Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

Olayda, ihtarname tebligatı davalı şirket temsilcisinin orada bulunup bulunmadığı belirtilmeksizin yetkili kişi denilerek M ____ Y ____ imzasına tebliğ edilmiştir. Bu haliyle ihtarnamenin tebliğ işlemi yasada belirtilen usule uygun olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın 01.07.2015 tarihinden sonra açılması gerekeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değilse de sonucu itibariyle karar redde ilişkin olduğundan onanmıştır.
(Şerh No: 16464 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:10)

Son uzama yılı dava açıldığı tarihe nazaran 01.01.20015 tarihinde sona ermiş olup bu tarihten en az üç ay önceden 01.04.2014, 07.07.2014, 16.09.2014 tarihinde yapılan feshi ihbarlar ve 19.01.2015 tarihinde açılan dava süresindedir. Durum böyle olduğu halde TBK'nUn Yürürlüğü ve Uygulama Şeklindeki Kanunun geçici 2.maddesine yanlış anlam vererek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 16467 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:10)

Kiralanan TBK.nun konut ve çatılı işyeri kirası hükümlerine tabi olup, taraflar arasında imzalanan 01.01.2014 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesine değer verilerek kira sözleşmesinin 01.01.2015 tarihinden itibaren kiracı tarafından sürenin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunulmadıkça TBK.nun 347. maddesi uyarınca aynı koşullarla yıldan yıla yenilenerek ve bu şekildeki uzama süresinin on yıla ulaşması gerektiği kabul edilmelidir. Mahkemece yukarıda açıklanan koşullar ...
(Şerh No: 16468 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:09)

Somut olayda, 01/01/1999 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli yazılı kira sözleşmesi uyarınca, 19/09/2014 keşide, 22/09/2014 tebliğ tarihli ihtarname, 01/01/2015-31/12/2015 dönemi için süresinde gönderilen bir ihtarname olduğundan ve 29/01/2015 tarihinde açılan dava da süresinde açıldığından, kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 16469 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:09)

Mahkemece, TBK.nun 328 ve 329.maddeleri gereğince feshi ihbar sürelerine uyulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması hatalıdır.
(Şerh No: 16481 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:08)

Davanın 01/07/2017 tarihinden sonra açılması gerekmektedir.
(Şerh No: 16470 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:00)

Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 01/01/2000 başlangıç tarihli olup 7 yıl sürelidir uzama süresi 01/01/2007 yılından itibaren başlatılması gerekir. Bu durumda uzayan dönem 01/01/2017 yılında sona ereceğinden ancak bu tarihten sonraki dönem için kiralananın süre bitimi nedeniyle tahliyesi istenebilir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
(Şerh No: 16480 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 18:59)

Somut olayda en son düzenlenen yazılı kira sözleşmesine göre on yıllık uzama süresi dolmamış olduğu halde, mahkemece taraflar arasındaki kira ilişkisinin süresi esas alınarak yazılı şekilde kiralananın tahliyesine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
(Şerh No: 16479 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 03-06-2016 21:07)

Tapuda lehine aile konutu şerhi verilen kişinin MESKENİYET nedeniyle haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir.
(Şerh No: 16478 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 03-06-2016 16:42)

 Bilgi  [CMK. 64] ADLİ TIP KURUMU'NA BAŞVURMAK ZORUNLU MUDUR?
ADLİ TIP KURUMU'NA BAŞVURMAK ZORUNLU MUDUR? Av. İsmail DUYGULU Hem hukuk ve hem de ceza davalarında Adli Tıp Kurumu'na başvurulmak suretiyle rapor alındığı ve bu raporlar ile bağlı kalınarak hüküm kurulduğu bilinmektedir. Adil yargılanma, hukuki dinlenilme / savunma ve ispat hakkı kapsamında, Adli Tıp Kurumu nezdinde yapılan ve itiraza konu olan yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli olmayan raporlara dayanılarak verilen hükümler hukuka aykırıdır. Bilindiği üzere Adli Tıp Kurumu yeterl...
(Şerh No: 16477 - Ekleyen: Av.İsmail DUYGULU - Tarih : 03-06-2016 13:24)

Bilimsel çalışmalarda, alkole toleransın kişiden kişiye değişeceği gibi aynı kişide de farklı zamanlarda reaksiyonlarda farklılık olabileceği, kişinin yaşı, kilosu, cinsiyeti, metobolizma hızı, açlık ve tokluk durumu gibi pek çok nedene bağlı olarak vücuttaki alkol oranının azalma hızının değişebileceği kabul edilmektedir
(Şerh No: 16475 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 02-06-2016 12:42)

5237 sayılı Yasanın 257. maddesinin birinci fıkrasında görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi ve bu aykırı davranış nedeniyle kişilerin mağduriyeti, kamunun zararına neden olması ya da kişilere haksız kazanç sağlaması ile oluşur. Görüldüğü gibi 765 sayılı Yasanın 230. maddesindeki suçun oluşumu için norma aykırı davranış yeterli iken; 5237 sayılı Yasanın 257. maddesindeki suçun oluşabilmesi için norma aykırı davranış yetmemekte; bu davr...
(Şerh No: 16474 - Ekleyen: Av.Öznur ÇINAR - Tarih : 02-06-2016 10:52)

İcra müdürlüğünce, tapu sicil müdürlüğüne haczin fekkedildiğine ilişkin bildirim yapılması üzerine eski tarihli hacizler kalkmış olup hukuk sistemimizde haczin ihyası şeklinde bir müessese bulunmamaktadır.
(Şerh No: 16472 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 31-05-2016 15:58)

İİK.'nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir.
(Şerh No: 16473 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 31-05-2016 15:52)

Davacı, davalının hiç bir maddi katkısının bulunmadığını ileri sürerek tedbir nafakasına hükmedilmesi talebinde bulunmuş; mahkemece zaruret hali iddiasının hükme esas alınamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; davacı vekilince karar temyiz edilmiştir. Evlilik birliğinin korunması ve devamını sağlamak için eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gerekli bazı ortak giderler olup; davacının belirli ve sürekli bir gelirinin olması,ona tedb...
(Şerh No: 16471 - Ekleyen: Av.Arzu DİRİCAN - Tarih : 21-05-2016 23:14)

Davacıların 18.04.2013 tanzim ve 25.04.2013 tebliğ tarihli ihtarnamesi sözleşmenin sonu olan 01.07.2014 tarihine göre üç ay önce tebliğ edilmediğinden hukuki sonuç doğurmaz.
(Şerh No: 16463 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 18-05-2016 20:52)

Limitation periods prescribed in the laws which set forth commercial provisions, may not be changed by agreement unless provided otherwise by the Law.
(Şerh No: 16462 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 17-05-2016 22:57)

Tahkikat, ön incelemede saptanan çekişmeli hususlar üzerinden yürütüleceğine (HMK m. 140/3) göre, bu tespit yapılmadan tarafların herhangi bir delile dayanmaları ve dayandıkları delilleri sunmaları beklenemez. Bu nedenle davalı-davacı (kadın)'ın, mahkemece uyuşmazlık konularının tespitinden sonra verilen süre içinde bildirdiği tanıkları, ikinci tanık listesi sayılamaz.
(Şerh No: 16461 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-05-2016 21:59)

Dava, keşideci(davacı) tarafından avans olarak verilen ve lehtar (davalı) tarafından ciro yoluyla diğer davalı faktoring şirketlerine devredilen çekler hakkındaki menfi tespit istemine ilişkindir. Çeklerin davacı keşideci tarafından, davalı lehtara avans olarak verildiği noktasında duraksama olmadığından, davalı şirket hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Diğer davalılar faktoring şirketleri hakkındaki davaya gelince, faktoring sözleşmesinin niteliği gereği...
(Şerh No: 16458 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 09-05-2016 20:27)

Mahkemece, öncelikle kiralanan yerin ( park içindeki kafeterya ) nitelik ve vasfının araştırılarak ( gerektiğinde yerinde keşif yapılarak ) ile TBK'nın taşınır kirası hükümlerine mi yoksa çatılı işyeri hükümlerine tabi bir yer olup olmadığının tespiti, daha sonra hasıl olacak sonuca göre davalının kira süresi dolmadan akdi feshinin haklı olup olmadığı belirlenmesi, feshin haklı olduğu kanaatine varılır ise davacının tazminat istemi ile ilgili bir hüküm verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hük...
(Şerh No: 16459 - Ekleyen: Av.Rıdvan ERGÜN - Tarih : 09-05-2016 20:19)

İhale konusu taşınmazlar dışında emsal dairenin belirlenen değerin üzerinden satışa sunulması ihalenin feshini gerektirir
(Şerh No: 16457 - Ekleyen: Stj.Av.Fatih KABADAYI - Tarih : 29-04-2016 21:05)

Kadastro tespitlerinde zilyetliğe ve vergi kaydına dayalı olarak açılan davaların 30 günlük askı ilan süresi ile sınırlı olduğuna ve 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmasının olanaklı olmadığına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla kadastro tespiti zilyetliğe dayalı iktisaba engel değildir.
(Şerh No: 16455 - Ekleyen: Av.Seyhan ŞAHİN - Tarih : 08-04-2016 23:02)

Yetkili icra dairesince borçluya yeni ödeme emri tebliğ edilmedikçe ve ödeme emrinde belirtilen ( 10 ) günlük ödeme süresi geçmedikçe alacaklı tarafça haciz istenemeceği gibi, bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizler de geçersizdir. Öte yandan icra mahkemesi kararlarının infaz edilebilmesi için kesinleşmelerini zorunlu kılan yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu durumda yetki itirazının kabulüne karar verilmesi halinde yetkisiz icra dairesince konulan hacizler de hükümsüz kalacağından ka...
(Şerh No: 16452 - Ekleyen: Stj.Av.Mustafa TAŞKIN - Tarih : 03-04-2016 18:20)

Kural olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları konuları ile sınırlı, gerekçeleri ile aydınlatıcı ve sonuçları ile bağlayıcıdır. Görüleceği üzere butlan sonucunu doğurarak, murisin temliki tasarruflarının iptaline imkan tanıyan 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi için, temliki tasarrufa konu yapılan taşınmazın murisin tapulu malı olması, gerçekte bağışlamak istediği bu malı ile ilgili olarak tapu memuru huzurunda, iradesini satış doğrultusunda açı...
(Şerh No: 16453 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 31-03-2016 20:07)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken, yasa gereği vekalet ücretine hükmedilmiş ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi değiştikten sonra hükmün açıklanması gerekmişse, bu tarihte yürürlükte bulunan tarifedeki miktardan, ilk kararla verilen miktar mahsup edildikten sonra aradaki farka hükmedilecektir. Aksi halde sanığa, bir davada iki kez vekalet ücreti yüklenmiş olunacaktır.
(Şerh No: 16454 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 31-03-2016 14:13)

Tebligat Kanunu'nun 17. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddelerine göre; bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ o yerdeki daimi memur veya müstahdemlerden birine yapılır. Bu durumda, muhatabın o yerde geçici olarak bulunmadığı hususu tespit edilerek, tebligat mazbatasına şerh verilmelidir. Şerh gereğinin yerine getirilmemesi ise tebligatı usulsüz kılar.
(Şerh No: 16451 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 25-03-2016 23:57)

İcra takibi borçlularından her birinin kıymet taktiri yapılan malın maliki olması aranmaksızın kıymet taktirine itiraz HAKKI VARDIR.
(Şerh No: 16450 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 24-03-2016 16:40)

 Bilgi  [HMK. 20] HUMK Karşılık Madde 27
Selahiyet Madde 27 - Mahkeme vazifedar veya salahiyettar olmadığından dolayı dava arzuhalinin reddine karar verdiği takdirde arzuhali ve dava dosyasını ait olduğu mahkemeye gönderir ve yeniden harç alınmaz.
(Şerh No: 16449 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-03-2016 13:35)

 Bilgi  [HMK. 20] HUMK Karşılık Madde 193
İtirazatı İptidaiye Madde 193 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 18.07.1981 RG NO: 17404 KANUN NO: 2494/15) Davacı, iptaline karar verilen dilekçenin yerine yeni bir dilekçe düzenleyip vermek zorundadır. Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırması zorunludur. (DEĞİŞİK FIKRA RGT: 07.10.2004 RG NO: 25606 KANUN NO: 5236/13) (YÜR. TAR.: 01.06.2005) Her iki halde kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren on gün içinde yen...
(Şerh No: 16448 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-03-2016 13:34)

Yoksulluk nafakasının arttırılması davasında verilecek karar gözetilirken nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında arttırılmalı böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
(Şerh No: 16447 - Ekleyen: Av.Mehmet GÜMÜŞ - Tarih : 08-03-2016 12:20)

Borcun tamamının tehir-i icra kararı getirmek üzere teminat amaçlı olarak depo edilmesi halinde hacizlerin kaldırılması gerekir
(Şerh No: 16446 - Ekleyen: Stj.Av.Fatih KABADAYI - Tarih : 07-03-2016 15:59)

Aynı taşınmaz üzerine birden fazla haciz konulmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. Taşınmazın üzerinde haciz varken, alacaklının talebi üzerine yeniden haciz konulması, önceki hacizden vazgeçildiği anlamına gelmez.
(Şerh No: 16444 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 04-03-2016 11:28)

Adres bilgilerine erişimin hak arama hürriyeti ve adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği
(Şerh No: 16445 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 04-03-2016 11:22)

Bozma sonrasında yapılan yargılamada davacının 27.06.2012 tarihinde öldüğü nazara alınarak faraziyenin ortadan kalkmasıyla bilirkişiden davacının ölüm tarihi baz alınarak gerçek zararın hesaplanması için ek rapor alınması sonucunda göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
(Şerh No: 16442 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 01-03-2016 11:23)

Taşınmaz satışlarında ilan tarihi ile satış tarihi arasında bir aylık süre bulunmalıdır. Bir ay önceki gün yapılan ilan ile bir ay sonraki satış gününün aynı olması halinde bir aylık dolmamıştır.
(Şerh No: 16443 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 01-03-2016 11:13)

Koca tarafından Medeni Kanunun 166/son maddesine dayalı olarak 3.11.2003'te açılan dava, 5.4.2004'te feragat sebebiyle reddedilmiş, koca yeniden 23.02.2005 tarihinde, 17.11.1998'de reddedilen davayı esas alarak boşanma isteğinde bulunmuştur. Oysa 5.4.2004'teki feragatla 17.11.1998 gün 1998/348 sayılı dava ile doğan haklardan vazgeçilmiştir (Feragat edilmiştir). 5.4.2004 tarihinden itibaren yasanın aradığı üç yıllık fiili ayrılık süresi de dolmamıştır. Mahkemece davanın reddi gerekirken yazılı şe...
(Şerh No: 12413 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 24-02-2016 21:13)

Feragat kendiliğinden bu iradenin mahkemeye ulaştığı ve açıklandığı tarihte kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğurur (HUMK m. 95). Feragat üzerine verilen kararın şeklen kesinleşmesinin beklenmesine gerek yoktur.
(Şerh No: 16440 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 24-02-2016 17:28)

Davalının davacı ile ikinci kez evlenmesi ve anlaşmalı olarak boşanması ilk boşanma kararında hükmedilen alacaklarla ilgili davacıyı ibra ettiğini göstermez.
(Şerh No: 16439 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 24-02-2016 10:08)

Feragat ve kabul, kesin hükmün hukuki neticelerini hasıl eder (HUMK. md.95). Feragat beyan tarihinde hukuki sonucunu doğurur (H.G.K. 1991/2-550630, 2H.D. 5235/1993). Feragat üzerine verilen kararın taraflara tebliği suretiyle şekli kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur.
(Şerh No: 16438 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 24-02-2016 09:49)

Haciz devam ederken aynı mal üzerine tekrar haciz istenmesi, daha önceki hacizden vazgeçme anlamına gelir. Düşmüş hacze dayalı kıymet takdiri esas alınarak ihalenin yapılması da usulsüzdür.
(Şerh No: 16437 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 22-02-2016 13:33)

Alacağa mahsuben ihalede, harç matrahının tespiti (3.şahısa ihale yapıldığında alacaklıya ödenecek miktar ne ise aynı miktar üzerinden harç tahsili gerekir).
(Şerh No: 16436 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 22-02-2016 13:30)

İhalede zarar unsuru oluşmamışsa, ihalenin feshini istemekte hukuki yarar yoktur
(Şerh No: 16435 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 22-02-2016 13:21)

Olayın gerçekleştiği işyerine doğru yaklaşık on gün kadar önce silahla ateş ettiği gerekçesiyle hakkında kovuşturma yapılan sanık S..'nin olayın hemen öncesinde geldiği işyerinde sanık C.'in de aralarında bulunduğu çalışanlar ile tartıştığı, hakaret ve tehditlerde bulunarak ve tekrar döneceğini beyan ederek ayrıldığı ve yaklaşık onbeş dakika sonra bir ticari taksiyle dönerek işyerine doğru silahla ateş ettiği, bu ateş sonucunda mağdur C.'i yaşamsal tehlike geçirecek biçimde yaraladığı olayda; sa...
(Şerh No: 16434 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 16-02-2016 16:49)

Sanığın eylemini katılandan gelen haksız hareketin etkisiyle gerçekleştirdiği, sanık hakkında bu nedenle TCK'nin maddesi gereğince haksız tahrik hükümlerinin uygulanabileceği gözetilmeden, koşulları oluşmadığı halde TCK'nin maddesi gereğince meşru müdafanın kabulüyle hüküm tesisi bozma nedenidir.
(Şerh No: 16433 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 16-02-2016 16:46)

a-Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde uygulama yeri bulunan TCK'nın 143. maddesinin işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan hüküm kurulduğu sırada uygulanması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini, b-6545 sayılı Kanunun 62. maddesi ile değişik TCK'nın 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3. maddesi uyarınca sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek ...
(Şerh No: 16432 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 16-02-2016 16:40)

Davacının Eceabat Asliye Hukuk Mahkemesine işlemin tebliği üzerine idari dava açma süresi içinde dava açması, anılan Mahkemenin uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargı mercilerine ait olduğu gerekçesiyle verdiği görevsizlik kararı üzerine davacının dosyanın görevli İdare Mahkemesine gönderilmesi talebini içeren dilekçeyi otuz günlük süre içinde Mahkemesine vermesi, dosyanın İdare Mahkemesine intikali üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun benzer nitelikteki uyuşmazlıklarda verdiği k...
(Şerh No: 16430 - Ekleyen: Av.Mustafa GÖNÜLAL - Tarih : 14-02-2016 19:55)

Davacıya isnat edilen fiillerin sübuta erdiği sonuç ve kanaatine varılmakla birlikte, fiillerin yukarıda açıklandığı üzere "referans norm" olarak dikkate alınması gereken 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinde sayılan ve "Devlet memurluğundan çıkarma" cezasını gerektiren fiil ve haller içerisinde yer almadığı anlaşıldığından, davacının "görevini sonlandıran" sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmış,...
(Şerh No: 16431 - Ekleyen: Av.Mustafa GÖNÜLAL - Tarih : 14-02-2016 19:43)

Somut olayda borçlu, ilamdan kaynaklanan para borcunu, karar tarihinden sonra ve takipten önce, alacaklının banka hesabına ödemiş ise de, ödemeyi alacaklıya takip talebinde bulunmasından sonra bildirdiğinden ve de alacaklının her gün ve saatte banka hesabını denetlemesinin hayatın olağan akışı içinde mümkün de bulunmadığından dolayı ödeme borcunun takipten sonra yerine getirildiğinin kabulü gerekir. "Ödemenin takip tarihinden sonra yapıldığı kabul edilerek, icra müdürlüğünce dosya bakiye bor...
(Şerh No: 16429 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-02-2016 16:05)

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi karşısında, 5271 sayılı CMK’nin 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen vekil ücretlerinin sanıktan alınmasına hükmedilemeye...
(Şerh No: 16428 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 09-02-2016 17:44)

Sanığın duruşmadan vareste tutulmak istemediğini beyan etmesi karşısında; son oturumda hazır bulundurulmadan hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması BOZMAYI gerektirmiştir.
(Şerh No: 16427 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 09-02-2016 17:35)

Sanık hakkında, farklı hareketlerle gerçekleştirilen her iki eylem nedeniyle ayrı ayrı her iki suçtan da mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, hukuki anlamda birden fazla “hareket” bulunmaması nedeniyle olayımızda uygulama yeri bulunmayan TCK'nın 44. maddesi gerekçe gösterilmek suretiyle; başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçundan mahkumiyet, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçundan ise “ ceza verilmesine yer olmadığına” karar veril...
(Şerh No: 16426 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 09-02-2016 17:31)

 Bilgi  [BK. 72] BK 60 ile TBK 72 arasındaki fark
BK. m. 60 ile ilgili uygulamada “zararı müstelzim fiilin vukuu” tabirinin Yargıtay’ca zorlama bir yorumu ile zamanaşımı, zararı doğuran fiilin tarihi ile değil de bu fiilin sebep olduğu zararın gerçekleşmesi ile başlatılmıştır. Gölcük depreminde çürük inşa edilmiş bir binanın depremde yıkılması ile ilgili bir kararında zamanaşımı binanın teslim tarihinde değil de yıkıldığı tarihte başlar denilmiştir. TBK. M. 72 bu görüşü terk etmiştir. Uzak geçmişte kalan olaylardan dolayı uyuşmazl...
(Şerh No: 16425 - Ekleyen: Emin TEMİZEL - Tarih : 09-02-2016 16:25)

Kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmesi gerekir. Mahkemece gerçek zararın belirtilen şekilde tespit edilerek, tahliye sonrası kiraya veren tarafından iade edilmesi gereken depozito bedelinin de hesa...
(Şerh No: 16424 - Ekleyen: Av.Tuğba GÖKTEPE - Tarih : 03-02-2016 15:37)

Kocanın açtığı ilk boşanma davası reddedilmiş ve hükmün kesinleşmesinin üzerinden 3(üç) yıl geçmiştir.Her ne kadar davalı tanığı, eşlerin 304 gün beraber kaldığını ifade etmişse de, bu beraberlik evlilik birliğini" yeniden kurulduğu şeklinde yorumlanamaz. Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesinin aradığı koşullar oluşmuştur. Davacı kocanın, davasının kabulüne karar vermek gerekir.
(Şerh No: 16423 - Ekleyen: Av.Tuğba GÖKTEPE - Tarih : 01-02-2016 15:14)

Nitelikli yağma konut içinde işlenmiş ise ayrıca Konut Dokunulmazlığının İhlali suçundan hüküm kurulamaz.
(Şerh No: 16422 - Ekleyen: Av.Ahmet GELEGEN - Tarih : 01-02-2016 11:41)

"Eşini aldatan kadının kasten öldürülmesi, haksız tahrik uygulanması gerektiği"
(Şerh No: 16416 - Ekleyen: Av.Öznur ÇINAR - Tarih : 28-01-2016 14:49)

Mahkemece iflasa karar verilmesi halinde, ihtiyati tedbirlerin de kaldırılmasına karar verilmelidir, zira iflas hali ihtiyati tedbirle sağlanan korumadan daha farklı koruma sağlamaktadır ve aksi halde iflas idaresinin işlemleri için de sorunlar çıkabilmektedir. Bu durumda mahkemece verilen iflas kararı nedeniyle tedbirlerin kaldırılmasına karar vermesi gerekirken, infazda sorun yaratacak şekilde tedbirler hakkında bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
(Şerh No: 16417 - Ekleyen: Ali Rıza ÖZALP - Tarih : 27-01-2016 13:14)

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin toplam aktiflerinin toplam borçlarını karşılayabildiği, diğer bir ifadeyle borca batık durumda olmadığının tespit edildiğin gerekçesiyle, iflasın ertelenmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece eksik ve yetersiz inceleme ve hatalı bilirkişi raporları ile şirketin borca batık olmadığına karar verilmiştir. Mahkemenin borca batıklığın yasa ve muhasebe ilkeleri çerçeve...
(Şerh No: 16418 - Ekleyen: Ali Rıza ÖZALP - Tarih : 27-01-2016 13:05)

Dava konusu ödeme emrinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun tebliğe ilişkin hükümlerine göre tebliğ edilmesi gerekirken, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yapılan tebligatın usule uygun olmadığı anlaşılmış olup, davacının ıttıla tarihi olarak beyan ettiği 11.03.2013 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği kabul edilmek suretiyle uyuşmazlığın esasına ilişkin inceleme yapılması gerekirken, davayı süre aşımı nedeniyle reddeden Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
(Şerh No: 16420 - Ekleyen: Av.Mustafa GÖNÜLAL - Tarih : 27-01-2016 12:57)

5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 16. maddesi uyarınca ilgililere verilen idari para cezalarının takip ve tahsilinde 5326 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı ve anılan Kanun'un yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca genel bütçeye gelir kaydedilen idari para cezalarının kesinleşmeden takip ve tahsil edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır. Dosyanın incelenmesinden; dava konusu ödeme emrinin dayan...
(Şerh No: 16419 - Ekleyen: Av.Mustafa GÖNÜLAL - Tarih : 27-01-2016 12:56)

Ayırt etme gücünün sonradan kazanılması veya akıl hastalığının iyileşmiş olması durumlarında mutlak butlan davasını, yalnızca ayırt etme gücünü sonradan kazanan veya akıl hastalığı iyileşen eş açabilir. Bu hallerde dava hakkı, sonradan iyileşen eşe aittir (TMK. m. 147/2)
(Şerh No: 16414 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 22-01-2016 23:30)

6101 sayılı TBK Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5/1.maddesinde; "TBK yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder Ancak bu sürelerin henüz dolmamış kısmı, Türk Borçlar Kanununda öngörülen süreden uzun ise, yürürlüğünden başlayarak Türk Borçlar Kanununda öngörülen sürenin geçmesiyle, hak düşürücü veya zamanaşımı süresi dolmuş olur"
(Şerh No: 16415 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 22-01-2016 23:26)

ORTAĞIN ŞİRKET HİSSESİNİN HACZİ NEDENİYLE ORTAKLIKTAN ÇIKARMA
(Şerh No: 16413 - Ekleyen: Av.Öznur ÇINAR - Tarih : 22-01-2016 09:20)

 Bilgi  [TK. 822] KONVANSİYON İLE ORTAK HÜKÜMLER
KONVANSİYON MADDE 7 Çekin ödenebildiği ülke hukuku şunları belirleyecektir: TTK 822- Aşağıda yazılı hususlar çekin ödeneceği ülke hukukuna göre belirlenir: “Ödeme yeri hukuku” başlığı altında düzenlenen bu hükümlerin bir kısmı esasa, bir kısmı şekle ilişkindir. Vade, ibraz, çek üzerine çizgi çekilmesi yada beyan yazılması gibi hususlar şekle ilişkin iken; çek üzerine birtakım kayıtların düşülmesi, kısmi ödeme, çekin karşılığı üzerindeki haklar, cayma ve itiraz hakkı, çekin kaybı yada çalı...
(Şerh No: 16412 - Ekleyen: Stj.Av.Ekrem KORKMAZ - Tarih : 16-01-2016 00:38)

 Bilgi  [TK. 767] KONVANSİYON İLE ORTAK HÜKÜMLER
KONVANSİYON MADDE 4 / p.3 Taraf devletlerin birinde, sözleşmeye taraf ülkenin bir vatandaşının yine sözleşmeye taraf bir başka ülke vatandaşına karşı bir çek aracılığıyla üstlendiği taahhütler, çekin imzalandığı ülkenin hukukuna göre geçerli olmasa dahi, imza edenin tabi olduğu ülke hukukunun şekil şartların uyuyorsa geçerli sayılacaktır. Bir önceki fıkra gibi bu fıkradaki koruma sistemi de poliçe ve çekler için ortak hüküm mahiyetindedir. Lex Fori’nin uygulama alanını belirten bu h...
(Şerh No: 16411 - Ekleyen: Stj.Av.Ekrem KORKMAZ - Tarih : 16-01-2016 00:36)

Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde; vadeli hesabında bulunan 7500 TL nakit paranın kocanın isteğin üzerine daha fazla faiz getireceğinden bahisle kocanın hesabına aktarıldığı ve iade edilmediği belirtilerek 7500 TL'nin tarafına verilmesini istemiş ve bu hususta nispi harcı yatırmıştır. Davacı-karşı davalı kadının bu istemi aile hukukundan kaynaklanmayıp, genel hükümlere tabi alacak istemi niteliğindedir. Görev kamu düzenine dair olmakla yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate ...
(Şerh No: 16410 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 15-01-2016 10:38)

 Bilgi  [TK. 821] KONVANSİYON İLE ORTAK HÜKÜMLER
KONVANSİYON MADDE 5 Çekten doğan yükümlülüklerin üstlenildiği ülke hukuku, bu tür yükümlülüklerin sonuçlarını belirleyecektir “Duzenlenme yeri kanunu” başlığı altında düzenlenen bu hüküm, çek metnine imza koyan kişilerin kötüniyetini önleyici bir tedbir olarak önem arzetmekte ve esasınsa imzaların istiklali prensibini yansıtmaktadır.
(Şerh No: 16409 - Ekleyen: Stj.Av.Ekrem KORKMAZ - Tarih : 15-01-2016 01:05)

 Bilgi  [TK. 767] KONVANSİYON İLE ORTAK HÜKÜMLER
KONVANSİYON MADDE 4 / p.2 Bir çek aracılığıyla üstlenilen ve önceki paragraftaki hükümlere göre geçerli olmayan taahhütler, sonraki taahhüdün yapıldığı ülke hukuka göre geçerli ise önceki taahhüdün geçerli olmayışı sonraki taahhüdü geçersiz kılmayacaktır. Konvansiyonun birinci paragrafını, yalnızca çekler için geçerli olan bir hükümle karşılayan TTK, 820/2’nin göndermesi sebebiyle, Konvansiyonun ikinci fıkrasındaki düzenlemeyi karşılamak amacıyla poliçelerle ortak bir hükmü öngörmektedir. ...
(Şerh No: 16408 - Ekleyen: Stj.Av.Ekrem KORKMAZ - Tarih : 15-01-2016 01:04)

 Bilgi  [TK. 820] KONVANSİYON İLE ORTAK HÜKÜMLER
CENEVRE KONVANSİYONU MADDE 4 / p.1 Çekten doğan herhangi bir taahhüdün şekli, taahhüdün imzalandığı yer hukukuna göre belirlenir. Ancak, ödeme yeri hukuku tarafından belirlenen usuller dikkate alınırsa yine de geçerli olacaktır. Eski Ticaret Kanunu’nun 732. maddesinin sadeleştirilmiş şekli olan bu hüküm de, kanunda yer alan diğer bazı hükümler gibi ikili yani alternatifli bir koruma sistemi öngörmektedir, amaç her zmaan olduğu gibi yine çekin dolaşımını sağlamak arzusudur, bu sebeple LRA kura...
(Şerh No: 16407 - Ekleyen: Stj.Av.Ekrem KORKMAZ - Tarih : 15-01-2016 01:02)

 Bilgi  [TK. 819] Cenevre Konvansiyonu ile Benzer Düzenleme
KONVANSİYON MADDE 2 / p.3 Taraf Devletlerin her biri; diğer taraf devletlerin topraklarında geçerli sayılmayacak, kendi yurttaşlardan biri tarafından sokulmuş olan bir çek aracılığıyla varolan maddenin önceki paragrafındaki uygulama yoluyla değilse kontratın geçerliğini tanımayı reddedebilir. KONVANSİYON MADDE 3 / p.1 Çekin kim tarafından tahsil edilebileceğini, çekin ödenebilir olduğu ülke hukuku belirler. Madde hükmü, TTK’nın bilhasa çek ile ilgili hükümlerinin tümündeki genel ...
(Şerh No: 16406 - Ekleyen: Stj.Av.Ekrem KORKMAZ - Tarih : 15-01-2016 00:52)

 Bilgi  [TK. 766] Cenevre Konvansyiyonu İle Benzer Düzenleme
CENEVRE KONVANSİYONU MADDE 2 / p.2 Önceki paragrafta belirlenen hukuka göre ehil sayılmayan biri, eğer kendisini ehil sayan bir ülkede imza vermişse, yine de (imzası ile) bağlı sayılır. Maddenin ikinci fıkrası, konvansiyon hükmü ile paralel olarak, çekin dolaşım yeteneğini ayakta tutabilmek adına getirilmiş bir çözümdür.
(Şerh No: 16405 - Ekleyen: Stj.Av.Ekrem KORKMAZ - Tarih : 15-01-2016 00:49)

 Bilgi  [TK. 766] Cenevre Konvansiyonu ile Paralel Hüküm
Bu madde TTK’da “Ehliyet” başlığı altında düzenlenmiştir. eTK’daki madde 678’de herhangi bir değişiklik yapılmamış ve adı geçen kanun maddesinin dili sadeleştirilerek günümüz Türkçesi’nde aktarılmıştır. eTK madde 678 de Cenevre Konvansiyonu'nun 2. maddesinin tercümesi niteliğindedir. Maddede hem gönderme yapılan ülkenin maddi hukuk hükümleri hem de kanunlar ihtilafı kurallarının uygulama alanı bulabileceğine işaret edilmektedir.
(Şerh No: 16404 - Ekleyen: Stj.Av.Ekrem KORKMAZ - Tarih : 15-01-2016 00:47)

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/3.maddesine göre, manevi tazminat davasının tamamının reddi durumunda maktu vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
(Şerh No: 16403 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 11-01-2016 21:17)

İlam incelendiğinde; kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır. Hüküm, Yasadan kaynaklanan ve tazminat verilmesine ilişkin kararın sonucu olup, taşınmazın aynının ihtilaflı olduğunu göstermez. Bu bakımdan takip konusu tazminat ilamının infazı için kesinleşmesi gerekli değildir.
(Şerh No: 16402 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-01-2016 09:53)

Belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle; sanığın ''katılanın istemesi üzerine eşini kefil gösterip onun yerine imza attığını ve suç kastıyla hareket etmediğini'' belirtmiş olması karşısında; gerçeğin ve suça konu sanık tarafından eşi ......... bilgisi ve rızası üzerine düzenlenip düzenlenmediğinin tespiti...
(Şerh No: 16401 - Ekleyen: Av.Öznur ÇINAR - Tarih : 06-01-2016 15:37)

Mahkemece, takip tarihinden geriye doğru on yıllık nafakanın istenebileceği gözetilerek, icra emri arkasındaki hesap tablosunda nafakanın talep edildiği döneme ait tarihler dikkate alınarak ve borçlunun zamanaşımı dışındaki diğer itiraz ve şikayet nedenleri de değerlendirilmek suretiyle inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 16400 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 03-01-2016 20:14)

Nafaka ilamı, bir borcun veya hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, "takip tarihinden geriye doğru on yıldan önce" işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir.
(Şerh No: 16399 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 03-01-2016 19:19)

 Bilgi  [İşK. 112] 08.02.2015 Yönetmelik (Uygulama Zamanı Hk)
Resmi Gazete Sayısı: 29261 Geçiş hükmü GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı kapsamında istihdam edilen ve iş sözleşmesi devam eden işçilerin kıdem tazminatlarının hesabında kamu kurum veya kuruluşlarında ilk işe başladıkları tarih esas alınır. (2) Bu Yönetmelik kapsamında tespit edilen hizmet süresine ilişkin kıdem tazminatı, 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iş sözleşmesi fesh...
(Şerh No: 16398 - Ekleyen: Av.Nihal YILMAZ - Tarih : 25-12-2015 11:16)

 Önerge  [HMK. 281] Bilirkişi Raporuna İtiraz ve Açıklama İsteme (1) Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. (2) Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da isteyebilir. (3) Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.
(Şerh No: 16397 - Ekleyen: Stj.Av.Ekrem KORKMAZ - Tarih : 21-12-2015 21:15)

Hüküm altına alınan eşyaların cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkartmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Hüküm, dava dilekçesi ve bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye gönderme yapılarak da kurulamaz.
(Şerh No: 16395 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 18-12-2015 10:14)

Yemin son çare olduğundan, "başka delille davasını ispat edemeyen taraf", yemin deliline dayanmayıp başka delili olduğunu ileri sürmüş olsa dahi yemin teklif edebilir.
(Şerh No: 16394 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-12-2015 20:44)

Süresinde davaya cevap vermemiş olan davalının dahi, kanunda belirtilen süre içinde olmak koşuluyla delil bildirme hakkı mevcuttur. Bu süre de, ÖN İNCELEMEDE VERİLEN 2 HAFTALIK KESİN SÜRE VE EĞER BU SÜRE VERİLMEMİŞSE en geç TAHKİKAT DURUŞMASINDAN ÖNCEDİR.
(Şerh No: 16393 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-12-2015 20:17)

Boşanma istemiyle açılmış dava ISLAHA GEREK OLMAKSIZIN ayrılığa hasredilebilir. Ve "davacının" ayrılığı talep etmesi halinde; ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebebinin ispatlanması yeterlidir. Ayrıca ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunup bulunmadığına bakılmaz.
(Şerh No: 16392 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 16-12-2015 19:49)

6100 sayılı HMK'nın 1. ve 114. maddeleri uyarınca görev hususunun kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması gerektiği kuşkusuzdur.
(Şerh No: 16391 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 16-12-2015 19:13)

TCK.nun 245/2-3 maddesinde tanımlı olan bu suçların mağduru sahte banka veya kredi kartı ile ilişkilendirilen hesapların bulunduğu bankadır. Suçun mağdurunun ilgili banka olması nedeniyle, adlarına kart üretilen gerçek kişi sayısınca değil, banka sayısınca suç oluşacaktır.
(Şerh No: 16390 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 15-12-2015 10:02)

Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 28.12.2004 gün ve 2004/173-228 sayılı kararında da açıklandığı üzere dolandırıcılık suçunun bankanın maddi varlığı olan çek kullanılmak suretiyle işlendiğinin iddia ve kabul olunması karsısında; eylemin TCK'nın 158/1-f maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm ...
(Şerh No: 16389 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 15-12-2015 09:50)

İcra takibi borçlularından her birinin kıymet taktiri yapılan malın maliki olması aranmaksızın kıymet taktirine itiraz hakkı vardır
(Şerh No: 16388 - Ekleyen: Stj.Av.Fatih KABADAYI - Tarih : 14-12-2015 14:38)

Davacıların miras bırakanlarının, tapulama tespitinde taşınmazları haricen davalılara SATTIKLARINI ve DAVALILAR ADINA TESBİTİNE MUVAFAKAT ETTİKLERİNİ beyan etmek suretiyle yaptıkları işlemin, 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği şekilde mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığı yönünden gerekli araştırma ve incelemenin yapılması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 16387 - Ekleyen: Av.Selim HARTAVİ - Tarih : 14-12-2015 12:16)

İŞÇİLİK ALACAKLARI DAVASI - DAVACININ KIDEM VE İHBAR TAZMİNATINA DAİR TALEPLERİNİN BELİRLENEBİLİR DURUMDA OLDUĞU ALACAKLARIN BELİRSİZ ALACAK OLMADIĞI - HUKUKİ YARAR YOKLUĞUNDAN DAVANIN USULDEN REDDİ
(Şerh No: 16385 - Ekleyen: Av.Ahmet GELEGEN - Tarih : 09-12-2015 20:39)

Bir mahkeme ilamı temyiz edildiğinde, Yargıtay tarafından kısmen bozulup da, zımnen onanan hükümler varsa; onanmış sayılan hükümde yer alan alacak kalemleri için tehir-i icra kararı kalkar. Teminat mektubu varsa, paraya çevrilir.
(Şerh No: 16386 - Ekleyen: Av.Suat ERGİN - Tarih : 09-12-2015 13:31)

Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. Yapılacak iş; davacıya iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine iş kazasının tespiti davası açması için öne...
(Şerh No: 16381 - Ekleyen: Av.Ahmet GELEGEN - Tarih : 03-12-2015 21:49)

Uygulama ve öğreti'de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, "idari eylem" olarak tanımlanmaktadır. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları,...
(Şerh No: 16383 - Ekleyen: Av.Ahmet GELEGEN - Tarih : 03-12-2015 21:37)

 Bilgi  [TüketiciK. 39] Konut Finansmanı Sözleşmeleri Yönetmeliği Resmi Gazete Tarihi: 28.05.2015 Resmi Gazete Sayısı: 29369
KONUT FİNANSMANI SÖZLEŞMELERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, konut finansmanı sözleşmelerine ilişkin uygulama usul ve esaslarını düzenlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, konut finansmanı sözleşmelerini kapsar. (2) Bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasında, konut yapı kooperatiflerinin gerçek kişi ortakları da tüketici olarak kabul edilir. (3) Bu Yönetmelik hükümleri katılım bankalar...
(Şerh No: 16384 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 03-12-2015 21:13)

Yaş tahsisi davalarında tam teşekküllü bir hastaneden sağlık kurul raporu aldırılması zorunludur.
(Şerh No: 16382 - Ekleyen: Av.Ahmet GELEGEN - Tarih : 30-11-2015 16:25)

Kambiyo senedi niteliğini taşımayan çek adi senet hükmünde olup zamanaşımı süresi on yıldır.
(Şerh No: 16380 - Ekleyen: Av.Ahmet GELEGEN - Tarih : 27-11-2015 13:00)

Kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir hadisenin varlığı ispat edilemediğinden, davacı eş için manevi tazminata hükmedilemez.
(Şerh No: 16374 - Ekleyen: Av.Ahmet GELEGEN - Tarih : 25-11-2015 11:42)

(1) Civil cases arising from issues concerning commercial enterprise of either party and unless regarded whether the parties have been businessmen or not; civil cases (As amended June 26,2012 - 6335/1 st Art.) and non-contentious proceeding matters arising from the issues that are specified; a) In this Code, b) In the Articles from 962 to 969 of the Turkish Civil Code regarding the persons performing a work of making loan in consideration of mortgage, c) In the Articles from 202 to 203 related to taking over assets and enterprise and merger or transformation of enterprises, in the Articles from 444 to 447 related to prohibition of competition, in the Articles from 487 to 501 related to publishing contract, in the Articles from 515 to 519 regulating letter of credit and order of credit, in the Articles from 532 to 545 relating to brokerage contract, in the Articles from 547 to 554 relating to commercial agents, commercial representatives and other businessman assistants, in the Articles from 555 to 560 regarding remitment, in the Articles from 561 to 580 regulating safekeeping contracts of the Turkish Code of Obligations dated November 01,2011 and numbered 6098, d) In statute regarding intellectual property law, e) In special provisions concerning share markets, exhibitions, street fairs, bazaars, warehouses or other commercial-specific places, f) In regulations related to banks, credit institutions, financial institutions and works of making loan, shall b...
(Şerh No: 16378 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 25-11-2015 00:28)

(1) Unless otherwise provided by the law, commercial court of first instance is competent to hear all of commercial cases and resolve non-contentious proceeding matters having commercial character regardless of value or total amount of the matter in dispute. (2) If there is commercial court of first instance in a place, the cases that lie within subject-matter jurisdiction of the court of first instance and businesses presumed commercial pursuant to Article 4 and other works to be held in commercial courts pursuant to special provisions are heard in commercial courts. If there is more than one commercial court of first instance that hears commercial cases in a place, one or a number of commercial courts of first instance may be commissioned by the High Council of Judges and Public Prosecutors in places where work condition necessitates to hear civil cases related to maritime commerce and maritime insurance arising exclusively from this Code or from other special laws. (3) (As amended June 26,2012 - 6335/2 nd Art.) Relationship between commercial court of first instance with civil court of first instance and other civil courts is a relationship of subject-matter jurisdiction and in this case provisions related to subject-matter jurisdiction shall be applied. (4) (As amended June 26,2012 - 6335/2 nd Art.) It does necessitate to be rendered decision of lack of jurisdiction if not has been depended upon a jurisdiction rule in a commercial case in a judicial locality with...
(Şerh No: 16379 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 25-11-2015 00:24)

(1) Issues specified in this Code and all transactions and acts related to a commercial enterprise are deemed commercial business.
(Şerh No: 16377 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 25-11-2015 00:15)

(1) If there is not a contrary provision in the law, unless determined that it has been accepted as a commercial custom, precedent, may not form a basis for judgement of the court. However, precedents shall also be taken into consideration in interpretation of declarations of will. (2) Commercial customs that are specific to a region or to a commercial branch, shall be given priority to general ones. If those concerned are not in the same region, unless specified otherwise in the law or contract, the custom that is in place of performance shall be applied. (3) Commercial customs shall only be applied about the persons who do not have capacity of businessman in case where those have been known or are required to be known by them.
(Şerh No: 16376 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 25-11-2015 00:13)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,07891512 saniyede 10 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.