısını kendi babası ve borçlusunu davalı işveren şirket göstererek senet düzenleyip işvereni hakkında icra takibi başlatılmasına sebep olarak hileli davranışları ile şirketi zarara uğratması gerekçesi ile feshedildiği; davacı işçi ve işçinin babası hakkında Gaziosmanpaşa Asliye Ceza Mahkemesi'ne hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanmaktan dava açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Davacının kı...
(Şerh No: 15610 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-06-2014 15:54)

Hizmet akdinin feshi tarihinden sonra tutulan devamsızlık tutanaklarına itibar edilemez. Ayrıca işyerinde 8 yıldan daha uzun bir süredir çalışan işçinin tazminat haklarını yok edecek şekilde, nedensiz yere işi terk etmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Hukuki sonuç doğurmayacak devamsızlık tutanaklarına dayanarak davacının kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin reddi bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 15609 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-06-2014 15:54)

Davacı işçinin izinsiz ve mazeretsiz olarak 14.4.2009 tarihinden itibaren 3 iş günü iş yerine gitmediği; noter tespiti, ihtarname ve tüm dosya içeriğiyle sabit olmakla; bu durumun işverene haklı fesih imkanı verdiği dikkate alınmaksızın, mahkemece kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi gerekirken kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 15608 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-06-2014 15:54)

Davalı işveren, iş sözleşmesini devamsızlık nedeniyle haklı olarak feshettiği savunmasında bulunmuş ise de; işveren tarafından işçiye işe gelmemesinin söylenmesinden sonra tutulan devamsızlık tutanaklarına itibar edilemeyeceğinden işverenin, akdi haksız feshettiğinin kabulü gerekir.
(Şerh No: 15607 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-06-2014 15:54)

İşyerinde müdür yardımcısı olarak çalışan ve ana kasadan sorumlu olup kasadan avans çekme yetkisi olmayan davacı, ihtiyacı nedeniyle kasadan bir miktar para aldığını, ücretini aldığında geri ödeyeceğini kendi savunması ile de doğrulamıştır. Davacının eylemi doğruluk ve bağlılığa uymayan bir davranış olduğundan kıdem, ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekir.
(Şerh No: 15605 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-06-2014 00:41)

Davalı işveren tanığı 14.04.2007 tarihli tutanakta davacı işçiyi evi önünde depodan motorin çekerken yakaladığını belirtmiş, mahkemedeki beyanında da bu tutanağı doğrulamıştır. Davacı işçi ile koordinatör olan davalı tanığı arasında daha önce bir husumetin de olmadığı sabittir. Bu nedenle sözü edilen tanıklığın inandırıcı olduğu anlaşıldığından tutanağa, tanık beyanına değer verilerek kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiş...
(Şerh No: 15606 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-06-2014 00:37)

Davacı işçi, davacının ön muhasebe elemanı olarak çalışmaktadır. Davacı, aynı işyerinde plasiyer olarak çalışan işçinin müşterilerden tahsil ettiği paraların bir kısmını zimmetine geçirdiğini bildiği halde söz konusu paranın yerine konulması için bu kişiye müsamaha göstermiş ve durumu işverene bildirmemiştir. Davacı, savunmasında da bu hususu kabul etmiştir. Söz konusu eylem, işveren adına muhasebe işlemlerini idare eden kişi tarafından yapıldığından doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış niteli...
(Şerh No: 15604 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-06-2014 00:37)

Davacı işçi, çalıştığı tenis kortunda üye olmayan misafirden aldığı ücret için fiş kesmemiş, aldığı ücreti kasaya koymamış, olay ortaya çıktıktan sonra alınan savunmasında da bu hususu doğrulamıştır. Dolayısıyla işverenin, iş sözleşmesini feshinin haklı nedene dayandığı kabul edilerek ihbar tazminatı ve kıdem tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 15603 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-06-2014 00:37)

İşçinin, işverene verdiği zararın otuz günlük ücretini aşması halinde işverenin fesih hakkı doğar. İşçinin, verdiği zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması veya işverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş olması işverenin fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
(Şerh No: 15602 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-06-2014 00:37)

4857 S.K. m.25/II'ye dayalı derhal fesih hakkı, anılan Kanun m.26 uyarınca fesih nedeninin öğrenildiği tarihten itibaren altı işgünü içerisinde kullanılmalıdır. Somut uyuşmazlıkta, davacının korumakla yükümlü olduğu ormanda yaptığı kulübenin fesihten en az bir ay önce yapılması ve bu durumun davalı işveren tarafından en az bir aydır bilinmesine rağmen işlem yapılmaması nedeniyle derhal fesih hakkının hak düşürücü süre geçtikten sonra kullanıldığı açıktır. O halde, gerek işverenin fesih bildi...
(Şerh No: 15601 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 29-06-2014 00:37)

Hükme dayanak bilirkişi raporunda fazla mesai tahakkuku bulunan bordroların dışlanması yönündeki görüş yerinde ise de dosyaya ibraz edilen bordroların tamamı imzalı olmayıp fazla mesai tahakkuku da içermemektedir. Dairemizin ilke kararı yanlış yorumlanmış olup fazla mesai tahakkuku olan bordroların davacı imzasını içerip içermediği, içermiyorsa banka aracılığı ile ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması ve ödeme yapılmış ise bu dönemlerin dışlanması gerekmektedir. Ayrıca fazla mesai sütunu ...
(Şerh No: 15477 - Ekleyen: Av.Yılmaz KAN - Tarih : 10-04-2014 10:25)

Temyize konu işçi alacağı konulu davada, davalılar arasındaki ihale sözleşmesinde belirtilen ücretin net ücret olduğu kabulüyle hüküm kurulmuştur. Davalılar arasında akdedilen ihale sözleşmesinde işçilere ödenecek ücretin, asgari ücretin tamamının veya belirli oranda katının net olduğuna dair açık bir hüküm bulunmadığı gibi davacıya bu ücretin net olarak ödeneceğine dair hüküm içeren bir iş sözleşmesi hükmü de sunulmamıştır. Bu sebeple tazminat ve alacaklara esas ücretin hatalı yorum ile tes...
(Şerh No: 15388 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-02-2014 17:26)

Davacı, Sağlık Bakanlığı'na bağlı Adana Numune Hastanesinde diğer davalı şirketin işçisi (laboratuvar teknisyeni) olarak görev yaptığını, alt işveren ile davalı Sağlık Bakanlığı arasındaki ilişkinin muvazaalı olması sebebiyle iş sözleşmesinin başlangıcından itibaren davalı Sağlık Bakanlığının işçisi olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı ve geçerli sebebe dayanılmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesi ile işe başla...
(Şerh No: 15275 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-01-2014 11:33)

İşverene ait iş makinesinde meydana gelen hasarlara iş makinesinin motoruna su ve antifriz konmamasının neden olduğunun anlaşılmasına ve bunda makine operatörü olan davacının da sorumlu bulunduğunun belirlenmesine göre artık davalıdan, davacı ile iş ilişkisini sürdürmesi beklenemez. Bu durumda haklı fesih nedeni bulunmasa dahi, geçerli fesih nedeninin bulunduğu kabul edilerek işe iade talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 15274 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-01-2014 11:33)

Değişen alt işverenler arasındaki hukuki ilişkinin tesbiti ve bunun işçinin işçilik haklarına etkileri konusunda.
(Şerh No: 15273 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-01-2014 11:32)

Davacının içerisinde sağlam malların bulunduğu, 60x70 ebadında koliyi forklift aracı ile taşıyıp çöpe attığı anlaşılmıştır. Davacının koliyi taşıma aracına aldıktan sonra farklı bölümlere götürerek, daha sonra çöpe atması şeklinde gelişen olayda, kolinin ağırlığı da dikkate alınarak, davranışının doğruluk ve bağlılık kurallarına uymadığı açıktır.
(Şerh No: 15271 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-01-2014 14:50)

Davalı tanıklarının birbirlerini doğrulayan ifadelerinden davacının eşcinsel ilişki içinde olduğu işverenin diğer bir işçisi ile işyerinde bu ilişki sonucu alınan otomobilin parası bahane edilerek küfürlü tartışmaların geçtiği anlaşılmaktadır. Şehir dışı görevlere dahi diğer erkek işçinin beraberinde gönderilmesini isteyecek şekilde tutkulu olan davacının bu davranışları yönünden dalgınlığı şeklinde oluşan davranışların iş verimini olumsuz etkileyecek düzeye ulaşması işçinin cinsel tercihlerini ...
(Şerh No: 15270 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-01-2014 14:47)

Uzun yıllardır ve aynı Genel Müdür Yardımcısı ile çalışan davacının iş ve özel ilişkisini yıllardır bildiği anlaşılan davalı işverenin, Genel Müdür yardımcısı ayrıldıktan sonra davacının iş sözleşmesini bu nedenle feshetmesi, doğru bir yaklaşım değildir. Somut bu maddi olgulara göre, davalı işveren, davacının davranışlarından kaynaklanan nedenlerin işyerinde olumsuzluklara yol açtığını kanıtlamış değildir. Davacının iş sözleşmesinin feshi geçerli nedene dayanmamaktadır.
(Şerh No: 15269 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-01-2014 14:43)

Boya işini yaptıktan sonra fabrikanın önünde elini tinerle yıkarken bir başka işçinin yanında sigara yakarak tinerin alev almasına ve fabrikada yangın çıkmasına neden olan işçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı reddedilmiştir. Olayın işgüvenliğinden anlayan kimyacı bilirkişi marifetiyle araştırılarak bir sonuca varılması gerekir.
(Şerh No: 15268 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 14-01-2014 15:52)

Dava, sigortalının görevlendirildiği arazideki elektrik hatlarındaki arızaların giderilmesi akabinde, işyerine dönerken rahatsızlanması üzerine, hastaneye götürüldüğünde geçirdiği kalp krizi sonucu vefatı sebebiyle; müteveffanın eşi ve çocukları tarafından işverene karşı açılan tazminat davasıdır. Türk Hukuk Sistemi'ne göre; özel bir düzenleme söz konusu olmadıkça; asıl olan kusur sorumluluğudur. İş kazasından doğan maddi ve manevi tazminattan işverenin sorumlu tutulabilmesi için de olayın ...
(Şerh No: 14994 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-09-2013 17:06)

Davacının işyerinde yaptığı işin niteliği dikkate alındığında tanık beyanlarına göre yapılan fazla çalışma ücretinin hüküm altına alınmasının dosya içeriğine uygun düştüğü anlaşıldığından hesap raporundaki tanık beyanlarına göre yapılan fazla çalışma ücretinden hakkaniyet indirimi yapılması hususu da gözetilerek hüküm altına alınmaması BOZMAYI gerektirmiştir.
(Şerh No: 14976 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 04-09-2013 20:42)

İncelenen dosya içeriğine göre davacı; davalı üniversitede üstlendiği görevi, davalı vakıf ile yaptığı bir Sözleşme gereği yürütmüştür. Anılan sözleşme, Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 23. maddesine istinaden ve bu maddenin verdiği yetkiye göre yapılmıştır. Anılan maddeye ve yapılan sözleşmeye göre, davalı ile davacı arasındaki ilişki; özel hukuk kurallarına göre belirlenen özel hukuk ilişkisidir (Uyuşmazlık Mahkemesi Kararı 18.03.1985 gün ve 1985/2 E., 1985/8 K.). Davalı vakıf üni...
(Şerh No: 14272 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-07-2013 22:48)

 Bilgi  [İşK. Geçici Madde 6] 1475 Sayılı İş Kanunu Madde 14: Kıdem Tazminatı
Kıdem tazminatı: Madde 14 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 23.10.1980 RG NO: 17140 KANUN NO: 2320/1) (YÜR. TAR.: 12.09.1980) (DEĞİŞİK FIKRA RGT: 30.07.1983 RG NO: 18120 KANUN NO: 2869/3) Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin: 1. İşveren tarafından bu Kanunun 17 nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında, 2. İşçi tarafından bu Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca, 3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyle, 4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklard...
(Şerh No: 14643 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 30-05-2013 15:33)

İşveren işyerinde sendikal faaliyeti engellemek için karşı faaliyet yürüttüğü bu kapsamda da bazı uygulamalar yaptığı açıktır. Davacı ile aynı işi yapan sendika üyesi olmayan işçilere yapılan fazla ödeme eşit davranım ilkesine aykırı bir davranıştır. Bu ödeme ile işverenin sendikal faaliyeti engelleme amacı gütmektedir.
(Şerh No: 14515 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 07-05-2013 20:31)

Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda taraf tanıklarının beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla ...
(Şerh No: 14499 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-04-2013 18:20)

İşçinin kıdem tazminatı hesaplanırken; işçinin aldığını iddia ettiği ücret daha fazla ise, sadece bordroda gösterilen ücret esas alınmamalı, işin gerçek ücreti araştırılarak bulunan rakam üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır.
(Şerh No: 14459 - Ekleyen: Av.Gül KÜLCÜ - Tarih : 02-04-2013 08:46)

Başlangıçta en çok iki yıl süre ile belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren neden olmakla birlikte, davacı öğretim görevlisi işçi ile daha sonra birbiri ardına ve birden fazla sayıda iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren esaslı bir neden bulunmamaktadır. Bu yönde davalı Üniversite esaslı bir neden sunamamıştır. Bu itibarla davacının belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığının kabulü gerekir. Mahkemece aksine düşünceyle davanın reddi hatalı olmuştur.
(Şerh No: 14271 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-02-2013 11:09)

Davalı ile davacı arasındaki ilişki; davacı kamu görevi yapmasına rağmen, özel hukuk kurallarına göre belirlenen özel hukuk ilişkisidir. Öte yandan, örneği dosyada mevcut olup incelenen sözleşmede, tarafların işçi ve işveren olarak karşılıklı vecibeler yüklendikleri ve haklar sağladıkları, özellikle sözleşmenin 12. maddesinde; çalışmanın İş Kanunu kapsamında olduğunun belirtildiği açıkça görülmektedir. Esasen davacı, işçi statüsünde olduğundan, memur statüsüne geçirilmek istenmiş, bunun üzer...
(Şerh No: 14270 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-02-2013 11:02)

Fazla Çalışma ücretinin ödendiğinin ispatının İşverene ait olduğunun altını çizen bir karar. Ayrıca ödeme hususunun tanıkla ispat edilemeyeceği de belirtilmiştir.
(Şerh No: 14222 - Ekleyen: Av.Bilge TOK - Tarih : 08-01-2013 23:10)

 Önerge  [İşK. 2] TANIMLAR Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur. Bu Kanunda işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekilleri hakkında da uygulanır. İşveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz. Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalış...
(Şerh No: 14156 - Ekleyen: Av.Ömer GÜNAY - Tarih : 16-12-2012 18:10)

İşyerinde kalp krizi sonucu meydana gelen ölüm olayında sigortalının periyodik sağlık raporları celbedilmeden ve özellikle iş Kazası ile ölüm olayı arasında uygun illiyet bağı kurulmadan kusur yönünden düzenlenen bilirkişi raporuna dayanarak kurulan hüküm bozma nedenidir.
(Şerh No: 14135 - Ekleyen: Av.Faruk SINIR - Tarih : 06-12-2012 20:52)

İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, bazı iş kollarında işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama ile anlaşılmaktadır. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır. Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farkl...
(Şerh No: 14112 - Ekleyen: Av.İpek BALKANLI - Tarih : 26-11-2012 22:11)

Mahkemece her ne kadar, davacının eylemi genel müdürün görev süresi sonlandığı için işverenin bir başka işçisine sataşma olarak değerlendirilemeyeceği değerlendirilmiş ise de, davacının burada kastı giden genel müdür ve bir yerde onun şahsında işvereni küçük düşürmedir. Görevi ile hiçbir ilgisi olmayan bir yerdeki fotoğrafı çıkartıp, yırtıp, yırtık hali ile takılması, başka türlü izah edilemez. Eylemin diğer çalışanlar üzerinde yapacağı etki de düşünüldüğünde, davacının bu eylemi doğruluk ve bağ...
(Şerh No: 14022 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 03-10-2012 15:09)

17.MADDEYE GÖRE FESİH YAPILAN İŞÇİNİN SONRADAN İSTİFA ETTİĞİ İDDİASI DİNLENEMEZ..
(Şerh No: 13880 - Ekleyen: Av.Ali EKMEKÇİ - Tarih : 22-08-2012 18:29)

İŞ KANUNU 22.MADDENİN ÖLÇÜLÜLÜĞÜ AŞMAYACAK ŞEKİLDE UYGULANABİLECEĞİNE İLİŞKİN KARARDIR.
(Şerh No: 13883 - Ekleyen: Av.Ali EKMEKÇİ - Tarih : 22-08-2012 18:17)

Kararda çalışma koşullarında değişiklik kavramı ayrıntılı biçimde değerlendirilmiştir.
(Şerh No: 13799 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 06-07-2012 13:04)

Davacı, iş güvencesi kapsamında değildir (6 aydan az çalışma). Akdin feshinde sendikal nedenin bulunmadığını ispat yükü davalı işverendedir. Davacı işçinin sendika üyeliği 3.3.2007 tarihinde işverene bildirilmiş ve iş sözleşmesi 1 gün sonra hizmet alım sözleşmesinin iptali gerekçe gösterilerek feshedilmiştir.Bu arada sendika üyeliğinden çekilen işçiler çalışmaya devam etmiş, sendika üyeliğinin bildirilmesi üzerine iş sözleşmesi feshedilen işçilerin yerine daha fazla sayıda işçi alınmıştır. Me...
(Şerh No: 13798 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 04-07-2012 12:50)

İşçinin feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi ve bunu ispatlaması, işverenin geçerli fesihle ispat yükünü ortadan kaldırmaz. Sürece göre davacının sendikal faaliyette bulunduğu, sendikaya üye olmak üzere evraklarını hazırladığı tanık anlatımı, sendika üyesi olmayan veya sendika üyeliğinden istifa edenlerin iş sözleşmelerinin feshedilmemesi, sendika üyesi olmayan, ancak üye olduklarından şüphe edilen işçilerle birlikte üye olan işçilerin sendika üyeliğinden istifa ettirilmeleri gibi...
(Şerh No: 13797 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 04-07-2012 12:41)

İşe iade ilamının yargılama gideri ve avukatlık ücreti dışındaki bölümleri ilamlı icra takibine konu yapılamaz. Zira tespit niteliğindedir.
(Şerh No: 13796 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 04-07-2012 12:32)

Kararda aynı işyerinde görev değişikliği esnasında uyulması gereken ilkeler belirlenmiştir.
(Şerh No: 9117 - Ekleyen: Av.Mine ALTINBAŞ - Tarih : 27-04-2012 19:42)

Kararda, ilk celseye iştirak etmemiş ancak davaya savunma vermiş davalı işverenin savunma dökümanlarının, davanın görülme şartlarını ciddi şekilde ilgilendirmesi halinde gerekirse isticvab davetiyesi ile davalı dinlenilmeden karar verilemeyeceğine değinilmiştir.
(Şerh No: 13417 - Ekleyen: Av.İbrahim YİĞİT - Tarih : 08-04-2012 00:34)

Kararda işyerinin zımnen devri ve bu durumda eski ve yeni işverenin sorumluluğu tartışılmıştır. İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı zamanda işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkanı vermez. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı yasanın 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakı...
(Şerh No: 13234 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-03-2012 23:23)

Hizmet sözleşmesinin belirsiz süreli olması asıl, belirli süreli olması istisna olup, taraflar arasında belirli süreli iş akdi düzenlenmesini gerektirir objektif nedenlerin varlığını işveren ispat etmelidir.
(Şerh No: 13233 - Ekleyen: Av.İbrahim YİĞİT - Tarih : 19-03-2012 17:38)

Kararda asıl işveren-alt işveren değerlendirmesi yapılmaktadır.
(Şerh No: 13150 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2012 10:44)

 Önerge  [İşK. 34] Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır. İşçinin, bu madde gereğince, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçındığı bekleme süresi içindeki her gün için bir iş karşılığı olmaksızın yarım ücret ödenir. Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz.
(Şerh No: 12980 - Ekleyen: Av.İbrahim YİĞİT - Tarih : 03-02-2012 14:34)

 Bilgi  [İşK. 34] Maddeye eleştiri getirmek amacıyla
" Ücretin gününde ödenmemesi " madde başlığı ile kaleme alınan 34. maddenin birinci fıkrasında, işçinin iş görmekten kaçınmasının haklı nedeni ve şartları açıklanmış, 2. fıkrasında da, birinci fıkraya aykırılığın yaptırımı bildirilmiştir. 2. fıkradaki yaptırım, iş görmekten kaçınan işçinin iş sözleşmelerinin işveren tarafından feshedilemeyeceği, iş görmekten kaçınan işçinin yerine işçi alınamayacağı ve iş görmekten kaçınan işçinin yaptığı işin başkasına yaptırılamayacağıdır. Fıkranın bu ya...
(Şerh No: 12979 - Ekleyen: Av.İbrahim YİĞİT - Tarih : 01-02-2012 22:24)

Ücret ve ücret olarak sayılan ödentilerin 1/4'ünden fazlası haczedilemez. Ancak kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının tamamı haczedilebilir.
(Şerh No: 12970 - Ekleyen: Av.İbrahim YİĞİT - Tarih : 01-02-2012 13:36)

Eşit davranma ilkesi tüm hukuk alanında geçerli olup İş Hukuku bakımından işverene, işyerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir neden olmadıkça farklı davranmama borcu yüklemektedir. Bu bakımdan işverenin yönetim hakkı sınırlandırılmış durumdadır. Bununla birlikte, eşit davranma borcu, tüm işçilerin hiçbir farklılık gözetilmeksizin aynı duruma getirilmesini gerektirmemektedir. Bahsi geçen ilke, eşit durumdaki işçilerin farklı işleme tabi tutulmasını önlemeyi amaç edinmiştir. Öte yan...
(Şerh No: 12658 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 21-12-2011 16:11)

Kesinleşen işe iade kararı üzerine işçinin 10 günlük yasal süre içerisinde işverene başvurusu gereklidir. İlk derece mahkemesi olayda işçinin işverene başvuruda bulunup bulunmadığını tespit etmeksizin karar vermiştir. Oysa ki işverenin başvuruda bulunup bulunmadığı fesih tarihi açısından önem taşır. İşçi işe iade kararının kesinleşmesinden sonra 10 günlük süre içinde işverene başvuruda bulunursa fesih tarihi işçinin işe iade için başvurup işverenin işçiyi işe başlatmadığı tarih, aksi halde ise i...
(Şerh No: 12451 - Ekleyen: Av.Gülgün İNCESOYLAR DİLKİ - Tarih : 19-11-2011 13:05)

Kamu İhalelerinde kamu kurumları hizmet alım işini alan yüklenicinin çalıştıracağı kişilerin tespitinde veya işten çıkartılmasında belirleyici olamaz. Hizmet alımına dayanak teşkil edecek sözleşme ve şartnamelere; a)İşe alınacak kişilerin belirlenmesi ve işten çıkarma yetkisinin kamu kurum, kuruluşları ve ortaklıklarına bırakılması, b)Hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde ya da geçici işçi olarak aynı iş yerinde daha önce çalışmış olanların çalıştırılmasına devam olunması, yönünde hükümler ...
(Şerh No: 12423 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 11-11-2011 09:06)

İş Kanunu’nun 20. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “… kesin olarak …” ibaresi Anayasa’ya aykırı değildir.
(Şerh No: 12313 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 23-10-2011 08:29)

*İBRANAME* Miktar içeren ibra sözleşmelerinde ise, alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz etkisinde olduğu kabul edilmektedir. İşveren tarafından işçinin hak kazanmadığı ileri sürülen bir borcun ibraya konu olması düşünülemez. Savunma ile çelişen ibra sözleşmelerinin geçersiz olduğu yönünde Yargıtay uygulaması istikrar kazanmıştır...
(Şerh No: 12109 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 09-10-2011 12:34)

 Bilgi  [İşK. 21] İbraname yolu ile işe iade davası açmak hakkından feragat edilemeyeceği
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi verdiği birçok kararında, işçi imzaladığı ibranamede "işe iade talebinde bulunmayacağı"na dair feragat etse dahi, 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 21.maddesinin son fıkrasındaki "Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri sözleşmeler ile hiçbir suretle değiştirilemez; aksi yönde sözleşme hükümleri geçersizdir." hükmüne dayanarak, ibraname yolu ile işe iade davasına bağlı haklardan feragatin geçersiz olduğunu belirtmektedir.
(Şerh No: 11716 - Ekleyen: Av.Hatice Fulya CEPHE - Tarih : 28-06-2011 13:28)

 Bilgi  [İşK. 108] 13.02.2011 T, 6111 SK m.79 değişikliği öncesi m.108
(Değişik: 15/5/2008-5763/10 md.) Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 ve 106 ncı maddelerdeki idari para cezaları hariç, gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce verilir. 101 ve 106 ncı maddeler kapsamındaki idari para cezaları ise doğrudan Türkiye İş Kurumu İl Müdürü tarafından verilir ve genel esaslara göre tahsil edilir. 106 ncı maddeye göre verilecek idari para cezası için, 4904 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (h) bendindeki tutar esas...
(Şerh No: 11374 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-04-2011 11:20)

 Bilgi  [İşK. 92] 13.02.2011 T, 6111 SK m.78 değişikliği öncesi m.92
91 inci madde hükmünün uygulanması için iş hayatının izlenmesi, denetlenmesi ve teftişiyle ödevli olan iş müfettişleri, işyerlerini ve eklentilerini, işin yürütülmesi tarzını ve ilgili belgeleri, araç ve gereçleri, cihaz ve makineleri, ham ve işlenmiş maddelerle, iş için gerekli olan malzemeyi 93 üncü maddede yazılı esaslara uyarak gerektiği zamanlarda ve işçilerin yaşamına, sağlığına, güvenliğine, eğitimine, dinlenmesine veya oturup yatmasına ilişkin tesis ve tertipleri her zaman görmek, araştı...
(Şerh No: 11373 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-04-2011 11:20)

Sözleşmenin feshi tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olup, karşı tarafa ulaştıktan sonra tek taraflı olarak geri alınması mümkün değildir. İşverence dava sırasında yapılan davet daha önce gerçekleştirilen feshi ortadan kaldırmaz. Kaldı ki. gönderilen davet yazısında bazı şartlar ileri sürülmüştür. Davacının önceki işinde ve aynı ücretle çalışacağı belirtilmemiş, eğitimine uygun başka bir kadroda istihdam edileceği belirtilmiştir. Davacı bu davet in kanuna uygun olmadığını, belir...
(Şerh No: 10763 - Ekleyen: Av.Mustafa Nehir GÜÇKAYA - Tarih : 10-03-2011 11:52)

Dava devam ederken, davacının işe başlatılmış olması, aksi ileri sürülmedikçe, davalı işverenin feshin geçerli bir sebebe dayanmadığını kabul ettiği şeklinde değerlendirilmelidir. 4857 sayılı kanunun 21. maddesine göre, boşta geçen süre ücreti, feshin geçersizliğine ilişkin karar verilmesi ve işe başlatılmak için işverene süresinde başvurulması şartına bağlıdır. Somut olayda, boşta geçen süre ücretine ilişkin bu şartların yargılama sırasında, davacının işe başlatılmasıyla, önceden gerçekleştiği ...
(Şerh No: 10762 - Ekleyen: Av.Mustafa Nehir GÜÇKAYA - Tarih : 08-03-2011 23:52)

Merciice; fesih tarihinden itibaren takip tarihine kadar birer yıllık devreler halinde kamu bankalarından takip konusu alacak belirtilerek, bir yıllık mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı sorulup, bu bankalardan gelecek cevaba göre takipte istenebilecek faiz oranı ve dolayısıyla faiz miktarı tespit edildikten sonra oluşacak duruma göre bir karar vermek gerekirken, Merciice,Merkez Bankasından gelen ve fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı değil, uygulanabilecek en yüksek faiz oranı (tav...
(Şerh No: 9954 - Ekleyen: Av.Mustafa Nehir GÜÇKAYA - Tarih : 09-02-2011 11:44)

İş Kanunu'nun 27/2 düzenlemesine göre işçiye yeni iş arama izni vermeyen işveren, o süre kadar ücreti işçiye ödemek durumundadır. 27/3 düzenlemesine göre iş arama izni sırasında işçiyi çalıştıran işveren, çalıştırdığı sürenin ücretini %100 zamlı olarak ödemekle yükümlüdür.
(Şerh No: 9680 - Ekleyen: Av.Engin EKİCİ - Tarih : 18-01-2011 10:12)

Çağrı usulü çalışma kısmi süreli iş sözleşmesi olarak değerlendirilmelidir ve kısmi süreli olması belirli süreli iş sözleşmesi niteliği kazandırmaz, belirsiz süreli iş sözleşmesi kapsamındadır.
(Şerh No: 9679 - Ekleyen: Av.Engin EKİCİ - Tarih : 18-01-2011 10:11)

İşyerine gitmek için işverence sosyal yardım amacı ile temin edilen araca binerek işyerine gitmekte olan işçinin, karşıdan gelen başka bir aracın kusurlu çarpması sonucu ölümü ile sonuçlanan olayın, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 11. maddesine göre bir iş kazası olarak nitelendirilmesi, işverenin bu kazadan sorumlu tutulmasını da gerektirmez. Başka bir anlatımla, kazanın işverenin işi görülürken gerçekleşmiş olması, sorumluluğu için yeterli değildir. Çünkü olay, üçüncü kişinin tamamen k...
(Şerh No: 9676 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2011 14:45)

İşverenin rücu alacağından sorumlu olabilmesi için iş kazası veya meslek hastalığının, işverenin kastı veya işçilerinin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılır bir hareketi sonucu gerçekleşmiş olmalıdır. Haksız fiil sorumluluğundan bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem, zarar, kusur, olay ile zarar arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Zararı tazmin borcundan bahsedilebilmesi için zarar eylemin bir sonucu olarak ortaya çıkma...
(Şerh No: 9675 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2011 14:25)

İşyeri dışında alkol alan işçi işyeri aracını kullarak işyerine gelmiş ve işyerinde de alkolün etkisi altında olduğu anlaşılmışsa bu gerekçeyle yapılan fesih haklı nedene dayanmaktadır.
(Şerh No: 9441 - Ekleyen: Av.Engin EKİCİ - Tarih : 10-01-2011 00:37)

Kararda işçinin davranışlarından kaynaklanan nedenlerle yapılan fesihlerde uyulması gereken ilkelere yer verilmiştir.
(Şerh No: 9458 - Ekleyen: Av.Engin EKİCİ - Tarih : 10-01-2011 00:33)

Özel istihdam bürolarının işveren sıfatı olmadığından açılacak işe iade davasının tarafı iş görme ediminin yerine getirildiği gerçek işverendir.
(Şerh No: 9440 - Ekleyen: Av.Engin EKİCİ - Tarih : 10-01-2011 00:25)

4857 sayılı Kanun m.18/3-f'ye göre "hastalık veya kaza nedeniyle 25 inci maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen bekleme süresi içinde işe geçici devamsızlık” nedeni ile fesih, fesih için geçerli bir neden değildir. Bekleme süresi, ihbar öneline ilaveten 6 haftalık süredir. Bu sürenin başlangıcı ise işçinin rahatsızlığı nedeni ile sevk aldığı tarihtir.
(Şerh No: 9380 - Ekleyen: Av.Belgin ERSOY - Tarih : 28-12-2010 20:53)

 Bilgi  [İşK. 81] İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği
27 Kasım 2010 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 27768 YÖNETMELİK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere kurulacak işyeri sağlık ve güvenlik birimlerinin kuruluşu ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin belgelendirilmeleri, yetki belgelerinin iptali, görev, ...
(Şerh No: 9206 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-12-2010 15:20)

İmzalı bordronun gerçek ücreti yansıtmadığı şüphesi doğarsa tanık beyanına ve emsal ücret araştırması sonuçlarına göre hüküm tesis edilebilir.
(Şerh No: 9130 - Ekleyen: Av.Şadet KAMAZ - Tarih : 23-12-2010 17:14)

2821 sayılı Yasanın 4773 sayılı Yasa ile değişik 31. maddesine göre, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshinde doğrudan sendikal tazminat talep edilmesi mümkün değildir. Sendikal nedenlerle iş sözleşmesinin feshinde, 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31. maddesinin yaptığı yollama nedeniyle İş Kanununun iş güvencesine ilişkin hükümlerinin uygulanması zorunluluğu bulunmaktadır.
(Şerh No: 8726 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-12-2010 17:05)

Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesi davalı işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. Maddesi uyarınca feshedilmiş, fesih bildiriminde fesih sebebi açık ve kesin olarak belirtilmemiştir. Mahkemece fesih bildiriminde fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmediği gerekçesi ile feshin geçersizliğine karar verilmiştir. Davalı işveren fesih bildiriminde fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtmediği için mahkemece feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar veri...
(Şerh No: 8729 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-12-2010 16:48)

Davacı kendi isteği ile imzaladığı hizmet akdi ile tekniker olarak ve ücreti de bu akitde belirlenerek iş mevzuatına geçmiş, sendikaya da üye olarak ücretleri TİS'e göre ödenmiştir. Artık davacı eski statüsünden kaynaklanan haklarını ya da kapsam dışı personel yönetmeliği kapsamında olan teknik uzmanın aldığı ücretin kendisine de ödenmesini talep edemez. Diğer bir anlatımla İş Kanunu hükümlerine tabi kapsam içi olarak TİS'den yararlanan bir işçinin aynı zamanda kapsam dışı ve sözleşmeli pers...
(Şerh No: 8745 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-12-2010 16:36)

Davacı işçi fesih tarihi itibariyle ibraname imzalamış ancak, her ne kadar bu gün itibariyle kıdem, ihbar ve izin ücreti bordrosu düzenlenmiş ve ibraname ile de bu alacakların ödendiği belirtilmişse de; banka kayıtlarına göre bu paraların daha sonraki bir tarihte bankaya yatırıldığı anlaşılmaktadır. Davalı işveren savunmasında fazla çalışmanın bulunmadığını bildirmesine karşılık, düzenlenen ibranamede fazla çalışma ücretinin ödendiğinin belirtilmesi, ayrıca ibranamede işçinin, iş aktinin fesh...
(Şerh No: 8744 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-12-2010 15:43)

İşyerinde, 4857 s. Kanunun 18. maddesinde belirtilen yeterli işçi sayısının mevcut olup olmadığı kesin delillerle saptanmadan ve bu husus araştırılmadan davacının, "işe iade" talebinin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
(Şerh No: 8743 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-12-2010 15:43)

Sendikalar Kanunu'nun 4773 sayılı Kanunla değişik 31. maddesinin 7. fıkrasında "...İş Kanunu'nun 18 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, aynı Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçinin sendika üyeliği veya sendikal faaliyetlerden dolayı hizmet akdinin feshi iddiası ile açacağı davada, ispat yükümlülüğü işverende olmak üzere 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun genel hükümleri"nin uygulanacağı hükme bağlanmış olup, iş güvencesi hükümleri dışında kalan iş...
(Şerh No: 8742 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-12-2010 15:42)

Kötüniyet tazminatının hüküm altına alınabilmesi için, davacının aynı yasanın 18-21 maddelerinde düzenlenen iş güvencesi hükümlerinden yaralanacak durumda olmaması gerekir. Akdin feshi tarihinde işyerinde 30 işçi çalışıp çalışmadığı, dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır.Bu husus belirlenmeden kötüniyet tazminatının yazılı şekilde hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 8746 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-12-2010 14:24)

Davacının davalıların murisi yanında iş sözleşmesi ile çalışırken murisin ölümü üzerine davalılara intikal eden işyerinde ücretsiz izine çıkarılıp daha sonra iş sözleşmesinin feshedildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacının devamsızlık yaptığı da davalı tarafça tutanak tutulmak suretiyle ispatlanamadığından ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin kabulü gerekirken reddi hatalıdır.
(Şerh No: 8741 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-12-2010 14:23)

4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesinde yer alan "mahkemece verilen kararın temyizi halinde Yargıtay ilgili Dairesinin vereceği kararın kesin olduğu" hükmü karşısında, Yargıtay Özel Daire kararı direnmeye konu edilemez. Sendikal tazminat istemi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi kapsamı içerisinde değerlendirileceğinden yine, direnmeye konu edilmesi söz konusu değildir.
(Şerh No: 8739 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 16-12-2010 13:27)

Kararda işverenin, işçilere eşit davranma yükümü ve içeriği açıklanmıştır. Eyleme katılan işçilerden bir kısmıyla yeniden iş sözleşmesi kurulmuş olması davacı işçi yönünden haklı fesih nedenini ortadan kaldırmadığından işverence yapılan feshin haklı nedene dayandığı kabul edilmeli ve davaya konu ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddine karar verilmelidir.
(Şerh No: 8738 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 15-12-2010 23:51)

Her ne kadar Özel Daire, "davacının, davalı şirkette hizmet akdi kurduğu 28.08.2000 tarihinden önce çalıştığı anlaşılan şirketin, işyerini davalı işverene devrettiği veya hizmet akdi devrinin sözkonusu olduğu kanıtlanabilmiş değildir. Bu nedenle başka bir sermaye şirketinde geçen çalışmalarının, şirketlerin aynı kuruluşa bağlı olduğu gerekçesi ile birleştirilmesi mümkün değildir." demekte ise de; davacının, davalının değişik işyerlerinde çalıştığının anlaşılmış olması karşısında, mahkemenin hesa...
(Şerh No: 8740 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 15-12-2010 23:51)

Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Davacı, iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilir ise de; dosya içeriğine ve özellikle feshe gerekçe yapılan devamsızlığın, tutanak, devam çizelgesi ve bu belgeleri doğrulayan tanık anlatımlarına göre feshin haklı nedene dayandığı anlaşıldığından davacı isteminin reddi gerekir.
(Şerh No: 8725 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 14-12-2010 21:40)

Tanık anlatımlarına göre, davacının davet üzerine işyerine 23.04.2004 tarihinde geldiği ve işveren temsilcisi ile tartıştığı, bu tartışmadan sonra işyerinden ayrıldığı saptanmıştır. İşyerinde uzun süredir çalışan, mazereti için izin isteyen ve işe davete olumlu yanıt veren bir işçinin tazminatlarından vazgeçecek şekilde işten kendi isteği ile ayrılması hayatın olağan akışına uygun değildir.
(Şerh No: 8737 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 14-12-2010 21:34)

Dosyadaki bilgi ve belgelerden davalı işyerinde 399 sayılı kanun hükmünde sözleşmeli statüde tekniker unvanı ile çalışan davacının 2000 yılında imzaladığı hizmet akti ile iş mevzuatına geçtiği, hizmet akdinde unvanının yine tekniker olarak yazılı olduğu, iş mevzuatına kapsam içi olarak geçtiği, sendika üyesi olarak TİS'den de yararlandığı tarafların kabulündedir. Artık davacı eski statüsünden kaynaklanan haklarını ya da kapsam dışı personel yönetmeliği kapsamında olan teknik uzmanın aldığı ücret...
(Şerh No: 8736 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 14-12-2010 21:34)

Maddi olayları ve yasak eylemleri saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. Ceza Mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. Beraat kararı ile maddi olgu saptanmış ise; bu yön, hukuk yargılaması sırasında dışlanamaz ve aksi benimsenemez. Davacı hakkında hırsızlık suçunu işlediği gerekçesiyle ceza davası açılmış ve mahkemece, sanığın suç ...
(Şerh No: 8735 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 14-12-2010 21:33)

Davacı işçi, "başkasının düzenlediği sahte faturaları işyerindeki kişilere vermek suretiyle bunların kullanılmasını sağlamak" şeklinde gerçekleşen eyleminden dolayı, sahtecilik suçundan 10 ay hapis cezasına mahkum edilmiş ve bu cezası ertelenmemiştir; Yargıtay, söz konusu suçun işyerinde işlenmiş bir suç olarak kabulünün gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca davacının, mahkumiyet kararından işyerine bilgi vermemesinin ve mahkumiyet kararının infazına başlanmasından kısa bir süre önce kendisini hast...
(Şerh No: 8733 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 14-12-2010 21:33)

Somut olayda çözümlenmesi gereken konu, çalışma koşullarında işçi aleyhine esaslı değişiklik olup olmadığıdır. Kararda çalışma koşullarının ne olduğu; bunları belirleyen kaynaklar açıklanmaktadır (Çalışma koşullarını belirleyen faktörler arasında yukarıdan aşağıya doğru bir sıralama yapmak gerekirse; Anayasa, kanunlar, toplu iş sözleşmesi, bireysel iş sözleşmesi, personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ve işyeri uygulamaları bir bütün olarak çalışma koşullarını belirler). Çalışma koşulların...
(Şerh No: 8731 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 14-12-2010 21:33)

İşe iade davalarında, temyiz üzerine verilen Yargıtay Özel Daire kararının kesin nitelikte bulunması, temyize konu yerel mahkeme kararının yeni hüküm niteliğinde olması ve somut olayın özellikleri dikkate alındığında, anılan kararın özel dairesince incelenmesi gerekmektedir.
(Şerh No: 8734 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 14-12-2010 17:17)

İşveren şirketin mali yapısının bozuk olduğu, bu nedenle çok sayıda icra takiplerine maruz kaldığı, 2009 yılı üretim miktarının 2008 yılına göre önemli ölçüde düşme gösterdiği tespit edilmiştir. Davalı işverence işten çıkarılan işçilerin yerine yeni işçi alındığı ispatlanmadığı gibi, işverenin fesih nedeni ile çelişen bir uygulamada bulunduğu da ortaya konulmamıştır. Mevcut olgulara göre işyerinde oluşan olumsuz ekonomik koşulların istihdam fazlalığı doğurduğu açıktır. Bu sebeplerle işverenin fe...
(Şerh No: 8730 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 14-12-2010 17:07)

İş güvencesinin, (işverenin) aynı işkolunda bulunan tüm işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır. Aynı işkolunda yer alan polis konukevlerinde çalışan personel sayısı dikkate alındığında davacının, iş güvencesi hükümlerine tabi olduğunun kabulü gerekir. Davacı, iş güvencesi hükümleri olan 4857 sayılı iş Kanununun 18, 19, 20 ve 21. maddelerinden yararlanacağından bağımsız olarak sendikal tazminat isteğinde bulunamaz. Başka bir anlatımla İş g...
(Şerh No: 8727 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 14-12-2010 16:57)

4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2. maddesinde açıkça, feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunu kanıtlayacaktır. Bunun karşılığında eğer işçi, feshin, işverenin dayandığı ve uygun kanıtlarla inandırıcı bir biçimde ortaya koyduğu sebebe değil, başka bir sebebe dayandığını iddia ederse, bu başka sebebi ...
(Şerh No: 8728 - Ekleyen: Gökhan TAZEGÜL - Tarih : 14-12-2010 16:56)

Fazla mesai alacaklarının işçinin imzasını havi bordrolarda sıfır ( 0 ) olarak gösterilmesi, herhangi bir tahakkuk ve ödeme içermemesi halinde davacı işçi, bu alacaklarla ilgili çalışmasını ispatlaması durumunda fazla çalışma alacağına hak kazanır.
(Şerh No: 8641 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 23-11-2010 15:05)

Kararda fazla çalışma ücretiyle ilgili ilkelere yer verilmiştir.
(Şerh No: 6168 - Ekleyen: Av.Engin ÖZOĞUL - Tarih : 13-07-2010 11:04)

Somut uyuşmazlıkta davacının hem işyeri hem de Satış Trafik Elemanı iken Yolcu Hizmetleri Elemanı olarak çalışması istenerek işin niteliği değiştirilmektedir.Yapılan bu nakli davacı kabul etmemiştir.Gerek yer değiştirme ve gerekse işin niteliğinde yapılan değişiklik iş şartlarında esaslı değişikliktir.Davalı İşveren bu değişikliğin geçerli bir sebebe dayandığını gerek nakil yazısında ve gerekse fesih bildiriminde belirtmemiştir.Görev yeri ve işi değiştirilen davacının atamayı kabul etmemesi hali...
(Şerh No: 6105 - Ekleyen: Av.Ali EKMEKÇİ - Tarih : 18-06-2010 17:56)

Fazla mesai konusunda ispat yükü işçide olmakla, başka işyerinde çalışan ve davacı işçiden önce işyerinden ayrılmış olan tanıkların anlatımları ile fazla mesai konusunun ispatlandığı kabul edilemez.
(Şerh No: 6061 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-06-2010 16:35)

Yerel Yönetim Biriminde istihdam edilen işçinin fazla mesai yaptığını yazılı delille ispatlaması gerekir; bu hususta tanık anlatımlarına itibar edilemez.
(Şerh No: 6059 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-06-2010 16:01)

Askerlik borçlanmasından doğan fark kıdem tazminatının son işveren kamu kuruluşundan talep edilebileceği, özelleştirilen işveren nezdinde çalışırken emekli olunması halinde askerlik borçlanmasının kıdem tazminatı esas süresinin hesabında nazara alınmaması
(Şerh No: 5995 - Ekleyen: Av.Hasan Hüseyin AVCI - Tarih : 02-06-2010 10:44)

Karar iş davalarında, bilirkişilerin ve mahkemelerin çokça düştüğü bir yanılgıyı düzeltmektedir. İşçilik alacaklarına ilişkin kararlarda, net-brüt ayrımı yapılmadığı için infazda tereddüte yol açmakta ve işverenin mükerreren bazı ödemelerde bulunmasına yol açmaktadır. Bu nedenle bilirkişi raporu ve mahkeme kararında yasal kesintiler yapıldıktan sonra karar verilmelidir.
(Şerh No: 5880 - Ekleyen: Av.Suat ERGİN - Tarih : 26-05-2010 15:26)

 Bilgi  [İşK. 122] Madde gerekçesi
(İŞ KANUNU TASARISININ 116. MADDESİ İŞ KANUNU’NUN YASALAŞAN METNİNİN 122. MADDESİNE KARŞILIK GELMEKTEDİR.) MADDE 116 - Yürütme maddesidir.
(Şerh No: 5573 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-05-2010 12:27)

 Bilgi  [İşK. 121] Madde gerekçesi ve genel gerekçe
-Yürürlük maddesidir. -GENEL GEREKÇE- Türk yasa koyucusu Cumhuriyetin kuruluş yıllarından beri çalışma hayatının yasalarla düzenlenmesi fikrini benimsemiştir. Nitekim Cumhuriyetin ilanından yaklaşık altı ay önce toplanan İzmir İktisat Kongresinde işçi grubunun girişimi ile günlük iş süresinin sınırlanması, ara dinlenmesi, maden ocaklarında çocukların ve kadınların çalıştırılmaması, ücretin para ile ve düzenli bir biçimde ödenmesi gibi konularda ilke kararları alınmıştır. Cumhuriyetin ilanınd...
(Şerh No: 5572 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-05-2010 12:25)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05256796 saniyede 11 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.