Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

Yargıtay Kararı içerisinde adı geçen dava taraflarının isimleri rumuzlanmadan ilgili kararın yayımlanması kararda adları yazılı kişilerin kişilik haklarına saldırı oluşturur.
(Şerh No: 16584 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 02-03-2017 15:49)

Belirsiz alacak davası olarak açılan davaya kısmi dava olarak devam edilmesi mümkün değil ise de somut olayda; davacının kısmi dava açtığı ve dava konusu miktar taraflar arasında tartışmalı olduğundan davacının kısmi dava açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından, yerel mahkemece işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 16585 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 02-03-2017 15:43)

Katılma alacağında zamanaşımı süresi boşanmanın kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıldır.
(Şerh No: 16582 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 21-02-2017 21:39)

6098 sayılı TBK'nın 54. maddesi bedensel zarara uğrayan kişilerin tedavi giderlerini talep edebileceği belirtilmiştir. Genel olarak yaralanmalar sonucunda belgeli tedavi giderleri olabileceği gibi tedavi giderlerine münhasıran bazı yemek, yol vs. belgesiz giderlerin olacağı da kabul edilmektedir. Ancak burada önemli olan, bedensel zarara uğrayan kişinin, tedavi sırasında ve tedavi için yapmış olduğu masrafların bu kapsama dahil olduğuduR
(Şerh No: 16581 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 17-02-2017 11:52)

Dava konusu haciz, takip talebinde ve dayanak sözleşmede gösterilen adreste yapıldığı gibi haciz sırasında yapılan evrak araştırmasında borçluya ait sevk irsaliyeleri bulunmuştur. Öte yandan, ticaret sicil bilgilerine göre, davalı borçlu şirketin borcun doğum tarihinden sonra 25.7.2012 tarihinde adresini değiştirdiği ve değişiklikten önceki adresinin haciz adresi olduğu, aynı tarihte 3.kişi şirketin haciz adresinde aynı alanda faaliyete başladığı tespit edilmiştir. Tüm bu bilgiler ışığında, somu...
(Şerh No: 16580 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 12-02-2017 15:22)

Yerel mahkemece, davacının resmi nikah yapma vaadi ile kandırıldığı ve kişilik haklarına saldırıda bulunduğu iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Toplumumuzun geleneksel yapısı ve tarafların yaşadıkları sosyal çevre de gözetildiğinde; resmi nikah yapılacağı inancı ile davacının davalı ile iki yıl karı koca hayatı yaşaması, resmi nikah yapılacağı vaat edildiği için evlenecekleri inancına kapılan davacının, Iğdır ilinden İstanbul'a getirilmesine rağmen ik...
(Şerh No: 16579 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 31-01-2017 10:12)

TMK. hükümlerine göre soybağının reddi davası ancak babalık karinesi kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir duruma çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yan...
(Şerh No: 16578 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 27-01-2017 11:32)

Davacı, çalışma süresini, kendisine ödenen aylık ücret miktarını, alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını ve kendisine işverence yapılan ödemeleri belirleyebilecek durumdadır. Bu haliyle, objektif dava birleşmesi şeklinde açılan eldeki davada, talep edilen fark aylık ücret ve ikramiye işçilik alacakları belirsiz alacak değildir.
(Şerh No: 16577 - Ekleyen: Av.Ergün ASLAN - Tarih : 24-01-2017 22:07)

Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir.
(Şerh No: 16576 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 18-01-2017 15:37)

Medeni Kanunun 150/5 nci maddesi (TMK.184/5) uyarınca bu kabil sözleşmelerin (anlaşmaların) geçerliliği hakim onayına bağlıdır. Başka bir ifade ile hakimin ifadesinin varlığı sözleşmelerin geçerlilik şartıdır. Bu hükmün en önemli amacı boşanma davasının getirdiği maddi ve manevi baskılar nedeniyle bunalmış, bir anlamda sağlıklı düşünme yeteneğini kaybetmiş tarafı ve kuşkusuz çocukları diğer eşin baskısından bazen de aldatmacalarından korumak, kandırma ve ezilmeyi önlemek haksız çıkar sağlamayı e...
(Şerh No: 16575 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-01-2017 19:47)

Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması veya davacının çalışması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere (elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz.
(Şerh No: 16574 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 13-01-2017 12:01)

 Bilgi  [SMK 122] Madde Gerekçesi
Madde ile kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen projelerde ortaya çıkan buluşların teşvik edilmesi, bu şekilde ortaya çıkacak buluşlar için patent başvurusunun yapılmasının teşvik edilmesi, kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen araştırma ve geliştirme çalışmalarına yüksek seviyede katılımın özendirilmesi, kamu kurum ve kuruluşları ile ticari firmalar arasındaki işbirliğinin teşvik edilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca, kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen projelerde or...
(Şerh No: 16573 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:34)

 Bilgi  [SMK 121] Madde Gerekçesi
Madde ile, yükseköğretim kurumlarında yapılan bilimsel çalışmalar veya araştırmalar sonucunda gerçekleştirilen buluşlar için, diğer özel kanun hükümleri ve maddede yapılan düzenlemeler saklı tutularak, çalışanların buluşlarına ilişkin hükümlerin uygulanacağı ve yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilen buluşlarla ilgili olarak yükseköğretim kurumunun hak sahipliğine ve başvuru yükümlülüğüne ilişkin temel kurallar ile buluşun serbest buluş niteliği kazanmasına ilişkin şartlar düzenlenmiştir. Ün...
(Şerh No: 16572 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:33)

 Bilgi  [SMK 120] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrası ile, işverenin iflası durumunda, uygun hallerde çalışanın ön alım hakkını kullanabilmesine ilişkin hüküm düzenlenmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında ise işverenin iflası durumunda, çalışanın buluşundan kaynaklanan alacaklarının imtiyazlı olduğu ve birden çok alacaklı olması durumunda, elde bulunan miktarın alacak oranına göre dağıtılacağı düzenlenmiştir.
(Şerh No: 16571 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:32)

 Bilgi  [SMK 119] Madde Gerekçesi
Madde ile, çalışanın iş sözleşmesi ilişkisi içindeyken gerçekleştirmiş olduğu bir buluşu serbest buluş olarak düşünmesi halinde de işverene bildirimde bulunması gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu bildirimin amacı, buluş üzerindeki hakların baştan tespit edilmesini sağlayarak, sonradan bu konuda ortaya çıkabilecek karışıklıkları engellemektir. Bildirim yükümlülüğü ile, çalışan açısından, taraflar arasında sonradan çıkabilecek anlaşmazlıkların önlenmesi, işveren açısından ise haberdar edildiği buluş...
(Şerh No: 16570 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:31)

 Bilgi  [SMK 118] Madde Gerekçesi
Madde ile, hizmet buluşu için yapılan patent başvurularında çalışanın ve işverenin hak ve yükümlülükleri düzenlenmiştir. Madde ile ayrıca, iş sözleşmesinin sona ermesinin, çalışan ve işverenin çalışan buluşları ile ilgili olarak birbirlerine karşı olan hak ve yükümlülüklerini etkilemeyeceği de düzenlenmiştir.
(Şerh No: 16569 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:30)

 Bilgi  [SMK 117] Madde Gerekçesi
Maddede yapılan düzenlemenin amacı, çalışanın, sosyal bakımdan sözleşmenin zayıf tarafını oluşturması nedeniyle, onu acele, düşünmeden ve işini kaybetme endişesiyle kendisine sunulan sözleşme şartlarının hepsini kabul etme tehlikesinden korumaktır. Madde ile, tarafların sözleşme yapma serbestliğine ilişkin süre ve şartlar da düzenlenmiştir. Madde ile ayrıca, taraflara tanınan sözleşme serbestliği çerçevesinde yapılan sözleşmenin, önemli ölçüde hakkaniyete aykırı olması halinde geçersiz sayıl...
(Şerh No: 16568 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:29)

 Bilgi  [SMK 116] Madde Gerekçesi
Madde ile, hizmet buluşları ile ilgili yapılacak patent başvurularına ilişkin hükümler düzenlenmiştir. İşverenin buluş üzerindeki hakkının çalışanın gerçekleştirmiş olduğu buluşa dayanması nedeniyle, çalışanın hakkını gözetmek adına işverene hizmet buluşu için patent başvurusu yapma yükümlülüğü getirilmiş ve bu yükümlülüğün ortadan kalkacağı durumlar da maddede düzenlenmiştir. Buluşun patent koruması ile değerlendirilmesi amacıyla, işverenin koruma talep etmediği ülkelerde çalışanın patent b...
(Şerh No: 16567 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:29)

 Bilgi  [SMK 115] Madde Gerekçesi
Madde ile, işverene, kendisine yapılan bildirim üzerine, buluş üzerinde, tam veya kısmi hak talep etme fırsatı verildiğine ilişkin hüküm düzenlenmiştir. Ayrıca hangi şartlarda hizmet buluşunun serbest buluş niteliği kazanacağı açıklanmıştır. İşverenin tam hak talep etmesi halinde, hizmet buluşu üzerindeki hakların işverene geçmiş olacağı, işverenin kısmi hak talep etmesi halinde ise buluşun serbest buluş niteliği kazanacağı ancak işverenin buluşu kullanabileceği maddede düzenlenmiştir. Ayrıc...
(Şerh No: 16566 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:28)

 Bilgi  [SMK 114] Madde Gerekçesi
Maddede, çalışanın bir hizmet buluşu gerçekleştirdiğinde, işverenine buluşunu bildirme yükümlülüğü ve bu bildirimin şekli ve içeriği düzenlenmiştir. Madde ile ayrıca, çalışanın hizmet buluşlarıyla ilgili sır saklama yükümlülüğü de düzenlenmiştir.
(Şerh No: 16565 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:26)

 Bilgi  [SMK 113] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci ve ikinci fıkralarında hizmet buluşu ile serbest buluşun tanımı yapılmıştır. Maddenin üçüncü fıkrasında öğrenciler ve maddede belirtilen stajyerler hakkında çalışanlara ilişkin hükümlerin uygulanacağı öngörülmüştür. Maddenin dördüncü fıkrasında çalışan buluşları ile ilgili hükümlerin, aksi özel düzenlemelerde belirtilmedikçe, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların buluşları hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Maddenin beşinci fıkrasında kamu kurum ve kuru...
(Şerh No: 16564 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:25)

 Bilgi  [SMK 74] Madde Gerekçesi
Madde ile, çalışanın işveren ile arasındaki özel sözleşmeden kaynaklanmadığı halde bir tasarım yapması durumunda, işverenin tasarıma ilişkin hak sahipliği talep etmesi halinde, tasarımın önemi dikkate alınarak çalışanın bir bedel isteme hakkının olduğu düzenlenmiştir. Tarafların ödenecek bedel konusunda anlaşamamaları durumunda söz konusu bedelin mahkemece tespit edileceği belirtilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilen tasarımlardan elde edilen gelirin...
(Şerh No: 16563 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:24)

 Bilgi  [SMK 73] Madde Gerekçesi
Madde ile çalışanların bir işletmede yükümlü olduğu faaliyeti gereği gerçekleştirdiği ya da büyük ölçüde işletmenin deneyim ve çalışmalarına dayanarak iş ilişkisi sırasında yaptığı tasarımların hak sahibinin işverenler olduğu düzenlenmiştir. Burada tasarım hakkının işverene verilmesinin sebebi hukukumuzda tasarımların ekonomik saiklerle ele alınmasıdır. Buna göre işveren çalıştırdığı kişiye belli bir ücret ödeyerek, ona araç-gereç sağlayarak ve yatırım yaparak belli bir risk almakta iken çalışan...
(Şerh No: 16562 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:23)

 Bilgi  [SMK 69] Madde Gerekçesi
Madde ile, uluslararası anlaşmalar ve diğer ülkelerdeki uygulamalar gözetilerek tescilli ve tescilsiz tasarımlar için koruma süreleri belirlenmiştir. Sınai mülkiyet sisteminin temel ilkelerinden birisi de hak sahiplerinin ve toplumun çıkarlarını dengelemek, bir yandan hak sahiplerine tasarımları üzerinde geniş yetkiler sağlayarak onları teşvik etmek bir yandan da toplumun bu yeniliklerden faydalanmasını sağlamaktır. Bu dengeyi sağlamak için kullanılacak araçlardan en önemlisi, sağlanan hakların ...
(Şerh No: 16561 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:22)

 Bilgi  [SMK 46] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında, tescil edilen coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adlarının ancak sicilde belirtilen şartları karşılayan ürünler üzerinde ve bu ürünlerin üretimi ve pazarlanmasında faaliyet gösterenler tarafından kullanılacağı ve bu kişilerin, tescil ettirene, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adına yönelik üretim ve pazarlama faaliyeti gösterdiklerine dair bildirimde bulunacağı belirtilmiştir. İkinci fıkrada amblem uygulamasının kapsamı düzenlenmiştir. Bu kapsamda, coğrafi işa...
(Şerh No: 16560 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:21)

 Bilgi  [SMK 26] Madde Gerekçesi
(Kanunun 192.maddesi uyarınca maddenin yürürlüğe girme tarihi: 10.01.2024) Madde ile bir markanın iptal halleri 2015/2436 sayılı AB Direktifi ve 2015/2424 sayılı AB Marka Tüzüğü doğrultusunda söz konusu yetki Enstitüye verilerek yeniden düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrası ile hangi hallerde markanın iptal talebine konu olacağı, ikinci fıkrası ile markanın iptalini Enstitüden kimlerin talep edebileceği hüküm altına alınmıştır. Maddenin üçüncü fıkrası ile, iptal talebinin, talep ta...
(Şerh No: 16559 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:19)

 Bilgi  [SMK 23] Madde Gerekçesi
Madde ile, markanın koruma süresi ve markanın yenilenmesi hususları düzenlenmiştir. Bu kapsamda maddenin birinci fıkrası ile tescilli bir markanın koruma süresinin 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 40 ıncı maddesinde* ve 2015/2424 sayılı AB Marka Tüzüğünün 46 ıncı maddesinde ifade edildiği gibi başvuru tarihinden itibaren on yıl olduğu ve tescile bağlanmış bir markanın yenilenmesi AB Marka Tüzüğünün 47 inci maddesi ve 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 41 inci maddesi** esas alınara...
(Şerh No: 16558 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-01-2017 15:17)

556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 14. maddesi; Anayasa'nın İkinci Kısmı'nın 'Kişinin Hakları ve Ödevleri' başlıklı İkinci Bölümü'nde yer alan mülkiyet hakkının KHK ile düzenlenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle Anayasa'ya aykırı olduğundan İPTAL EDİLMİŞTİR.
(Şerh No: 16557 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-01-2017 09:34)

Mahkeme menfi tespit davasının reddi kararında davanın reddi kararının kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbirin devamına karar veremez. İİK'nun 72/4.maddesi hükmü nedeniyle HMK 397/ 2 hükmü burada uygulanmaz.
(Şerh No: 16556 - Ekleyen: Stj.Av.Fatih KABADAYI - Tarih : 05-01-2017 13:40)

İhtiyati tedbir kararının etkisi, aksi belirtilmediğinden, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder
(Şerh No: 16555 - Ekleyen: Stj.Av.Fatih KABADAYI - Tarih : 05-01-2017 13:35)

Avukatın vekaletnamesini sonra ibraz etmek üzere ihaleye katılması mümkündür
(Şerh No: 16554 - Ekleyen: Stj.Av.Fatih KABADAYI - Tarih : 05-01-2017 13:18)

Alacaklının takip talebine çek aslını eklemesi yeterli olup, icra dairesinin çeki teslim almaması ödeme emrinin iptalini gerektirmez.
(Şerh No: 16553 - Ekleyen: Stj.Av.Fatih KABADAYI - Tarih : 05-01-2017 13:08)

 Bilgi  [Av.K. 164] Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.
Bu hüküm, Avukatın şahsi borcu ile ilgili değildir. Dolayısı ile Avukatın şahsi borcundan dolayı, vekil olarak takip ettiği bütün dosyalardaki vekalet ücret alacaklarının haczi mümkündür.
(Şerh No: 16551 - Ekleyen: Av.Mehmet Ali ÇIĞA - Tarih : 29-12-2016 12:11)

İtiraz sonucu takibin durmasından sonra aynı gün içinde (02.09.2011) davacıya 39.911,56 TL tutarında ödemenin icra dosyası dışında "haricen" yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda, davaya konu icra takibine davalı/borçlu tarafından itiraz edilerek icra takibinin durması sağlanmış olduğundan ve mahkemece itirazın iptali yönünde bir karar verilmediği sürece icra müdürlüğünce bu dosya üzerinde alacaklı istemi yönünden bir işlem yapılamayacağından, icra takip tarihinden itibaren ...
(Şerh No: 16552 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 27-12-2016 16:08)

Dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı ...
(Şerh No: 16550 - Ekleyen: Av.Murat ÇETİN - Tarih : 16-12-2016 08:58)

Kiralayan mecuru geri alırken kiracının sorumlu olduğu eksiklikleri ve ayıpları (hor kullanma) hemen kontrol ederek kiracıya yazılı olarak bildirmek zorundadır, aksi takdirde kiracı her türlü sorumluluktan kurtulur.
(Şerh No: 16549 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 07-12-2016 17:25)

İşçinin fazla mesai yapmaya muvafakat etmiş olması ve mevzuata uygun olarak işçiden fazla mesai yapması için onay alınmasından sonra ve işçiden fazla mesaiye kalması istenildiği halde işçinin fazla mesai yapmak istememesi üzerine iş akdinin işveren tarafından feshedilmesi geçerli nedene dayanan bir fesihtir.
(Şerh No: 16548 - Ekleyen: Cem ATMACA - Tarih : 06-12-2016 11:32)

6183 Sayılı kanunun 13 maddesi ile getirilmek istenen düzemleme, kamu alacağını takip ve tahsilinden önceki aşamada güvenle altına almaya yönelik olup, takip ve tahsile ilişkin uygulamadan farklıdır. bu sebeple ihtiyati haciz kararı ile kanunun 35. maddesinde yer alan düzenleme kapsamına değerlendirme yapılarak limited şirket ortaklarının sahsi sorumluluklarına gidilemez. zira limited şirket ortaklarının kamu borcundan sorumlulukları sermaye hisseleri oranında olmakla birlikte, esas borçlu ile k...
(Şerh No: 16547 - Ekleyen: Muhsin KOÇAK - Tarih : 02-12-2016 19:00)

Bağımsız bölüm malikinin halefi olan davacı sigorta şirketi, davalı bağımsız bölüm malikinin dairesinden gelen su sızıntısı nedeniyle sigortalıya ödenen tazminatın rücuan tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptalinitalep etmekte olup, bu şekilde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılan uyuşmazlığın İstanbul ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
(Şerh No: 16546 - Ekleyen: Av.Murat ÇETİN - Tarih : 28-11-2016 10:13)

In the application of this Law; a) "Child" means a person who has not completed the age of eighteen, even though he or she become major in an earlier age; in this context, 1. "Child in need of protection" means a child whose physical, mental, moral, social and emotional development and personal security are in hazard and who has been neglected, exploited or been victim of a crime, 2. "Juvenile pushed to crime" means a child about whom has been made investigation or prosecution with the allegation that he or she performed an act which has been defined as an offence in the laws or a child about whom it has been decided to security measure because of an act performed by him or her, b) "Court" means juvenile courts and juvenile courts of heavy penalties, c) "Judge of juvenile" means a juvenile court judge who has rendered judicial decisions of measure to be applied about juveniles pushed to crime and the children who are in need of protection except those about whom prosecution have been initiated, d) "Institution" means the official or private institutions where the child who is within the scope of this law is cared and protected and the decisions of measure about him or her have been rendered are executed. E) "Social working official" means members of the profession who have been graduate of institutions which provide education in the fields of psychological counseling and guidance, psychology and social service.
(Şerh No: 16545 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 23-11-2016 16:45)

This Law, includes the provisions related to the measures to be taken about the children who are in need of protection, procedures and principles of the security measures to be applied about juveniles pushed to crime and establishment, duties and powers of juvenile courts.
(Şerh No: 16544 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 23-11-2016 15:53)

Purpose ARTICLE 1. The purpose of this Law is to regulate the procedures and principles concerning the protection of children who are in need of protection or who have been pushed to crime and securing their rights and well-being.
(Şerh No: 16543 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 23-11-2016 15:39)

Persons mentioned below shall be deemed settled in Turkey: 1. Those who have residence in Turkey (Residence shall mean, the places which are written in Article 19 and the following Articles of the Turkish Civil Code); 2. Those who have been dwelt continuously more than six months in Turkey within a calendar year (temporary leavings shall not interrupt period of dwelling in Turkey.)
(Şerh No: 16540 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 22-11-2016 16:31)

Real persons written in the following shall be subject to tax based on total amount of earnings and revenues gained in Turkey and abroad: 1. Those who have settled in Turkey; 2. (Paragraph which has been amended by Article 1 of the Law No.202) Turkish citizens who are dependent upon the governmental departments and institutions or organizations and enterprises which their headquarters have been in Turkey, and who are residing due to works of said departments, institutions, organizations and enterprises (Those from such persons who have been subject to income tax and the like in consequence of earnings and revenues that have been obtained by them in countries where they are located, shall not be subject to tax additionally on their earnings and revenues mentioned.)
(Şerh No: 16539 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 22-11-2016 16:29)

Real persons who have not settled in Turkey shall only be subject to tax on earnings and revenues which they acquired in Turkey.
(Şerh No: 16542 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 22-11-2016 16:25)

(As amended on January 7, 2003 - 4783/2 Art.) Earnings and revenues included in income are in the following; 1. Commercial earnings, 2. Agricultural earnings, 3. Wages, 4. Self-employment earnings, 5. Revenues of immovable properties, 6. Returns on stocks and bonds, 7. Other earnings and revenues. Unless any contrary provision provided by this Law, earnings and revenues listed above shall be considered with their real and pure amounts in determination of income.
(Şerh No: 16538 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 22-11-2016 16:16)

(As amended on January 7, 2003 - 4783/1 Art.) Incomes of real persons are subject to income tax. Income is pure amount of earnings and revenues acquired by a real person within a calendar year.
(Şerh No: 16537 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 22-11-2016 16:15)

Even though the following foreigners have stayed in the country more than six months, they shall not be considered as settled in Turkey: 1. Scholars and scientists, experts, officials, media and press correspondents and other people whose conditions are similar to them coming to Turkey for a specific and temporary duty or work or those come for the purpose of collection [of money] or treatment, resting or traveling; 2. Those who have been detained or who stayed in Turkey because of reasons beyond control such as detention, conviction or a disease.
(Şerh No: 16541 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 22-11-2016 16:13)

Yakıt gideri ortak giderlerdendir. Yöneticinin yöneticilik görevinin bir gereği olarak onunla sözleşme yapanlar, gerek yöneticiye gerekse kat maliklerine karşı dava açabilirler.
(Şerh No: 16536 - Ekleyen: Adnan Esad YESÜKAN - Tarih : 20-11-2016 21:12)

3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca verilen idari para cezalarında bu cezayla birlikte idari yargının görev alanına giren başka bir karar da tesis edildiyse (yıkma, mühürleme vs.) itirazlar için başvuru mercii Kahabatler Kanununa göre Sulh Ceza Mahkemeleri değil, İDARE Mahkemeleridir
(Şerh No: 16535 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 19-11-2016 14:07)

İmar Kanununu 42. maddede belirtilen para cezaları ancak Belediye Encümeni tarafından verilebilir. Belediye Başkanınca tesis edilen para cezası hukuka aykırıdır.
(Şerh No: 16534 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 19-11-2016 11:03)

Yapı kullanım izni (iskan) alınmış olması yapının ruhsata aykırılıktan doğan sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı gibi yıkıma da engel olmaz.
(Şerh No: 16533 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 19-11-2016 10:50)

Davaya konu icra takibine davalı/borçlu tarafından itiraz edilerek icra takibinin durması sağlanmış olduğundan ve mahkemece itirazın iptali yönünde bir karar verilmediği sürece icra müdürlüğünce bu dosya üzerinde alacaklı istemi yönünden bir işlem yapılamayacağından, icra takip tarihinden itibaren işleyecek faiz ve icra giderleri hakkında sonuç doğuracak şekilde itiraz konusunda yerel mahkemenin bir karar vermesi gereklidir. Bu nedenle de alacaklının, itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı...
(Şerh No: 16532 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-11-2016 19:04)

Suç tarihinin 21.05.2011, iddianame düzenleme tarihinin ise 08.06.2011 olduğu anlaşılmakla, dosyalardaki eylemin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK 43. madde kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şek...
(Şerh No: 16531 - Ekleyen: Av.Reha ÖZTÜRK - Tarih : 09-11-2016 08:25)

Avukatlık Yasası'nın 59. maddesinde belirtilen iddianame, şüpheli hakkında yargılama yapılmasını sağlayacak nitelikte bir belge olmadığından, 5271 sayılı Yasa'nın 174/1-a maddesi gereğince iadesine de karar verilemeyecektir. Akıl hastası şüpheli hakkında kamu davası açılamayacağı yönünde bir düzenleme bulunmadığı gibi, yapılacak yargılama sonucunda suçu işlediği saptanan akıl hastası sanık hakkında güvenlik tedbirine hükmedileceğinden; anılan kararın verilebilmesi için suçun akıl hastası sanı...
(Şerh No: 16529 - Ekleyen: Av.Aslı AYDIN - Tarih : 08-11-2016 12:37)

Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu'nun raporuna göre T.C.K.nın 32/1. maddesinin uygulanmasını gerektirir nitelikte akıl hastalığı bulunan sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeyerek C.M.K.nın 150/2. maddesine aykırı davranılması BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.
(Şerh No: 16528 - Ekleyen: Av.Aslı AYDIN - Tarih : 08-11-2016 12:27)

 Bilgi  [VUK. 355 Mükerrer] RGT: 09.08.2016 RG NO: 29796 KANUN NO: 6728 sayılı kanun/21.Madde
VUK 355 maddeye göre bildirimlere kesilecek olan cezalar bildirim 3 gün içerisinde verilirse 1/10 oranında uygulanır. Ba-BS formaları ve kesin mizan bildirimleri buna örnektir. (Karar Tarihi : 08.08.2016) MADDE 21 – 213 sayılı Kanunun mükerrer 355 inci maddesinin; a) Başlığı "Bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257, mükerrer 257 nci madde ve Gelir Vergisi Kanununun 98/A maddesi hükmüne uymayanlar için ceza:" şeklinde değiştirilmiştir. b) Birinci fıkrasında yer alan "mükerrer 257 n...
(Şerh No: 16527 - Ekleyen: Mesut GÜNDÜZ - Tarih : 03-11-2016 10:27)

Sanık hakkında aynı suçtan başka mahkemede de dava bulunması halinde iki dosya birleştirilmeli ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmalıdır
(Şerh No: 16526 - Ekleyen: Av.Hatun OLGUNER - Tarih : 01-11-2016 10:37)

"Davalının davaya süresinde cevap vermemiş olmasının delil bildirme ve savunmasını ispat etme hakkını ortadan kaldırmayacağı, davaya süresinde cevap verilmemesinin sonucunun, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamının inkar edilmesi olup süresinde davaya cevap vermeyen davalının, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 145/1. maddesindeki hal dışında, davacıya kusur isnat edemez ise de, davacının iddiasını dayandırdığı vakıaların gerçekte meydana gelmediğine yönelik olarak ...
(Şerh No: 16525 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 19-10-2016 18:27)

Süresinde cevap layihası verilmemesinin başlıca iki sonucu vardır. Bunlardan ilki, davanın esasına girilmesi durumudur. Örneğin, davalı artık ilk itirazda bulunamaz. İkincisi de onun ( davalının ) artık savunmayı genişletme yasağı içine girmiş olmasıdır. Eğer bu süre içersinde layiha verilmemiş olursa davalı, davayı inkar etmiş sayılır. Davanın inkarı, davalının, dava dilekçesinde dayandığı ( davanın temeli olan ) olguları inkar etmesi demektir. İşte bu nedenledir ki, davalı, inkarını haklı göst...
(Şerh No: 16524 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 19-10-2016 18:06)

İşçilik alacakları davasında; zamanaşımı def`i,unutma veya benzeri nedenlerle, davanın başında ileri sürülmemiş olabilir.Daha sonra bu durumun farkına varılırsa, ıslah yoluyla ileri sürülebilmesi ge-rekir. Aynı zamanda silahların eşitliği ilkesinin zorunlu bir sonucu olarak;davalının ıslah yolu ile savunmasını genişletebilmesinin mümkün olduğu so-nucuna varılmalı; dolayısıyla zamanaşımı definin sonradan ıslah yolu ile ilerisürülebileceği kabul edilmelidir.
(Şerh No: 16523 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 19-10-2016 18:04)

Taraflar arasındaki alacak davasında, davalı vekili, davanın reddini istemiş, ıslah yolu ile zamanaşımı def'ini ileri sürmüştür. Dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu, ıslah yolu ile zamanaşımı def'inin ileri sürülebileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi doğrudur.
(Şerh No: 16522 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 19-10-2016 18:01)

Cevap dilekçesi vermemek suretiyle davayı inkar eden davalının, davayı inkara yönelik savunması, borcun mevcut olmadığına ilişkin bir savunmayı da kapsayacağından; davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklamak ve o yöndeki delillerini ikame etmek hakkının ortadan kalkmadığının ve temyiz aşamasında sunulan borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceğinin (HUMK. Md. 202) kabulü zorunludur (Bu konudaki Yargıtay uygulamasına örnek olarak:...
(Şerh No: 16521 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 19-10-2016 17:52)

Süresinde cevap dilekçesi vermeyerek delillerini bildirmeyen davalı tarafın yasal süre geçtikten sonra delil bildirme talebinin reddinin gerektiğine ilişkin olarak verilen Yerel Mahkeme direnme kararı yerindedir.
(Şerh No: 16520 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 15-10-2016 23:59)

Somut olayda, davacı işçi boşta geçen süreye ait dört aylık ücret alacağı için işverenin ödeme yükümlülüğü doğmadan (borç muaccel olmadan) icra takibi başlatmıştır. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Erken başlatılan icra takibine yapılan itiraz haksız sayılamayacağından davacı yararına icra inkar tazminatına hükmolunması hatalıdır. Karar DÜZELTİLEREK ONANMIŞTIR.
(Şerh No: 16510 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 06-10-2016 14:09)

Güvence Hesabı Yönetmeliği'nin “Hesaba Başvurulabilecek Haller” başlıklı 9. maddesinin 1/a bendine göre, sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için Güvence Hesabına başvurulabilir.
(Şerh No: 16518 - Ekleyen: Av.Can DOĞANEL - Tarih : 01-10-2016 15:59)

Boşanma kararı şikayete konu taşınmazlar açısından 4721 Sayılı TMK.'nun 705 maddesi anlamında bir tescil hükmü içermemekedir.Boşanan kocaya taşınmazları devretme konusunda borç yüklemektedir. Haciz tarihinde tapuya şerh verilmemiş hiç bir hak tapu kaydına güvenerek işlem yaptıran alacaklıya karşı ileri sürülemez.Şikayetçi takip dosyasında taraf olmadığı, tapu kaydına göre de taşınmaz üzerinde hak sahibi olmadığı için mahkemece şikayetin husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken y...
(Şerh No: 16517 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 23-09-2016 09:50)

 Bilgi  [BK. 584] İcra kefaletinde eş rızası şartı
Türk Borçlar Kanunu’nun 584. maddesine göre evli kişilerin yaptıkları kefalet sözleşmesinin geçerliliği, eşin en geç sözleşmenin kurulma anında verdiği yazılı rızasına bağlanmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) aile hukukuna ilişkin getirdiği en önemli yeniliklerden biri, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nde karşılığı bulunmayan 193. maddede düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlemi yapabili...
(Şerh No: 16516 - Ekleyen: Sedat BAYSAL - Tarih : 23-09-2016 09:09)

Şeffaf koli bandı parçasının yapışkan iç yüzeyinde tespit edilen 1 adet parmak izinin sanığa ait olduğunun bilimsel yöntemlerle tespit edilmesi karşısında, sanık hakkında atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, BOZMAYI gerektirmiştir.
(Şerh No: 16515 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 21-09-2016 15:41)

A joint stock corporation is managed and represented by the Board of Directors.
(Şerh No: 16513 - Çeviren: Av.Ece NALBANTOĞLU - Tarih : 10-09-2016 02:23)

Besides special provisions, articles in section four of TCC related to Joint Stock Companies shall be applicable for Joint Stock Companies bound by Special Laws.
(Şerh No: 16512 - Çeviren: Av.Ece NALBANTOĞLU - Tarih : 10-09-2016 02:06)

Hakkında dava açılmasına sebebiyet veren lehine vekalet ücretine hükmedilemez.
(Şerh No: 16509 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 01-09-2016 21:44)

Beraat eden sanık hakkında uygulanmış olan adli kontrol tedbiri sebebiyle oluşan zarar ile ilgili maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.
(Şerh No: 16508 - Ekleyen: Av.Ahmed EKMEN - Tarih : 20-08-2016 16:21)

Aile birliğinin sağlanmasında ortak bir soyadı kullanılmasının etkisi bulunmamaktadır. Evli kadınların aile birliği adına kocalarının soyadını taşımak zorunda bırakılmalarının -önüne kendi kızlık soyadlarını ekleyebilseler de- nesnel ve makul bir nedeni bulunmamaktadır. Aile birliğini ortak bir aile ismi aracılığıyla yansıtma amacı, cinsiyete dayalı farklı muamele için yeterli bir gerekçe oluşturmamaktadır. 4721 sayılı Kanun'un 187. maddesi, Anayasa m.17 ve AİHS m.8, 14 ile çelişmektedir ve A...
(Şerh No: 16506 - Ekleyen: Stj.Av.Yakup Gökhan DOĞRAMACI - Tarih : 09-08-2016 16:52)

Avukat katibinin borçlulardan tahsil ettiği paraları avukata vermemesi güveni kötüye kullanma suçunu oluşturur.
(Şerh No: 16505 - Ekleyen: Av.Hatun OLGUNER - Tarih : 09-08-2016 08:01)

Ziynet alacağı davasında ispat yükü kadına aittir.
(Şerh No: 16504 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 29-07-2016 07:19)

Kiralananın erken tahliyesi halinde kural olarak kiracı, kira süresinin sonuna kadarki kira bedelinden sorumlu olup kiralayanın da tahliye edilen taşınmazın yeniden kiraya verilmesi hususunda gayret göstererek zararın artmasını önlemesi için kendine düşen yükümlülüğü yerine getirmesi gerekir. Bu halde davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira bedelinden ibarettir. Davalı kiracı, taşınmazın tahliye ed...
(Şerh No: 16502 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-07-2016 20:12)

İlam; basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat alacağına ilişkindir. Tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyen ilamlar, diğer edaya ilişkin ilamlar gibi kesinleşmeden icraya konulması mümkündür. Şikayetin reddine karar verilmelidir.
(Şerh No: 16500 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 01-07-2016 21:23)

Takibe dayanak ilamda, şahsın hukuku babında düzenlenen M.K'nun 24 vd. maddelerine göre kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Aile ve kişiler hukukuna (M.K. 8-494 md.) dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez (H.U.M.K. 443/4 md.). Bu durumda Mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
(Şerh No: 16501 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 01-07-2016 21:21)

Nihai kararla verilen davalıya babasından intikal eden gayrimenkullerdeki taksim edilmemiş miras payı üzerine konulan ihtiyati tedbirin, kararda aksi belirtilmediğinden, "nihai kararın kesinleşmesine kadar devam edeceğinin yasa gereği" (HMK. m. 397/2) olmasına göre, davalının bu yöne yöne yaptığı temyiz itirazı yersizdir.
(Şerh No: 16499 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 28-06-2016 17:24)

Dava devam ederken dava konusu alacağın ödenmesi, müdahaleye son verilmesi, taşınmaz mülkiyetinin davacıya geçirilmesi, paylı mülkiyet durumunun sona ermesi... vb gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. Davanın konusuz kalması halinde artık esas hakkında yargılama yapılmasına ve karar verilmesine gerek kalmaz. Bu durumda mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulması gerekir.
(Şerh No: 16498 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 28-06-2016 17:14)

Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davada, hizmet tespiti isteminin yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı...
(Şerh No: 16496 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 23-06-2016 22:08)

Fazla mesai yaptığını ispat etmekle yükümlü olan davacının tanık dışında başkaca delili yoktur. Dinlettiği tanıkların ise davalıya karşı aynı veya benzer istemlerle açtıkları davaları bulunmaktadır. Bu itibarla, sırf davacı ile menfaat birliği içinde olan davacı tanık beyanlarına göre haftalık 26,5 saat fazla mesai yapıldığını kabul etmek mümkün değildir.
(Şerh No: 16497 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 23-06-2016 22:05)

Davacı taraf dava dilekçesinde delillerini bildirirken ticari defterler demek suretiyle davalının ticari defterlerine de dayanmıştır. Bilirkişi, sadece ibraz edilen davacı defterleri üzerinden değerlendirme yapmış olup, mahkemece ispatlanamadığından bahisle dava reddedilmiş ise de, az önce de açıklandığı üzere, davalı tarafın da ticari defterlerine dayanıldığına göre, 6100 sayılı HMK'nın 220 ve 222. maddeleri değerlendirilmeksizin yazılı gerekçeyle red kararı verilmesi doğru görülmediğinden k...
(Şerh No: 16495 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-06-2016 15:25)

(1) There shall be adjudicated to security precautions about legal entities specific to them which have been provided unjust benefit in favour of them by means of commission of the offenses defined in this section
(Şerh No: 16494 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 19-06-2016 21:47)

(1) In case of conviction of a crime in favour of a legal entity through participation of the organs or representatives of it subject to special law and operating under the permission granted by a public institution and by means of misuse of authorization conferred by this permission, there shall be decided to cancellation of this permission. (2) The provisions relating to confiscation are applied also about legal entities in commission of offenses committed in favour of them. (3) In cases where application of the provisions of subsections above may create heavier consequences with regard to the act committed, the judge may not adjudicate to such precautions. (4) The provisions of this article are applied for the cases defined additionally by the law.
(Şerh No: 16493 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 19-06-2016 21:40)

(1) Any person who lends money to another one for the purpose of gaining profit, is sentenced to imprisonment from two to five years and imposed punitive fine up to five thousand days.
(Şerh No: 16492 - Çeviren: Av.Kadir ORUÇ - Tarih : 19-06-2016 16:56)

Suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmasına rağmen, Kavgayı hangi tarafın başlattığının belirlenememiş olması karşısında sanığın asgari oranda haksız tahrik indirimi uygulanmak suretiyle kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi yerine, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, BOZMAYI gerektirmiştir.
(Şerh No: 16491 - Ekleyen: Av.Bülent AKÇADAĞ - Tarih : 15-06-2016 11:24)

Mahkemece de davanın istirdat davası olarak nitelendirmesine, davanın tüketici hakem heyeti kararının iptali için 15 gün içinde mahkemeye başvurulmaması nedeni ile değil, "somut uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 4077 sayılı Kanun'un 22. maddesi uyarınca dava konusu olaya ilişkin olarak verilen ve kesinleşmiş bulunan hakem heyeti kararının taraflar yönünden bağlayıcı olması karşısında bu karar uyarınca yapılan ödemenin istirdadının istenemeyeceği" gerekçesiyle reddedilmiş bulunmasına göre, Ya...
(Şerh No: 16490 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 09-06-2016 20:20)

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347/1.maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminde en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşemeye son verebilir.
(Şerh No: 16460 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 20:00)

Mahkemece, TBK 347. maddesi uyarınca 10 yıllık uzama süresi dolmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Ankara 5. İcra Müdürlüğü'nün 2014/16113 esas sayıl icra dosyasında TBK 347.maddesi uyarınca tahliye istemli başlatılan icra takibinin iptaline, icra tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece "çatılı işyeri kiralarında İİK'nun 272.maddesi gereğince icra takibi başlatılıp, örnek 14 tahliye emri gönderilerek tahliye istenemeyeceği "gerekçesiyle davacının davasının kabulüne karar ve...
(Şerh No: 16489 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:59)

Somut olayda on yıllık uzama süresi 01.05.2010 tarihinde sona ermiş olup 01.07.2014 tarihinden sonra açılacak dava için 01.05.2014 döneminden 3 ay öncesine ait ihtarname gönderilmediği anlaşılmıştır. Öte yandan davacı yazılı kira sözleşmesine göre kiralayan olmayıp kiraya verenin vefatından sonra M ____ Z ____ ile birlikte elbirliği ile maliktir. Ancak maliklerin birlikte gönderdiği bir ihtarname de bulunmamaktadır. Mahkemece Türk Borçlar Kanunu 347. maddesi şartları oluşmadığından davanın reddi...
(Şerh No: 16488 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:54)

Davacının dayandığı 01.01.1987 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinden sonra akdedilen 01.01.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile taraflar arasındaki kiracılık ilişkisi yenilenmiştir.
(Şerh No: 16487 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:49)

01.01.1999 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözlşmesi uyarınca 02.07.2014 keşide, 07.07.2014 tebliğ tarihli ihtarname 01.01.2015-31.12.2015 dönemi için süresinde olduğundan ve 06.01.2015 tarihinde açılan dava da süresinde açıldığından kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle tahliye isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir.
(Şerh No: 16486 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:42)

Yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu ile dosya arasına giren fotoğraf ve uydu çekimlerine göre kiralananın hakim vasfının arsa olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre uyuşmazlığın yukarıdaki açıklamalar uyarınca Türk Borçlar Kanunu genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. 1.9.2002 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesi 01.09.2012 tarihinde süresiz hale gelmiştir. Kira sözleşmesi süresiz hale geldiğine göre tahliye için feshi ihbarda bulunulup bulunulmadığı araştırılarak sonucuna ...
(Şerh No: 16485 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:39)

Taraflar arasında imzalanan son sözleşmenin başlangıç tarihi 01.07.2008 olup sözleşme 2 yıl süreli olduğundan bu sözleşme itibariyle yasanın aradığı 10 yıl uzama süresi dolmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 16484 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:26)

TBK'nın yürürlüğe girdiği 1.7.2012 tarihinde henüz 10 yıllık kira süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece koşulları gerçekleşmeden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
(Şerh No: 16483 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:21)

Dava konusu taşınmaz tapu kaydında "tarla" niteliğindedir. Yine taraflar arasında 15.07.2013 tarihinde akdedilen kira sözleşmesinde de, kiralananın cinsi "tarla" olarak belirtilmiştir. Dosya kapsamından kiralananın TBK'nun adi kiraya ilişkin hükümlerine mi ya da konut ve çatılı iş yeri kirası hükümlerine mi tabi olduğu anlaşılamamaktadır. Bu nedenle mahkemece uzman bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif yapılarak taşınmazın mevcut vasfı itibariyle TBK'nun konut ve çatılı işyeri kiraları genel hü...
(Şerh No: 16482 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:16)

Öncelikle keşif yapılmak suretiyle taşınmazın hakim unsuru da gözetilerek mevcut vasfı tespit edilerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerine yada genel hükümlerine tabi olup olmadığı belirlendikten sonra sonucu dairesinde karar verilmesi gerekirken
(Şerh No: 16465 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:12)

Davanın açıldığı 06.08.2014 tarihi itibariyle Türk Borçlar Kanununun 347. maddesinin son cümlesinin henüz uygulanması olanağı bulunmadığından istemin reddine karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 16466 - Ekleyen: Av.İbrahim ŞİŞECİ - Tarih : 09-06-2016 19:12)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,06481194 saniyede 10 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.